Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/547 E. 2023/685 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/547 Esas – 2023/685
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/547 Esas
KARAR NO : 2023/685

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE :….
KATİP : …

DAVACILAR : 1- …
2- ….
VEKİLİ : Av. ….

DAVALI : …
….
TEMSİLCİLERİ : ….

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 24/07/2023
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
GR.KR.YZM.TARİHİ : 23/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; … Şirket isimli şirketin …. sicil numarası ile …. merkezli kurularak 11.10.1999 tarihinde tescil edildiğini, şirketin son adresinin …. olduğunu, müvekkillerinden …’in resen terkin edilen ve geçici ihyası talep edilen şirkette 22.01.2007 tarihli kararla şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür olduğunu, diğer davacı …’in ise 23.11.2005 sayılı karar ile şirket ortaklarından biri haline geldiğini, müvekkillerin kanun hükmünde sayılan bu davada davacı sıfatına haiz kimselerden olduğunu ve huzurdaki davayı açmada hukuki yararlarının bulunduğunu, söz konusu şirketin …. Gazetesi’nin 27 Ekim 2017 Sayı: 8681 ilanı ile 23.10.2014 tarihinde ticaret sicilinden re’sen silindiğinin tescil ve ilan olunduğunu, ismi geçen şirket adına kayıtlı …, …, …, … ve … plaka sayılı beş adet araç olduğunu, söz konusu şirket adına kayıtlı araçların satışının terkin sebebi ile gerçekleştirilemediğini beyan ederek; 23.10.2014 tarihinde ticaret sicilden re’sen terkin edilen …. sicil numarasında kayıtlı olan … Şirketi adına kayıtlı söz konusu …, …, …, … ve … plaka sayılı 5 adet aracın satışının gerçekleştirebilmesi ile sınırlı olarak ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı temsilcileri cevap dilekçesi ile özetle; davacı vekili tarafından … Şirketi’nin araç satış işlemleri sebebiyle 24/07/2023 tarihinde şirketin ihyası davası açıldığını, bu sebeple cevap dilekçesi yazma gereğinin hasıl olduğunu, müdürlüklerine …. sicil numarası ile kayıtlı bulunan … Şirketi’nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi kapsamında 23/10/2014 tarihinde re’sen terkin edildiğini, TTK Geçici 7. maddesinin 4.fıkrasının a bendinde tebliğ şeklinin belirtildiğini, … Şirketi’nin müdürlüklerine bildirilen son adresinin …. olduğunu, şirket adresine kapatılma nedenine ilişkin TTK’nin Geçici 7.Maddesinin 4.fıkrasının a bendi uyarınca 03.07.2014 tarihinde çıkarılan tebligatın “iade taşınmış” notuyla iade olduğunu, ihtarın ayrıca 07/07/2014 tarih 8606 sayılı … Gazetesinde ilan edildiğini, 2 ay içinde bildirimde bulunmadığı takdirde münfesih sayılacağı ilanen bildirilen şirketin süresi içinde başvuruda bulunulmadığı için 27/10/2014 tarih ve 8681 sayılı …’de yapılan ilan ile sicilden re’sen terkin edildiğini, ayrıca şirketin terkin tarihinde derdest davalarının, alacak ve borçlarının müdürlükleri tarafından bilinmesi mümkün olmadığından …’nin işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, dava konusu şirketin Geçici 7.maddedeki prosedüre uygun olarak hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, mahkememiz şirketin TTK’nin Geçici 7.maddesindeki düzenlemeye göre terkin edilmemesi gerektiğine kanaat getiriyorsa, şirketin ihyasına karar vermesi gerektiğini, bu durumda ek tasfiyeye karar verilmeyip şirketin ihyasının gerektiğini, resen terkinin hukuka uygun olduğuna kanaat getiriliyorsa, TTK’nin 547.maddesi uyarınca ek tasfiyeye karar verilmesi ve TTK’nin 547/2. maddesi gereğince tasfiye memuru atanması gerektiğini, …’nün tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduğunu, davada taraf gösterilmesinin gerekçesinin de bu olduğunu beyan ederek; davanın hak düşürücü sürenin geçirilmesi ve hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesine, ek tasfiyeye karar verilmesi halinde TTK’nin 547/2.maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasına, müdürlükleri açılan bu davada yasal hasım olduğundan tarafları aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava; ticaret sicilden resen silinen şirketin ihyası talebine ilişkindir.
Eldeki davada, …. sicil numarasına kayıtlı … Limited Şirketi’nin Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicil Kayıtlarını Silinmesine İlişkin Tebliğin 5/d ve 6102 sayılı yasanın geçici 7. maddesine dayanılarak 23.10.2014 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiği, söz konusu şirketin terkin edildiği tarih itibari ile üzerine kayıtlı …, …, …, …, … plaka sayılı araçların bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere …. Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Öte yandan 5174 Sayılı …. 10/3. maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı … 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali Tebliğ ile düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu maddede belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve …. karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle, ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek Tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. (….)
Davalı …. ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır.
Somut olayda, ihyası istenilen şirketin üzerine kayıtlı olan 5 adet aracın bulunması ve ayrıca ihyası istenen şirketin oda kaydından silinme hususu da tadadi olarak sayılan nedenlerden olmadığından 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanması da söz konusu olamayacağından davacı yanın işbu davada şirketin ihyasını talep etmekte hukuki menfaati bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı sicil tarafından TTK’nın geçici 7.maddesinde sayılmayan 5174 sayılı oda kaydının silinmesi sebebine dayalı olarak dava konusu şirketin ticaret sicilinden re’sen terkini anılan yasa maddesine açıkça aykırıdır. Öte yandan TTK’nın geçici 7/4-a maddesi ve gerek tebliğin 6. maddesinde … tarafından yapılacak tebliğin şirketin kayıtlı son adresine ve temsil ve ilzama yetkili kişilere yapılması gerektiği açıklanmış olmasına rağmen davalı … tarafından … Limited Şirketi’nin yetkili temsilcilerine ihtar yapılmaksızın kanunda öngörülen usule aykırı olarak ihyası istenen sicilden terkin edilmiştir. Bu durumda davanın açılmasına sebebiyet veren ve yargılama sonunda haksız olduğu anlaşılan davalı sicil aleyhine yargılama giderlerine ve yargılama sırasında vekil ile temsil olunan davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiş ve aynı zamanda …’nün TTK’nın Geçici 7. maddesi kapsamında kalmayan bir şirket hakkında anılı maddeyi işlettiği anlaşıldığından geçici 7/15. maddesinde yer alan 5 yıllık süre de uygulanamayacağı kabul edilerek davaya konu şirketin ihyasına ve tasfiye memuru olarak son temsilcisi …’in atanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM:
1-Talebin KABULÜ ile,
…. sicil numarasına kayıtlı … Şirketi’nin …, …, …, … ve … plakalı araçlar ile sınırlı olmak üzere ihyasına,
TTK. 547/2. maddesi gereğince ihya edilen şirkete …. T.C. kimlik numaralı …’in tasfiye memuru olarak atanmasına,
İhya kararının ticaret siciline tesciline ve ticaret sicil gazetesinde ilanına,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3–Davacılar duruşmada kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4- Davacılar tarafından yapılan toplam 369,50-TL (dava açılış masrafı, tebligat ve posta gideri olmak üzere) yargılama gideri ile peşin harç olarak yatırılan 269,85-TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde …. Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen oy birliği ile karar verildi. 23/11/2023

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza