Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/515 E. 2023/459 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/515 Esas – 2023/459
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/515 Esas
KARAR NO : 2023/459

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 11/07/2023
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
GR.KR.YZM.TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı … ile davalı … A.Ş arasında yapılan 27/09/2016 tarihli … sözleşmesi ile tarafların … nolu parsel üzerinde bulunan … nolu nolu bağımsız bölümün davacı …’a satışı konusunda anlaşmaya vardıklarını, bu sözleşmenin “Satış Bedeli Ve Ödeme Şartları” başlıklı bölümün 3/ b bendinde davacının satış bedeli olan 290.000,0-TL’ye karşılık … plaka nolu … model … aracın verileceğinı geri kalan 100.000,00-TL karşılığında da alıcı … tarafından satıcı şirkete inşaat malzemeleri verileceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafından belirlenen bu bedel sözleşme hükümleri gereğince yerine getirildiği, davacı tarafından Dava dışı … , … … İnş. A.Ş ve … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine … sayılı dosyasında dava açıldığı,, bahse konu dava dosyasında dava dilekçesiyle terditli olarak tapu iptali ve tescil ve bu taleplerimiz uygun düşmediği takdirde HMK’nin 107. maddesi uyarınca alacağın davacıya ödenmesine talep edildiği,, ihtiyati tedbir şerhi konulmasını talep edildiği, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini, İİK’nın 237. Maddesine göre ikinci alacaklılar toplantısında, iflas masasının tasfiyesine karar verileceğinden alacaklıların tamamının yapılacak toplantıya katılmalarının sağlanması alınacak kararların yerindeliği açısından önem büyük önem taşıdığını, iflas masası tarafından, alacağı tamamen reddilen alcaklılar toplantıya katılmayacağından olası hak kayıplarının önüne geçilebilmesi için İlk Darece Mahkemesince davacının ikinci alacaklılar toplantısına katılma talebine yönelik ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, sıra cetveline itiraz davası niteliğindedir.
Eldeki davada, davacı … ile davalı … … İnşaat A.Ş. arasında … parsel üzerinde bulunan … no’lu bağımsız bölümün satışı hususunda 27/09/2016 tarihli adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiği, söz konusu sözleşme nedeni ile … sayılı dosyasında Tapu İptali ve Tescil Davasının devam ettiği, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı, gayrimenkul (konut) satış vaadi sözleşmelerinin de kanun kapsamına alındığı, bu suretle eldeki davada davacıların tüketici sıfatına haiz olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Davacıların tüketici sıfatına haiz olması karşısında öncelikle mahkememizin yargılamada görevli olup olmadığının değerlendirilmesi, bu değerlendirmeyi yapar iken İİK. 235. ve 6502 sayılı yasanın 3., 73. ve 83. maddelerinin gözönünde bulundurulması zorunludur.
Kural olarak sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki İİK’nun 235. maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nun 235. Maddesinde yer alan “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren on beş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde dava açmaya mecburdur.” amir düzenleme karşısında 28.05.2014 tarihine kadar açılan tüm sıra cetveli itiraz davalarında tarafların sıfatına (işçi, tüketici vb.) bakılmaksızın görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemeleri olduğu açıktır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Anılı yasal düzenleme çerçevesinde İcra İflas Kanununa göre sonraki kanun ve özel kanun statüsüne haiz olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 83/2. maddesinin açık hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları (somut olayda olduğu gibi … 235. maddesinde yer alan) bu Kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra (28.05.2014 tarihinden sonra açılan davalarda) tüketici sıfatına haiz davacılar tarafından açılan ve kökeninde bir eda davası (alacak) olan işbu sıra cetveline itiraz davasında görevli mahkeme aynı yasanın 73. maddesi uyarınca Tüketici Mahkemeleri olacaktır. Nitekim, 6502 sayılı yasanın 83/2. maddesi tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklarda diğer kanunlarda yer alan görev ve yetkiye ilişkin düzenlemelerin gözönünde bulundurulmamasını, anılı tüm uyuşmazlıklarda 73/1. maddesi uyarınca tüketici mahkemelerinin görevli olacağını emredici şekilde düzenlemiştir. … sayılı kararı da bu yöndedir.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının, HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine, karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli … Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4- İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu tarafların yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/07/2023

Başkan …
¸e-imza
Üye ..
¸e-imza
Üye ..
¸e-imza
Katip …
¸e-imza