Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/49 E. 2023/430 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/49 Esas
KARAR NO : 2023/430

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
GR.KR.YZM.TARİHİ : 23/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi ve eski başkanı olan diğer davalı …’a özgülenen … Mahallesinde kain ve imarın … parselinde kayıtlı ana taşınmazın …. nolu bağımsız bölüme tekabül eden üyelik hakkını …. Noterliği’nin 06/02/2006 tarih ve … yevmiye nolu sözleşmesi ile devir aldığını, müvekkilinin bahse konu üyelik hakkını noterlikçe düzenlenen sözleşme ile devir almasına rağmen davalı kooperatifin üyelik devrini kabul etmemesi nedeniyle davalı kooperatif ile diğer davalı … aleyhine dava açıldığını, öncelikle somut davanın …. Esas sayılı davası ile birleştirilmesini, dava sonucunda hak kaybına uğranılmaması için gerçek kişi durumundaki davalı yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile diğer davalılar adına kayıtlı taşınmazların bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere devir ve temlik edilmesine engel olunması amacı ile ihtiyati tedbir veya haciz kararı verilmesini, davalı … tarafından müvekkiline devredilen üyelik hakkına tahsisli taşınmazın … nolu bağımsız bölümün satışına ilişkin davalı kooperatifin 16/08/2015 tarihinde yapılan 2015 yılı olağanüstü genel kurulunun 4.5. gündem maddesi ile alınan kararlar ile bu kararlara istinaden bağımsız bölümün davalı kooperatif tarafından diğer davalı …’ye devrine ilişkin 17/11/2015 tarihli hisse devir sözleşmesi ve 20/11/2015 tarihli yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunun tespitine veya iptaline, müvekkiline devir edilen üyelik hakkına tahsisli olmasına rağmen dava dışı kooperatif adına kayıtlı taşınmazın … nolu bağımsız bölümün davalı …’ye ferdileşme suretiyle 23/11/2015 tarih ve … yevmiye nolu işlemi ile devir edilmesi akabinde davalı … tarafından da dava dışı …’a 01/07/2020 tarih ve … yevmiye nolu satış suretiyle devir edilmesi nedeniyle … esas sayılı dosyası ile dava dışı kooperatif aleyhine açılan tapu iptal ve tescil isteminin kabul edilmemesi halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline devir edilen üyelik hakkına tahsisli … Mahallesinde kain ve imarın … parselinde kayıtlı ana taşınmazın … nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın yerine kaim olacak zararın belirlenerek şimdilik 370.000,00-TL tutarındaki zararın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı kooperatif dışındaki gerçek kişi durumundaki diğer davalılardan kusurları oranında müştereken ve müteselsilen tazminine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … … … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın ön koşulu yerine getirilmeksizin davacı tarafından doğrudan eda davası açtığını, davacı tarafın 06/02/2006 tarihli …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı sözleşmesine dayalı olarak, üyelik hakkı devri nedeniyle müvekkili adına kayıtlı olduğunu iddia ettiği …. mahallesinde kain ve imarın … parselinde kayıtlı ana taşımazın … numaralı bağımsız bölümünün kaydına tedbir koyulması ve tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep ettiğini, davacının açtığı … Esas sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, … Mahkemesi’nin 11/07/2017 tarihinde verdiği ret kararı davacının temyizi üzerine … Karar sayılı 21.01.2020 tarihli kararı ile bozulduğunu, bozma kararına karşı karar düzeltme başvurusunda bulunduklarını, … Esas sayılı dosyasının işbu davanın maddi ve hukuki dayanağı yönünden doğrudan etkileyicisi mahiyetinde olması nedeniyle, ön mesele oluşturduğunu, bu nedenle anılan dosyanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacının kooperatif hissesini devraldığını iddia ettiği tarihten bu yana kooperatife hiçbir aidat vs ödeme yapmadığı gibi, yapılan olağan ve olağanüstü genel kurul toplantılarının hiç birisine katılmadığını, katılma talebinde bulunmadığını ve bu konuda herhangi bir hak iddia etmediğini, davacının kooperatif hissesi devraldığına ilişkin kooperatif kayıtlarında herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, davacının kooperatif ortaklığını hiçbir zaman için kazanmadığını, davacının … Esas sayılı dava dosyasına sunduğu üye olarak kooperatife kaydedildiğine dair “kooperatif yönetim kurulunun 06.02.2005 tarih ve 2 sayılı kararı”, 31.01.2006, 28.02.2006, 15.03.2006 ve 30.04.2006 tarihli para makbuzları ve tahsilat belgelerinin sahte olarak düzenlendiğinin bilirkişi raporlarıyla sabit olduğunu, dava dışı ve kooperatif hissesini davacıya devrettiği iddia edilen …’ın esasen kooperatife aidat borçları dışında kesinleşmiş yargı kararı ile borçluluğunun saptandığını, ayrıca hakkında … Mahkemesi’nde bozma ve ayırma kararı sonrası … Esas sayılı dosyasıyla kooperatife karşı zimmet suçunu işlediğinden yargılamasının devam ettiğini, bu dava kapsamında da kooperatife verdiği zararlardan dolayı sorumluluğunun söz konusu olduğunu beyan ederek; ön mesele yönünden taleplerinin kabulüne, kooperatifi ilzam etmeyen ve gerçek dışı belgelere dayalı olarak ikame edilmiş olan hukuki dayanaktan yoksun olan davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; … ile kooperatif eski üyesi ve eski başkanı … arasında …. Noterliği huzurunda yapılan 06/02/2006 tarihli ve … yevmiye nolu devir sözleşmesi ile …’a özgülenen “… mahallesinde kain ve imarın … parselinde kayıtlı ana taşınmazın … nolu bağımsız bölümüne tekabül eden” üyelik hakkının devredildiğinin belirtildiğini, devir işleminin devir yapan tarafların yönetim kuruluna yazılı olarak başvuruda bulunması gerektiğini, ancak … ile … arasında …. Noterliği’nin 06/02/2006 tarih ve … yevmiye nolu devir sözleşmesi kooperatif yönetim kuruluna yazılı olarak bildirilmediği gibi yönetim kurulunun bu devir sözleşmesini öğrenebilecek bir durumu da o zaman için mevut olmadığını, bunun neticesinde yönetim kurulunca devir ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığını, dolayısı ile bahsedilen noter devir sözleşmesi ile yapılan devir işleminin kooperatif nezdinde gerçekleşmediğini, …’in kooperatife üye olarak kaydedilmediğini, yönetim kurulunca 30/11/2014 tarihi itibari ile 56.105,00-TL aidat ve 58.320,83-TL gecikme faizi borcu olmak üzere toplam borcu 114.425,83-TL olan …’a …. Noterliği’nden birincisi … yevmiye nolu ve 22/12/2014 tarihli, ikincisi ise … yevmiye nolu ve 26/01/2015 tarihli olmak üzere 2 adet ihtarname çekildiğini, …’ın 10/03/2015 tarihinde yönetim kurulu kararıyla ortaklıktan çıkarıldığını, gerekli sürelerin geçmesi ile de ortaklıktan çıkarmanın kesinleştiğini, … Mahkemesi’nde davacı … … tarafından menfi tespit amacıyla … Esas sayılı dosya ile açılan davada verilen kararda davalı …’ın davacı kooperatiften alacağının bulunmadığı aksine kooperatifi kötü yönettiği ve bu nedenle kooperatife karşı sorumlulukları bulunduğunu kabul ettiğini zararları ödeyeceğine dair beyanlarının bulunduğunun hazırlık soruşturmasındaki ifadelerinden ve genel kurul tutanaklarından anlaşıldığını, 95.708,27-TL’nindavalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiğini, …’ın kooperatifi gecikme faizi ile birlikte 114.425,83-TL ve …Mahkemesi’nce karar verilen 95.708,27-TL borçlarının bulunduğunu, 2015 yılı olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığı zaman …’ın kooperatife olan toplam borcunun 210.134,10-TL olduğunu, 2015 yılı piyasa bedelleri ile …’a özgülenen ana taşınmazın bedelinin ise yaklaşık 180.000,00-TL olduğunu, 2015 yılı … 4.gündem maddesi ile …’ın kooperatife olan borçlarına karşılık bağımsız bölümün satılarak kooperatife gelir kaydedilmesine karar verildiğini, 5.madde ile de taşınmazın … ve tarafına yetki verildiğini, bu taşınmaz hakkının 20/11/2015 tarihinde üyelik hakkının …’ye devredildiğini beyan ederek; hakkında açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; yapılan devir sözleşmesinin kooperatif ana sözleşmesine uygun bir şekilde bildirilmediğini, kendi kusurundan kaynaklanan sebepten dolayı tazminat talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kooperatifte denetim kurulu üyeliğini mevzuata uygun şekilde yerine getirdiğini ve tazminat taleplerinin yersiz olduğunu, davacının zararının kooperatif eski yöneticilerinden talep etmesinin hukuki yararının olmadığını ve reddi gerektiğini, müvekkili ile diğer eski üyelerden istenen tazminat açısından ortaya konulmuş bir zarar bulunmadığını, davacı tarafça açılan ve derdest olan diğer davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini beyan ederek; müvekkili yönünden hukuki sorumluluk davasının TTK 560 maddesi uyarınca zamanaşımı sebebiyle reddine, birleşen dava yönünden müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili yönünden açılan davanın haksız, yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından uyuşmazlık konusu vakıalara dayalı olarak farklı talep sonuçları içeren davalar açıldığını, ancak çözümü birbiri ile bağlantılı olan hukuki uyuşmazlıklar hakkında üç ayrı dava derdest iken, bu kez yine farklı talep sonuçlarını içeren işbu davayı ikame ettiğini, müvekkili aleyhine açılan hukuki sorumluluk davasının zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğini, ihtimale dayalı terditli bir taleple ve dava hakkı kötüye kullanılarak açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiği, müvekkiline karşı denetçi sıfatıyla hukuki sorumluluk davası açılması şartları oluşmadan açılan davanın reddinin gerektiğini, denetçi olarak görevlerini tam ve gereği gibi ifa eden ve genel kurul tarafından ibra edilen müvekkiline karşı hukuki sorumluluk davasının açılamayacağını, davacının iddia ettiği zarar gerçekleşmiş olsa dahi bu zararın meydana gelmesinde müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusurun söz konusu olmadığını beyan ederek; öncelikle müvekkilinin 2013 yılında denetçi olması sebebiyle açılan hukuki sorumluluk davasının TTK 560 maddesi uyarınca zamanaşımı sebebiyle reddine, asıl davada verilecek kararın olumsuz olması ihtimaline dayanan terditli bir taleple dava açılmış olmasının dava hakkının kötüye kullanılması ve denetçi sıfatıyla hukuki sorumluluk davası açılması şartları oluşmadan dava açılmış olması sebepleriyle işbu birleşen davanın usulden reddine, zamanaşımı defi ve davanın usulden reddini gerektiren hususlara ilişkin itirazları hakkında mahkememiz farklı bir kanaatte ise 2013 yılında sadece bir yıl denetçi olarak görev yapan müvekkilinin denetçilik görevini kanun, ana sözleşme, yönetmelik hükümleri, genel kurul kararları ve iyi niyet esasları çerçevesinde bihakkın ifa etmiş ve bunun neticesinde genel kurulda oy birliği ile ibra edilmiş olması, ayrıca davacının iddia ettiği zarara konu olabilecek karar ve eylemlerin gerçekleştiği dönemlerde müvekkilinin denetçi olarak görev yapmamış olması sebebiyle zararın meydana gelmesinde müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığından müvekkili aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; tarafına dava ile ilgili herhangi bir tebligatın ulaşmadığını, sistemde kendisine teslim edildiği görülen tebligatın kendisine ulaşmadığını, eski ve yeni ikamet ettiği mahalle muhtarlıklardan sorgulama yaptığını, böyle bir tebligata ulaşamadığını, almadığı tebligatlarla ilgili aleyhine gerçekleşecek olumsuz hiçbir durumu kabul etmediğini ve sorumlu tutulamayacağını, söz konusu davanın kooperatif ve davacı arasındaki husumetten kaynaklı olduğunu düşündüğünü, kendisinin konuyla alakasının olmadığını, 12/11/2015 tarihinde … Şubesi aracılığıyla ekspertiz raporu ile 215.000,00-TL değer biçilen ve aynı bankadan kredisi onaylanmış tapu kayıtları sabit konutu, taksitli konut kredisi ile kooperatiften aldığını, oturmak için aldığı daireye o dönem yaklaşık 60.000,00-TL’lik tadilat yaptırdığını, 5 yıl süresince ikamet ettiğini ve sonrasında kızının yanına taşındığı için evini yine konudan habersiz şekilde satığını beyan ederek; zaman aşımı, derdestlik ve husumet itirazında bulunduğunu, herhangi bir hak kaybı olmadan aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkiline karşı davacı tarafından kendisinin kooperatif üyesi olduğundan bahisle kooperatifin … nolu bağımsız bölüm nedeniyle bu daire karşılığı olmak üzere davacı tarafından tazminat talep edilmiş ise de davanın müvekkili davalılar yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkillerinin diğer davalı kooperatifin yönetim kurulu üyesi olduğunu, davacıya kooperatifler kanunu muhteviyatında yazılı şekilde tazminat ödemeyi gerektirir herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, ayrıca davanın haksız fiilden doğan alacak davası olarak nitelendirilmesi halinde ise davanın kooperatifin şahsına karşı tevcihinin zorunlu olup, davalılara karşı tazminat talebinde Kooperatifler Kanunu 59. Madde uyarınca bulunulmasının mümkün olmadığını, her davanın açıldığı tarihteki hukuki duruma göre değerlendirilmek zorunda olup, davacının dava tarihi itibari ile kooperatif üyesi olduğunun tespitine yönelik kesinleşmiş bir mahkeme ilamı bulunmadığını, davacının bu dava ile 17/11/2015 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi ve 20/11/2015 tarihli yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunun tespitini veya iptalini talep etmiş ise de; mezkur dava neticesinde yazılı 20/11/2015 tarihli yönetim kurulu kararının iptalinin istenmesinin Kooperatifler Kanunu’na göre mümkün olmadığını, kooperatif genel kurulunun kararının iptalinin veya geçersiz olduğunun tespitinin istenmesi için ise Kooperatifler Kanunun 53.maddesinde öngörülü 1 aylık sürenin dolduğunu, bu süre içerisinde genel kurul kararının geçersizliğinin tespiti veya iptali istenmediğinden davanın bu nedenle de reddinin gerektiğini, davacının üyeliğinin kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile sabit olması halinde davacı tarafından tapu iptal tescili olmadığı takdirde ise … ‘nin birçok kararında belirttiği üzere ancak kooperatife üye sıfatıyla ödediği aidatların dava tarihi itibariyle güncelleştirilmiş değerini talep edebileceğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği 370.000,00-TL’ye kadar aidat ödemesi toplamı bulunmadığı gibi kooperatif üyeliğini devraldığını söylediği …’ın dahi kooperatifi tüzel kişiliğine üyelik devri öncesinden kalma borcunun bulunduğunu, aynı zamanda ve diğer yandan da davacının kooperatif tüzel kişiliğine ödemiş olduğu bir üyelik aidat parasının bulunmadığını beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, müvekkilleri yönünden davanın öncelikle husumet yokluğu nedeni ile, daha sonra müvekkillerinin iş ve işlemlerinde kast veya ihmali bulunmaması ve muhteviyatta arz edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar …, …, … ve … usulüne uygun tebliğ edildiği, söz konusu tebliğe rağmen davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
KABUL VE GEREKÇE: Dava genel kurul kararının iptali, yönetici ve deneticilerin sorumluluğu hukuki sebebine dayanmaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davalı ……’nin 16/08/2015 tarihinde yapılan 2015 yılı …’nun (4) ve (5) maddelerinin iptali şartlarının oluşup oluşmadığı, … Esas sayılı dosyasında davalı kooperatif adına açılan tapu iptal, tescil davasının kabul edilmemesi durumunda davacıya tahsis edilen ancak verilmeyen (…) no’lu bağımsız bölüm nedeni ile zararının olup olmadığı, var ise miktarı ve bu zarardan yönetici ve denetçilerin sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
… Karar sayılı kararının yapılan incelemesinde; davacının ve birleşen dosya davacısının …, davalının …, birleşen dosya davalısının ise …, konusunun kooperatif üyeliğinin tespiti davası olduğu, ana davanın 31/05/2006 tarihinde açıldığı, 23/02/2021 tarihinde kooperatif üyeliğinin tespitine dair davanın kabulüne karar verildiği, söz konusu kabul kararının … ‘nin onamasından geçerek kesinleştiği görülmüştür.
Davalı kooperatifin 16/08/2015 tarihinde Olağanüstü Genel Kurulunun yapıldığı, söz konusu genel kurulun 4.maddesinde …’a ilişkin ortaklık payına tekabül eden konutun satışına, 5.maddesinde ise …’ın ortaklığına tekabül eden (…) no’lu bağımsız bölümün 180.000,00-TL’den aşağı olmamak üzere satışı hususunda yönetim kurulu üyelerine yetki verildiği, söz konusu genel kurul kararı doğrultusunda 20/11/2015 tarihinde yönetim kurulunun (3) no’lu bağımsız bölümü …’ye devrettiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda;
Davacının öncelikle genel kurul kararının iptaline yönelik talebinin değerlendirilmesi gerektiği, bu çerçevede yapılan inceleme 1163 sayılı Kanunun 53.maddesinde, kooperatif genel kurul kararlarına karşı kimlerin dava açabileceğinin açıkça belirtildiği, genel kurulun yapıldığı tarih itibari ile davacı yönünden devam eden bir davanın bulunduğu, bu nedenle herhangi bir üye sıfatının genel kurulun yapıldığı tarih itibari ile bulunmadığı, iptali talep edilen genel kurulun yapıldığı tarih itibari ile davacının herhangi bir üye sıfatının bulunmaması sebebi ile davacının 1163. sayılı Kanunun 53. maddesi çerçevesinde genel kurul kararına karşı iptal davası açabilecek kişilerden olmadığı, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından bu talebinin reddinin gerektiği, yine bir an için davacının aktif husumet ehliyetinin varlığı kabul edilse dahi, 16/08/2015 tarihinde yapılan genel kurulun ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı, zira söz konusu genel kurul yapılmadan önce …’ın üyelikten ihracının kesinleştiği, davalı kooperatifin bir … olduğu, … olması vesilesi ile inşaatın devamı için boş üyeliklere üye almasının gerektiği, eski üyelerden ve yeni alınan üyelerden tahsil edilecek bedeller ve aidatlar ile inşaatın eksikliklerin tamamlanması gerektiği, devam eden bir yargılamanın bulunmasının tek başına söz konusu üyeliğe ilişkin taşınmazın satımına engel olmadığı, aksi düşüncenin yapı kooperatiflerini işlemez konuma sokacağı anlaşıldığından, mahkememizde 16/08/2015 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan … no’lu kararların kanuna, esas sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı yönünde kanaat oluşmuş ve davacının bu talebinin reddi gerekmiştir.
Davacının 20/11/2015 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline yönelik talebi değerlendirildiğinde; söz konusu yönetim kurulunun 16/08/2015 tarihli … alınan 4. ve 5.’nci maddeler doğrultusunda alınması, söz konusu olağanüstü genel kurulda alınan kararların usul ve yasaya uygun olması nedeni ile bu talebinin de reddi gerektiği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur.
Davacının … Esas sayılı dosyasındaki talebi kabul edilmediği takdirde davalı yönetici ve deneticilerden yapmış olduğu tazminat talebi değerlendirildiğinde, öncelikle … Mahkemesi dosyasının sonucunun beklenilmesine mevcut talep yönünden gerek olmadığı, zira söz konusu mahkemede olumlu veya olumsuz verilecek kararın mahkememizin bu dosyasındaki yapılan talep yönünden hiçbir öneminin bulunmadığı, zira 6102 sayılı TTK’nun 555/1 maddesi gereğince, “Şirketin uğradığı zararın tazminini şirkette her pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında pay sahibi kooperatifin uğramış olduğu bir zarar var ise bunun ancak kooperatife ödenmesini isteyebileceği, mevcut olayımızda davacı vekili tarafından söz konusu zararın 22/06/2023 tarihli duruşmada kendisine ödenmesinin talep edildiği, bu nedenden dolayı davacının bu talebinin reddinin gerektiği anlaşılmıştır. Bir an için davacının söz konusu zararı kooperatife ödenmesi gerektiğini varsaysak dahi, yönetici olan bir kısım davalıların TTK’nun 553. maddesi gereğince sorumlu olabilmesi için kooperatifi kusurlu eylemleri ile zarara sokmasının gerektiği, mevcut olayda yönetim kurulu üyelerinin dosyaya yansıyan hiçbir kusurlu eyleminin bulunmadığı, kaldı ki … nolu bağımsız bölümün devrine ilişkin kararın da 16/08/2015 tarihli genel kurulda alındığı, bu nedenden dolayı davalı bir kısım yöneticilerin sorumluluğunun söz konusu olamayacağı anlaşılmış ve davacının yöneticilere yönelik davasının reddi gerekmiştir.
Yine bir kısım denetçi olan davalı şahıslar yönünden değerlendirme yapıldığında, TTK’nun 554. maddesinde denetçilerin sorumluluğunun düzenlendiği, söz konusu düzenlemeye göre denetçilerin sorumlu olabilmesi için kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareketlerinin bulunmasının gerektiği, söz konusu kanuni görevlerin tek tek söz konusu maddede sayıldığı, mevcut dosya kapsamında davacı tarafından TTK 554.madde de sayılan görevlerden hangisinin yada hangilerinin denetçiler tarafından ihlal edildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delilin sunulmadığı, TTK 554/son maddesi gereği, kusuru ispat yükünün iddia edende olduğu, mevcut davada davacı tarafından denetçilerin kusuru ispat edilemediğinden denetçilere karşı açılmış davanın reddinin gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 179,90-TL harcın peşin alınan 6.318,68-TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.138,78-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı …, …, …, … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 54.800,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile söz konusu davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/06/2023

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza