Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/326 E. 2023/493 K. 11.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/326 Esas
KARAR NO : 2023/493

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … (TC:…)

2- … (TC:…)

3- … (TC:…)
…,
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … (TC:…)

VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 11/09/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacılar vekilince mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile dava dışı üçüncü kişiler arasında 27/11/2012 tarihli protokol imzalandığını ve söz konusu protokole ek-2 olarak dava konusu bonoların imzalandığını ve davalıya teslim edildiğini, şarta bağlı olarak düzenlenen bonolar olduğunu, protokolün 5. Maddesinde “iş bu prokotol ekindeki, … Esas sayılı dosyasında şikayetçi asiller olan taraflara ait bonolar … Esas sayılı dosyasından tutuklu bulunan …’ın tahliyesi ile geçerli olacaktır” şekilde düzenlendiğini, bu şarta bağlı olarak düzenlenen kambiyo senedinin geçerli olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, TTK 776 . Maddesi gereği ve … kararları gereğince davalı taraf lehine keşide edilen dava konusu bonoların geçersiz olması gerektiğini beyanla, davanın kabulü ile davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitine ve takiplerin iptaline, davalı tarafın kötü niyeli olması nedeni ile %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilince mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkilinin lehtar olduğu bonolar nedeniyle menfi tespit davası açılmış olduğunu, davacının da belirttiği üzere protokollerin 5. Maddesinde “İşbu protokol ekindeki … Esas sayılı dosyasında şikayetçi asiller olan taraflara ait bonoları … Esas sayılı dosyasında tutuklu bulunan …’ın tahliyesi ile geçerli olacaktır” ifadesinin yer aldığını, fakat senetlerin şarta bağlı olmasının, bu senetlerin geçersizliğini gerektirmemekte olduğunu, müvekkilinin kesinleşmiş icra takiplerindeki anapara, faiz ve icra giderleri toplamı miktarları ödemek için bono verdiğini, protokolün belirli bir borcun ödenmesine ilişkin olduğunu, davacıların kötü niyet tazminatı talep ettiğini, takibin haksız olmasının tek başına yetmemekte olduğunu, ispat yükünün takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacılar üzerinde olduğunu bu talebinde redddinin gerektiğini, yapılan takiplere itiraz edilmediğini ve bonolara dayalı olarak icra takipleri haksız ve kötüniyetli olmadığı menfi tespit davası açmaya zorlayıcı olmadığını, davacıların borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararının bulunmadığını, tarafların tacir sıfatı bulunmadığını uyuşmazlığın ticari nitelikte uyuşmazlık olduğunu görevli mahkemenin … olduğunu, beyanla, davanın görev yönünden reddine, haksız ve kötüniyetli davanın reddine, davacıların kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Menfi Tespit davasıdır.
Mahkememizin … , 13/01/2020 tarihli kararı ile dava konusu senetlerin, yasal zorunlu unsurun eksikliği sebebi ile kambiyo senedi niteliğinde olmadığı, davalı tarafın senede dayalı olarak takip başlatma hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, …. 20/03/2023 tarihli kararı ile “…… işin esasına girilerek tarafların tacir sıfatının bulunup bulunmadığı yönünde delilleri toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece dava dilekçesinin davanın reddine dair verilen kararın HMK.353/1-a-3.maddesi gereğince kaldırılmasına,……” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilerek, dosya mahkememize gönderilmekle, mevcut esasa kayıt olmuştur.
Mahkememizce, … kararı gözetilerek tarafların tacir olup olmadığı hususunda … müzekkere yazılmış, gelen yazı cevaplarında tarafların tacir kaydına rastlanılmadığı bildirilmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunla değişik TTK’nun 4 ve 5.maddesinde ticari davalar açıkça belirtilmiştir. Buna göre;
“IV – Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri
1. Genel olarak
MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde,
d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/02/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.
2. Ticari davaların ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, … mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde …, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
(3) Asliye ticaret mahkemesi ile … mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
(4) Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; … mahkemesi, davaya devam eder” düzenlemesini içermektedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 6335 sayılı Kanunla değişik 4.md.de ticari davalar sayılmış olup, aynı kanunun 6335 sayılı kanunla değişik 5.md.de ise ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği, 5/3.md.de ise Asliye Ticaret Mahkemesi ile … Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda eldeki uyuşmazlığın ticari dava olup olmadığının 6102 sayılı TTK 4.md.ne göre belirlemek gerekir. Bu düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.mad.ye göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması gerekir. TTK 4/2.md.ne göre ise tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava sayılmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve deliller ile birlikte değerlendirilmesi neticesinde, taraflar arasında akdedilen protokole bağlı olarak düzenlenen takibe konulan ve konulmayan 2 adet bononun geçerli olup olmadığı ile bu bonolardan kaynaklı davacının borcunun bulunmadığı tespiti talebine yönelik eldeki davada; tarafların tacir sıfatını taşımadığı, davanın mutlak ticari dava olmadığı, ticari dava niteliğinin bulunmadığı, HMK 2. Maddesi gereğince dava esası yönünden görevli mahkemenin … Mahkemesi olduğu saptanmış olup; HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının, HMK’nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nun 114-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,

2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli …. Nöbetçi … Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde re’sen HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde …. Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/09/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır