Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/197 E. 2023/449 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2023/197 Esas
KARAR NO :2023/449

DAVA :Menfi tespit
DAVA TARİHİ :08/03/2020
KARAR TARİHİ :11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili tarafından düzenlenen her biri 7.500,00 TL. bedelli yedi adet senede dayanılarak davalının icra takibine giriştiğini, senetlerin müvekkilinin iradesi sakatlanarak zorla alındığını, bedelsiz olan senetlerin kötü niyetle takibe konu edildiğini ileri sürerek, takibe konu senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ve % 20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının, müvekkilinin üretmekte olduğu mutfak masası ve sandalyeleri internet üzerinden pazarladığını, davacı yan ile dava dışı eski eşinin müvekkiline ait iş yerinde kendi nam ve hesaplarına pazarlama yaptıklarını, taraflar arasında 17.08.2018 tarihinde gerçekleştirilen son hesap görülmesinde davacının borcunun 87.462,00-TL olarak belirlendiğini, davacı tarafın müvekkile bu borcu ödeyemeyeceğini beyan etmesi üzerine 31.08.2018 günü yeniden bir araya gelerek hesaptan geçen 4.500,00-TL ile elden nakit olarak verilen 2.000,00-TL dahil edildikten sonra 93.962,00-TL toplam borcu çıksa da toplam 90.000,00-TL olmak üzere 12 adet 7.500,00-TL’lik bonoların düzenlenerek yapılandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine senetlerin takibe konu edildiğini bildirerek davanın reddine ve % 20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
… 17.02.2023 gün ve … sayılı ilamı ile; senetlerin korkutma ve tehdit altında düzenlendiğine ilişkin iddia yönünden hak düşürücü sürenin geçtiğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı, dava konusu bonoların davacı tarafça tanzim edildiği ve verildiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlığın bulunmadığı, bu itibarla davacı yanca senetle ispat kuralı çerçevesinde teminat ve bedelsizlik iddiasının usulüne uygun delillerle ispat edilmesi gerektiği halde davacı yanca bedelsizlik iddialarının yazılı delilerle kanıtlanamamasına rağmen dava dilekçesi incelendiğinde davacının aynı zamanda yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davacıya karşı tarafa yönelik olarak yemin etme hakkı hatırlatılmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak mahkememizce verilen 11.11.2020 gün ve … sayılı karar kaldırılmıştır.
Dosya içeriği ile toplanan delillerden; … sayılı icra dosyasının incelenmesinde, alacaklının davalı, borçlunun davacı olduğu, 31.08.2018 keşide tarihli, her biri 7.500,00 TL tutarlı birbirini takip eden vadeleri ihtiva eden bonolardan kaynaklanan alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus örnek 10 ile icra takibi başlatıldığı, dayanak bonoların kambiyo senedine ilişkin tüm unsurları ihtiva ettiği, davacı tarafın, … yaptığı şikayet üzerine, … Esas sayılı dosyasında yağma, tehdit ve hakaret suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararında sanık davalı hakkında beraat kararı verildiği anlaşılmıştır.
Dava, korkutma ve tehdit nedeniyle düzenlenen bonoların aynı zamanda bedelsiz de olduğu iddiasıyla borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir.
1-Senetlerin korkutma ve tehdit altında imzalatıldığı iddiaları yönünden yapılan incelemede;
Bilindiği üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK’nin) 37. maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK’nin 38. maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.
İptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun ortadan kalktığı veya aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def’i veya dava yoluyla da kullanılabilir (TBK’nin 39. m.).
Kaldırma ilamında da belirtildiği şekilde davacı yanca icra takibine konu senetlerin tanzim tarihinin 2018 yılı olduğu, davacı tarafça, davalının tehdidi ve psikolojik baskısı ile imzalanıp verildikleri iddiasında bulunulduğu, davacının dava dilekçesinde belirtilen vakıalarla bağlı olduğu ve TBK’nin 31. maddesi gereğince korkutma sonucunda 1 yıllık hak düşürücü süre içinde sözleşme ile bağlı olmadığını davalı yana usulüne uygun olarak bildirmediği anlaşıldığından TBK’nin 39. maddesi gereğince bu iddia yönünden gerekli sürenin geçtiği ve bu iddiaya dayanamayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
2-Bedelsizlik iddiasına gelince;
Bedelsizlik iddiasında bulunan borçlu senedin bedelsiz kaldığını ispat etmek zorundadır. İspat yükü borçludadır. “Davaya konu bonoların bedelsiz kaldığının ispat yükü davacıya ait olup bu iddianın 6100 sayılı HMK’nin 201. maddesi uyarınca yazılı delillerle ispatı gerekmektedir.
Davacı tarafça bedelsizliğe ilişkin yazılı delil sunulamaması ve dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmış olması nedeni ile kaldırma ilamı doğrultusunda yemin edasında bulunan davalı asil tarafından dava konusu senetlerin bedelsiz olmadıkları yönünde yemin edildiği görüldüğünden davacı tarafça senetlerin bedelsiz kaldığı hususunun kanıtlanamadığı anlaşıldığından her iki iddia yönünden davanın reddine karar verilmiş olup, davacının kötüniyetli hareket ettiği hususu ispatlanamadığından kötüniyet tazminat talebinin reddi yoluna gidilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeli kararda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 269,85 TL maktu harcın, peşin alınan 947,62 TL harçtan mahsubu ile bakiye 677,77 TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nin 333. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza