Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/166 E. 2023/647 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/166 Esas – 2023/647
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/166 Esas
KARAR NO : 2023/647

BAŞKAN : ….
ÜYE :….
ÜYE :….
KATİP : ….

DAVACI : …
….
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 06/03/2023
KARAR TARİHİ : 09/11/2023
GR.KR.YZM.TARİHİ : 09/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili firmanın davalı şirketin hissedarı olduğunu, müvekkili firmanın da vekaleten katılım sağladığı ve tüm payların temsil edildiği 05.12.2022 günü saat 11:00’de Davalı şirket merkezinde gerçekleşen olağanüstü genel kurul toplantısında hukuka uyarlığı bulunmayan kararlar alındığından işbu dilekçe ile ilgili kararların iptalinin talep edilmesinin gerektiğini, 2019-2020-2021-2022 yılları için yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşülmesi ve bu konuda karar alınması ile İlgili açıklamalarının; dava konusu 05.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının dördüncü gündem maddesi altında 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında görev yapmış olan yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşüldüğünü, ancak gerek bu gündem maddesi altında gerçekleştirilen görüşmelerin, gerekse de yapılan görüşmeler neticesinde verilen kararlarda hukuka aykırılıkların söz konusu olduğunu, ilgili gündem maddesine muhalefet şerhinin sunulduğunu, dava konusu 05.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının davalı şirketin 10.11.2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında teşkil edilen yönetim kurulu tarafından tertiplendiğini, ilgilinin 10.11.2022 tarihli toplantıda yönetim kuruluna aday önerme imtiyazına sahip iki pay grubunun da aynı isimler üzerinde mutabık kaldığını ve toplamda beş (5) kişiyi yönetim kurulu üyeliğine aday olarak gösterdiğini, ancak önerilen adaylardan dava dışı … ve dava dışı …’un adaylıklarına karşı müvekkili tarafından itirazda bulunulduğunu ve haklı nedenle adaylığın reddi gerekirken aksi yönde uygulamaya gidilerek yönetim kurulunun hukuka aykırı şekilde teşkil edilmesi nedeniyle ilgili genel kurulda alınan kararın iptali için davanın ikame edildiğini, açılan bu davada …. Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, her ne kadar belirtilen istemlerle açılan bu dava, halen derdest olsa da dava dışı … ve dava dışı …’un adaylıklarının reddedilmesi gerektiğini, eş deyişle yönetim kurulu üyesi olamamaları gerektiği açıklıkla kabul edilmesi gerektiğini, bu doğrultuda toplamda beş kişiden oluşan davalı şirket yönetim kurulunun iki üyesinin adaylığının reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle üye seçilme kararlarının iptali hâlinde bu yönetim kurulunca yapılan toplantılar ve bu toplantılar neticesinde verilen kararların da geçersizliğinin doğacağını, zira dava dava dışı … ile …’un seçim kararlarının iptali halinde davalı şirket yönetim kurulu, toplantı ve karar nisaplarını sağlayamayacak duruma geleceğini beyanla; davalarının kabulüne, davalı şirketin 05.12.2022 günü saat 11.00’de gerçekleşen olağanüstü genel kurul toplantısında ileri sürülen; gündemin 4’üncü maddesi altında görüşülen ve alınan tüm kararlar, toplantıda alınan tüm kararların ayrı ayrı iptaline karar verilmesini talep edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin eski pay sahiplerinden olan …, sahip olduğu %51 hisseye dayanarak 2017 yılından bu yana şirketin sevk ve idaresi hususunda keyfi ve şirket zararına olacak şekilde davranışlarda bulunduğunu, müvekkili şirket aleyhinde hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan çeşitli davalar açtığını, şirketin ticari piyasadaki tanınırlığı ve güvenirliğinin zedelendiğini, müvekkili şirketin mağduriyetine yol açan tüm bu davranışlarının temelinde yerli pay sahiplerinden kurtulma amacı olan %51 pay sahibi …; müvekkili şirket bünyesinde ….. sayılı kararı ile yapılacak olan genel kurul toplantısında toplantı gündeminde yer almasına karşın yönetim kurulu üye seçimi yapılmaması, …’un yönetim kurulu üyeliğinden azledilmesi ve A grubu pay sahiplerinin esas sözleşmeden kaynaklanan aday önermeye ilişkin imtiyazlarını ihlal edilerek A grubu pay sahipleri tarafından önerilen adayların yönetim kuruluna seçilmemesi yönünde keyfi kararlar aldıklarını, müvekkili Şirketin mağduriyetine yol açacak şekilde organ yokluğu durumu yarattığını, sürecin devamında … tarafından “Tüm Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimi Gündemiyle Olağanüstü Genel Kurul Yapılması” talebiyle tekrardan dava açıldığını, ….’nin 28.03.2022 tarih ve …. karar numaralı ilamı ile olağanüstü genel kurul yapılasına karar vermiş olmasına rağmen yine …, A grubu pay sahipleri tarafından gösterilen asil ve yedek yönetim kurulu üyelerini reddederek tekrardan yönetim kurulu üyesi seçilmemesine ve şirkette organ yokluğu durumu yaratılmasına sebebiyet verdiğini, yerli pay sahiplerinden kurtulma amacıyla hareket eden …’nin bu gayesi, …’un basiretli ve kararlı duruşu karşısında nihayet son bulduğunu, bu sürecin sonunda 08.09.2022 tarihli pay devri sözleşmesi ile …, müvekkili şirket bünyesindeki paylarını …’a devrederek pay sahipliğini sona erdirdiğini, keyfi ve kötü niyetli davranışlar neticesinde yıllarca organsız bırakılan müvekkili şirketin mağduriyetlerin önüne geçilmesi ve zararların telafi edilmesi maksadıyla tekrardan genel kurulun toplantıya çağrılması istemiyle …. Mahkemesi nezdinde dava açıldığını, mahkemenin 29.09.2022 tarih ve ….. Esas sayılı kararı doğrultusunda kayyım marifetiyle 10.11.2022 tarihi saat 13.30’da genel kurul toplantısı yapıldığını, söz konusu genel kurul toplantısında … ve …’un yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, … ve …’un da aralarında bulunduğu yönetim kurulu tarafından huzurda tamamen iptali talep edilen 05.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının düzenlendiğini, söz konusu genel kurul toplantısı TTK. M.414’te hüküm altına alınan usuller çerçevesinde toplandığını, davacı tarafından ….. E. Sayılı dosyası ile … ve …’un yönetim kurulu üyeliğinin iptaline ilişkin dava açmış olsa da söz konusu davanın halihazırda derdest olup … ve …’un yönetim kurulu üyeliğini sonlandıran mahiyette bir karar bulunmaması nedeniyle müvekkili bünyesinde gerçekleştirilen 05.12.2022 tarihli genel kurul toplantısının tamamen iptali yönünde ileri sürelen iddiaların hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, davacı her ne kadar 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin olarak finansal rapor, bilanço ve sair belgelerin yokluğu halinde ibra kararı alınamayacağı yönünde iddialarda bulunsa da, öğretide bilanço ve finansal tablolar görüşülmeden ibra kararı verilip verilemeyeceği hususunda karşıt görüşlerin olduğunu, bir görüşe göre, finansal tabloların görüşülmesi ile açık ibra kararı arasında kanunda doğrudan bir bağlantı öngörülmediği, ibra kararının bağımsız bir karar olduğu, bilanço onaylanmasına rağmen ibra kararı verilmeyebileceği ya da ibra kararı alınmasına rağmen bilançonun onaylanmayabileceği, genel kurul gündeminde madde bulunmak şartıyla her zaman açık ibra kararı verilebileceği, dolayısıyla bilanço ve finansal tablolar görüşülmeden de ibra kararı verilebileceğinin ifade edildiğini, bununla birlikte bilanço, finansal tablolar ve ibranın birbiriyle bağlantılı olduğu hususu bir an için kabul edilse dahi genel kurulda azlığın finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmesi yönünde herhangi bir talebi olmadığı durumlarda ibra kararı alınabileceğini, o halde öğretideki hakim görüş doğrultusunda finansal raporlar ve ibra kararı arasında bağlantı olmadığını, ibranın bağımsız bir karar olduğunu ve davacı tarafından genel kurulda herhangi bir erteleme talebi olmadığı göz önünde bulundurulduğunda 15.02.2022 tarihli genel kurulda alınan ibra kararlarının iptali talebinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından …’un 17.09.2021 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliğinden azledilmesi neticesinde 2021 ve 2022 mali yıllarına ilişkin olarak hakkında ibra görüşmesi yapılamayacağı yönünde ileri sürülen iddiaların da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, anonim şirketlerde ibrası mümkün olan gruplardan birinin de kurucular olduğu düşünüldüğünde müvekkili kurucularından olan …’un söz konusu yıllara ilişkin ibrası yönünde görüşmeler yapılmasında hukuki bir engelin olmayacağını beyan ederek; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava genel kurul kararının iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davalı şirketin 05/12/2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda alınan kararların iptali şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu olağanüstü genel kurulun 05/12/2022 tarihinde yapıldığı, mevcut davanın 06/03/2023 tarihinde açıldığı, 3 aylık sürenin son gününün pazar gününe gelmesi nedeni ile sürenin pazartesiye uzadığı, mevcut davanın bu çerçevede süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; Davacının dava dilekçesinde iptali için gerekçe gösterdiği hususların tek tek değerlendirilmesi gerekmekle;
Davacının, 05/12/2022 tarihinde yapılan olağan üstü genel kurulda 2019 yılına ilişkin alınan ibra kararının söz konusu yıla ilişkin 17/09/2021 tarihli genel kurulda ibra gerçekleştirildiğinden dolayı tekrar genel kurul gündemine alınamayacağı iddia edilerek iptali istemi değerlendirildiğinde; davalı şirketin 17/09/2021 tarihinde yapılan olağan genel kurulunun 5. Maddesinde; 2019 yılı faaliyetlerinden dolayı yönetim kurulu üyesi …’un ibra edilmemesine, diğer yönetim kurulu üyeleri olan…, …, … ve …’in ibrasına karar verildiği, söz konusu şahıslardan …, …, …, …’nın 05/10/2022 tarihinde yapılan genel kurulda 2019 yılı için tekrar ibra edildiği görülmüştür. Davacı tarafından her ne kadar 2 kez ibra edilemeyeceği iddia edilmiş ise de 17/09/2021 tarihinde yapılan genel kurulda …’un 2019 yılı için ibra edilmemesine karar verildiği, söz konusu ibra edilmeme kararından sonra aynı şahsın 05/10/2022 tarihinde yapılan genel kurulda ibra edilmesinde her hangi bir hukuki sakınca bulunmamaktadır. Bu konudaki … içtihatları genel kurulca ibra yapıldıktan sonra ibranın geri alınamayacağı yönündedir, mevcut olayımızda … yönünden 17/09/2021 tarihinde yapılan genel kurulda ibra edilmeme kararı, 05/10/2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda ibra edilmeye dönmüştür. Genel kurulun, ibra etmediği yönetim kurulu üyesini daha sonradan ibra etme yetkisi bulunmaktadır, bu nedenden ötürü davacının …’un 2019 yılına ilişkin ibrasının 17/09/2021 tarihli genel kurulda görüşüldüğünden bahisle 05/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurulda tekrar gündeme getirilemeyeceği yönündeki iddiası mahkememizce yerinde görülmemiştir. Davacının diğer yönetim kurulu üyeleri olan…, … ve … için iddiası değerlendirildiğinde; söz konusu 3 yönetim kurulu üyesi 17/09/2021 tarihli genel kurulda 2019 yılı için ibra edilmiştir, aynı yönetim kurulu üyeleri 05/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurulda da ibra edilmiştir, ibra edilen yönetim kurulu üyelerinin sonraki bir genel kurulda tekrar ibrasında yeni bir dava açılma süreci başlayacağından ibra edilen yönetim kurulu üyeleri açısından bir sakınca vardır ancak yönetim kurulu üyesi olmayan hissedarlar açısından, mevcut olayımızda davacı açısından bir sakınca yoktur, davacının daha önceden ibra edilen yönetim kurulu üyelerinin tekrar ibra edilmesine ilişkin açmış olduğu davada davacının her hangi bir hukuki yararı yoktur, bu nedenden ötürü davacının…, … ve … yönünden 2019 yılının için yapmış olduğu iptal talebi de mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davacının …’un 17/09/2021 tarihli genel kurulun 8. Maddesi ile görevden alındığından 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin ibrasının söz konusu olamayacağı ve bu nedenden ötürü olağanüstü genel kurulun 4. Maddesinde …’un 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin ibrasının iptali talebi değerlendirildiğinde; Davalı şirketin 17/09/2021 tarihinde yapılan olağan genel kurulun 8. Maddesinde …’un yönetim kurulu görevinden azil edildiği, söz konusu azilden sonra …’un davaya konu olağan üstü genel kurula kadar her hangi bir yönetim kurulu üyeliği bulunmadığından 05/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurulun 4. Maddesinde … yönünden 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin alınan kararın 2022 yılı yönünden tümden, 2021 yılı için ise 17/09/2021 tarihinden sonrası için iptali gerektiği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur.
Davacının 05/10/2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin finansal tablo, bağımsız denetim raporu, bilanço ve sair bilgi ve belgeler olmaksızın ibra kararı verildiğinden bahis ile 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin ibra kararının iptali talebi değerlendirildiğinde; İbra kural olarak sadece genel kurulun bilgisine ulaşan işlemleri içerir, genel kurul daha doğru bir ifade ile ortaklar, yönetim kurulunun faaliyetleri hakkında bilançoyu başarı (kar zarar) hesabını, yıllık raporu ve denetçiler raporunu incelemek suretiyle bilgi edinebilirler, gerektiğinde yönetim kurulundan sözlü açıklaması da istenebilir, işte gerek sayılan belgelerden, gerekse genel kuruldaki sözlü açıklamalardan orta yeteneklere sahip bir ortağın anlayabileceği hususlar ibranın kapsamına dahil sayılır, diğer bir değişle sözü geçen belgelere yansımamış yada orta yetenekli bir ortağın anlaması tabi olmayan konularda ibra verilmemiş sayılır (….). Söz konusu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi ibra kararı niteliği gereği bir ön hesap vermeyi gerektirmektedir, bu çerçevede 05/12/2022 tarihli olağanüstü genel kurulun 4. Maddesinde alınan ibra kararı değerlendirildiğinde, söz konusu olağanüstü genel kurulda ibra için finansal tabloların, bilançoların okunmadığı gibi yönetim kurulu tarafından da faaliyet dönemine ilişkin her hangi bir açıklamada bulunulmamıştır, söz konusu olağanüstü genel kurulda ibra için gerekli ön hesap gerçekleşmemiştir, bu nedenden ötürü davacının talebi ile bağlı kalınarak 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin ibra kararının iptali talebi mahkememizce yerinde görülmüştür.
Davacının toplantının esas sözleşme ve kanuna aykırı şekilde seçilen yönetim kurulu tarafından tertiplenmesi nedeniyle 05/12/2022 tarihli olağanüstü genel kurulu toplantısında alınan kararların tümden iptali talebi değerlendirildiğinde; Davaya konu 05/12/2022 tarihli olağanüstü genel kurulun, 10/11/2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulca seçilen yönetim kurulu tarafından çağrısının yapıldığı, söz konusu 10/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurula ilişkin …. esas sayılı dosyasında dava açıldığı, söz konusu davanın halen derdest bulunduğu, görülmekte olan davada 10/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulmasının talep edilmediği gibi mahkemece verilmiş bir tedbir kararı da bulunmadığı, bu nedenden ötürü 10/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurulda seçilen yönetim kurulunun görevinin devam ettiği, söz konusu görev kapsamında yönetim kurulunca 05/12/2022 tarihinde olağanüstü genel kurul çağrısının yapılmasında her hangi bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmış ve davacının bu hususa yönelik iddiasının reddi gerektiği yönünde mahkememizce kanaat oluşmuştur.
Yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı davacının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, yargılama giderlerinden tarafların %50 oranında sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
…’nin 05/12/2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısının 4. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin ibrasının İPTALİNE,
Fazla ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 269,80-TL maktu harçtan, peşin alınan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,90-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 333,75-TL (dava açılış masrafı ve posta gideri olmak üzere) davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 166,87-TL yargılama gideri ile davacı tarafından yatırılan 179,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde …. Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/11/2023

Başkan …..
¸e-imza
Üye ….
¸e-imza
Üye ….
¸e-imza
Katip ….
¸e-imza