Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/151 E. 2023/357 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/151 Esas
KARAR NO : 2023/357

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- ….

2- ….

TEMSİLCİ : … (T.C:…)

DAVALI : ….

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 09/03/2022
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
KR.YZL.TARİHİ : 22/06/2023

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı, talep dilekçesinde özetle; … Mad. San. Ltd. Şti., …Mad. …San. ve Tic. Ltd. Şti.adlı hissedarı olduğu iki şirketin olduğunu, bu şirketler faaliyet göstermediğini ancak açık görüldüğünden dolayı kapanmasını talep ettiğini, bunun için …’nın kendisinden bu şirketlere ait tavsiye defteri istediğini, böyle bir defterin olmadığını ve ortakların da ortada olmadığını, bu nedenle bu şirketleri kapatabilmesi için notere gittiğinde noter mahkememizden zayi kararı almasını istediğini, bu nedenle davayı açtığını ve 2 şirkete ait zayi kaydının verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 10/03/2022 tarih, … Esas, … karar sayılı kararı ile; “….Davanın REDDİNE…” karar verilmiş, davacının istinaf kanun yoluna müracaat etmesi üzerine … Dairesi’nin 22/09/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı ile; “…Nitekim 07/06/1976 tarihli ve … Esas … Karar sayılı … Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye vurgu yapılmıştır.
Öte yandan mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür. Hem esastan hem de zaman aşımından ret kararı verilmesi HMK’nun 297. maddesi ile … 143. maddesine aykırıdır (…Kurulunun 31/01/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı).
Mahkemece gerekçeli kararda hem talep edenin dava dışı şirketler adına eldeki davayı açamayacağından aktif dava ehliyeti bulunmadığına ilişkin hem de davacının özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden zayi belgesi talep edemeyeceğine ilişkin gerekçe oluşturularak davanın reddine hükmedilmiş olup, böylelikle hem usul hem de esas yönünden gerekçe yazılmıştır. Hal böyle ki usule ilişkin red gerekçesi mevcut ise esasa ilişkin değerlendirme yapılamaz.
Hal böyle olunca mahkemece, davanın reddine ilişkin birbiriyle çelişen iki gerekçe yazılması HMK’nın 297. ve …’nın 141/3.maddesine aykırılık teşkil ettiğinden kamu düzenine aykırılık oluşturan bu husus re’sen gözetilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık nedeniyle kaldırılmasına, karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
TTK 82/7. maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zayi öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” maddesi yer almaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; davacının dava dilekçesinde iki ayrı şirkete ait defterlerin zayi olduğundan bahisle zayi belgesi verilmesi istemiyle eldeki davayı açtığı, davacının adı geçen şirketler adına değil de kendi adına davayı ikame ettiği, şirkete ait defterler için davacının kendi adına dava açmasının mümkün olmadığı ve bu kapsamada aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, öte yandan; bir an için davacının bahsi geçen şirketlerin yetkili temsilcisi olduğu ve şirket adına dava açtığı kabul edilse dahi talebin reddinin gerektiği, zira tacirin saklamak ile yükümlü olduğu defter ve kayıtları özenle muhafaza etme yükümlülüğü bulunduğu, basiretli bir tacir olarak ticari defter ve belgelerini şirkete ait işyerinde bulundurması ve korunması için gerekli tedbirleri alması gerektiği, kendi kusuru ile defterinin kaybına neden olan kişinin zayi belgesi verilmesini talep edemeyeceği, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermediği anlaşılmakla davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir….” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
TTK 82/7. maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zayi öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” maddesi yer almaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; talep eden, dava dilekçesinde iki ayrı şirkete ait defterlerin zayi olduğundan bahisle zayi belgesi verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Tarafta iradi değişiklik başlığını taşıyan HMK’nun 124. maddesinde maddi hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin hakim tarafından kabul edileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyor ise hakimin karşı tarafın rızasını aramadan taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir.
Talep edenin hissedarı olduğu … Mad. San. Ltd. Şti. ve …Mad. …San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için tasfiye defterlerinin zayi olduğuna dair belge verilmesi istemiyle kendi adına eldeki davayı açmış olup, talep edenin iradesinin adı geçen şirketlere ait defterlerin zayi olması nedeniyle şirketler adına zayi belgesi verilmesi yönünde olduğu ve davacının hasımda yanılmasının kabul edilebilir bir yanılgı niteliğinde bulunduğunun kabulü ile adına talepte bulunulan şirketler, hasım değişikliği kapsamında davacı olarak davaya dahil edilmiştir.
… Gazetesinin dosya arasına alınan örneklerinden, talepte bulunan …’in, …Mad. …San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yetkili temsilcisi olmadığı, ancak … Mad. San. Ltd. Şti.’ nin ise yetkili temsilcisi olduğu görülmüştür.
Talep eden 31/05/2023 tarihli celsede; ” dava konusu her iki şirkette benim adımadır, şirketin yetkilisi benim, bu şirketler dayımın çocukları tarafından benim adıma açılmıştır, ben şirketle hiç ilgilenmedim, şirketin hiç bir defteri yoktur, şirketlerin sicilden terkin etmek için başvurduğumda … benden defterleri istedi, ancak benim defterlerle bir ilgim olmadığı için sunamadım, zayi belgesi verilmesini talep ediyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Talepte bulunan …’in, …Mad. …San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yetkili temsilcisi olmadığı anlaşılmakla, bu şirketi adına açmış olduğu davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan (…. ) reddi gerekmiştir.
… Mad. San. Ltd. Şti. adına açılan davaya gelince; talep edenin bahsi geçen şirketin yetkili temsilcisi olduğu, tacirin saklamak ile yükümlü olduğu defter ve kayıtları özenle muhafaza etme yükümlülüğünün bulunduğu, basiretli bir tacir olarak ticari defter ve belgelerini şirkete ait işyerinde bulundurması ve korunması için gerekli tedbirleri alması gerektiği, kendi kusuru ile defterinin kaybına neden olan kişinin zayi belgesi verilmesini talep edemeyeceği, şirket temsilcisinin dava dilekçesindeki iddiaları ve yukarıda yazılı duruşmadaki beyanlarından gerekli dikkat ve özeninin gösterilmediğinin anlaşılmakta olduğu ve bu koşullarda zayi belgesi talep edilemeyeceği kanaati ile davanın bu davacı yönünden de reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 179,90 TL olduğundan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır