Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/139 E. 2023/369 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/139 Esas – 2023/369
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2023/139 Esas
KARAR NO :2023/369

HAKİM :….
KATİP :…

DAVACI :….
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…
VEKİLLERİ :Av. …
Av. ….
DAVA :İtirazın iptali
DAVA TARİHİ :24/02/2023
KARAR TARİHİ :06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirket ile ahşap kapı, pervaz ve süpürgelik ile bir kısım ek işlerin imalatı konusunda anlaştığını, taşeron olarak işi tamamlamasına ve 5 adet teslim tutanağı ile teslimi gerçekleştirmesine rağmen davalı tarafından yalnızca 10.171,87 TL tutarında ödeme yapıldığını, 29.999,99 TL bakiye borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini ve takip öncesi işlemiş faiz alacağının dava konusu yapılmadığını ileri sürerek, asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; mahkememizin görevli olmadığını, teslimin yerine getirilmediğini, tutanakla teslim alan kişilerin müvekkil şirketin işçileri olduğunu, tutanakların geçerli olabilmesi için şirket yetkilisi tarafından imzalanmış ve ilgili personelin bu konuda yetkilendirilmiş olmasının gerektiğini, müvekkilince işçilere muvafakat verilmediğini, tutanakların imzalanması konusunda da talimat verilmediğini, teslim olgusunun ispatlanamadığı yönündeki itirazları baki kalmak kaydıyla davacının teknik çizimlere uygun hareket etmediğini, sözleşmeye uygun üretimin gerçekleştirmediğini, ayıplı üretimin söz konusu olduğunu, teslimin de geç yapıldığını, bu nedenle gecikme cezasının uygulanması gerektiğinden kesintiye gidildiğini, alacağın likit olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı vekili duruşma sırasındaki beyanlarında ise, teslimi yapılan mallar konusunda herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, sözleşmeye uygun şekilde yapıldığını, ayıbın 2022 yılının Aralık ayı itibariyle ortaya çıkmasına rağmen ayıp ihbarında bulunmadıklarını belirtmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ile toplanan delillerden; dava açılmadan önce başvurulan arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığı, söz konusu ticari ilişkinin davalı tarafın … kayıtlarında yer aldığı, … 17.03.2023 günlü yazılarında; davacı …’in, 01.08.2018 tarihinden itibaren faal olduğu, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, dolayısıyla ikinci sınıf tüccar olduğu, ancak 2023 yılı itibari ile bilanço esasına göre defter tasdik ettirdiği, dolayısıyla birinci sınıfa geçtiğinin bildirildiği, dolayısıyla tarafların her ikisinin de tacir olduğu, … Dairesinin 19.12.2022 tarihli takibine konu asıl alacağın işlemiş faiz haricinde 29.999,99 TL olduğu, taraflar arasında malların teslim edilip edilmediği ya da teslimin zamanında yapılıp yapılmadığı veya fatura karşılığında teslim edilen malların eksik olup olmadığına ilişkin ihtilafın bulunmadığı, uyuşmazlığın, davacı tarafça üretilen imalatların ayıplı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı tanığı …; olayın gerçekleştiği tarihte davacıya ait şirkette çalışmadığını, davacının vekili olarak işler alındığını, davalı şirket ile sözleşmeyi kendisinin imzalandığını, o dönemde … ve İstanbul’un kapı numunelerini yaptığını, parça parça faturalarının mevcut olduğunu, belirtilen işleri yaparak bizzat davalı şirketin çalışanı …’a teslim tutanağı ile birlikte eksiksiz şekilde teslim ettiğini, sözleşmeleri şirketin yetkilisi olarak bildiği … ile yaptıklarını, işin tesliminden sonra eksik ya da ayıp yönünden herhangi bir dönüş olmadığını, imalatların teknik çizimlere uygun yapıldığını, kendisinin sadece imalat yaptığını, montaj ve diğer işlerin davalı şirketin sorumluluğunda olduğunu, sözleşmenin de o yönde olduğunu, davalı şirketin iç mimarının kendisine montajda herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarını belirttiğini, kendisinin sadece ham olarak imalat yaptığını, davalı tarafın iddia ettiği şekilde deformasyon söz konusu olmuş ise bile olumsuz bekletme koşullarından kaynaklanmış olabileceğini, birinci kalite ürün kullanmak sureti ile imalatı gerçekleştirdiğini beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; davalı şirket temsilcisinin oğlu olduğunu, davaya konu sözleşmenin kendisinin koordinasyonunda yapıldığını, … işi kapsamında davacı tarafa ahşap kapı yapması için iş verdiklerini, buna ilişkin sözleşme imzalandığını, montaj işinin kendi şirketlerine ait olduğunu, malların …’ya götürülerek firmaya teslim edilmesi ve montajı sırasında ayıpları fark ettiklerini, kapı cumbalarında bant bırakması sonucunda boya deformasyonu yaşandığını, kapının da dikine doğru döndüğünü, küçük rakam olduğu için karşı tarafa herhangi bir bildirimde bulunmadıklarını, ama ödeme zamanı geldiğinde ödemeden kesinti yaptıklarını, davacı tarafın davalı şirkete kırk küsur kapı teslim ettiğini, buna ilişkin teslim tutanaklarının olduğunu, çalışan işçiler tarafından teslim alındığını, montaj sırasında başlarında kendisinin bulunduğunu, eksik verilen bir malın bulunmadığını, teslimatın eksiksiz gerçekleştiğini, ürünlerin hepsinin görselde doğru yapıldığını, teknik çizime ilişkin herhangi bir sorunun bulunmadığını, tahminine göre sorunun kaynağının cumbalardaki yapışkanlık ile işçilik tekniklerinde olduğunu, işçilik tekniklerinin üretici firma tarafından karara bağlandığını, teslim sürecinde herhangi bir sıkıntı görmedikleri için ihtirazi kayıt koymaksızın malları faturaları ve teslim tutanakları ile birlikte teslim aldıklarını, teslimle montaj arasındaki sürenin yaklaşık 6 ay olduğunu, ürünlerin güneş almayan serin bir yerde bekletildiğini, bu yeri 1994 yılından beri kullandıklarını, tüm imalatların da orada bekletildiğini, kesilen faturanın sözleşmeye uygun olduğunu, ancak ayıplı olduğu için kesinti yapıldığını, tanık …’in boyasız teslimat yaptığını, boyaya ilişkin herhangi bir sorunun bulunmadığını, montajın 2022 yılının Aralık ayında yapıldığını, ayıbı o sırada fark ettiklerini beyan etmiştir.
Öncelikle vurgulamak gerekir ki, yanlar arasında anlaşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nin 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nin 479/1. md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nin 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, buna uygun bir süre içinde; gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ne var ki, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının da mahkemece re’sen gözetilmesi mümkün değildir. Diğer bir anlatımla, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı mahkemece re’sen gözetilmeyip, yüklenicinin bu hususu def’i olarak ileri sürmesi gerekir. … Hukuk Genel Kurulunun kararları da bu yöndedir. Ayrıca, eksikler yönünden ayıp ihbarına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür (…’nin 28.03.2023 gün ve …sayılı ilamı ile yerleşik diğer içtihatlar).
Bu bilgiler ışığında ve toplanan tüm deliller kapsamında somut olayın değerlendirilmesi gerekirse; duruşmalar safhasında işin başında bizzat bulunan ve işyeri temsilcisinin oğlu olan tanık …’in beyanlarında, montaj işleminin anlaşmaya dahil olmadığını, teslimatın eksiksiz gerçekleştiğini, teknik çizime aykırılığın da söz konusu olmadığını, teslim sürecinde herhangi bir sıkıntı görmediklerinden ihtirazı kayıt konulmadan malzemeleri faturaları ve teslim tutanakları ile birlikte teslim aldıklarını, teslim ile montaj arasındaki sürenin yaklaşık 6 ay olduğunu, montajın 2022 yılının Aralık ayında yapıldığını, ayıbı da o sırada fark ettiklerini, malzemelerin ayıplı çıkması nedeni ile ödemede bulunurken kesinti yaptıklarını, ancak rakamın küçük olması nedeni ile ayıp ihbarında bulunmadıklarını belirttiği, davalı vekilinin de bu hususları doğruladığı, bu itibarla; teslim sürecinde malzemelerin geç veya eksik bir şekilde teslim edildiğine veya teslimi yapılan mobilyalar karşılığında kesilen fatura bedellerinin fazla olduğuna dair bir itirazın söz konusu olmadığı, nitekim teslimde de buna ilişkin ihtirazı kayıt konulmadığı, uyuşmazlığın malların ayıplı olup olmadığı konusunda toplandığı, tarafların her ikisinin de tacir olduğu, davalı yanca 25.11.2022 tarihinde 10.171,87 TL ödemede bulunulmak sureti ile ayıp ihbarında bulunulmaksızın kesinti yapıldığı, davalı tarafça olduğu iddia edilen ayıbın 2022 yılının Kasım, en geç Aralık ayında öğrenildiği, bu hususun davalı tarafın kabulünde olduğu, dolayısıyla ayıbın gizli ayıp olduğu kabul edilse dahi, davalı tarafça makul sayılabilecek süre içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmamak suretiyle eseri mevcut haliyle zımnen kabul etmiş sayıldığı kanaatine ulaşılmıştır.
Hal böyle olunca; davacının icra takibine konu asıl alacak olan 29.999,99 TL yönünden alacaklı olduğu ve faizi dava konusu etmediği anlaşıldığından, davalı yanın itirazının iptali ile icra takibinin kaldığı yerden bu miktar üzerinden devamına, alacağın likit (belirlenebilir) olması nedeniyle asıl alacak miktarı olan 29.999,99 TL’nin % 20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafın davası kabul edildiğinden davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda da ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; … Dairesinin … Esas sayılı icra takibine yapılan vaki itirazın talebe bağlı kalınarak 29.999,99 TL asıl alacak üzerinden iptali ile bu miktar üzerinden takibin aynen devamına,
2- İİK’nin 67. maddesi gereğince davacının icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacak miktarı olan 29.999,99 TL’nin % 20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 2.049,30-TL olduğundan, peşin alınan 354,25-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.695,05‬-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 560,74-TL harç toplamı ile 62,50-TL posta, tebligat ücreti olmak üzere toplam 623,24 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023
Katip …
✍ e-imzalı

Hakim ….
✍ e-imzalı