Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/926 E. 2023/428 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/926 Esas
KARAR NO : 2023/428

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … (TCKN: …) – ….
2- … (TCKN: …) -…
3- … (TCKN: …) – …
4- … (TCKN: …) – …
5- … (TCKN: …) -…
6- … (TCKN: …) – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

DAVALI : … – … ….
VEKİLİ : Av. … – ….

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
GR.KR.YZM.TARİHİ : 23/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkillerinin müteveffa …’ın mirasçıları olmakla, müvekkilleri tarafından davalı… San. Ve Tic. A. Ş., Nas İnş. San. Tic. A.Ş. ve … aleyhine iş kazasından kaynaklı ölüm ve cismani zarar sebebiyle tazminat davası derdest edildiğini, … Mahkemesi’nin …, …sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, ilamda belirtilen alacak kalemleri için …’nin … Esas sayılı dosyasında ilamlı takip başlatılarak ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiğini, hükmün … ile … A.Ş. tarafından istinaf edildiğini, … yönünden takibin tehir-i icra kararı ile durdurulmasına karar verildiğini, davalı yönünden ise karar istinaf edilmeyerek kesinleştiğini, bu doğrultuda icra emri yönünden herhangi bir tehir-i icra kararı getirilmediğini, tüzel kişi tacir olan davalı şirketin ödeme emrini tebliğ almasına karşın herhangi bir ödeme gerçekleştirmediğini, herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine ilamlı takibe dayalı alacakların tahsili adına takip işlemlerine devam olunduğunu, davalı şirket üzerine kayıtlı araç ve taşınmaz sorgusundan netice alınamadığını, ülkemiz sınırları içerisinde faaliyet gösteren tüm bankalara, davalının adi ortaklık ortağı olduğu … ile sair üçüncü kişilere haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, yine davalının muamele merkezi olan adrese fiili hacze gidildiğini, adresin “sanal ofis” olması sebebiyle hiçbir işlem yapılamadığını ve neticede dosya borcunun tahsili için hiçbir netice elde edilemediğini, bu işlemler nedeniyle davalının aciz hali içerisinde olduğunun anlaşıldığını, davalı şirket aleyhinde başlatılan icra takibi belirtilen surette sonuçsuz kaldığını, İİK 177 ve devamı maddelerinde yer alan hükümlerce davalı şirketin iflasının istenilebileceğini, iflas davasının konusunu teşkil eden alacak kalemlerinin …’ın davalıya ait iş yerinde geçirdiği iş kazası nedeniyle hak ettiği tazminat kalemlerine ilişkin olduğunu, murisin yokluğunda hayatlarına devam eden davacılardan … ve …’ın engelli olduğunu, ailenin imkansız maddi koşullar içerisinde hayatlarına devam ettiklerini, müvekkillerinin murisin yokluğunda hayatlarını idame ettirmelerinin davalıdan alacaklı olunan bedelin tahsiline bağlı olduğunu, açıklanan sebeplerle dava harç ve giderlerini ödeyecek durumda olmadıklarını ve şirketin iflası yönünden adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyan ederek; fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları ile karşı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma hakları mahfuz olmak kaydıyla; adli yardım taleplerinin kabulüne, …’nin … Esas sayılı dosyasının kapak hesabındaki alacak miktarı kadar bedelin depo edilmesi hususunda ara karar kurulmasına, depo kararı neticesinde bedelin 7 gün içerisinde depo edilmemesi ve ilgili icra dosyasına ödenmemeleri halinde ve dahi her halde İİK 37-177 maddeleri hükümlerine dayanılarak davalı/borçlu şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; huzurdaki mesnetsiz davanın aleyhe hususlarını kabul etmediklerini, davacıların adli yardım taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılardan müteveffanın eşinin, ölüm aylığı, çocukları … ile …’ın ise engelli maaşı aldıklarını, davacılar vekilinin dava dilekçesinde müvekkili aleyhine …’nin … Esas sayılı dosya ile ilamlı takibe geçildiğini, borçlunun herhangi bir haczi kabil mal bulunmadığından fiilli haciz ve borçlu hakkında yapılan sair icrai işlemlerin sonuçsuz kaldığını belirttiğini, bu iddiaların kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, davacıların murisi …’ın … Ek Bina inşaatı yapımı kapsamında davalı … ile … İnş. Alt Yapı Taah. San. ve Tic. A.Ş. Nas İnş. San. Tic. San. Tic. A.Ş. adi ortaklığı arasında yapılan…Yapım İşine Ait Sözleşme gereği, adi ortaklıkta 17/03/2015 tarihinde işe başladığını, iş devam ederken 27/04/2016 tarihinde inşaatta zemin kat korkulukları kaynak işi yaptığı esnada yüksekten düşmesi sonucu kazanın meydana geldiğini, davacılar vekilinin icra takibine konu ilamın her ne kadar dava dışı … ve … tarafından istinaf edildiğini, müvekkilinin … Mahkemesi’nin … sayılı dosyasındaki kararı istinaf etmediğini belirtse de bu hususun kabul edilemeyeceğini, zira kararı istinaf ettiğini, hak düşürücü süreden davanın reddedilmesi gerektiğini, murislere yapılan ödeme tarihi ile ile davacıların dava açma tarihi arasında 2 yıldan fazla bir süre olduğunu, bu sürenin neredeyse 4 yıl olduğunu, dava yoluyla öne sürülen alacak ayrıca zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin borçlarını karşılamaya yetecek malvarlığının şuan da bulunmamasının ticaret hayatının bitmesine yol açmaması gerektiğini, haciz tutanağında alacağın miktarının belirtilmediğini, dolayısıyla ortada geçerli bir fiili haczin olmadığını beyan ederek; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, iflas istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı İİK. 177/1-4. maddesidir.
Eldeki davada, davalı şirketin …’nün … sicil numarasına kayıtlı olarak … ili, … ilçesinde faaliyet gösterdiği, davacıları … Mahkemesi’nin … …’un …’nin …, …sayılı ilamını … …’nün … Esas sayıl dosyasında ilamlı icra yolu ile takibe koyduğu, İş Mahkemesi kararının … … Dairesinin… … sayılı kararı ile kaldırıldığı, kaldırma sonrası dosyanın … mahkemesinin … esas numarasına kaydının alınarak yargılamaya devam edildiği dosya kapsamı ile sabittir.
İİK 177/1 maddesinde “Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
İİK 177/2 maddede “Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
İİK 177/1-4. Maddesinde “İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse …’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağrılır” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda;
Davacı her ne kadar bozma sonrası İş Mahkemesince yapılacak yargılamanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de bu talebi yerinde değildir zira İş Mahkemesince yapılacak yargılama sonrası verilecek yeni kararın davacılar lehine olması, tekrar aynı yada farklı icra dosyası üzerinden icraya konulması, yeniden icra emrinin borçluya tebliğ edilmesi ve tebliğe rağmen borcun ödenmemesi durumunda davacının İİK 177/4 gereği yeni bir iflas isteme hakkı doğacaktır. Doğacak yeni hak eski iflas isteme hakkından tamamen ayrı yeni bir bağımsız hak olup eski iflas isteme hakkının devamı niteliğinde olmadığından İş Mahkesi’nde yapılacak yargılamanın bekletici mesele yapılması yönündeki davacı talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafından her ne kadar İİK 177/1 ve 2 maddeleri gereği davalının iflasını talep etmiş ise de davalının sabit yerleşim yerinin bulunduğu, dosya kapsamında davalının taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçtığı, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunduğu, haciz esnasında mallarını sakladığı veya ödemelerin tatil ettiğine dair hiç bir delilin bulunmadığı ve sunulmadığı, bu nedenle davacının ilgili iki maddeye yönelik iflas talebinin yerinde olmadığı anlaşılmışıtır.
Davacı tarafından her ne kadar İİK 177/4 gereği davalının iflası talep edilmiş ise de davacı tarafından … Mahkemesi’nce verilen ilam dayanak alınarak yapılan icra takibi uyarınca borcun ödenmemesi sebebi ile mevcut davanın açılmıştır. Söz konusu icra takibinin dayanağı olan İş mahkemesi kararı Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kesin olarak kaldırılmıştır. İİK 177/1-4 gereği iflas istenilebilmesi için öncelikle ilama müstenit bir alacak olması, bu ilama müstenit alacağın icra emriyle istenilmesine rağmen ödenmemesine dair iki şartın gerçeklenmesi gerekmektedir. Mevcut olayımızda başlangıçta bu iki şart bulunsa da dava devam ederken alacağın dayanağı ilam Bölge Adliye Mahkemesince kesin olarak kaldırılmış ve ortada ilama müstenit bir alacak kalmamıştır. Bu nedenden ötürü davacının İİK 177/4 maddeye dayanarak yapılan iflas talebinin reddi gerekmiştir.
Yargılama giderleri yönünden değerlendirme yapıldığında; davacılar kesinleşmemiş mahkeme kararını icraya koymuş ve sonrasında mevcut iflas davacının açmıştır. Davalı şirket ise aleyhine verilen ilama karşı tehiri icra talebinde bulunmaksızın istinaf kanun yoluna başvurmuş ve istinaf tarafından ilgili İş Mahkemesi kararı kaldırılmıştır. İİK 177/4 maddesi gereği yapılan iflas taleplerinde iflas kararı verilebilmesi için davanın açıldığı andan sonuçlandığı ana kadar ilama müstenit alacağın varlığını koruması gerekir. İlamın varlığını koruması ödeme hariç iflas talebi nedeni ile davacının yükümlülüğündedir. Mevcut olayımızda iflas talebinin dayanağı olan ilam ödeme haricinde İstinaf Kararı ile ortadan kalkmıştır. Bu nedenden ötürü davacı iflas talebinin dayanağı olan ilamın varlığını davanın başından sonuna kadar koruyamadığı için ve İİK 177/ 1-2 maddeleri uyarınca da dosyaya hiç bir delil sunulmadığından, mevcut yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulması gerekmektedir.
Yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 179,90-TL olduğundan, peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının ve iflas avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 10 gün içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/06/2023

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza