Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/906 E. 2022/875 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/906 Esas – 2022/875
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2022/906 Esas
KARAR NO :2022/875

DAVA :Sözleşmenin ve senetlerin iptali ile ödenen bedelin iadesi
DAVA TARİHİ :10/04/2015
KARAR TARİHİ :26/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan sözleşmenin ve senetlerin iptali ile ödenen bedelin iadesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı …vekili 10.04.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müflis Çağ Grubu Sağ. İnş. Tur. Taş. San. ve Tic. A.Ş’den satın aldığı devre-mülk karşılığında bir kısım senetler vermesine rağmen devre-mülkün tesliminin yapılmadığını ileri sürerek, sözleşmenin ve ödenmeyen senetlerin iptali ile davacının ödediği paranın iadesini talep ve dava etmiştir.
Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici mahkemesi sıfatıyla) 10.05.2022 gün ve 2017/14-2022/105 sayılı ilamı ile; davalı Çağ Grubu A.Ş.’nin davadan önce iflasına karar verildiğinden, eldeki davanın “kayıt kabul davası” niteliğinde olduğu ve bu tür davaların İİK’nin 235. maddesi gereğince iflas kararının verildiği yerdeki ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçe gösterilerek görev yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici mahkemesi sıfatıyla) 2018/319-2021/378 sayılı ilamı ile; davacı tarafından açılan davanın, 2017/14 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine hükmedilmiş ise de mahkememizce tarafları aynı olmayan davaların tefrikine karar verilerek iş bu dosyanın yeni esası üzerinden davaya devam edilmiştir.
Davalı Çağ Grubu… A.Ş. hakkında dava tarihinden önce Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.01.2016 tarih ve …sayılı ilamı ile iflas kararı verilerek Ankara (21. İcra) İflas Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile tasfiye işlemlerine başlandığı görülmüştür.
Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası ile verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesini yapan Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin … sayılı ilamı ile; İİK’nin 194. maddesi gereğince iflasın açılması ile kural olarak müflisin taraf olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabileceği öngörüldüğüne göre, bu yön gözetilerek mahkemece, davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraki bir tarihe kadar durmasını sağlayacak şekilde ara karar tesis edilerek, ikinci alacaklılar toplantısında dava konusu alacağın masaya kabul edilmesi halinde konusu kalmadığı için bir karar verilmesine yer olmadığına, aksi halde yani, ikinci alacaklılar toplantısında alacağın kabul edilmemesi halinde ise iflas idaresine tebligat yapılarak davaya kayıt kabul davası olarak devam edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği işaret edilerek hükmün kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, iflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi medeni usul ve icra hukuku kuralları üzerinde de etki meydana getirir.
İflasın açılması ile müflisin taraf olduğu hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar duracağı genel kural ise de, yine bu hükmün müstacel haller, tazminatsız ceza davaları, şeref ve haysiyete tecavüzden ve cismani zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka davalarının uygulanamayacağı kabul edilmiştir. 2004 sayılı Kanun’un 194. maddesinde ayrık tutulan “Müstacel haller” den maksat, acele görülmesi gereken ve durduğu takdirde verilecek hükmün faydasız kalacağı gerçeğidir. Bu davalarda hakim takdir hakkını kullanarak müstaceliyet kararı vermek suretiyle yargılamaya devam eder. Bunun yanında kanunun lafzına göre davacıların müflise karşı davaya devam edeceği izlenimi hasıl olmakta ise de masaya dahil mal ve haklar bakımından müflisin yetkisiz kalması keyfiyeti, kendisinin, müstacel de olsa bu davalara taraf olmaya devam etmesine manidir. Bu durum karşısında birinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve iflas idaresi teşekkül etmişse, müstacel davalar ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeden iflas idaresine karşı; birinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ve işin müstaceliyeti icabı iflas idaresinin seçimini dahi beklemeye durum müsait değilse, bu takdirde iflas idaresi müflisin yerini alarak davaya iflasın açılmasından önce davanın görüldüğü tüketici mahkemesinde devam olunur. Böylece tüketici mahkemesinde açılan davadan sonra davalı şirketin iflasına karar verilmesi mahkemenin görevini etkilemez.
İflas kararı verildikten sonra alacaklı devre-mülk satışından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için 2004 sayılı Kanunun 219/2. maddesinde öngörülen bir aylık sürenin bitiminden sonra, iflas idaresi alacakların doğru olup olmadığını incelemeye başlar. Maddi yönden inceleme sonucu kabul edilen her alacak tespit edilen sıraya göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklar da ret sebepleri ile birlikte sıra cetvelinde gösterilir. İflas idaresi 2004 sayılı Kanunun 232. maddesinde öngörülen sürede düzenlediği sıra cetvelini iflas idaresine verir ve alacaklıları aynı Kanun’un 166/2. maddesindeki usule göre ilan yoluyla haberdar eder. Ayrıca iflas masasına müracaat sırasında tebligatı gösterir adres ve tebligat masrafları için avans yatıranlara sıra cetveli tebliğ edilir. Sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki 2004 sayılı Kanunun 235. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre dava açma süresinin ilandan itibaren başlayacağı belirtildikten sonra, ayrıca 2004 sayılı Kanunun 223/3. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Saklı tutulan hükme göre, iflas masasına müracaat eden alacaklılar tebligatı kabule elverişli adres gösterir, yazı ve tebligat masrafları için avans yatırmışlarsa sıra cetveline itiraz davası açma süresi bu alacaklılar hakkında sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren başlar. Davanın on beş gün içinde açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınır. 2004 sayılı Kanunun 235/1. maddesine göre sıra cetveline itiraz davası iflas kararı veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesinde açılabilir. Görevin belirlenmesinde dava değerinin önemi olmadığı gibi buradaki mahkemenin yetkisi de kamu düzenine ilişkindir.
Bu durum karşısında tüketici mahkemesinde görülmekte olan, tüketici işlemlerine yönelik dava sırasında, davalı şirketin iflası halinde dahi, 2004 sayılı Kanunun 194. maddesi uyarınca, davaya tüketici mahkemesinde devam edileceği, dava açılmadan önce iflası halinde ise yukarıda belirtilen şekilde hareket ile alacağın iflas masasına kaydedilmemesi halinde, asliye ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerekir.
Somut olayda da her ne kadar davanın açılmasından önce davalı şirket hakkında iflas kararı verildiğinden bahisle görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de davanın 10.04.2015 tarihinde açıldığı, o tarih itibariyle şirketin iflasının söz konusu olmadığı, bu itibarla davanın açıldığı mahkemece davaya devam edilmesi gerektiği konusunda tereddüt bulunmamaktadır (Yargıtay 9. HD’nin 08.02.2022 gün ve 2022/59-1433 sayılı ilamı).
Hal böyle olunca, HMK’nin 114/1-c. maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının aynı kanunun 115. madde hükmü uyarınca mahkemece davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nin 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda da açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin karşı görevsizliğine, Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğunun tespitine,
2-Söz konusu kararın temyiz yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın re’sen Yargıtay’a gönderilmesine,
3-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/12/2022