Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/9 E. 2022/693 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/9 Esas – 2022/693
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2022/9 Esas
KARAR NO :2022/693

DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :05/01/2022
KARAR TARİHİ :25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan trafik kazasından kaynaklı tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; 25.10.2020 tarihinde işleteni davalı … Ortak….Limited şirketi olan … plakalı aracın sürücüsü davalılardan …’in, müvekkillerinin kardeşi ve desteği olan …’e çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, aracın ZMMS’nin davalı … şirketi tarafından yapıldığını ileri sürerek, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve … şirketleri ile …’den; … yönünden 50.000,00 TL, … bakımından 30.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL tutarındaki manevi tazminatın ise, davalılar … ve …Sigorta AŞ ile davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili; davacıların desteğinin alkollü olduğu bir sırada aniden yola çıkarak kazaya sebebiyet verdiğini, ölenin tam kusurlu olduğunu, davacılar tarafından talep edilen 4.500,00 TL’nin banka aracılığıyla gönderildiğini, ölen ile davacı …’nın birlikte yaşamadıklarını ve manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı işleten … Ortak…..Limited şirketi davaya cevap vermemiştir.
…. A.Ş vekili; kazanın, yerleşim yeri dışında trafiğe kapalı alanda meydana gelmesi nedeniyle 2918 sayılı Kanunun 2. maddesi kapsamında sigorta şirketinin zarardan sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
… Sigorta şirket vekili; ölenin yüksek düzeyde alkollü olması nedeni ile bilinçsiz bir şekilde taşıt yoluna ani bir şekilde atladığını, bu itibarla sigortalının kusurunun bulunmadığını, müteveffanın kardeşleri olan davacıların destekten yoksun kalma zararı taleplerinin sigorta poliçesi kapsamında dışında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dosya içeriği ile toplanan delillerden; taraflar arasında yapılan arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığı, Ankara Şehir Hastanesinin 30.09.2020 tarihli raporunda, desteğin olay anında 2.54 promil alkollü olduğunun belirlendiği, kusur bilirkişisi tarafından düzenlenen 26.04.2022 tarihli raporda, davalı şirkete ait … plakalı aracın kusursuz olduğu, …’in ise orta refüjle bölünmüş ve yayanın geçişine yasaklanmış hızlı ve akıcı trafiğe sahip olan taşıt yolunda ilk önce yol kenarında yürüyüp daha sonra solundan gelen araç trafiğini kontrol etmeden dikkatsizce ve tedbirsizce akan trafiğin içinden yoluna karşısına geçişi sırasında davalı sürücünün yönetimindeki aracın kendisine çarpması neticesinde orta refüje doğru savrularak yaralanıp sonrasında öldüğü ve dava konusu trafik kazasının oluşumunda 2918 sayılı Kanunun 68/1-b-c. ile yönetmeliğin 138/1-b-d. maddelerine riayetsizliği nedeniyle tamamen asli kusurlu olduğu yönünde görüş belirtildiği, Ankara …Asliye Ceza Mahkemesinin ….sayılı dosyasında ise kaza tespit tutanağında belirlenen kusur oranları dikkate alınarak, desteğin yaya üst geçidini kullanmaması nedeni ile asli kusurlu, karşıdan karşıya geçmekte olan yayaya çarpan sanığın ise tali kusurlu olduğu gerekçesiyle sanık … hakkında TCK’nin 85/1. ve CMK’nin 231. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, davacı vekilinin kusur raporuna itirazı üzerine ve ceza dosyasında yer alan kaza tespit tutanağındaki kusur oranı ile iş bu dosyadaki kusur durumu arasında çelişki bulunması nedeniyle dava dosyasının Karayolları Fen Heyetinden oluşan üç kişilik kusur bilirkişisine tevdi edildiği, bu doğrultuda alınan 12.06.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, desteğin, işletme hızının ve yasal hız limitinin yüksek olduğu olay yerinde yolun karşısına geçmek için yakın mesafede bulunan yaya üst geçidini tercih etmemesi, orta refüjde yayaların geçişini engelleyen beton oto korkuluklar bulunmasına rağmen bu bölgeden geçiş yapmaya çalışması yanı sıra geçiş yaptığı kesimde taşıt yoluna girmeden önce yaklaşmakta olan araçların uzaklık ve hızlarını kontrol edip uygun ise geçişe başlaması ve geçişi sırasında kontrollü geçişini devam ettirmesi gerekirken, yaklaşan trafiği yeterince dikkatle kontrol etmeden karşıdan karşıya geçmesi ve üzerine doğru yaklaşmakta olan araca rağmen can güvenliği yönünden tedbir almaması nedeni ile tamamen kusurlu olduğu, davalı …’in üç şeritli yolun sol şeridinde seyir halinde iken, sağındaki orta şeritte seyreden aracın önünden geçerek kontrolsüz bir şekilde karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayaya çarpmamak için sağa manevra yapmasına karşın aracının sol yan kısmı ile çarpması şeklinde meydana gelen olayın oluşumuna etki eden kusurlu davranışının bulunmadığı ve olayda kusursuz olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; hukuk hâkimi, ceza yargılaması neticesinde verilen beraat ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile ceza yargılaması esnasında belirlenen kusur durumu ile bağlı değildir (Yargıtay 4. HD’nin 14.06.2022 gün ve 2021/25539-2022/8693 sayılı; 26.10.2021 tarih ve 2021/5152-7641 sayılı; 10.06.2021 gün ve 2021/554-2867 sayılı; 19.10.2020 tarih ve 2020/2851-348 sayılı; 18.12.2019 tarih ve 2017/2222-2019/6148 sayılı ilamları ile yerleşik diğer içtihatları).
Her ne kadar Ankara …Asliye Ceza Mahkemesinin ….sayılı ilamı ile … … hakkında 1 yıl 8 ay hapis cezası verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de kesinleşen söz konusu kararda, kaza tespit tutanağında belirtilen kusur dağıtımının esas alındığının anlaşılması yanı sıra hukuk hakiminin ceza yargılaması neticesinde verilen beraat ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile ceza yargılaması esnasında belirlenen kusur durumuyla bağlı olmadığı, bu kapsamda kaza tespit tutanağı ile dosyamıza sunulan 26.04.2022 tarihli bilirkişi raporu arasında çelişki bulunması nedeniyle Yargıtay 4. HD’nin ….sayılı ilamlarında da belirtildiği şekilde, Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyetinden seçilen uzman bilirkişilere dosyanın tevdi edildiği, söz konusu raporda da desteğin % 100 kusurlu, …’in kusursuz olduğu yönünde görüş belirtildiği, dosyada yer alan CD’nin içeriğinden de anlaşılacağı üzere, desteğin 23.16.45 sıralarında yaya üst geçidinin bulunduğu yerden görüntüye girdiği, bir süre yol kenarında yürüdükten sonra 23.17.26’da bir aracın önünden yan yolu geçerek orta ayıraç kısmına geldiği, bir süre de burada yürüyüp 23.17.48’de ana yol üzerine inerek yavaş hareketlerle çapraz bir şekilde karşıya doğru geçişine başladığı, bu sırada yolun orta ve sol tarafından gelen araçlara rağmen yavaşça yürümeye devam ettiği, 23.17.55’te de sol şeritten gelen aracın çarpmasına maruz kaldığı da dikkate alındığında, otomobilin üç şeritli yolun sol şeridinde seyir halinde iken yolun sağından soluna doğru trafik akımı içerisinde çapraz bir şekilde karşıya geçmeye çalışan ve 2,54 promil alkollü olan müteveffaya sağa doğru direksiyon tedbiri almasına rağmen sol şeridin orta kısmında çarptığı, olay yerinde yaya üst geçidinin bulunduğu, bölünmüş yolun ortasında geçişi engelleyen 70 cm yüksekliğindeki bariyerlerin olduğu, bunlara rağmen bu yolu kullanarak karşıya geçmek isteyen destek Veli’nin yüzde yüz kusurunun bulunduğu, sürücünün ise kusursuz olduğu kanaatine ulaşıldığından çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın tevdi edildiği Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti tarafından düzenlenen 12.06.2022 tarihli bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiştir.
Hal böyle olunca 30.09.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların desteğinin yüzde yüz oranında kusurlu olduğunun mahkememizce kabul edilmesi nedeni ile davalıların maddi ve manevi tazminat sorumluluklarının bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacıların maddi ve manevi tazminat talebi ile açtıkları davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harcın, peşin alınan 1.383,28 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.302,58 TL harcın karar kesinleştiğinde, istek halinde yatırana iadesine,
3-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davalılar maddi tazminat yönünden kendilerini duruşmada vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. ve 10/3. maddeleri uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalılar manevi tazminat yönünden kendilerini duruşmada vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. ve 10/3-4. maddeleri uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … … vekili ile davalı … Sigorta vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2022