Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/893 E. 2022/881 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/893 Esas
KARAR NO : 2022/881

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/04/2019
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KR.YZL.TARİHİ : 29/12/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı – borçlu aleyhine icra takibi yapıldığını ve borçlunun yasal süresi içerisinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olup alacağı geciktirmeye yönelik olduğunu, itirazların kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin davalı – borçluya hizmet verdiğini, hizmet karşılığı da fatura kestiğini ve faturaları borçluya teslim ettiğini, ancak davalı – borçlunun iç çekişmeleri nedeniyle müvekkilinin alacağını ödemediğini, haksız kazanç elde ettiğini, müvekkili şirketin güvenlik hizmetleri ve personel hizmetleri sunduğunu belirterek borçlunun itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ve icra takibinin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının maddi ve hukuki dayanaktan uzak olduğunu, müvekkili dernek merkezinin bulunduğu adresteki …Göğüs Hastalıkları Hastanesinin dava dışı … ve arkadaşları tarafından 05/07/2017 tarihinde işgal edildiğini, işgal döneminde hastane üniformasında … Güvenlik yazılı olan güvenlik personeli olduğunun öğrenilmesi üzerine davacı şirkete yazı yazıldığını, davalının cevap verdiğini, sözleşmeyi yetkilinin imzalamadığını, haksız ve hukuka aykırı şekilde takip başlatıldığını, ödeme emrine itirazın haklı olduğunu, dilekçede yazılı kişilerin kendilerine dernek yönetim kurulu başkanı olarak tanıttığını, davacıyla aralarında hizmet alımına ilişkin bir sözleşme bulunmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME : Dava, fatura alacağına dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibinde vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Karar sayılı ilamı ile; güvenlik hizmeti alanında faaliyette bulunan davacı şirket ile davalıya bağlı özel sağlık kuruluşu arasında verilen hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bu davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, taraflar arasındaki davanın ticari dava mahiyetinde olduğu ve göreve ilişkin kuralların davanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği veya kendiliğinden gözetileceği hükmü gözetilerek açılan davanın asliye ticaret mahkemesinin görevli olması gerektiği gerekçesiyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirtmiş, davacı vekilinin süresi içerisinde vermiş olduğu dilekçe üzerine dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Ticaret mahkemeleri sadece ticari davalar bakımından görevlidirler. Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Birici gurupta, mutlak ticari davalar yer almaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer bazı kanunların ilgili hükümlerinde açıkça gösterilmiştir. İkinci gurupta, nispi diğer ticari davalar yer almakta olup nispi ticari davalar, her iki tarafın tacir olduğu ve işin de tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için hem her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerekir. Üçüncü grup ticari davalar ise yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Bu gruptaki davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesi ile ilgili olması yeterli görülmüştür.
Öte yandan TTK’nın 16. maddesinde tüzel kişi tacirler belirlenmiş olup bu yasa maddesinde ” MADDE 16- (1) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.
(2) Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar. ” hükmüne yer verilmiştir. Maddenin 2. fıkrasından anlaşılacağı üzere kamu yararına çalışan dernekler ticari işletme işletseler dahi tacir sıfatını haiz olamayacaklardır.
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davanın, ticari bir dava olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Davalı taraf, … olup bu derneğin kamuya yararlı bir dernek olduğu dosya içerisinde bulunan Ankara Valiliği, İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü’nün 06.06.2022 tarihli yazısı ekindeki belgeler ve yine İç İşleri Bakanlığı, Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün 11.05.2021 tarihli yazısı ekindeki belgelerden analaşılmaktadır. Davalı kamuya yaralı bir dernek olduğundan ticari işletme işletse dahi TTK’ nın 16/2. maddesi karşısında tacir sayılması mümkün değildir. Davacı şirket olup tacir sıfatını haiz ve ticari işletmesini ilgilendiren bir dava açmış ise de; davalı az yukarıda açıklandığı üzere tacir sıfatını taşımamaktadır. Sadece davacının tacir olması ve işin davacının ticari işletmesi ile ilgili olması davayı ticari hale getirmeyeceği gibi Asliye Ticaret Mahkemesini de görevli hale getirmez. İhtilaf, fatura alacağından kaynaklandığından mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. O halde; görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesi olup görev hususunun kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle her aşamada resen gözetilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakma görevinin ANKARA … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDE olduğundan dolayı mahkememizin karşı görevsizliğine ve Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunun tespitine,
2-İlam istinaf edilmeksizin kesinleştiği takdirde mercii tayini için dosyanın re’sen ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2022