Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/883 E. 2023/9 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/883 Esas – 2023/9
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/883 Esas
KARAR NO : 2023/9
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 20/12/2022
KARAR TARİHİ : 11/01/2023
KR.YZL.TARİHİ : 19/01/2023

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil …’ın 1 yıldan daha uzun süredir yapım müteahhitliği sektöründe faaliyet gösteren davalı … Enerji A.Ş.’nin %51 oranındaki payının sahibi olduğunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirkette müşterek temsil ve yönetim yetkisi bulunduğunu, davalı … Enerji’nin 4737 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında girmekte olduğu yapım işi ihalelerinde müvekkile ait iş deneyim belgesini kullandığını, müvekkilin yapılan ihalelerden müşterek temsil ve yönetim yetkisi bulunmasına rağmen davalı … Enerji’nin girmiş olduğu ihalelerde diğer isteklilerin itirazen şikayet başvurusunda bulunmuş olup, yapılan şikayet başvuruları üzerine 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun ilgili maddeleri uyarınca Kamu İhale Kurumu tarafından yapılan incelemeler neticesinde müvekkil …’ın davalı … Enerji A.Ş.’nin temsil ve yönetiminde yetkili olmadığı gerekçesi ile iş deneyim belgesinin kullanılamayacağına ve teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verildiğini, müvekkilin davalı … Enerji A.Ş’nin yarısından fazla hissesine sahip olduğunu ve bu nedenle davalı şirketin temsil ve yönetiminde müşterek yetkili olduğunu, davalı … Enerji A.Ş.’nin yarıdan fazla hissesine sahip olan ve ihalede davalı şirket tarafından iş deneyim belgesi kullanılan müvekkilin 01/04/2022 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olarak seçildiği ve bu hususun ticaret siciline de tescil edildiğini dolayısıyla müvekkilin TTK hükümleri uyarınca, yönetim kurulu sıfatı ile 4734 sayılı kanuna göre yapılan ihalelere ilişkin sözleşmelerin yürütülmesi konusunda temsil ve yönetim yetkisi de dahil olmak üzere her konuda şirketi temsil ve yönetim yetkisine kanunen sahip olduğunu beyan ederek, …’ın davalı … Enerji A.Ş.’nin %51 oranındaki payının sahibi olması sebebi ile yönetim kurulu üyesi sıfatı ile … Enerji A.Ş.’nin temsil ve yönetiminde müşterek yetkili olduğu hususunun tespiti ve bu şekilde ticaret siciline tescil ve ilanını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’ın, şirketin %51 oranındaki payının sahibi olmasından bahisle yönetim kurulu üyesi sıfatı ile şirketin temsil ve yönetiminde müşterek yetkili olduğu hususunu, başta Kamu İhale Kurumu nezdindeki sözleşmeler olmak üzere şirket adına yapılacak tüm sözleşmeleri imzalamaya ve imzalanan sözleşmelerdeki işleri yürütmeye tam yetkili olduğunu, bu hususların ticaret siciline tescil ve ilanını kabul ettiklerini ifade etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, davacının gerçek şahsın, davalı şirkette yönetim kurulu üyesi sıfatıyla temsil ve yönetimde müşterek yetkili olduğunun tespit, tescil ve ilanına ilişkindir.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilerek dosya arasına alınmıştır.
Davanın mahiyeti gereği “tespit davası” ve tespit davasında “hukuki yarar” kavramlarının açıklanmasında fayda bulunmaktadır.
Tespit davası, bir hukuki ilişkinin ya da hakkın varlığının ya da yokluğunun mahkeme kararı ile ileri sürülen kişiye karşı saptanmasıdır. Davacı taraf, bir hukuki ilişkinin ya da hakkın varlığı ya da yokluğunu davalıya karşı ileri sürmektedir. Tespit davası açılabilmesi için tespitin konusunun hak veya hukuki ilişkiye dayalı olması ve davacının dava açmakta hukuki yararının olması gerekir. Yargıtay Hukuk Genele Kurulu’nun 01/10/2019 tarih, E. 2015/21-3366, K. 2019/987 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (A., Ramazan; aktaran: Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009, önsöz VII). Yine Hukuk Genel Kurulu’nun 24.06.1992 gün ve 1992/1-347 E., 1992/396 K. ve 30.05.2001 gün ve 2001/14-443 E., 2001/458 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (Rechts-schutzbedürfnis). Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır. Öte yandan, bu hukuksal yararın, “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması gerekir (Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009, s.135). Mülga 1086 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönem içinde öğreti ve yargısal kararlar, dava açarken hukuki yararın bulunması gereğini “dava şartı” olarak kabul etmiştir. Bu şart, “dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri” olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan “olumlu dava şartları” arasında sayılmaktadır. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır. Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Somut olayda; davacı vekili, davalı … Enerji’nin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında girmekte olduğu yapım işi ihalelerinde müvekkile ait iş deneyim belgesini kullandığını, müvekkilin yapılan ihalelerden müşterek temsil ve yönetim yetkisi bulunmasına rağmen davalı … Enerji’nin girmiş olduğu ihalelerde diğer isteklilerin itirazen şikayet başvurusunda bulunmuş olmaları ve yapılan şikayet başvuruları üzerine 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun ilgili maddeleri uyarınca Kamu İhale Kurumu tarafından yapılan incelemeler neticesinde müvekkil …’ın davalı … Enerji A.Ş.’nin temsil ve yönetiminde yetkili olmadığı gerekçesi ile iş deneyim belgesinin kullanılamayacağına ve teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verildiğini, müvekkilinin ortaklık tespit belgesinin düzenlendiği tarihten önceki bir yıl boyunca kesintisiz şekilde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu nezdinde sözleşmeleri imzalamaya ve yürütmeye yetkili olduğunu açıklayarak davcaının yönetim kurulu üyesi sıfatıyla temsil ve yönetimde müşterek yetkili olduğunun tespit, tescil ve ilanına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, açılan davayı kabul ettiklerini ifade etmiştir.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre; eldeki davada davacının elde etmek istediği menfaat/koruma, davalı şirketin kamu ihalelerinde yaptığı tekliflerin, davacı …’ın davalı … Enerji A.Ş.’nin temsil ve yönetiminde yetkili olmadığı ve bu nedenle iş deneyim belgesinin kullanılamayacağı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılmasının önüne geçmektir. Davacı vekili tarafından sunulan kamu ihale kurulu kararlarında; davalı şirketin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verilirken, idari yargı yerinde dava yoluna başvurulabileceği mevzuata uygun bir şekilde ifade edilmiştir. Yine sunulan ticaret sicil gazetesi örneklerinde davacının davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu da anlaşılmaktadır. Davacının, büyük pay sahibi olduğu davalı şirkete karşı açmış olduğu işbu davada; yönetim kurulu üyesi sıfatı ile yapabileceği ve davalının da kabulünde olan işlemleri adli yargı yerinde mahkeme kararı ile tespitini istemesinde davalıya karşı ileri sürülebilecek korunmaya değer bir menfaati yani hukuki yararı yoktur. Davacı amaçladığı hukuki korumayı, kamu ihale kurumunun verdiği karara ve bu kuruma karşı idari yargı yerinde eda davası mahiyetinde bir iptal davası açmak suretiyle sağlayabilecektir. Mahkememizce bir an için ileri sürülen hususların tespitine karar verilmesi halinde bile davacının bu karar ile kamu ihale kurumu nezdinde daha önceden reddedilen işlemleri yapabilmesi yine mümkün olmayacaktır. Zira kamu ihale kurumu, eldeki davanın tarafı olmadığından verilen kararın kendisi açısından bir bağlayıcılığı olmayacak ve yine kendisi tarafından verilen/verilecek kararları esas almak suretiyle işlem yapmaya devam edecektir. Davalının, davayı kabul beyanının neticeye etkisine gelince; davaya son veren tek taraflı işlemlerden olan ” feragat ve kabul ” müesseseleri, davanın esası hakkında kesin hüküm sonucunu doğuran işlemlerdir. Dava şartları sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması mümkün değildir. Hukuki yarar da dava şartlarından olup varlığı saptanmadan kabul beyanına göre hüküm tesisi mümkün değildir. Davacının eldeki davayı açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmadığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu harcın, peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,10 TL harcın harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.11/01/2023