Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/806 E. 2022/779 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/806 Esas – 2022/779
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/806 Esas
KARAR NO : 2022/779

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 22/11/2022
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili kurumun 2001/2026 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile kurulduğunu ve ana statüsünde iktisadi devlet teşekkülü olarak belirlenmiş kamu tüzel kişiliğine haiz kamu kuruluşu olduğunu, müvekkilinin 233 sayılı KHK sistemi içinde, iktisadi devlet teşekkülü olarak ve mevcut mevzuat ve ana statüsü hükümleri çerçevesinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan (EPDK) 13.03.2003 tarihinde aldığı iletim lisansı çerçevesinde, yeni piyasa yapısına uygun olarak faaliyetlerini yürüttüğünü, müvekkilinin sermayesinin tamamının Devlete ait iktisadi devlet teşekkülü olup 6446 sayılı Elektrik Piyasast Kanunu tarafından kendisine verilen görev ve yetkiler doğrultusunda faaliyette bulunduğunu, davalının ise teşekküllerinin ihtiyacı dolayısıyla 2015/57388 İKN’li ihale ile olunan “4 Adet 380/158 kV, 250 MVA Oto Transformatörü ve Yedek Malzemeleri Sözleşmesi” kapsamında Transformatör İzleme Sistemi (TİS) cihazlarının temin edildiği firma olduğunu, transformatör yapım işi ile birlikte transformatörlerde meydana gelebilecek elektriksel olayların (akım, gerilim, kademe, buşing kapasiteleri vb.), ısıl değerlerin, izolasyon yağında ortaya çıkan arıza gazlarının ve gaz analizlerinin düzenli olarak izlenebilmesi amacıyla, müvekkili tarafından TİS’lerin temini yoluna gidildiğini, söz konusu TİS’lerde yaşanan problemlerin çözümü için ilgili Bölge Müdürlükleri tarafından yüklenici firmalara bilgilendirilmelerin yapıldığını, sonrasında 2017 yılında, her firmaya toplu olarak TİS’lerle ilgili sorunlar, Teşekkülleri İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı tarafından bildirildiğini, yaşanan sorunların artarak devam etmesi neticesinde, bir kez daha Transformatör üreticisi firmalara bildirilerek sorunların çözümü istenmiş olmasına rağmen herhangi kalıcı bir çözüm getirilmediğini, bunun üzerine 17/03/2022 tarihinde İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı tarafından transformatör üreticisi firmalara bir kez daha sorunlar bildirilerek arızaların ivedilikle giderilmesi için 1 ay içerisinde teşekkülleri ile iletişime geçilerek çalışmalara başlanılması, aksi takdirde konuyla ilgili hukuki süreçlerin başlatılacağının bildirildiğini, davalının 30.05.2022 sayılı yazısı ile “…sorunların siber güvenlik gerekçesi ile uzaktan erişim hakkımızın kaldırılması ile defalarca yerinden müdahale ile giderildiğini” belirtilerek, bilinmeyen bir nedenle kendilerinin dışında arızaların tekrarlandığının bildirildiğini, şartnameye bağlı olarak ürünü 3. kişilerden aldıklarını belirtilerek tüm transformatör merkezlerini ziyaret ederek durum tespiti yapmak istediklerini ifade ettiklerini, bilindiği üzere gizli ayıpların, ilk başta gözle görülemeyen veya basit bir muayene ile anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıp türü olduğunu, kanunla bildirilen gizli ayıba ilişkin tüm bildirimlerin davalı şirkete defalarca bildirildiğini, her defasında TİS’lerin düzeleceği umuduyla müvekkilinin oyalandığını, bu anlamda cihazda gizli ayıp bulunduğunu ve cihazın teşekküllerinin istediği faydayı sağlamadığını, ihale dokümanları ve ilgili mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; garanti süreleri içerisinde arızalı veya sorunlu cihazların, belirlenen süreler içerisinde onarımı veya değişiminden yüklenici firmalar sorumlu olduğundan, arızalı olan cihazlarda/sunucu sistemlerinde gerekli onarımların yapılması ve devreye alınması, devreye alınan sistemin performansının doğru, güvenilir ve teşekküllerini tatmin edecek şekilde olması gerektiğinden, arızalı/sorunlu Transformatör izleme sistemi cihazlarında yaşanan problemlerin kalıcı olarak giderilmeden ve çalışma sonuçlarının doğruluğu ve güvenirliği teyit edilmeden garanti koşullarının sağlandığından söz edilemeyeceğini, ayrıca Transformatör alımı sözleşmeleri hükümleri gereğince garanti süresi içerisinde meydana gelen aynı veya farklı arızaların tekrarlanma sayısına bağlı olarak bu arızaların maldan yararlanamama sonucunu ortaya çıkardığı için yüklenici firmanın malı veya ilgili üniteyi değiştirme sorumluluğu bulunmasına rağmen sorunun çözümüne yönelik adım atılmadığını, malın alımı kapsamında yüklenici firmalardan temin edilen Bölge müdürlüklerinden alınan bilgiler doğrultusunda davalı ABB (yeni adı …) için 64 TİS’den 62 tanesinin sorunlu olduğunun görüldüğünü, davalı firmaya süresi içinde bildirim yapılarak giderilmesi istenen ayıp ve sorunlarla ilgili bir işlem gerçekleştirmeyip sözleşme ile belirlenen üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini beyan ederek; Yatağan Şalt TM’de bulunan …. TİS ile ilgili olarak …..Transformatör İzleme Sistemleri’nde gizli ayıp bulunduğunun, bu ayıbın davalı tarafından halen giderilmemiş olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE: Dava, 6100 Sayılı HMK.nın 106.maddesinde tespit davası hukuki sebebine dayanmaktadır.
Davacının talebinin, Yatağan Şalt TM’de bulunan …. seri numaralı Oto Transformatör’e ait TİS ile ilgili olarak Transformatör İzleme Sistemlerinde gizli ayıp bulunduğunun, bu ayıbın davalı tarafından halen giderilmemiş olduğunun tespitinin talep edildiği görülmüştür.
6100 Sayılı HMK.nın 106.maddesinde; “Tespit davası yolu ile mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
Tespit davası açanın kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
Maddi vakalar tek başına tespit davasını oluşturamaz.” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür.
Söz konusu madde düzenlemesinden de anlaşılacağı gibi tespit davasının 2 şartı bulunmaktadır; 1-Hak ve hukuki ilişki şartı ve 2-Hukuki yarar şartıdır.
Hak ve hukuki ilişki şartında; hukuki ilişkiden kasıt, bir kişi ile diğer bir kişi veya bir mal arasında somut bir olaydan doğan hukuki ilişkidir. Soyut hukuki ilişkiler ve maddi vakalar tespit davasının konusu yapılamaz.
Hukuki yarar şartından kasıt, davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması gerektiği anlaşılmalıdır.
Yargıtay içtihatlarına göre bir hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması şu 3 koşulun birlikte varlığına bağlanmıştır. 1- Davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı. 2-Bu tehdit nedeni ile davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı. 3- Yanlız kesin hüküm etkisine sahip olup cebr-i icraya yetki vermeyen tespit hükmü bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının talebi değerlendirildiğinde davacı tarafından bir hakkın ya da hukuki ilişkinin tespiti talep edilmesi gerekirken bir maddi vakanın tespiti talep edilmiştir. Talebe konu makinenin ayıplı olduğu ve ayıbın giderilmediği yönündeki tespit talepleri bir maddi vakadır ve tespit davasının 6100 Sayılı HKM.nın 106/3.maddesi gereğince konusunu oluşturamaz. Tespit davasında davacının hukuki yararının bulunması şarttır. Mevcut olayımızda davacının hukuki bir yararı yoktur zira tespitini talep ettiği vakalara ilişkin güncel bir tehlike ile davacının hukuki durumunun tereddüt içerisinde olmadığı açıktır. Kaldı ki mevcut olayda güncel bir tehlike var saysak dahi ayıbın tespitine karar verdiğimiz takdirde cebr-i icraya yetki vermeyen bu tespit hükmünün ayıbı ortadan kaldırmayacağı yani tehlikeyi ortadan kaldırmayacağı da aşikardır. Tüm bu nedenlerden dolayı davacının talebinin tespit davasına konu olması mümkün bulunmadığından ve davacının tespit talebinde hukuki yararı da olmadığından 6100 Sayılı HKM.nın 114/1-h maddesi gereğince davacının davasının usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 80,70-TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucundan kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/11/2022