Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/773 E. 2022/740 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/773 Esas – 2022/740
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/773 Esas
KARAR NO : 2022/740

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 10/11/2022
KARAR TARİHİ : 11/11/2022
KR.YZL.TARİHİ : 11/11/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDLÜ :
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/07/2020 tarihinde müvekkili şirket tarafından sigortalı bulunan … Taşımacılık ve Lojistik Anonim Şirketi’ne ait … plakalı araç …. önünde yaya kaldırımında olan ağacın kendiliğinden kökünden ayrılarak seyir halindeki sigortalı aracın üzerine düşmesi ile aracın perte çıktığını, aracın kupa kısmının ezildiğini ve 23337142 sayılı poliçe gereği müvekkili şirketin sigortalısına 17/09/2020 tarihinde 220.000,00 TL ödeme yapıldığını, mezkur olayın davalı idarenin sorumluluk alanı içinde gerçekleşmiş olduğunun kabulünün gerektiğini, …. plaka sayılı Kasko sigortalı araçta meydana gelen zarar sebebiyle sigortalı tarafından ilgili poliçeye istinaden müvekkil şirkete hasar beyan ve ihbarında bulunulduğunu, belediyenin yola ilişkin gerekli bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden tam kusurlu olduğunu, sigortalıya ödenen hasar tazminatından belediyenin sorumlu olduğunu, hasar sebebiyle müvekkil şirketçe davalı idareye başvurulduğunu, davalı idarece meydana gelen zararın mezkur olaya ilişkin kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığı yönünde cevabı yazısı ile başvurunun reddedildiğini, davalı belediyenin trafik düzenini ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak kuralını ihlal etmesi nedeniyle tam kusurlu olduğunu, davalı idarenin arabuluculuk görüşmeleri esnasında sigortalı aracın aşırı hızlı giderek ağaca çarpması sonucu ağacın devrildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ağacın kendiliğinden kökünden sökülerek devrildiğini, sigortalı aracın önünde hiçbir şekilde çarpma sonucu hasarlanmanın mevcut olmadığını, gerekli bakımları yapmayan ve mezkur kazaya tam kusuruyla sebebiyet veren tarafın davalı belediye olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısına yapmış olduğu ödemeden sorumlu olduğunu beyan etmiş, davanın kabulü ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen 220.000,00 TL hasar tazminatı ödemesinin halefiyet prensibi gereğince ödeme tarihi olan 17/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizi ile birlikten davalıdan rücuen tazminini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, tazminat istemine ilişkindir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunla değişik TTK’nun 4 ve 5.maddesinde ticari davalar açıkça belirtilmiştir. Buna göre;
“IV – Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri
1. Genel olarak
MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde,
d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/02/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.
2. Ticari davaların ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
(3) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
(4) Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder” düzenlemesini içermektedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 6335 sayılı Kanunla değişik 4.md.de ticari davalar sayılmış olup, aynı kanunun 6335 sayılı kanunla değişik 5.md.de ise ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği, 5/3.md.de ise Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda eldeki uyuşmazlığın ticari dava olup olmadığının 6102 sayılı TTK 4.md.ne göre belirlemek gerekir. Bu düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.mad.ye göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması gerekir. TTK 4/2.md.ne göre ise tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava sayılmaktadır.

Mahkememizce yapılan değerlendirme sonunda, davacı tarafından davalı aleyhine mevcut tazminat davasının açıldığı, bu çerçevede yapılan incelemede; davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin tacir sıfatına haiz olmadığı, taraflardan birinin tacir sıfatına sahip olması sebebiyle davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği ayrıca mevcut davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen ticari dava niteliğinde de olmadığı ve Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği, Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 sayılı yasanın 2. Maddesi ile 6102 sayılı yasanın 5. Maddesinin değiştirildiği, bu değişiklik sonucu, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacağının belirlendiği, görev hususunun kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında ve resen nazara alınmasının gerektiği, davanın açıldığı tarih itibariyle davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı içerisinde kalıp, mahkememizin görev alanı içerisinde olmadığı(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2015 tarih, 2014/15-301Esas, 2015/2659Karar), incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış ve davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine ve kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne karar vermek gerkemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2022