Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/661 E. 2023/603 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/661 Esas
KARAR NO : 2023/603

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (VKN:…) -….
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … – (VKN:…) – ….
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … -…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
KR.YZL.TARİHİ : 06/11/2023

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirkete fatura karşılığı mal sattığını,
müvekkili davalı şirket tarafından cari alacakları ödenmediğinden dolayı davalı şirket aleyhine … Esas sayılı dosyasından takip başlattığını, borçlu aleyhine genel haciz yoluyla yapılan icra takibinde ödeme emri 25/08/2022 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, ancak borçlu bu takibe 29/08/2022 tarihinde itiraz ederek takibin durdurduğunu, borçlunun itirazının yerinde olmadığını, borçlunun itirazının haksız olduğunu, bu nedenle mahkemece iptalinin gerektiğini beyanla, davanın kabulü ile (fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere), davalının (borçlunun) haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın faturaya dayalı cari alacak bedelinin 61.668,88 TL yönünden iptaline ve takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dayanığı olarak belirtilen “Cari Mutabakat Raporu” isimli belgede kiminle mutabakat sağlandığının anlaşılamamış olduğunu, zira müvekkilinin kaşesinin üzerinde herhangi bir imza bulunmadığını, ayrıca müvekkili şirketin tek yetkilisinin … … olduğunu, söz konusu belgede kendisinin imzasının bulunmadığını, davacının Cari Hesap ilişkisinin varlığından bahsetmekte öncelikle bu ilişkiyi ispatlaması gerektiğini, TTK Cari hesap sözleşmesi ve şartları düzenlenmiş olduğunu, icra takibinde TTK M. 1530/7 maddesine göre faiz talebinde bulunulmuş ve aynı oranda takip sonrası faiz talebinde bulunulmuş olduğu; talebin mevcut ticari ilişkiye uygun olmadığını, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, talebin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, takip öncesi müvekkilinin temerrüde düşüldüğü bir durumun olmadığını, takip öncesi ve takip sonrası faize faiz oranına itiraz edildiğini, davacının dosyaya sunmuş olduğu faturaların e-Arşiv Fatura olarak düzenlenmiş olduğunu, “E-Arşiv Fatura” “E-Fatura”dan farklı olup söz konusu Faturayı tek başına kesmekle borç doğmayacağını, davacının faturaları müvekkile teslimi ve ayrıca faturalara konu malları teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, davacı tarafından malların teslim edildiğine ilişkin bir irsaliye ya da belge sunulmamış olduğunu, söz konusu faturalarda belirtilen malların teslim edildiğinin yazılı bir belge ile ispatlanamamış olduğunu, tamamen haksız, dayanaksız ve hukuka uygun olmayan şekilde talep edilen alacak kalemlerine itiraz edildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, faturadan kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava açılmadan evvel arabulucuya müracaat edilmiş olup işbu dava şartı yerine getirilmiştir.
… Esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları, …’nün ve …’nin yazı cevabı getirtilerek dosya kapsamına alınmış, tarafların bildirdiği diğer tüm deliller de toplanmıştır.
Davanın dayanağı olan … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının 61.668,88 TL asıl alacak ve 1.136,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 62.805,53 TL alacak üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının süresi içerisinde icra takibine ve fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmasına göre davanın sorumluluğu ve varsa takip tarihi itibari ile alacak miktarının tespiti amacıyla davalı defterleri üzerinde inceleme yapılmak sureti ile dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 13/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davalının. kendi ticari defterlerine göre davacıya iki hesabın bakiyesi ( 320 Satıcılar: 28.260,00- 159 Verilen Sipariş Avansları: 2.938.57) 25.321,43 TL borçlu olduğu, davacının kendi ticari defterlerine göre davalıdan (08.07.2022 tarihli Cari Mutabakat Raporu esas alınarak 31.08.2022 tarihli kayıt ile 13.915,21 TL arttırılan tutar hariç) 46.953,67 TL alacaklı olduğu, tarafların ticari defterlerine göre ve dosyadaki ticari defter kayıtlarının dayanak belgelerine göre (08.07.2022 tarihli Cari Mutabakat Raporu esas alınarak 31.08.2022 tarihli kayıt ile 13.915,21 TL arttırılan tutar hariç); davacının, davalıdan 54.521,42 TL alacaklı olduğunun hesap edildiği, 15/07/2020 fatura tarihli, 10.478,75 TL fatura tutarlı, 20/07/2020 davacı şirketin ticari defterlerine kayıt tarihi, davalı şirketin ticari defterlerine kayıtlı olmadığı, davalının 2020/07 dönemine ait Ba bildirim formunda davalıdan mal alımı yaptığına ilişkin bildirimde bulunulmadığından: davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan, dosyada irsaliyesi veya davalıya teslimine ilişkin belge görülemeyen 15.07.2020 tarih,10.478,75 TL tutarlı yukarıda gösterilen faturanın bedelinin davacı alacağına dahil edilemeyeceği, davalı ticari defterlerine kayıtlı 10 adet toplam 74.904,07 TL ödeme kayıtlarının belgesi davalı tarafından ibraz edildiğinde tarafların borç-alacak hesabına dahil edilebileceği, 08.07.2022 tarihli Cari Mutabakat Raporu’nun karara esas alınması durumunda; raporda, 08.07.2022 tarihi itibari ile 61.668,88 TL borç bakiyesi belirtilmiş olduğu, davacının 08.07.2022 tarihinde 800,00 TL tahsilat kaydı ile davalının borcunun takip ve dava tarihi itibari ile 60.868,88 TL olduğu, taraflar arasında sözleşme görülemediğinden TTK’nın 1530. maddesi uyarınca faiz hesaplaması yapılamayacağı rapor edilmiştir.
Davacı tanığı … 07/06/2023 tarihli duruşmadaki beyanında; “Ben davalı şirketin … ‘de bulunan … isimli iş yerinin işletme müdürüydüm, 2022 yılının temmuz ayında işimden ayrıldım, öncesinde 10 ay süre ile adı geçen iş yerinde çalıştım, işletmenin sahibi … …’dı ancak işlerini … …’ın eşi olan … yürütüyordu, … Hamının işletmeyle pek ilgisi yoktu, …’da aslında işletmeye pek fazla uğramaz, …’da ikamet ederdi, bir süre sonra … ‘da ev tutunca … işletmeye ara sıra uğramaya başladı, işletmenin tüm sorumluluğu benim üzerimdeydi, gerek davacı şirketin gerekse başka firmaların gönderdiği her türlü malı teslim almam ve bu teslim almaya dair belgeleri imzalamam söz konusu idi, bana bu işleri yapmam adına işletme sahibi tarafından sözlü bir yetki verilmişti, işletmede alacağı bulunan şirketler ya da kişiler bana ulaştığında ben de işletme sahibine bildiriyordum, işletmenin muhasebe işlerine karışmıyordum, ön muhasebeyi bir dönem … tuttu, sonrasında … ayrılınca … isimli kişi tutmaya başladı,
Tanığa dosya içerisinde bulunan 08/07/2022 tarihli 61.668,88 TL bakiyeli cari mutabakat raporu gösterilerek soruldu; rapordaki imza bana aittir, bu rapor davacı şirketin ismini … olarak bildiğim yetkilisi tarafından getirildi, ben … beye böyle bir borç var mı diye sordum, kendisi evet var imzalayabilirsin diyince cari mutabakat raporunu imzaladım, bu raporu imzaladıktan sora dahi davacı şirketin yetkilisi olarak bildiğim … Bey 5 kg’lık fıstık ile birlikte … beyin yanına geldi, ikisinin bir arada oturduğunu ve yemek yediklerini hatırlıyorum, bilgim ve görgüm bundan ibarettir” beyanında bulunmuştur.
Davacı tanığı … 07/06/2023 tarihli beyanında; “Ben davalı şirkete ait …’de bulunan … isimli işletmede 2018-2022 yılları arasında künefe ustası olarak çalıştım, çalıştığım süre boyunca davacı şirketin işletmeye fıstık teslim etmesi söz konusuydu, gelen fıstıkların teslim alınması adına bazı belgelere imza atıyordum, bu yetki bana işletmenin önceki sahibi … Bey tarafından verilmişti, işletmeyi sonrasında … devraldı, kendisi işletmede çok fazla durmazdı, onun döneminde de gelen malları ben, muhasebeci var sa muhasebeci ya da işletme müdürü teslim almakta ve sunulan belgeleri de imzalamaktaydı, bu konuda herhangi bir şekilde işletme sahibinin bizi men etmesi söz konusu değildir,
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu; işletmenin bir dönem müdürlüğünü … yaptı, …’tan önce de … …’dı, … ise işletmenin ön muhasebe işlerini yapmaktaydı” beyanında bulunmuştur.
Davacı tanığı … 25/10/2023 tarihli duruşmadaki beyanında; “ben 2019-2021 yılları arasında davalı … şirketinden ön muhasebecilik yapıyordum, … da işletme müdürü olarak çalıştırdı, … da ben de sipariş teslim formları, mutabakatları imzalıyorduk, bu sürekli olan bir şeydi, bizim şirket sahibi olarak bildiğimiz tüm işlerle ilgilenen kişi … beydi, ancak imza yetkisi eşinin idi, biz belgeleri imzalamadan önce … Bey’e gösteriyorduk, o onaylayınca imzalıyorduk, zaten siparişi de o veriyordu, bana göstermiş olduğunuz 31/12/2021 tarihli ticari mutabakat raporu altındaki imza bana aittir, beyanında bulunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilafın, davacının 08/07/2022 tarihli cari mutabakat raporu ve dayanağı faturalardan dolayı takip tarihi itibari ile davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı ve bu kapsamda yapılan takibe itirazın haksız olup olmadığı noktasında toplandığı, takibe dayanak 08/07/2022 tarihli 61.668,53 TL cari mutabakat raporu altında imzası bulunan …’un davalı şirket çalışanı olduğu, her ne kadar davalı vekilince davalı şirketin tek yetkilisinin … … olduğu, söz konusu belgede kendisinin imzasının bulunmadığı belirtilmiş ise de davalı şirket çalışanı …’un … isimli iş yerinin işletme müdürü olarak çalıştığı, dinlenen diğer tanık beyanlarından da işletme müdürü veya muhasebecini sipariş teslim formları, mutabakatları imzaladıklarının sabit olduğu, hükme esas alınan 13/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama gereğince ödediği miktarın bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 61.668,88 TL olduğu ve davacının eldeki davada sadece bu miktar yönünden itirazın iptalini talep ettiği gözetilerek davanın, 61.668,88 TL üzerinden kabulü gerekmiştir. Ayrıca, davacının alacağının likit ve takibe itirazın da haksız olduğu anlaşıldığından davacı lehine hüküm altına alınan miktarın %20 si üzerinden icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının …. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 61.668,88 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına,
İtirazı iptal edilen alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.212,60 TL harçtan, peşin alınan 739,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.473,47 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 819,83 TL harç toplamı ve 2.017,50 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.837,33 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde …. Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2023

Katip … Hakim ….
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır