Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/638 E. 2022/804 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/638 Esas – 2022/804

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :2022/638 Esas
KARAR NO :2022/804

DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ :19/12/2016
KARAR TARİHİ :06/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi maksadıyla 4046 sayılı Kanun uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nev’inin değiştirilmesi suretiyle kurulduğunu, davalı ile 24.07.2006 tarihinde akdedilen işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında elektrik dağıtım ve perakende satış işinin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, 28.06.2013’de ise davalının özelleştirilmesine ilişkin sürecin tamamlanarak müvekkili şirkete ait davalı hisselerinin özelleştirildiğini, faaliyetlerin davalı … tarafından yürütüldüğü dönemde, Kadıköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açılan davanın kabul edilerek kararın kesinleştiğini, karara dayalı olarak icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takip dosyasına, müvekkili tarafından ödeme yapıldığını, ödenen tutardan davalının sorumlu olduğunu beyanla; şimdilik 85.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 21.10.2019 tarihinde ıslah etmiştir.
Davalı vekili, rücu davalarında zamanaşımı süresinin 2 yıl olması nedeniyle, ödemenin yapıldığı yıl göz önünde bulundurulduğunda dava konusu alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında 31.03.2006 günü bilanço düzenlemelerinin yapıldığını, 31.12.2007 tarihinde ve şirketin devrine ilişkin bilanço düzenlemelerinde de borç ve alacak devir işlemlerinin tekrarlandığını, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının özelleştirme ile ilgili mali konulardaki talimatları doğrultusunda 30.04.2013 günü Boğaziçi … tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları esas alınarak devre esas bilanço düzenlemelerinin yapılmak sureti ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, dağıtım şirketinin muhasebe kayıtlarında yer alan son ay faturası dışında … ve bağlı şirketleri, … ve …a olan borçlarının …’a aktarıldığını, ticari borçların …’a aktarılması sırasında hazır değerler tutan ticari borçlardan mahsup edilerek aktif-pasif farkı sermaye artışı yapılması/zarar hesabına kayıt yoluyla dengelenmesi çerçevesinde devir sürecinin mali yönüyle ilgili işlemlerin ikmal edilerek Boğaziçi …’ın özel sektöre devrinin gerçekleştirildiğini, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğinden, geçmiş yıllara ilişkin olarak …’tan herhangi bir talepte bulunulamayacağı, üçüncü kişilerle mülkiyet hakkına dayalı ihtilafların sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca …’a bildirilmesinin gerektiğini, davacı tarafından davanın hiçbir aşamasının bildirilmediğini, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra takibine sebep olan davacının davaya ilişkin faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizin 19.03.2019 gün ve 2016/979-236 sayılı ilamıyla; bilirkişi tarafından hazırlanan 21.09.2018 tarihli raporda da tespit edildiği üzere, rücu istemine müstenik alacağın 1.554,36 TL’lik kısmının davacının sorumluluğunda olduğu, İHDS’nin 7.4. maddesinde ihbar sorumluluğuna yönelik bir düzenleme bulunmadığından davacının; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ödemiş olduğu tutarın %96,5’lik kısmından davacının sorumlu olduğunu, davacının yatırdığı 92.770,00 TL’nin %96,5’u olan 89.523,05 TL’lik kısmını ödeme tarihi olan 31.08.2010’dan itibaren, 4.760,13 TL’nin %96,5’u olan 4.59,52-TL’lik kısmını, ödeme tarihi olan 17.09.2010’dan itibaren avans faiziyle birlikte tahsili talebinde haklı olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile; 89.523,05 TL’nin 31.08.2010 tarihinden itibaren, 4.593,52 TL’nin 17.09.2010’dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair kararı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 02.12.2020 gün ve 2019/1081-2020/1240 sayılı ilamı ile davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği, bu kararı temyizen inceleyen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14.06.2022 gün ve 2021/1006-2022/4872 sayılı ilamıyla davacının iade ettiği paranın davalıdan tahsiline karar verilmesinin davacı tarafı zenginleştireceği de dikkate alınarak istirdadına karar verilen anapara ile faiz isteminin reddi yerine davalıdan tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle kararımızın bozulduğu anlaşılmıştır.
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Usul ve yasaya uygun bulunduğu için uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere; Özelleştirme Yüksek Kurulunun 02.04.2004 tarihli kararı ile davalı …’ın özelleştirme kapsamına alındığı, bu çerçevede …’a ait dağıtım bölgelerinin birer dağıtım şirketlerine dönüştürüldüğü, dönüştürülen dağıtım şirketlerinin birisi olan davacı şirket ile 29.05.2013 tarihinde hisse devir sözleşmesinin imzalandığı, elektrik faturası tahakkukundan ötürü dava dışı …kişi tarafından söz konusu ödemenin davacı şirkete yapıldığı, davacı şirketin yapılan sözleşmeler sonucu kendi bütçesine giren ve muhasebeleştirilen bu bedeli Kadıköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin ilamının icra takibine konulması sonucu ödemesinin, kendisinde bulunan (haksız tahsil edilmiş) paranın hak sahibine iadesi niteliğinde olduğu, yüksek fatura kesilerek haksız tahsil edildiği kesinleşen ilama bağlı tutarın davalıya önceden aktarıldığının ispat edilemediği, buna göre davacının iade ettiği paranın davalıdan tahsiline karar verilmesinin davacı tarafı sebepsiz zenginleştireceği de dikkate alınarak, haksız tahsil edilen para ve faizinin davalıya rücu imkânı bulunmadığından davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda da açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harcın, peşin alınan 1.451,59 TL ile 158,00 TL ıslah harcı toplamı 1.609,59 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.528,89 TL harcın karar kesinleştiğinde, istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 15.058,65 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nin 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/12/2022