Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/606 E. 2022/836 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/606 Esas
KARAR NO : 2022/836
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 03/09/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 16/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin … … Tıbbi Organizasyon Merkezi Sağlık Hizmetleri İlaç Medikal Eğitim Turizm İnşaat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketinin hissedarı olduğunu, davalı şirketin 2019-2020-2021 yıllarına ilişkin Olağan Genel Kurulunun ilk toplantısının 07.05.2022 tarihinde yapıldığını, yapılan toplantıda müvekkili tarafından bilanço, kar ve zarar hesaplarını incelemek üzere TTK’nun 420. maddesi uyarınca erteleme talep edildiğini, bilanço kar ve zarar hesaplarının görüşülmesi ve yönetim kurulunun ibrasına ilişkin oylamanın bir ay sonra yapılacak genel kurulda görüşülmesine karar verildiğini, müvekkili erteleme süresi içerisinde şirket hesaplarında Yeminli Mali Müşavir … ile birlikte inceleme yapıldığını, … tarafından hazırlanan raporda özetle “… şirketin yasal defter ve belgelerinin kayıt dışı hasılatın tespiti, yönetici ortağın şirketi kendisine borçlu bırakarak sermaye artırımına gitmesi ve işletme varlıklarının azaltılması yönünden daha uzun bir müddet içerisinde daha kapsamlı olarak uzman bilirkişiler tarafından incelenmesi gerektiği mütalaa edilmektedir.” şeklinde sonuç bildirildiğini, ertelenen Olağan Genel Kurul’un 11.06.2022 tarihinde yapıldığını, şirketin bilanço kar/zarar hesaplarının okunduğunu, müvekkilinin “şirket hasılatlarının gizlendiği, şirket ortaklarının şirketle para alışverişinde bulunduğu, yönetim kurulunun pay sahiplerinin onayı olmadan işletme varlıklarını azaltılması sonucu doğracak faaliyetlerde bulunduğundan” bahisle ret oyu kullandığını, bilanço, kar zarar hesapları oy çokluğu ile kabul edildiğini, Yönetim Kurulunun ibrasının görüşüldüğünü, müvekkilinin “şirket hasılatlarının gizlendiği, şirket ortaklarının şirketle para alışverişinde bulunduğu, yönetim kurulunun pay sahiplerinin onayı olmadan işletme varlıklarını azaltılması sonucu doğracak faaliyetlerde bulunduğundan” bahisle ret oyu kullandığını, Yönetim Kurulunun oy çokluğu ile ibra edilmediğini, gündeme müvekkilinin talebi üzerine şirketin özel denetçi tarafından denetlenmesine yönelik madde konulduğunu, müvekkilinin muhalif kaldığını ancak özel denetim yapılması talebinin oy çokluğu ile kabul edilmediğinin, davalı şirketin Ankara … ilçesinde bulunan tek özel hastane olan Özel Can Hastanesinin sahibi olduğunu, şirket ortaklarından … Yönetim Kurulu Başkanı ile … …’ün yönetim kurulu üyesi olduğunu, Genel Kurulda sermaye artırım kararı alındığını, Yönetim Kurulu Üyelerinin şirketin gelirleri ile hisse oranlarını artırmış olma yani müvekkili ve diğer azınlık hissedarların zarara uğratılmış olma ihtimalinin bulunduğunu, şirket kayıt dışı hasılatının şirkete geri borç verilerek şirketin borçlandırılması, sermaye artırımı ile bu borcun şirkete geri veriliyormuş gibi gösterilerek aslında bu hissedarlar tarafından hiç para verilmemesi veya önce verilip sonra şirketten tahsil edilerek hiç bir para vermeden şirket hisse paylarını artırması sonucunu doğuracağını, Yönetim Kurulu Üyesi olan ortak tarafından şirket sermayesine yakın bir paranın diğer ortakların haberi olmadan şirkete borç verilmesi, diğer yönetim kurulu üyesinin de bu paranın alınmasına izin vermiş olmasının açıkça usulsüzlük teşkil ettiğini, işletme ruhsatı ile birlikte doktor kadrosu tahsisi yapıldığını, halen Sağlık Bakanlığı tarafından kadro dağıtımı yapılmadığından veya şartlar zorlaştığından, bu kadroların belli şartlarla rayiç bedel üzerinden başka hastanelere devir edilebildiğini, Yönetim Kurulu tarafından, şirket varlıklarının azalması neticesini doğuran hatta faaliyetine doğrudan etkisi bulunan bu kararın genel kurulun izni olmadan yapması şirketin zararına sonuç doğurduğunu, ayrıca bu kadrolar karşılığında alınan bedelin de rayiç bedel olup olmadığının denetlenmesi gerektiğini, raporda işletmenin sahip olduğu diyaliz merkezinin 2021 yılı Yönetim Kurulu’nun 05.05.2021 tarih 2021/08 sayılı kararı ile … Hayat Sağlık ve Turizm Şirketine devredildiği, kesilen demirbaş faturasının yönetim kurulu kararından önce ve bu nedenle yapılan devrin usulsüz olduğunu, ayrıca satışın gerçek değerinde olup olmadığının da tespit edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, kararda usulsüzlük olduğu ve şirketin zarar uğratıldığı yönünde emarelerin bulunduğunu, dava şartı olmadığından arabulucuya başvurulmadığını beyan ederek; davalarının kabulü ile … … Tıbbi Organizasyon Merkezi Sağlık Hizmetleri İlaç Medikal Eğitim Turizm İnşaat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi Şirketinin denetlenmesi için TTK 439. maddesi uyarınca özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak; davanın yetkisizlik yönünden reddinin gerektiğini, şirket merkezinin … olduğunu ve … Mahkemelerinin kesin yetkili olduğunu, davacının huzurdaki davayı açmakta menfaatinin bulunmadığını, esasa ilişkin olarak; öncelikle denetim talep edilen davalı şirketin bir hastane olduğunu, kamu hizmeti yürüttüğünü ve kamu hizmetinin sürekliliği ilkesi uyarınca faaliyetlerinin kesintiye uğratılmasının haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacının 15.07.2016 … darbe girişimi süreci sonrası oluşan kendi davası nedeniyle şirket hisseleri üzerinde Mahkeme kararları ile kısıtlamalar konulduğunu, hem kendisi hakkında süregelen dava sürecinin şirket ve hastane üzerinde oluşturduğu kötü intiba nedeniyle, hem de gelinen aşamada müvekkili şirkete açtıkları davalar nedeniyle asıl olarak davacının şirketi oldukça zor durumda bırakarak şirket içi işleyiş ile hastanenin faaliyetlerini sekteye uğratmaya devam ettiğini, davacının TTK 420 maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmak istediğini ve inceleme yaptığını belirttiğini, ancak 11.06.2022 tarihli Genel Kurul’dan önce hangi belgeleri incelediği ve usulüne uygun bir inceleme yapıp yapmadığının bilinmediğini, bu kapsamda tutulmuş bir tutanağın da bulunmadığını, davacı 11.06.2022 tarihli Genel Kurul kararı ekinde var olduğunu belirtmiş oldukları yazılı ve imzalı muhalefet şerhlerinin dava dosyası içerisinde bulunmaması nedeniyle yazılı ve imzalı muhalefet şerhinin bulunmadığı sonucunun ortaya çıktığını, yazılı ve imzalı muhalefet şerhi bulunmayan davacının huzurdaki davayı açma hakkının bulunmadığını, yazılı imzalı muhalefet şerhi bulunmayan davacı yönünden davanın reddini talep ettiklerini, 2019-2020-2021 yılı faaliyet raporunu onaylayan ve şirketin önceki yönetimi il devam etmesine itiraz sunmayan davacının huzurdaki davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, uyuşmazlık kapsamında davacı 07.05.2022 tarihli Genel Kurul’da uyuşmazlıkta aykırılık iddiası ileri sürdüğü müvekkili şirketin 3 yıllık faaliyet raporunu onayladığını, huzurdaki davayı açmada bir hukuki menfaatinin de bulunmadığını, ancak davacının, dava konusu dönemdeki faaliyetlere itiraz etmemesine rağmen huzurdaki davayı açarak özel denetim talep etmesinin dürüstlük kuralına açıkça aykırılık teşkil ettiğini, dosyaya sunmuş olduğumuz özel denetim şirketi KPMG bünyesinde hazırlanan özel amaçlı tasdik raporunun özel denetçi talebinin haksızlığını ortaya koyduğunu, şirket gelirlerinin gizlendiği ve bilanço kar ve zarar hesaplarının gerçeği yansıtmadığını, şirketin defterlerinin bilanço ile uyumlu olduğunu, öncelikle sermaye artırım kararı alınması ile denetim atanması arasında bir bağlantının bulunmadığını, sermaye artırım kararının 11.05.2019 tarihli Genel Kurulda ortaklar tarafından alındığını, sermaye artırım şartlarının oluşup oluşmadığının ise huzurdaki davanın konusunu oluşturmadığını, bir diğer kalem ise artan enerji maliyetlerinin hastane için çok ciddi bir yük haline gelmesi olduğunu, bunun için de tarım arazisi niteliğini kaybetmiş bir arazi satın alarak üzerine güneş enerjisi santrali kurma amacıyla sözleşme imzalandığını, bu sayede hastane hem kendi elektriğini üretip kullanacak hem de enerjinin bir kısmını … Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye satmak suretiyle gelir elde edecek, aynı zamanda da … halkına elektrik üreterek bir fayda sağlayacağını, bu yatırımın bedelinin ise yaklaşık 600.000 dolar olduğunu, şirketin öz sermayesinin negatife dönmüş olmasının da başka bir neden olduğunu, öz sermayenin negatife dönmesi şirketin teknik olarak iflas etmesine yol açabileceğini, bu doğrultuda yaklaşık 1.000.000 Amerikan Doları (yaklaşık 18.000.000TL) gibi bir bütçe ihtiyacı oluşmasına rağmen, ortaklardan bunun bir kısmı olan 8.000.000TL kısmının karşılanması için sermaye artırımına gidildiğini ve görüldüğü üzere ihtiyacın tamamı için de sermaye artırımına gidilmediğini, kalan kısmı için finans kurumlarından alma ihtimalinin değerlendirildiğini, sonuç itibariyle de sermaye artırımının Genel Kurulda oy çokluğu ile kabul edildiğini, şirketin hiçbir dönem kar payı, temettü ve huzur hakkı dağıtmadığını, doktor kadrosu ve diyaliz merkezinin devredilmesi hususu ile ilgili olarak ise ekonomik ve tedarik sıkıntısı, ortakların da şirkete para vermek istememesi, kredi kullanılmasındaki zorluklar (ortakların teminat vermek istememesi) ve belirsiz bir dönemde kredi kullanılmak istenmemesi gibi nedenlerle kadroların devredildiğini, kadroların o günün şartlarında rayiç bedellerinin üzerinde satıldığını ve ödeme kayıtlarının mevcut olduğunu, zor bir dönemde kadroların satışı ile gelen nakit ile personel mağduriyeti sağlanmadan maaşların ödendiğini, tedarikçi firmalara borçların kapatılarak gerekli malzemelerin alındığını ve en önemlisi kamu hizmeti gören bir hastanenin devamlılığının sağlandığını, ayrıca geliri artırmak amacıyla diş kliniğinin açıldığını, gelinen aşamada Sağlık Bakanlığından ücretsiz olarak 6’sı uzman olmak üzere toplam 10 adet diş hekimliği kadrosu alındığını, halihazırda 29 uzman doktor, 6’sı uzman diş doktoru, 5 pratisyen hekim, 4 pratisyen diş hekimi olmak üzere toplam 44 hekim kadrosunun bulunduğunu, şirkete olumlu bir girdi sağlandığını, diyaliz merkezlerinin ise son dönemde oldukça zarar ettiğini ve özel diyaliz merkezi sayılarının da ekonomik nedenlerle gittikçe azaldığını, diyaliz merkezinin devredileceği dönem, Genel Kurul gündemine de devir hususunun alındığını ve genel kurul toplantısında görüşüldüğünü. ancak diyaliz merkezinin ortaklar tarafından devir alınmak istenmediğinden ve zarar ettiğinden şirkete daha da zarar vermemesi amacıyla devrine karar verildiğini, zarar eden bir işletmeyi devretmek bir başka ifadeyle şirketin pasifini azaltmanın, şirket lehine yapılan bir işlem olduğunu, son olarak müvekkilinin zarara uğrattığı iddia edilen yönetim kurulu kararlarının herhangi biri için genel kurulun, yönetim kurulunu ayrıca yetkilendirmesi veya özellikle genel kurulun bu konularda karar almasına gerek olmayacağını, yönetim kurulunun bu kararlarla ilgili olarak aksiyon alma hak ve yetkisinin bulunduğunu, davacılar tarafından bahsedilen özellikle doktor kadrosunun azaltılması ve diyaliz merkezinin satılması kararlarının pandeminin yıkıcı etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik, şirketi aksine ihya ettiren ve iyiniyet kurallarına uygun kararlar olduğunu, davacının dosyaya sunduğu mali müşavir raporunun usul ve esas açısından dikkate alınamaz nitelikte olduğunu, TTK 439 maddesi uyarınca özel denetçi atanması şartları oluşmadığından genel kurulca reddinin hukuka uygun olduğunu beyan ederek; yetkisizlik kararı verilmesine ve davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine ve davanın usul yönünden reddine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

KABUL VE GEREKÇE : Dava, anonim şirketi özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
Eldeki davada, davalı şirketin … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı olduğu, şirketin 8 ortaklı, pay değerinin 13.500.000,00-TL olup, davacı … …’nin pay değerinin 2.741.581,00-TL olduğu, söz konusu pay değerinin şirketteki hissenin %20,30 oranında olduğu, davalı şirketin 07/05/2022 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurulunda davacının vermiş olduğu önerge ile bilgi alma hakkının kullanıldığı, söz konusu bilgi alma hakkı doğrultusunda hazırlatılan rapor ile 11/06/2022 tarihli Genel Kurulda … …, … ve … … tarafından bilgi alma kapsamında Yeminli Mali Müşavir …’ya hazırlattıkları rapor dikkate alınarak, özel denetçi atanmasının talep edildiği, söz konusu talebin 5.409.245 adet kabul oyuna karşılık 7.628.427 ret oyu ile reddedildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … karar sayılı kararı ile davacı … …, Birleşen dosya davacısı …, davalı ve birleşen dosya davalısının … … Tıbbi … A.Ş., konusunun şirkete özel denetçi tayin edilmesi hususu olduğu, söz konusu mahkemece yeminli mali müşavirden alınan rapor da dikkate alınarak asıl ve birleşen davanın kabulüne ve “Şirketin hasılatının gizlenip gizlenmediği, şirket ortakları ile para alışverişleri yapılıp yapılmadığı ve bunların sonuçları, yönetim kurulu pay sahiplerinin onay almadan işletme varlıklarının azalması sonucunu doğuracak faaliyette bulunup bulunmadığı” hususlarında özel denetçi atanmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunmuş olduğu 09/12/2022 tarihli beyan dilekçesinde mevcut dosyadaki taleplerinin davalı şirketin diğer ortakları tarafından açılan özel denetçi tayinine yönelik Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Karar sayılı kararı ile karşılandığını, mevcut davanın konusuz kaldığını, bu nedenle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, lehlerine vekalet ücreti talebi olmadığını ve davanın açılmasına davalı taraf sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda mahkememiz dosyasında özel denetçi atanması talep edilen hususlar ile Ankara .. Asliye Ticaret. Mahkemesi’nin … Karar sayılı dosyasında özel denetçi atanması talep edilen hususların aynı olduğu, söz konusu Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nde özel denetçi atanması talebinin kabul edildiği, bu nedenden ötürü mevcut davanın konusuz kaldığı, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerektiği, yine mevcut davanın açılmasına dosya kapsamındaki deliller ve Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası göz önüne alındığında davalı tarafın sebebiyet verdiği, bu sebepten ötürü yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu olduğu ancak davacının 09/12/2022 tarihli dilekçesi ile lehine vekalet ücreti hükmedilmemesini talep ettiği, duruşmada ise lehine vekalet ücreti talep edildiği, davacının 09/12/2022 tarihli beyanı ile açıkça vekalet ücreti talebi olmadığından ve bu talebin bir vazgeçme olması, vazgeçmeden vazgeçmeninde mümkün olmaması nedeni ile davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmeyerek yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulması yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Dava konusuz kaldığından dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70-TL maktu harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı duruşmada kendisini her ne kadar vekil ile temsil ettirmiş ise de vekalet ücreti talebi olmadığından lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 198,70-TL (dava açılış masrafı, tebligat ve posta gideri olmak üzere) yargılama gideri ile peşin harç olarak yatırılan 80,70-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, TTK 440/2. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
15/12/2022

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza