Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/57 E. 2022/850 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/57 Esas – 2022/850
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2022/57 Esas
KARAR NO :2022/850
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :25/01/2022
KARAR TARİHİ :20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan ticari satımdan kaynaklı tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkillerinin, dava dışı … ile sondaj kuyusu açılması hususunda anlaştıklarını, bu kapsamda davalı …’ın işletmesinden 23.06.2021 günlü ve 36.473,45 TL bedelli fatura ile TSE logosu ve “…” markasını taşıyan boruların satın alınarak delme işlemine başlanıldığını, ancak çakıllama işlemi yapıldığı sırada sondaj kuyusundaki boruların kırıldığını, bu nedenle kuyunun teslim edilmediğini, yapılan incelemede boruların et kalınlığının 10 mm olmadığının tespit edilmesi üzerine 09.07.2021 tarihinde davalıların kontrol ekibine numune teslimi yapıldığını, kendilerine dönüş yapılmadığından … değişik iş sayılı dosyasında bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, tespitin yapılması sırasında boruların üretici firmasının davalı … şirketi olduğunun öğrenilmesi sonucunda 28.09.2021 günlü ihtarname ile şirkete bildirimde bulunulduğunu, boruların üzerinde TSE ibaresinin yer almasından dolayı adı geçen şirketin de sorumluluğunun olduğunu, davalı …’ın da kendileri ile yaptığı yazışmalarda şirketin kusurunun bulunduğunu belirttiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 29.03.2022 tarihli dilekçesinde, zarar kalemlerine ilişkin açıklama dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davalı … … vekili, dava konusu boruların davacı şirket tarafından satın alındığını, bu yüzden …’ın taraf ehliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin üretici ya da uygulayıcı olmadığını, müvekkilinden boru satın alınırken özel bir sipariş de verilmediğini, davalının, davacı için uygun boruyu seçme ve sondaj işini yapmakla da yükümlü olmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, boruların 2021 yılı döneminde, davacı şirket tarafından alındığını, borudan bir numunenin 09.07.2021 tarihinde üretici firmaya teslim edildiğini, teslim eden kişinin … … olduğunu, bu kişinin hangi boruyu teslim ettiğinin bile belli olmadığını, …’ın dava konusu boruları teslim ettiği düşünülse bile mayıs ayında teslim edilen borular için temmuz ayında ayıp ihbarında bulunulamayacağını, davacı tarafın yaptırdığı keşfin tarihinin ise 18.08.2021 olduğunu, … değişik iş sayılı dosyasında, boruların kırılmasının birçok sebebinin olabileceğinin, kuyuda çelik muhafaza kullanılması gerekirken kullanılmadığının, resmi izinlerin alınmadığının da tespit edildiğini, bu halde davacının kendi kusuru ile zararın oluştuğunun sabit olduğunu, davacının 300 metreye dayanaklı boru almasına rağmen kuyunun 360 metre olarak açıldığını, WHATSAPP konuşmalarının dava ile ilgisinin bulunmadığını, aksine müvekkilinin alacağını isteyen görüşmeler olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Plastik Boru Sanayi ve Ticaret Limited şirketi vekili, davada müvekkili şirketin taraf sıfatının bulunmadığını, davacıların da aktif husumet ehliyetinin olmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, kuyunun 360 metre derinliğinde açıldığını, kullanılan borunun 2. sınıf serisinde olduğunu, kullanıcı hatası olduğunu, küçük boru seçilmekle garanti kapsamı dışında kalındığını, kullanılan çakılının 15 mm’den büyük olmasının köprü yapılmasına neden olacağı için boruların kurulmasına sebebiyet vereceğini, merkezleme yayının da kullanılmadığını, davaya konu kuyunun yanında ikinci kuyu açıldığını, ancak benzer hataları yapmadıklarından çöküntünün oluşmadığını, kuyunun büyük matkapla açılıp açılmadığının, borunun 1 gün askıda kalıp kalmadığının, zeminin plastik boruya uygun olup olmadığının irdelenmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dosya içeriği ile toplanan delillerden; 21.05.2020 tarihli derin su kuyusu sondajı sözleşmesinin içeriğinde, …’ın işveren, … Jeotermal Sondaj ve Madencilik ile … Sondaj Makine Sanayi şirketlerinin yüklenici olarak işleri yürüteceklerinin, sözleşme başladıktan sonra 10 gün içerisinde işe başlanılacağının, işin süresinin 30 gün olacağının belirtildiği, … ve … şirketleri ile … arasında imzalanan 07.07.2021 tarihli kuyu teslim tutanağında, kuyunun teslim edilemediğine ilişkin bir belirlemenin yapıldığı, … Kalite Kontrol başlıklı 09.07.2021 günlü belgenin içeriğinden, 1 metrelik numunenin … … tarafından …’ye teslim edildiği şeklinde bir bilginin yer aldığının görüldüğü, WHATSAPP görüşmelerinden, davalı … ile davacı taraf arasında uzun süreden beri devam eden boru alışverişinin bulunduğunun tespit edildiği, Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 12. Bölge Müdürlüğünün 21.03.2022 tarih ve 2131201 sayılı yazılarında, Kırşehir merkeze bağlı … parsel sayılı taşınmaz üzerinde sondaj kuyusu açılmasına ilişkin bölge müdürlüğünce verilmiş bir ruhsatın bulunmadığının belirtildiği, Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası içeriğinde yer alan ve Jeoloji mühendisi tarafından düzenlenmiş raporun içeriğinde; … … ve … Makine Sondaj Turizm İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından açılan kuyunun kullanılmayacak durumda olduğu, sondaj kuyusu borulamasında kullanılan … Plastik PVC-UQ marka PVC boruların üzerlerinde ebat olarak 175*10MM yazmasına rağmen kumpasla yapılan ölçümlerde et kalınlarının 10 mm altında olduğunun tespit edildiği, davaya konu kuyunun açılmasından sonra içine yerleştirilen PVC boruların kırılarak kuyunun kullanılamayacak duruma gelmesinin birçok parametreye bağlı olduğunu, ancak en belirgin sebebinin kullanılan PVC boruların uygun çap ve ebatta olmamasından kaynaklandığı yönünde görüş belirtildiği, mahkememize sunulan Jeoloji Yüksek Mühendisi, Metalurji ve Malzeme Mühendisi ile nitelikli hesap uzmanı tarafından tanzim edilen raporda, davaya konu boruların et kalınlığının 10 mm’den az olduğu, ayıbın ilk bakışta fark edilebilecek bir ayıp olmaması ve adi bir muayene ile tespitinin mümkün olmaması karşısında, ayıbın gizli ayıp olarak nitelendirildiği yönünde görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
A)… Plastik Boru Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden yapılan incelemede;
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25.05.2022 gün ve 2022/3335-5071 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6098 sayılı Borçlar Kanununun 207. maddesine göre; satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Taşınır sözleşmesinde satıcının taşınırı teslim etmek ve mülkiyeti alıcının üzerine geçirmek gibi asıl borcu yanında satılan malı saklama ve gerektiğinde taşıma masraflarını ödeme borcu gibi tali nitelikte borçları da bulunmaktadır.
Anılan Kanunun “Ayıptan Sorumluluk”a ilişkin 219. maddesinde: “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. ” hükmü yer almaktadır.
Ayıba karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısıdır. Satıcı, malın değerini veya yararını azaltan eksikliklerin bulunmadığını ayrıca garanti etmese bile, bu borç kanunen mevcuttur. Satıcı satış sözleşmesine konu taşınır malın niteliği ve kullanım amacı bakımından malın değerini ve kullanım amacını azaltan veya ortadan kaldıran mülkiyet hakkının sonucu olan tasarrufi işlemler yapmasını engelleyen bir eksikliğin bulunmamasını sağlama borcu altındadır. Satıcının bu borcunun söz konusu olabilmesi için satılanda bu çeşit eksikliklerin var olduğunu bilmesi gerekmediği gibi satılandaki bulunması gereken vasıfları ayrıca zikir ve vaad etmesine de gerek yoktur.
Ayıba karşı tekeffül borcuna ait 6098 sayılı Borçlar Kanununun 219 ila 226. maddeleri arasında belirtilen koşullarının gerçekleşmesiyle, alıcı aynı Kanunun 227 ve devamı maddeleri kapsamında kendisine tanınan seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanabilecektir.
Alıcı, satılan malın ayıbının bulunması halinde TBK’nin 227. maddesine göre satılanı redde hazır olduğunu beyanla sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme hakları mevcuttur. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satım sözleşmesinden dönme beyanı, bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğinde olup, bir irade açıklaması olarak, satıcıya vardığı anda hükümlerini doğurur ve sözleşmeyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırır. Dönme üzerine sözleşmenin geçmişe etkili olarak ortadan kalkmasının doğal bir sonucu olarak, tarafların edimlerinin karşılıklı olarak aynı anda ifası gerekir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 229. maddesi 1. bendi gereği, satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davada davacı, tazminat talebinde bulunmuştur. TBK’ya göre ayıptan alıcıya karşı sadece satıcı sorumludur. Üretici firmanın ayıba karşı tekeffülden alıcıya karşı sorumluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan yasal düzenlemede satıcının ayıptan sorumluluğu düzenlenmiş olup üreticinin sorumluluğuna yer verilmediğinden davalılardan davaya konu borunun üreticisi olan … Plastik Boru Sanayi ve Ticaret Limited şirketinin üretici firma olması nedeniyle bedel iadesinden sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.
Bu itibarla davalı … Plastik Boru Sanayi ve Ticaret Limited şirketi yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
B)Davalı … … bakımından yapılan incelemede;
Öncelikle belirtmek gerekir ki, taraflar arasında sürekli boru alışverişinin bulunduğunun davacı tarafça sunulan WHATSAPP görüşmelerinden anlaşıldığı, davacı tarafça öncesinde de boru alındığı, bilirkişi incelemesine konu edilen numune boruların kuyunun yapımında kullanılan borular olup olmadığı hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan boruların üzerinde 10 mm yazmasına rağmen 8,5 mm olduğunun tespit edilmesi nedeni ile ayıbın açık mı yoksa gizli mi olduğu, dolayısıyla asıl dava davacısı tarafından ihbar yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği hususlarının irdelenmesi gerekmektedir.
Yargıtay 11. HD’nin 04.11.2020 tarih ve … sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Ayıp adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak, kullanma sonucunda ortaya çıkan bir ayıp ise Borçlar Kanunu hükümlerinin tatbik olunması gerekir. Borçlar Kanununun 223. maddesi hükmüne göre, alıcı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirim yapmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp sonradan çıkarsa bunu da derhal satıcıya haber vermelidir. Aksi takdirde satılanın bu ayıplı hali ile kabul etmiş sayılır.
Eldeki davada ayıbın kullanmakla ortaya çıkan ayıp olması nedeni ile gizli ayıp niteliğinde olduğu, olağan bir inceleme ile ortaya çıkmayacağı, TTK’nın 23/1-c. maddesi uyarınca, malı inceleme ve ihbar yükümlülüğünün sekiz gün içerisinde yerine getirilmesi gerektiği, somut olayda, adı geçen davalıya ihbarda bulunulduğuna dair herhangi bir belge sunulamadığı, sunulan WHATSAPP görüşmelerinin içeriğinden, ihbarda bulunulduğuna dair bulgunun bulunmadığı, …’ye numune teslimi yapılmış ise de bu kişinin üretici firmanın çalışanı olduğu, davalı Hat Boru şirketince bu durumun inkâr edilmediği görülmekle bu davalı yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Hal böyle olunca davalılardan … şirketi yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile; … … bakımından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davalı … Plastik Boru Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi bakımından davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
2-Davalı … … yönünden açılan davanın reddine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL olduğundan söz konusu ücretin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davalı … Plastik Boru Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesinin 7/2. ve 13/2. maddeleri uyarınca 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalılara verilmesine,
6-Davalı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi gereğince 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalılara verilmesine,
6-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2022