Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/491 E. 2023/247 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/491 Esas – 2023/247
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/491 Esas
KARAR NO : 2023/247

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :….
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. ….

DAVALI :….
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : Rücuen Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2022
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KR.YZL.TARİHİ : 11/05//2023

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …in iktisadi devlet teşekkülü olduğunu, müvekkilinin tarım ve tarıma dayalı sanayinin ihtiyacı olan mal ve hizmet üretmek amacıyla kurulduğunu ve faaliyet konularının sıralandığını, ülke çapına yaygın kendisine bağlı tarım işletmeleri ile faaliyetlerinin sürdürdüğünü, genel müdürlüklerinin hizmet personeli alımının 2013 ve 2014 yılları arasında imzalanan sözleşmeler ve bu sözleşmelerin eki idari ve teknik şartnameler ile davalı tarafından üstlenildiğini, söz konusu yıllar arasında davalının işçisi olarak çalışan işçi …’un 25/06/2019 tarihli dilekçesi ile müvekkili idareye başvurarak 2013 yılından itibaren genel müdürlükte çalıştığını belirttiğini ve 30/05/2019 tarihine kadar olan çalışmalarına ait kıdem tazminatının kendisine ödenmesini talep ettiğini, talebi sonucunda belgeler incelenerek 15.268,67 TL kıdem tazminatının 12/07/2019 tarihinde ödendiğini, söz konusu ödemenin 1.579,33 TL’sinin yüklenici firma davalıdan rücuen tahsilinin gerektiğini, davacının kıdem tazminatından yalnızca …. Üniversitesi rektörlüğünün sorumlu tutulmasına karar verilmiş ise de alt işveren ve asıl işverenin işçiye karşı birlikte sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, asıl işveren ile alt işveren arasındaki rücu ilişkisi de bu davanın konusu olmadığını, dava konusu kıdem tazminatı talebinin tamamından davalı asıl işverenle birlikte diğer davalı son alt işverenin de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini, alt işverenin kıdem tazminatından sorumluluğunun ortadan kalkmadığını, idari ve teknik şartnameler ve sözleşmeler incelendiğinde kıdem tazminatı ödemesinden de yüklenici firmaların sorumlu olduğunu, dava dışı işçiye yapılan ödemenin çalıştığı tüm yüklenici firmalardan rücuen tahsili amacıyla … sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, anılan mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan 23.02.2022 tarihli bilirkişi raporuna istinaden taraflarınca davalı taraf olarak gösterilmeyen yüklenici firmaların olduğunun tespit edildiğini, bu sebeple diğer yüklenici firmalar hakkında dava açıldığı için onların davalı olarak gösterilmediğini, mezkur dosya için hazırlanan 23.02.2022 tarihli bilirkişi raporu ile … ……. Ltd. Şti. için dava açılmadığı tespit edildiği için işbu davanın açıldığını, bu sebeple geri kalan firmaların sorumlu olduğu tazminat miktarlarının düşüldüğünü, raporda sorumluluğu tespit edilen ……. Ltd. Şti. İçin dava açıldığını, davalı firma ile dava konusu alacağın rücuen tahsili talebiyle …. Dosya no dosyası ile arabuluculuk antlaşmasının sağlanamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.268,67 TL kıdem tazminatı ödemesinin davalının sorumluluğunda olan 1.579,33 TL’sinin ödeme tarihi olan 12/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … isimli personelin, müvekkili şirket tarafından 2014 yılında çıkışı yapılmış olup, 2019 yılında ödendiği iddia edilen kıdem tazminatından müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin etki alanı dışında gerçekleşen bir durum sebebiyle müvekkili şirkette karşı rücu talebinde bulunmak usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava dışı personele ödendiği belirtilen kıdem tazminatının bir kısmından müvekkili şirketin sorumlu tutulabileceği düşünülse dâhi, davacı tarafın ilgili tutarın tamamını müvekkili şirketten talep etmesi de usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca söz konusu sorumluluk işçilik alacaklarına ilişkin davalarda vücut bulmakla birlikte, işe iade davaları neticesinde işçinin işe başlatılmaması hallerinde doğan tazminat yükümlülükleri yönünden de geçerli olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava dışı personele ödendiği belirtilen kıdem tazminatının bir kısmından müvekkili şirketin sorumlu tutulabileceği düşünülse dâhi, müvekkili şirketin sorumluluğu (kabul anlamına gelmemek kaydıyla) kendi çalıştırdığı süre ve dava dışı personelin devir anındaki ücret seviyesiyle sınırlı olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir.
Dava açılmadan evvel arabulucuya müracaat edilmiş olup işbu dava şartı yerine getirilmiştir.
… sayılı dosyasının Uyap kayıtları getirtilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Davalı şirketin sorumluluğu ve sorumlu olduğu miktarın tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 09/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davacı idare ile davalı şirket arasında imzalanmış sözleşme kapsamında davalı firmada çalışmış olan dava dışı …’un 05.01.2013-09.01.2014 tarihleri arası çalışma dönemi ile ilgili davacı idare tarafından kıdem tazminatı tutarları talebi olan 1.579,33 TL’yi davalı firmadan … Dairesi kararları gereği davalı firmadan rücuen talep edebileceği, ayrıca davacı idare vekilinin dava dışı işçiye 12.07.2019 tarihinde ödenen tutar üzerinden faizi talebinin olduğu, yapılan hesaplamada 1.579,33 TL tutara, ödeme tarihi olan 12.07.2019 tarihi ile dava tarihi olan 04.07.2022 tarihleri arasında 718,14 TL avans faizi hesaplaması yapıldığı, ilgili Kanunlar ve … Mahkemesinin kararı doğrultusunda davacı idare …’in davalı tarafa rücu haklarının olduğu, dava dışı işçi …’a davalı şirket dönemine ait olmak üzere ödenmesi gereken kıdem tazminatı tutarının 1.579,33 TL, ödeme tarihi ile dava tarihine kadar yürütülecek avans faizinin 718,14 TL olduğu rapor edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; dava dışı işçi …’a ödenen kıdem tazminatından davalının sorumlu olup olmayacağı, olacak ise miktarı noktasında toplandığı tespit edildi.
4857 İş Kanunu’nun 2/6 maddesi “asıl işveren, alt işverenin işçilere karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur” hükmü yer almaktadır.
… sayılı kararında da izah edildiği üzere; Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. … kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işveren karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerin de bu fesih ile ücrete dönüştüğü göz önüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından da son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
Sözleşmeye dayalı eldeki dava, 10 yıllık zamanaşımına tabi olup davacının ödeme tarihi olan 12/07/2019 tarihinden, davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden davalının zamanaşımı savunması yerinde görülmemeşitr.
Davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmeler ve eki olan idari-teknik şartnamelerde davalının çalıştıracağı işçilerle ilgili tüm giderlerden sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu sözleşme hükümlerine göre, dava dışı işçi …’a davacı tarafından ödenen ücretlerden, davalı şirket kendi dönemi ile sınırlı olarak, %50 prensibine göre değil, tamamen sorumludurlar. Sözleşmelerde davalının tümden sorumlu olacağı yazılı olmasa dahi yapılan sözleşme/ihale bedelleri içerisinde çalıştırılacak işçilere ait alacakların da bulunması sebebiyle dava dışı işçiye ödenen bedellerin davalı tarafından, işçiye ödeme yapan davacıya ödenmesi gerekmektedir. Davalının işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumluluğunun bulunduğu, davalının sorumlu olduğu miktarın bilirkişi tarafından hazırlanan yukarıda ayrıntıları yazılı denetime uygun 09/02/2023 tarihli rapor ile belirlendiği, bu kapsamda davacının dava dışı işçiye 1.579,33 TL kıdem tazminatı ödemesi yaptığı ve bu miktarı davalıdan rücuen talep edebileceği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
1.579,33 TL’nin 12/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 107,88 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,18 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00 TL olduğundan söz konusu ücretin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.579,33 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 172,90 TL harç toplamı ve 1.172,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.344,9‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davanın değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2023

Katip …. Hakim ….
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır