Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/482 E. 2022/764 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/519 Esas
KARAR NO : 2022/767

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 21/07/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
GR. KR.YZ.TARİHİ : 25/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı S.S. … Konut Yapı Kooperatifinin 2021 Yılı Olağan Genel Kurul toplantısının kanuna ve usule aykırı olarak yapıldığı, Genel Kurul toplantı çağrısının usule uygun yapılmadığını, üyelere davetiye gönderilmediğini, müvekkili …’in olağan genel kurulda bir önceki yönetim dönemine ait gelir- gider tablosu ve bilançonun gerçekleri yansıtmadığı gerekçesi ile önceki yönetim dönemini ibra etmediğini, bu duruma ilişkin muhalefet şerhi düştüğünü, bu durumun tutanak altına alınmasını istediğini, olağan genel kurulda Divan Kurulu üyelerinin tutanak örneklerini paylaşmadıkları için nasıl tutanak tuttuklarının bilinemediğini, geçmiş dönemlerde müvekkillinin yasal talepleri yerine getirilmeyerek genel kurul tutanaklarının usul ve yasaya aykırı istediği şekilde tutulduğunun sabit olduğunu, davaya konu yapı kooperatifinin 2021 yılı olağan genel kurulunda, genel kurula takdim edilen denetim kurulu raporunun da iptalinin gerektiğini, olağan genel kurul süresince aleyhlerine olabilecek hiç bir hususun tutanak altına alınmadığını, karşı tarafın kendilerini ibra edebilmek için genel kurul üyeleri üzerinde psikolojik baskı kurmaya çalıtıklarını yönetimi denetleyen denetim kurulu üyelerinin seçiminde 2020 Yılı Olağan Genel Kurulu’nda oylama sonuçları üzerinde değişiklik yapıldığını, oylama sonucunun 34 Evet 14 Hayır olması gerekirken 29 Evet 30 Hayır şeklinde tutanaklara geçirildiğini, bu durumun kanuna ve yasalara açıkça aykırı olduğunu, olayın iptali için tutulan tutanakların ve şerhlerin hukuksuz olarak savcılık ve mahkeme dosyasından gizlendiğini, bahsedilen şekilde alınmış olan genel kurul kararlarının açıkça hukuka aykırı ve suç teşkil ettiği, 1163 sayılı kanun hükümlerine aykırı olduğu, hukukun genel ilkelerine, hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına da uyarlı olmadığını, bu sebeplerle genel kurul kararlarının iptalini sağlamak için işbu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, açıklanan nedenlerle hukuka ve kanuna aykırı olarak alınan kararların iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, 26/06/2022 tarihinde yapılan 2021 yılı kooperatif olağan genel kurulunda alınan kararlara ilişkin olduğunu, daha önceden kesinleşmiş bulunan 2020 yılı olağan genel kurul kararlarının bu davada yeniden ele alınarak görüşülmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, davacının mahkeme ve savcılık kanalından gizlendiğini iddia ettiği belgelerin, mahkeme tensip tutanağında istenen belgeler arasında olduğunu, istenilen 2020 olağan genel kurulunda alınan kararların gerek hak düşürücü süre gerekse bu kararların dava konusu edilip kesinleşmeleri nedeni ile davaya konu edilmelerinin mümkün olmadığını, 2020 genel kurulun 10/07/2021 tarihinde yapıldığını, 1 aylık hak düşürücü sürenin geçtiğini, bu davanın açılmasının mümkün olmadığını, daha önceden 10/07/2021 tarihli kararın iptaline ilişkin … tarafından Ankara …asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava ve bir başka üye olan … tarafından Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyaları ile dava açıldığını ve bu davaların reddedilerek kesinleştiğini, genel kurulu toplantı çağrısının usulüne uygun yapılmadığı ve üyelere davetiye gönderilmediği iddialarının doğru olmadığını, usulüne uygun çağrı yapıldığını, genel kurul toplantı tutanağında kayda geçilerek ilgili duyuru, toplantı yeri ve gündemi gösterilerek 24/05/2022 tarihinde kooperatif ortaklar listesinde kayıtlı 96 ortaktan 81 ortağa PTT aracılığı ile 15 ortağa ise elden imza karşılığı tebliğ edildiğini, …’e gönderilen çağrı kağıdının evde olmadığından iade edildiği, daha sonrasında başkan … tarafından whatsapp aracılığı ile evrakların gönderildiğini, …’in genel kurul toplantısına katıldığını, sonuç bildiri kağıdının yine gönderildiği ancak evde olmadığından iade edildiğini, genel kurulun yasa ve ana sözleşmede ön görülen toplantı yeter sayısı ile toplandığını ve karar yeter sayısı ile kararların alındığını, mevcudun yarısından fazla oy ile kararların alındığını, davacının bugüne kadar katıldığı tüm genel kurullarda yönetim ve denetim kurulunun çalışmalarına sözlü görüş ve kanaatlerini ifade ettiğini, divana sunduğu şerh ve itirazı genel kurul dosyasına konulduğunu, genel kurul tutanak defterinin bir kopyasının her toplantı sonrasında olduğu gibi 2021 yılı olağan genel kurulu sonunda da Çevre Şehircilik ve İklimlendirme İl Müdürlüğü ile Ankara Ticaret Odası Sicil Müdürlüğü’ne sicil gazetesinde yayımlanmak üzere teslim edildiğini, davacının aynı iddialar ile daha önceki genel kurullarda da öne sürüp davalar açtığını ve tüm davaların reddedildiğini, açıklanan nedenlerle gerçek duruma, yasaya, hukuka ve usule aykırı davanın esastan reddini, yargılama harç giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
KABUL GEREKÇE: Dava, Kooperatif Genel Kurulu’nun iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın, davalı kooperatifin 26/06/2022 tarihinde yapılan 2021 yılı olağan genel kurulunun çağrısının usulüne uygun olup olmadığı, 2021 yılı olağan genel kurulunda alınan kararların esas sözleşme ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davalı kooperatifin 2021 yılı Olağan Genel Kurulu’nun 26/06/2022 tarihinde yapıldığı, mevcut davanın 21/07/2022 tarihinde açıldığı, bu çerçevede TTK’nın 445. maddesi gereğince, davanın 3 aylık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyanın esası yönünden değerlendirme yapmadan önce, davacının mevcut davayı açma hususunda sıfatının bulunup bulunmadığının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi, genel kurul kararının iptalini TTK’nın 446. maddesinde sayılan kişiler isteyebilmektedir. Mevcut olayımızda davacı … her ne kadar davalı kooperatif tarafından kooperatif üyeliğinden ihraç edilse de, söz konusu ihraç kararının henüz kesinleşmediği, zira … tarafından mahkememize ihraç kararının iptaline ilişkin 2017/38 Esas, 2018/318 Karar sayılı dosya ile dava açıldığı, söz konusu davada davacının ihraç kararının iptaline yönelik talebinin reddedildiği, ret kararının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/1724 Esas, 2021/1571 Karar sayılı kararı ile istinaf talebinin reddine karar verildiği, söz konusu kararın dava devam ederken Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nde temyiz incelemesinde bulunduğu, bu çerçevede ihraç kararının kesinleşmemesi, halen davacının kooperatif üyesi konumunda bulunması ve 2021 Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda oy kullanması nedeni ile davacının mevcut davayı açma yönünde sıfatının bulunduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
TTK 446/1-a maddesi gereği toplantıya katılanların genel kurul kararına karşı iptal davası açabilmesi için olumsuz oy kullanması ve muhalefet şerhi düşmesinin gerektiği, mevcut olayımızda davacı tarafından yönetim kurulu ve denetim kurulunun ibrasına ilişkin maddelere olumsuz oy verildiği, söz konusu olumsuz oydan hariç muhalefet şerhini içerir dilekçelerin sunulduğu, buna dair 8 adet dilekçenin divan başkanı tarafından tutanağa geçirildiği, söz konusu dilekçelerin bir kısmının bizzat davacı tarafından, bir kısmının ise birden fazla şahıs tarafından verildiği, bu çerçevede davacının TTK 446/1-a maddesindeki şartı mevcut davada taşıdığı yönünde mahkememizce kanaat oluşmuştur.
Davacı tarafından genel kurul kararının iptaline yönelik talepleri değerlendirildiğinde;
– Genel kurul çağrısının usule uygun yapılmadığına yönelik iddiası değerlendirildiğinde, davalı kooperatif ana sözleşmesinin 28.maddesinde olağan ve olağan üstü genel kurullara çağrı şeklinin düzenlendiği, söz konusu madde de çağrının taahhütlü mektupla ve ayrıca gerektiğinde gazetede ilan ile toplantı gününden en az 30 gün önce yapılabileceğinin belirtildiği, söz konusu maddeden de açıkça anlaşılacağı gibi, toplantıya çağrıda asıl olanın taahhütlü mektup olduğu, gazetenin zorunlu olmadığı, mevcut olayımızda kooperatifin 96 üyesinin bulunduğu, söz konusu üyelerin 81 tanesine genel kurul tarihinden 30 gün önce olacak şekilde 24/05/2022 tarihinde taahhütlü mektupla toplantı gününe çağrının yapıldığı, söz konusu tebligatların PTT’den yapılan sorgulamasında 24/05/2022 tarihi itibari ile PTT tarafından tebligatların kabul edildiği, bir kısım tebligatların adreste oturmadığından iade, bir kısım tebligatların ise ilgilisine tebliğ edildiği, söz konusu tebligatlarda ve süresinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, yine 15 üyeye ise genel kurul tarihinin 23/05/2022 tarihinde elden tebliğ edildiği, elden tebliğ işleminin ana sözleşme hükümlerine aykırı olmayacağı, zira elden tebliğ ile söz konusu şahısların genel kurul tarihini bizzat öğrendikleri, ana sözleşmenin 28. maddesindeki taahhütlü mektubun amacının da üyelerin genel kurul tarihine ilişkin bildirimi öğrenmelerini garantiye alma amacı olduğu, elden tebliğ ile bu işlemin garanti edildiği, bu nedenden ötürü elden tebliğ işleminin ana sözleşmeye aykırı olmadığı, davalı kooperatifin 2021 Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın çağrı işlemlerinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından mahkememizce davacının bu yöndeki iddiasına itibar edilmemiştir.
– Davacının yönetim kurulunun ibrasına ilişkin maddenin iptali talebi değerlendirildiğinde;
Davacı tarafından her ne kadar yönetim kurulunun ibrasına ilişkin maddenin iptali talep edilmiş ve gerekçesi de yönetim kurulu tarafından genel kurula sunulan bilançolar ve gelir-gider tablolarının gerçeği yansıtmadığı iddia edilmiş ise de, söz konusu iddianın somutlaştırılması için mahkememizin 03/11/2022 tarihli celsesinin (2) no’lu ara kararı gereğince davacı vekiline süre verildiği, davacı vekili tarafından söz konusu süre doğrultusunda dosyaya sunulan 14/11/2022 tarihli beyan dilekçesinde de, bilançoların ve gelir-gider tablolarının neden gerçeği yansıtmadığına ilişkin bir açıklamada bulunmadığı, davacının genel kurul toplantısı yapılırken vermiş olduğu muhalefet dilekçelerinde de söz konusu konunun soyut olarak geçildiği görülmüş olup, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının yönetim kurulunun ibrasına ilişkin maddenin iptali için göstermiş olduğu bilançolar ve gelir-gider tablolarının gerçeği yansıtmadığı yönündeki iddianın soyut olması nedeni ile davacının yönetim kurulunun ibrasına ilişkin maddenin iptali talebinin reddinin gerektiği yönünde mahkememizce kanaat oluşmuştur.
– Davacının denetim kurulu raporunun okunması ve ibrasına ilişkin maddenin iptali talebi değerlendirildiğinde;
Davacı tarafından her ne kadar denetim kurulu raporunun okunması ve ibrasına ilişkin maddenin iptali talep edilmiş ve gerekçe olarak da söz konusu raporun taraflı hazırlandığı iddia edilmiş ise de, dava dilekçesinde ve genel kurul yapılırken vermiş olduğu muhalefet şerhlerinde neden taraflı hazırlandığına ilişkin bir somutlaştırmanın bulunmadığı, bu çerçevede mahkememizin 03/11/2022 tarihli celsesinin (2) no’lu ara kararı uyarınca davacı vekiline süre verildiği, davacı vekili tarafından söz konusu süre doğrultusunda dosyaya sunulan 14/11/2022 tarihli beyan dilekçesinde de, denetim kurulu raporlarının neden taraflı olduğuna ilişkin bir açıklamada bulunulmadığı, davacının genel kurul toplantısı yapılırken vermiş olduğu muhalefet dilekçelerinde de söz konusu konunun soyut olarak geçildiği görülmüş olup, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının denetim kurulu raporunun okunması ve ibrasına ilişkin maddenin iptali için göstermiş olduğu raporların taraflı olduğu yönündeki iddianın soyut olması nedeni ile davacının denetim kurulu raporunun okunması ve ibrasına ilişkin maddenin iptali talebinin reddinin gerektiği yönünde mahkememizce kanaat oluşmuştur.
Yukarıda anlatılan tüm sebeplerden dolayı, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın Reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 80,70-TL maktu harç peşin alındığından yerinden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.