Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/473 E. 2023/533 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/473 Esas – 2023/533
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/473 Esas
KARAR NO : 2023/533

BAŞKAN : ….
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …

İHBAR OLUNAN : …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/06/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
GR.KR.YZM.TARİHİ : 29/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin yurt içinde ve yurt dışında her türlü taşımacılık hizmetlerini de içerecek şekilde posta, koli, kargo ve lojistik hizmetleri, bankalara destek hizmeti, parasal posta hizmeti, ödeme hizmetleri, elektronik hizmet sağlayıcılığı, elektronik ortam dahil her türlü tebligat ve telgraf hizmetine ilişkin faaliyetler yürüttüğünü, müvekkili şirket ile davalı arasında 2015-2016 yıllarında “gönderilerin toplanması, yüklenmesi, boşaltılması, ayrımı, sevki ve işlenmesi hizmetlerinin yürütülmesi tarihlerinde ayrım dağıtım hizmetlerine ilişkin” sözleşme konulu iki adet sözleşme akdedildiğini, 3065 sayılı … Kanununun 9.maddesi ve … Genel Uygulama Tebliğinin bölümü uyarınca, söz konusu sözleşmelere istinaden anılan şirkete yaptığı ödemelerden … tutarının 9/10 sorumlu sıfatıyla tevkif edip kendi … ödenmesi gerekmekle birlikte … tutarının tamamının anılan şirkete ödendiğini, akabinde … mevzuatından kaynaklanan zorunlulukların gereği olarak 9/10 oranındaki tevkif …’yi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371. maddesi hükümlerine göre pişmanlıkla … beyan ederek ödenmek durumunda kalındığını, davalı tarafından katlanılması gereken vergi yükünün hak ediş ödemelerinde yükleniciye …’nin tevkifat yapılmaksızın tam olarak ödenmiş olması sebebiyle müvekkili şirketin üzerinde kaldığı, bu nedenle anılan iş ortaklığında sebepsiz zenginleşme yaratan bu durum karşısında müvekkilinin adlarına … yatırılan 15.925.488,50-TL’nin müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, davalı şirketin bugüne kadar söz konusu alacaklarının müvekkiline ödemediğini, belirtilen sebeplerle davalı şirkete alacağın tahsiline yönelik dava açılmasının hasıl olduğunu, davalının belirtilen tutarı ödemesi hususunda iyi niyetli olmadığını, alacağın meblağının yüksek olduğunu, bir kamu kuruluşu olduğunu, davalı şirketin iyiniyetli olmadığını, mal kaçırma hazırlığında olduğunu, davalı ait menkul ve gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için ihtiyati haciz verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketçe ödenen toplam 15.925.488,50-TL’nin anılan firmadan yasal yoldan tahsilini teminen, ticari dava şartı olan Arabuluculuk işlemicri başlatıldığını ancak ilgili davalı firma ile anlaşma sağlanamadığını beyan ederek; fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle davalı şirketin taşınır, taşınmaz, bankadaki mevduatları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları hakkında şimdilik 15.925.488,50-TL’lik ihtiyati haciz kararı verilmesini, 15.925.488,50-TL’nin temerrüt tarihi olan 01/03/2021 itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili firma davacı ile 2009-2016 yılları arasında çalıştıklarını, taraflar arasındaki bütün faturaların davacının talebi üzerine tevkifatsız olarak kesildiğini, …’nin kamu kurumu olup, ihaleyi alan firmaların …’nin şartlarına ve taleplerine göre hizmet verip fatura kestiklerini, davacı … A.Ş.’nin davalı müvekkiline yaptığı ödemelerde tevkifat uygulanmasının gerekliliğine dair herhangi bir yazılı veya sözlü bildiride bulunmadığını, … A.Ş. ile müvekkili şirketin çalıştığı bu süreç içerisinde müvekkili tarafından kesilen faturaların hepsinin de kendileri tarafından kabul gördüğünü, tevkifatlı fatura olmaması nedeniyle herhangi bir itiraz ya da kabul etmeme durumunun gerçekleşmediğini, ayrıca her ne kadar davacının müvekkili şirkete durumu yazıyla ihtar ettiğini beyan etmişse de taraflarına herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, Devlet tarafından, … A.Ş.’ye 2017 yılında yapılan bildirim ile davacının çalıştığı firmalardan tevkifatlı fatura istemeye başladığını, ilgili tarihlerde tarafları ile çalışmadığını, Vergi Usul Kanununa göre 5 yıllık zaman aşımı dolduktan sonra huzurdaki dava açıldığını ve zamana aşımı hususunda itirazda bulunduklarını, … A.Ş.’nin iddialarına göre taraflarının davacının … yaptığı bu ödeme ile sebepsiz zenginleştiğini, bu iddianını tamamen mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin davacının yaptığı bu ödeme sayesinde Aktif/Pasif malvarlığında herhangi bir artış meydana gelmediğini ve müvekkilinin üzerine düşen … ödemelerini zaten yaptığını, 03.08.2021 tarihi itibari ile müvekkilinin mükellefi olup da ödemediği herhangi bir vergi borcunun da olmadığını, … tevkifat düzenlenmesinin amacının devletin … alacağını korumak olduğunu, zaten hali hazırda ödenmiş bir … için …’nin tekrar ödeme yapmasının koruduğu herhangi bir hukuki çıkar bulunmadığını, mükerrer ödeme yapan …’nin yaptığı fazla ödemeyi … talep etmesi gerektiğini, şüphesiz ki mevcut durumda iki kez vergi tahsilatı yapan devletin sebepsiz zenginleştiğini, ihtiyati haciz talebinin ise reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin iyi niyetli olmasa ve mal kaçırma niyetinde olsa idi şüphesiz bu vergileri ödemeyeceğini, müvekkili tarafından tahakkuk eden vergi ve yasa gereği yapılan matrah artırımlarının da ödendiğini, müvekkili firmanın davacı … ile çalıştığı süre zarfında …’nin belirlediği usul ve esaslara göre hizmet sağladığını, yine …’nin belirlediği şekilde fatura keserek doğan vergi borçlarını vaktinde ödediğini, … olan …’nin … ödemesi konusunda yarattığı ikiliğin sebebinin müvekkili olmadığını, müvekkilinin devleti zarara sokmadığını ve gerekli bütün ödemeleri yaptığını beyan ederek; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, alacak talebine ilişkindir.
Taraflar arasında ”…” başlıklı ve 25/11/2015 tarihli, ”Gönderilerin Toplanması, Yüklenmesi, Boşaltılması, Ayrımı, Sevki Ve İşlenmesi Hizmetlerinin 20. Bölgede Yaptırılması İşi, …” başlıklı 25/11/2015 tarihli, ”… … 3 Ay Süreli Doğrudan Temin Yöntemiyle Hizmet Alım Sözleşmesi” Başlıklı 06/07/2015 Tarihli, ”… (…) Sözleşmesi” başlıklı 21/05/2015 tarihli, ”Dağıtım Hizmetleri Doğrudan Temin Sözleşmesi … (…)” başlıklı 05/04/2016 tarihli sözleşmelerin imzalandığı görülmüştür.
Davacı tarafından, sözleşme kapsamında davalılara yapılan ödemelerden … tevkifatı yapılması gerekirken … tutarının tamamının davalılara ödendiği, akabinde ise … mevzuatından kaynaklanan zorunluluklar gereği 9/10 oranında …’yi pişmanlıkla … beyan edilerek ödemek zorunda kalındığı ve davalılardan alacaklı durumuna geçildiği, davalıların sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle iş bu alacak davası açılmıştır.
Taraflar arasında 2015 ve 2016 yıllarında “Gönderilerin toplanması, yüklenmesi, boşaltılması, ayrımı, sevki ve işlenmesi hizmetlerinin yürütülmesi.” işine ilişkin beş adet sözleşme olduğu hususunda anlaşmazlığın bulunmadığı, anlaşmazlığın söz konusu sözleşmeler kapsamında 3065 Sayılı … Kanununun 9. maddesi ve … Genel Uygulama Tebliğinin (I/C2.1.3.2.5.) bölümü uyarınca söz konusu sözleşmelere istinaden davalı şirkete yapılan ödemelerden … tutarının 9/10’unu davalı şirketin sorumlu sıfatı ile tevkif edip kendi … ödemesinin gerekip gerekmediği, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca söz konusu vergiden kimin sorumlu olduğu, davacı tarafından fazladan … ödemesinin yapılıp yapılmadığı, … aynı verginin mükerrer ödenip ödenmediği ve nihayetinde taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca davacının … yapmış olduğu … ödemesinden dolayı davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı taraf zaman aşımı def’inde bulunmuş ise de, uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanmış olması, sözleşmeden kaynaklanan alacağın 10 yıllık zaman aşımına tabi olması nedeniyle zaman aşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından 13/06/2023 tarihli raporun hazırlandığı ve dosya kapsamına konulduğu görülmüştür.
… Genel Uygulama Tebliği’nin 2.1.3.2.5. İşgücü Temin Hizmetleri başlıklı maddesinin 2.1.3.2.5.1. Maddesinde Tevkifat Uygulayacak Alıcılar ve Tevkifat Oranı, tebliğin (I/C-2.1.3.1/a ve b) bölümünde sayılanlar yönünden, (9/10) olarak belirlenmiştir.
Tebliğin Kapsam başlıklı 2.1.3.2.5.2. maddesinde, “Gerçek veya tüzel kişiler, faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin olarak ihtiyaç duydukları işgücünü, kendilerine hizmet akdi ile bağlı ücretli statüsünde hizmet erbabı çalıştırarak temin etmek yerine, alt işverenlerden veya bu alanda ya da başka alanlarda faaliyette bulunan diğer kişi, kurum, kuruluş veya organizasyonlardan temin etmektedirler.
Bu tür hizmetler, esas itibarıyla, temin edilen elemanların, hizmeti alan işletmenin bilfiil sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılabilmesinin mümkün bulunduğu durumlarda tevkifat kapsamına girmektedir.
Bu şekilde ortaya çıkan hizmetlerde aşağıdaki şartların varlığı halinde tevkifat uygulanır:
– Temin edilen elemanların, hizmeti alana ücretli statüsünde hizmet akdiyle bağlı olmaması gerekmektedir.
– Temin edilen elemanların, hizmeti alanın sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılması gerekmektedir. Elemanların işletmenin mal ve hizmet üretimi safhalarından herhangi birinde çalıştırılması halinde, sevk, idare ve kontrolün hizmeti alan işletmede olduğu kabul edilir.
Dolayısıyla işgücü temin hizmetinin varlığının tespitinde; hizmetin ifasında kullanılan elemanların işgücü temin hizmetini veren firmanın bünyesinde bulunması ve ona hizmet akdiyle bağlı olması, hizmeti alanın sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılması gibi karineler göz önünde bulundurulur, bu hususların varlığı, taraflar arasında bir sözleşme yapılmışsa bu sözleşmedeki hükümler veya sözleşmeye bağlı teknik şartnamedeki açıklamalar da dikkate alınarak tespit edilir.
İşgücü temin hizmeti veren mükellefin, söz konusu hizmeti bir başka mükelleften temin ettiği elemanları kullanarak sunması halinde, sadece kendisine verilen işgücü temin hizmetinde tevkifat uygulanır. …” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, iş gücü temin hizmetlerinde, hizmet alanın tevkifat sorumlusu olduğu ve bedelin ödenmesinde 9/10 oranında tevkifat yapılması gerektiği kabul edilmiş olup, iş gücü temin hizmetinin varlığının tespitinde; hizmetin ifasında kullanılan elemanların işgücü temin hizmetini veren firmanın bünyesinde bulunması ve ona hizmet akdiyle bağlı olması, hizmeti alanın sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılması gibi karineler kabul edilmiş olup, bu hususların varlığının, taraflar arasında bir sözleşme yapılmışsa bu sözleşmedeki hükümler veya sözleşmeye bağlı teknik şartnamedeki açıklamalar da dikkate alınarak tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin tamamının 27. maddelerinde, yüklenicinin, sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümler çerçevesinde yükleniciye ait olduğu, …’nin yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin muhatabı ve sorumlusu olmadığı kararlaştırılmıştır.
Dava dışı kişiler tarafından davacı …’nin aynı nitelikteki … tevkifatı işlemi nedeniyle karşı …’na açılan iki davada, ilk derece mahkemesince şirket tarafından üstlenilen işin iş gücü temin niteliğinde olduğundan bahisle yapılan 9/10 oranındaki … Tevkifatında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle verilen davanın kabulüne, dava konusu istemin iptaline ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verildiği ve …’nin kararlarının …. … tarafından onandığı tespit edilmiştir (… sayılı kararları).
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde, yüklenicinin, sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri çerçevesinde yükleniciye ait olduğu, …’nin yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin muhatabı ve sorumlusu olmadığına ilişkin hüküm bulunduğu, bu nedenle davalı tarafından üstlenilen işin … Genel Uygulama Tebliği’nin 2.1.3.2.5.2 maddesi kapsamında iş gücü temini niteliğinde ve … tevkifatına tabi olmadığı, … tevkifatına tabi olmayan bir iş nedeniyle davacı tarafından yapılan tevkifat işleminin mevzuata aykırı olduğu, … tevkifatından davalının davacı idareye borcunun bulunmadığı, davalının sebepsiz zenginleşmediği kanaatine varılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 269,85-TL harcın peşin alınan 40.578,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 40.308,45-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran davacıya iadesine,
-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 463.254,89-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde… Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/09/2023

Başkan ….
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza