Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/435 E. 2022/796 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/435 Esas – 2022/796

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/435 Esas
KARAR NO : 2022/796

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/07/2014
KARAR TARİHİ : 05/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili İdarenin faaliyet konusunun tarım ve hayvancılık olduğu, özellik arz eden güvenlik hizmetlerinin tarım işinin bir parçası olmadığını, bu sebeple müvekkili İdareye bağlı … Tarım İşletmesi Müdürlüğü tarafından ihale suretiyle özel güvenlik hizmeti alımı yoluna gidildiğini ve yüklenici firmanın işe başladığını, davalı şirket tarafından istihdam edilen güvenlik işleriyle sorumlu özel güvenlik görevlilerinden ….; süreli güvenlik faaliyetlerinin sona ermesinin ardından … Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2011/335, 336, 337, 338, 339, 341, 342 E sayılı dosyalarında Genel Müdürlüğün ve … Güvenlik, Güvenlik Eğitimi ve Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. aleyhine; 31/05/2006-31/08/2009 tarihleri arasında … Tarım İşletmesi Müdürlüğü bünyesinde güvenlik görevlisi olarak 24 saatlik aralar ile günde 12 saat çalıştıklarını, bayram ve hafta tatillerinde de aynı çalışmaların devam ettiği, yıllık izin haklarının verilmediği, ilk birkaç ay elden sonraki dönemlerde banka hesaplarına maaşların ödendiğini, kendilerinden zorla imzalı belgeler alındığını, G3 piyade tüfeği ile ağır şartlarda çalıştıkları iddiasıyla fazla mesai, pazar ve bayram ücretlerinin tahsili talebini içeren alacak davası açtıklarını, söz konusu davaların 03/06/2013 tarihinde kısmen kabul edildiğini, müvekkili İdare ve davalı şirket aleyhine müşterek müteselsil sorumluluk doğacak şekilde sonuçlandığını, temyiz edilen kararların Yargıtay tarafından onandığını, söz konusu kararların kesinleşmesi üzerine davacılar vekili tarafından Şanlıurfa 3. İcra Dairesinin …. Esasları ile işlemi konularak müvekkili idare ve davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, söz konusu icra dosyaları kapsamında 03/06/2014 tarihinde idare tarafından toplam 41.165,21 TL ilgili icra dosyalarına ödendiğini, bunun üzerine davalı şirkete mahkeme kararı uyarınca şirketlerinin müşterek müteselsilen sorumlu olduğunu belirten ve ödenen meblağın yarısı olan toplam 20.582,60 TL’nin 20 gün içerisinde müvekkili idarenin banka hesabına yatırılması ihtarını içerene 05/06/2014 tarihli bir yazı yazıldığını, ilgili yazı doğrultusunda şirket yöneticileri tarafından bahsi geçen meblağın ödeneceği şifahi olarak belirtildiğini, söz konusu ödemenin yerine getirilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 7 dosya için davalı adına ödenen toplam 20.582,60 TL idare alacağının ödeme tarihi olan 03/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin dosyaları incelendiğinde mezkur dosyalarda işçilik alacağı davası ikame eden işçilerin fazla çalışma ve yıllık izin ücret alacağı istemlerinde bulunduğu ve ilgili mahkemenin bu istemleri hüküm altına aldığını, davacı tarafça davaya konu edilen döneme ilişkin olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmeler, mezkur sözleşmenin dayağı olan kamu ihaleleri ve bu ihalelere bağlı şartnameler ayrıntılı olarak incelendiğinde çalıştırılacak işçilerin unvan ve yapacakları işe göre asgari ücret veya asgari ücretin belli bir %’lik oranda fazlasının ödeneceğinin belirtildiğinin görüleceğini, herhangi bir fazla mesai ve/veya yıllık izin ödemesinin öngörülmediğini, davalı şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin bedelinin sözleşmelerin ilgili maddelerinde belirtildiğini, sözleşmelerde fazla çalışma yaptırılacağına veya yıllık izin kullandırılacağına, yıllık izin bedelinin ödeneceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, sözleşme bedelinin aşılmasının mümkün olmaması karşısında sözleşme süresi boyunca davacı tarafından müvekkili şirkete personelin fazla çalışma veya kullandırılmayan yıllık izin alacağı olarak bir ödeme yapılmadığının açık olduğunu, şirketin zarar edecek şekilde ihaleye girmesinin ticari teamüller ve hayatın olağan akışından önce ihale mevzuatına aykırılık teşkil edeceğini, fazla çalışma ve yıllık izin alacaklarının doğmasına davacı sebebiyet verdiğinden ilgili bedellere ilişkin olarak da sorumluluğun davacıya ait olması gerektiğini, davacının çalışan personel üzerinde mutlak sevk ve idare yetkisinin bulunduğunu, taraflar arasında gerçek anlamda bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, görevli Mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Rücuen Tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Hizmet alım sözleşmesi nedeni ile dava dışı işçilerin işçilik alacakları için açmış oldukları iş mahkemesindeki dava nedeni ile verilen işçilik alacaklarına ilişkin ilamların icraya koyulması nedeni ile asıl işveren olan davacı tarafça ödenen işçilik alacağının rücuen davalı şirketten tahsili talebine ilişkindir.
Ankara 20 Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 23. Hukuk Dairesince karar kaldırılarak Ankara 20 Asliye Hukuk Mahkemesi …. tarihinde verilen görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmekle, işbu esasa kayıt olmuştur.
Mahkememizce, … İş Mahkemesine müzekkere yazılarak, 2011/337 Esas sayılı dosyanın kesinleşip kesinleşmediği hususu sorulmuş, ilgili dosyanın Yargıtay 22 Hukuk Dairesi kararı ile hükmün onandığı ve kesinleştiği bildirilmiştir.
4857 İş Kanunu’nun 2/6 maddesi “asıl işveren, alt işverenin 4857 İş Kanunu’nun 2/6 maddesi “asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur” hükmü yer almaktadır.
Dava, Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklı Rücuen Alacak davası olup, buna ilişkin olarak; Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin …Karar sayılı ilamında; “Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işveren karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerin de bu fesih ile ücrete dönüştüğü göz önüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. ” hükmü yer almaktadır.
Davalı şirketin dava dışı işçiler için ödenen alacaktan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususu tespiti amacı ile, Ankara 20 Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan 22/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacı idarenin davalı şirkete rücu edebileceği alacak miktarının 17.589,96-TL olarak hesaplandığı tespit edilmiş, mahkemece … İş Mahkemesi 2011/337 sayılı dosyasının kesinleşmesine müteakip yeniden hesaplama yapılması amacı ile bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmekle, sunulan 21/04/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda, kesinleştiği sabit olmayan dosya yönünden icra dosyasına ödenen miktarın konu edilemeyeceği, davalı şirkete rücu edilebilecek tutarın 17.589,96-TL olduğu, davacı tarafça toplam 41.165,21-TL ödeme yapıldığı rapor edilmiştir.

Mahkememizce, Yerleşik Yargıtay ilamları doğrultusunda yapılan tespit neticesinde; dava dışı işçiler …. ‘nin … iş mahkemesine açtıkları işçilik alacağı nedeni ile ödenmek zorunda kalınan 41.165,21-TL tazminatın, davalı şirket tarafından ödenmediği belirtilerek işçilere ödenen tazminatın yarısı olan 20.582,60-TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren davalı şirketten tahsili talebinde, Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihadı gereğince davalı şirketin dava dışı işçilere iş akdinin feshedildiği tarihte giydirilmiş ücret üzerinden ödenen kıdem tazminatının çalıştıkları dönem dönem itibari ile sorumluluklarının bulunduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile davacının talebi ile bağlı kalınarak 20.582,60-TL işçi alacağının ödeme tarihi olan 03/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın Kabulü ile taleple bağlı kalınarak 20.582,60-TL işçi alacağının ödeme tarihi olan 03/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 1.406,00-TL olduğundan, peşin alınan 351,50-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.054,50-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 376,70-TL harç toplamı ile, 761,00-TL (posta, tebligat, bilirkişi ücreti) olmak üzere toplam 1.137,70 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise talep halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı . 05/12/2022