Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/426 E. 2022/687 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/426 Esas
KARAR NO : 2022/687
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2017
KARAR TARİHİ : 24/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacı vekilince mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firmanın 2011 yılından beri ticari ilişki içerisinde bulunduğunu, 15.07.2016 tarihinde imzalanan sözleşmenin her yıl yenilendiğini ve 15.07.2016 tarihine kadar devam ettiğini, davacı müvekkili firma yetkilisi … ‘nin davalı şirket yetkilisine sözleşmeyi yenilemek istediğini bildirmesine davalı şirket yetkilisinin “Hocam işler çok yoğun, acelesi yok, bizsizlerden memnunuz, sîzlerle çalışacağız… ’’ cevabım verdiğini, davalı ile müvekkili arasında bir sözleşme varmış gibi davalı tarafından yaym gönderildiğim, test, kitap ve sözleşmede alman hosting ücreti, deneme sınavlarının gönderilmesi, optik okuyucunun aldırılması, isim ve logo bedeli gibi ücretlerin müvekkilinden istendiğini ve müvekkilince ödendiğini, müvekkilinin 26.12.2016 tarihine kadar … Akademi Whatsapp grubuna dâhil olduğunu, oradan davalı firmanın talimatları müvekkile ilettiği, 16.12.2016 tarihinde davalı firma tarafından müvekkilinin aranarak “31.12.2016 tarihine kadar süre tanıyoruz. 01.01.2017 itibariyle tabelanızı indirin.’’ şeklinde beyanda bulunulduğunu, müvekkilinin 2016-2017 kurs kayıtlarım … Akademi adı altında aldığım, sözleşmenin yemlenmeyeceğinin dönem ortasında müvekkile bildirildiğim beyanla; şimdilik 100.000,00 TL maddi zarann davalıca müvekkil firmaya ödenmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle, sözleşmenin süreyi düzenleyen 34. maddesinde “Sözleşmenin sona erme tarihinden iki ay önce sözleşmenin yeni dönemi için taraflar şartları görüşerek sözleşmeyi yenileyebileceklerdir. Sözleşmenin süresi bitiminde kendiliğimden aynı şartlarla bir yıl daha uzaması söz konusu değildir. ” hükmünün yer aldığını, müvekkilinin ihbarda bulunma yükümlülüğünün bulunmadığım, sözleşmede açık olarak belirtilen sürenin dolmasıyla sözleşmenin sona erdiğini, davacı tarafından dava dilekçesine eklenen sözleşmenin tarafmmm… Dil Eğitim öğretim ve Meslek Edindirme Kurs Hizmetleri San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, bu sözleşmenin ticari sır niteliğinde olduğunu ve sözleşmedeki gizlilik anlaşmalarına aykırı olarak kamuya açıklandığını, müvekkili şirketin sadece bir eğitim kurumu olmadığım, aynı zamanda yayınlan KPSS alanında rağbet gören bir yaymevi olduğunu, sadece franchise ilişkisi olan kişi ve kuramlara değil talep eden tüm kurum ve kişilere perakende ya da toptan yaym satışı yaptığını, davacı tarafın da kendisinin yayın talep ettiğim, ödemenin kredi kartıyla yapıldığını, optik okuyucu cihazının her sene ya da her sınavda alınmasının söz konusu olmadığım, bu cihazın davacı ile müvekkilinin sözleşmesinin geçerli olduğu dönemde alınmış olduğunu, sözleşme bitimi sonrası tekrar aldırma gibi bir durum olmadığım, optik okuyucu aldırma iddiasıyla ilgili herhangi bir delilin mahkemeye sunulmadığını, davacımn dâhil olduğu Whatsapp grubunun franchise ilişkisiyle bağlantılı olmadığım, yeni çıkan kitap, sınav, çalışmaların bildirildiği, fikir alışverişinin yapıldığı bir nevi forum mahiyetinde olduğunu, müvekkili tarafından franchise ilişkisi kapsamında doğrudan talimat verilmediğini, davacıdan hosting ücreti talep edilmediğim, hosting servisinin 3. bir şirket olan İnajans tarafından sağlandığım, sözleşmenin süresi dolduktan sonra hem sitenin kullanılmaması hem de iade için hesap bildirmesi istendiyse de herhangi bir hesabm bildirilmediğini, davacı tarafın franchise bedelim hangi tarihte ödediğini açıklamadığım, bunun sebebinin böyle bir bedel talep edilmemiş ve ödenememiş olması olduğunu, 20.01.2015 tarihli sözleşmenin 26. maddesinde sözleşmenin sona ermesi ile birlikte kullanıcının “… Akademi’ye ait her türlü amblemi, logoyu ve bu markayı kullanma hakkı sona erer ve 15 gün içerisinde tabela, reklam malzemeleri, afiş ve benzeri gibi malzemeleri kullanımdan kaldırır. Kullanıcı … Akademi’nin isim sistemine dâhil olduğu intihasını verecek her türlü davranıştan kaçınır. Sözleşmenin sona ermesi ile hiçbir kullanıcı … Akademi’nin hiçbir ürününü imal edemez, dershanesinde/kursunda artan/kalan yayınları satamaz/sattıramaz.’’ hükmünün bulunduğunu, …yevmiye numaralı ihtarnamesine ve sözleşme süresi bitimine rağmen müvekkile ait logo vb. tüm görselin kullanılmasını, 2016-2017 kurs kayıtlarının … Akademi ismi altında yapılmasının müvekkilinin haklarını ihlal ettiğini beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Haksız Fiilden Kaynaklanan Tazminat davasıdır.
Taraflar arasında “Belirli süreli isim ve logo kullanma sözleşmesi” isimli sözleşmenin akdedildiği, sözleşmenin sona erip ermediği noktasında ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşmenin yenileneceği konusunda davalının davacı nezdinde intiba uyandırıp uyandırmadığı, davacı tarafından yapılan ödemelerin iddiaya göre yenilenen sözleşmeye göre yapılıp yapılmadığı, sözleşmenin yenilenip yenilenmediği, fesih edilen sözleşme nedeniyle davacının maddi zararının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizin, 2017/210 E 2019/488 K sayılı kararı ile “…..Taraflar arasında “Belirli süreli isim ve logo kullanma sözleşmesi” isimli sözleşmenin akdedildiği, sözleşmenin süresinin 34. Maddesi gereğince 21/01/2015 den başlayıp 15/07/2016 tarihine kadar olduğu, sözleşmenin kendiliğinden uzamayacağına ilişkin yine 34. Maddesinde hüküm bulunduğu, ancak dosyada bulunan masraf yazışmaları, davacının harcamaları, davalının tutum ve davranışları dikkate alındığında, 2011 yılından 2016 yılı Temmuz ayına kadar her yıl eğitim-öğretim yılını kapsayacak şekilde yenilen sözleşmenin tekrar yenileneceği konusunda davalı tarafından davacı yandan intiba oluşturduğu, bu nedenle davacının buna ilişkin olarak “culpa in contrahendo (sözleşme görüşmelerindeki kusurdan doğan sorumluluk)” sorumluluğu gereğince olumsuz zararlarla sınırlı olmak üzere zararlarını isteyebileceği gerekçesiyle davacının talebinin kısmen kabulü ile dava dilekçesinde faiz talebi bulunmadığı da gözetilerek zarar olarak hesaplanan 13.816,64 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş…..” verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi ….Karar, 16/05/2022 tarihli kararı ile “……Bu itibarla, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar nazara alınmak suretiyle davacının faaliyetinin esnaf faaliyeti olup olmadığı, işin hacmi itibariyle ticari muhasebeyi gerektirip gerektirmediği, ticari faaliyet boyutuna erişip erişmediği değerlendirilip, gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak davacının tacir-esnaf olduğunun kesin bir şekilde belirlenmesinden sonra taraflar arasındaki fesih koşullarının bulunup bulunmadığı, davacı yanın alacağa hak kazanıp kazanmadığı, alacağının bulunup bulunmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de yerinde değildir. Mahkemece hükme doğrudan etki edecek şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağından, mahkemece değinilen hususlarla ilgili inceleme ve değerlendirme yapılıp, gerekirse davalının tacir – esnaf olup olmadığı yönünde rapor alınması, davada tamamen farklı bir sonuca ulaşılabilecek ise delillerin ve taleplerin buna göre değerlendirilerek hüküm kurulması gerekmektedir……..” ilamı ile kaldırılmasına karar verilmekle işbu esasa kayıt olunmuştur.
Mahkememizce, Bam kararı uyarınca davacının tacir olup olmadığı hususunda yalova vergi dairesine müzekkere yazılmış, gelen yazı cevabında davacının 01/01/2017 tarihi itibari ile 1. Sınıf tüccar olduğu ve bilanço esasına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.
Davalı … Ltd. Şti ile davacı … ….adi ortaklığı arasında imzalanan “Belirli Süreli İsim ve Logo Kullanma Sözleşmesi” nin konusunun “Patent Hakkı Sahibi … Akademi isim ve logosunun belirli süre ile sınırlı olarak ve sözleşmenin 2. Maddesinde belirtilen ilçe sınırları içeresinde sözleşmenin tarafı kullanıcı tarafından kullanılması” olduğu “sözleşmenin sona erme halinde yükümlülükler” başlıklı 26. Maddesinin 2. ve 3. bendlerinde “sözleşmenin sona ermesi ile birlikte kullanıcının … Akademiye ait amblemi, logoyu ve bu markayı kullanma hakkı sona erer ve 15 gün içerisinde tabela, reklam malzemeleri, afiş vb. Malzemelerin kullanımdan kaldırır. Kullanıcı … Akademinin isim sistemine dahil olduğu intibasını verecek her türlü davranıştan kaçınır, sözleşmenin sona ermesi ile hiç bir kullanıcı … Akademinin hiç bir ürününü imal edemez, dershanesinde/kursunda artan/kalan yayınları satamaz/sattıramaz”, sözleşmenin Süre başlıklı 34. Maddesinde “sözleşmenin başlangıcı imza tarihi olup, süresi 21/01/2015 den itibaren 1 (bir) eğitim-öğretim yılı, 15 Temmuz 2016 ya kadar geçerlidir. Taraflar önceden birbirlerine haber vermek ve geçmişte birbirlerine olan vecibelerini yerine getirmek şartıyla anlaşarak sözleşmeyi feshedebilirler. Sözleşmenin sona erme tarihinden 2 ay önce sözleşmenin yeni dönemi için taraflar şartları görüşerek taraflar sözleşmeyi yenileyebileceklerdir. Sözleşmenin süresi bitiminde kendiliğinden aynı şartlarla 1 yıl daha uzaması söz konusu değildir” düzenlemelerinin yer aldığı görülmüştür.
Davalı … … Ltd. Şti nin ….yevmiye nolu, davacıya çekmiş olduğu ihtarnamede 21/01/2015 tarihli sözleşmesinin süre bitiminde yenilenmemesi sebebiyle buna bağlı olarak belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesinin ihtar olunduğu, …. yevmiye nolu davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede 15/07/2011 tarihinde imzalanan sözleşmenin her yıl yenilendiği, 15/07/2016 tarihinde yenilenmemesi nedeniyle oluşan zararların istendiği, …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı … … Ltd. Şti nin sözleşmenin 34. Maddesi gereğince otomatik yenilenme gibi bir durumun olmadığı, franchise bedelinin ödenmediği, bunun ödenmesinin istendiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddiaları ve itirazları konusunda davacının ticari defterlerinin incelenmesi için Yalova Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucu alınan 31/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte olan ihtilafsız olan 15/07/2016 tarihine kadar 22 adet fatura karşılığı KDV dahil 23.249,72 TL alım yapıldığı, 15/07/2016 tarihinden sonra 14 adet fatura karşılığı 6.516,72 TL alım yapıldığı, dava dilekçesinde yer alan zarar kalemleri incelendiğinde 15.940,64 TL fatura karşılığı zararının olduğu, yıllar itibariyle değerlendirildiğinde herhangi bir hasılat kaybına rastlanılmadığı, … Akeminin 21/12/2016 tarihli ihtarnamesinden sonra yeni kayıt dönemi olan Eylül 2017 tarihine kadar bir önceki yıl hasılatı ile karşılaştırıltığında 26.290,81 TL hasılat kaybı tespit edildiği, dava dilekçesinde belirtilen maddi zararlara ait 6-8-9-10-11-12 belirtilen kalemlerin cari hesap hareketlerine istinaden ödemelerin olduğu, bu nedenle zarar kalemlerinin olmadığı, ticari defterlerinin yasal delil niteliğine haiz olduğu, Whatsapp yazışmalarından 2-3-4-5 Eylül 2016 tarihinde Franchise toplantısının olacağı, bu mesaja istinaden hiç bir bayi ile bu tarihe kadar sözleşme imzalanmadığının tespit edildiği, işletme defterine kayıt işlemlerinin sadece mal alışları, mal satışları, giderler ve alınan ücret ve gelirler başlıkları altında kayıtlar yapıldığı, bu nedenle ticari defterlerden ödemelere ait bilgilerin tespit edilemediği,Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi hükmü gereğince söz konusu ekleme ve çıkarmalar yapıldığında toplam 520.565,83 TL alacak kaleminin kaldığının tespit edildiği rapor edilmiştir.
Bu defa tarafların bilirkişi raporuna karşı itirazları ve dosyaya sunmuş olduğu delillerin, dava konusu ihtilaf hususları değerlendirilmek ve tespitler yapmak üzere dosya muhasebeci, mali müşavir ve nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilmek suretiyle, heyet tarafından hazırlanan 19/12/2018 tarihli raporda, davanın sözleşmenin yenilenmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkin olduğu, dava değerinin 100.000,00-TL olduğu, Davacının davalıya sözleşme imzalanacağı inancıyla yapmış olduğu masraflardan “culpa in contrahendo” sorumluluğu gereğince, davalıdan talep edebileceği zararının “olumsuz zarar”la sınırlı olacağı, davacı yan ticari defterlerinin incelendiği 02.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespitlerden yola çıkıldığında, davacının talep edebileceği zarar tutarının 13.816,64-TL. olduğu rapor edilmiş, bu rapora itirazlar üzerine alınan 16/04/2019 tarihli ek raporda aynı mahiyette düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde dosyada yer alan tüm bilgi belgeler, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında “Belirli süreli isim ve logo kullanma sözleşmesi” isimli sözleşmenin akdedildiği, sözleşmenin süresinin 34. Maddesi gereğince 21/01/2015 den başlayıp 15/07/2016 tarihine kadar olduğu, sözleşmenin kendiliğinden uzamayacağına ilişkin yine 34. Maddesinde hüküm bulunduğu, ancak dosyada bulunan masraf yazışmaları, davacının harcamaları, davalının tutum ve davranışları dikkate alındığında, 2011 yılından 2016 yılı Temmuz ayına kadar her yıl eğitim-öğretim yılını kapsayacak şekilde yenilen sözleşmenin tekrar yenileneceği konusunda davalı tarafından davacı yandan intiba oluşturduğu, bu nedenle davacının buna ilişkin olarak “culpa in contrahendo (sözleşme görüşmelerindeki kusurdan doğan sorumluluk)” sorumluluğu gereğince olumsuz zararlarla sınırlı olmak üzere zararlarını isteyebileceği kanaati hasıl olmuş, bu konuda 3 lü bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 19/12/2018 tarihli kök rapor ve 16/04/2019 tarihli bilirkişi heyet raporlarının usul ve yasaya uygun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kabul edilmek suretiyle davacının talebinin kısmen kabulü ile dava dilekçesinde faiz talebi bulunmadığı da gözetilerek zarar olarak hesaplanan 13.816,64 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 13.816,64 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 943,81-TL olduğundan, peşin alınan 1.707,75-TL’den mahsubu ile bakiye 763,94-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,000-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.739,15‬-TL harç toplamı ile 4.144,00-TL (posta, tebligat, bilirkişi ücreti) olmak üzere toplam 5.883,15‬-TL yargılama giderinin 812,46-TL ‘sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yatırılan 48,58-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 41,87-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geri kalan kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise talep halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır