Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/423 E. 2023/407 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/423 Esas – 2023/407
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/423 Esas
KARAR NO : 2023/407

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
GR.KR.YZM.TARİHİ : 16/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkillerinin üyelikten dolayı hak ettiği ve kendilerine verilmeyen iş yeri bedelinden kaynaklanan ilmlı alacakları için … ‘nde 9 dosya ve dava sürecine katılmayan 4 dosya olmak üzere toplamda 13 dosya üzerinden ilamlı icra takibinde bulunduklarını ancak borçlunun hiçbir mal varlığının tespit edilemediğini beyan ederek, İİK. 277.maddesi kapsamında tasarrufun iptaline, İİK. 277.maddesi kapsamında talepleri kabul görmez ise üyeler arasındaki eşitlik sağlanmadığından bütün üyelere hak ettikleri oranda paylarının verilmesi için mevcut tapu kaydının iptali ile davalı kooperatif adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın öncelikle husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davalı … 2000 yılında konut sahibi olmak için üye olduğunu, müvekkilinin ödeyebileceği para tutarının ana sözleşme ile belirlendiğini ve müvekkilinin bu miktarları zamanında ve eksiksiz olarak davalı kooperatifin banka hesabına ödediğini, söz konusu konutların inşaatı devam etmekte iken yönetim kurulu tarafından kooperatif üyelerine eş zamanlı olarak yapılmakta olan iş yerlerinde de hak sahibi olabilmek için teklif sunulduğunu, müvekkilinin de 15 m2 dükkan karşılığı için 40.000 TL’yi ödemeyi kabul ederek kooperatifin anlaşmalı olduğu … Bankası … Şubesi’nden 40.000,00-TL kredi çekerek davalı kooperatifin banka hesabına yatırdığını, müvekkilinin ödemeleri eksiksiz olarak yaptığını ve 2009 yılında gerçekleşen yer seçimi sonrası yalnızca … . Kattaki dairenin tapusunun verildiğini, müvekkilinin ne iş yerini ne de iş yeri sahibi olabilmek için bankadan kredi çekerek kooperatife ödediği parayı davalı kooperatiften alamadığını, müvekkilinin 2005-2006 yılları arasında 40.000,00-TL olarak aldığı söz konusu krediyi faiziyle beraber 55.000,00-TL olarak ödediğinden maddi açıdan oldukça zora düştüğünü ancak yargı yoluna başvurmadığını, müvekkilinin söz konusu dairenin tapusunu aldığı tarihten bu yana davalı kooperatif ile fiili veya hukuki hiçbir ilişkisinin kalmadığını, … ‘da ikamet etmeyen müvekkilinin kooperatif toplantılarına katılmadığını ve davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların hiçbirinden haberdar olmadığını, yaşanan bu olayların oldukça eski tarihli olması nedeniyle müvekkilinin ilgili kayıtlara ulaşmasının mümkün olmadığını beyan ederek; haksız ve hukuka aykırı olarak açılan işbu davanın müvekkili açısından öncelikle husumet yokluğu nedeniyle usulden, Mahkemeniz aksi kanaatte hasıl olursa esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacıların açtığı davanın kabule şayan olmadığını, öncelikle davacının dava başvuru lahiyasının HMK şartlarını taşımadığından reddini talep ettiklerini, davacının tüm talepleri zaman aşımına uğradığından zaman aşımı itirazlarının kabulünü talep ettiklerini, davaya konu kooperatifte müvekkili yönetici, hissedar yahut benzeri, herhangi bir sıfata haiz olmadığını, bu sebeple ikame edilen davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, müvekkilinin söz konusu kooperatifteki hisselerini yıllar önce devrettiğini, devredilen hisse ile davacının alacak iddiası arasında bir illiyet bulunmadığını, müvekkilinin ilelebet kooperatifin doğmuş doğacak borçlarına kefaletini içerir herhangi bir sözleşme de bulunmadığına göre müvekkiline husumet yönetilmesinin mümkün olmadığını, davacı yargıyı vasıta kılarak müvekkilinden alacağı olmayan bir parayı talep ettiğini beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; karşılıksız devirleri konu alan tasarrufların iptalinde dava açma süresinin 2 yıl olduğunu, davacılar vekilinin takibe dayanak ve tarihleri ile takip dosyalarında kooperatifin acze düştüğü ve adına alınan aciz vesika tarihlerini detaylıca bildirmediğini, öncelikle zaman aşımı / hak düşürücü süre itirazında bulunduğunu, kooperatif üyeliğini 20/01/2020 tarihinde … isimli şahsa devrettiğini, ortaklığın devri ile de ortaklığın sağladığı tüm hak ve borçların devralan ortağa geçtiğini, üyeliği devretmesi nedeniyle tarafı kooperatif hak ve borçlarından sorumlu tutulamayacağından tarafı yönünden husumet itirazında bulunduklarını, esas yönünden; … üyelerin haklarının yanında sorumluluklarının da düzenlendiğini, alacaklıların üyelerin kişisel malvarlığına karşı talepte bulunamayacağını, davacılar vekili her ne kadar kooperatifin malvarlığının bulunmadığını ileri sürmüş ise de,… sayılı dosyasında iflas/tasfiye işlemlerinin devam ettiğini, davacıların bu dosyada sıra cetveline girerek ilk önce kooperatif tasfiyesinin gerçekleşmesinden sonra malvarlığı kalmaz ise eda davası yoluna başvurması gerektiğini, davacıların bu yolu denemeden haksız olarak işbu dava ile üyelere başvurduklarını, iflas/tasfiye dosya sonucu bu dava için beklenmesi gerektiğini beyan ederek; davanın zaman aşımı/hak düşürücü süre yönünden reddine, kooperatif üyeliğini devretmem nedeniyle davanın husumet nedeniyle reddine, ilk itirazlarının kabul görmemesi halinde ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; davacılar arasında yer alan … Kooperatifi’ne 19/06/1998 yılında üye olduğunu, geçen zaman içinde yükümlülüklerini yerine getirdiğini, edindiği bir adet konut için tapu verildiğini, konutun 2011 yılında satışını yaparak tapuda devir ve teslim ettiğini, aynı yıl içinde hissesini … isimli şahsa devrettiğini, devir işlemi sonrası 04/10/2011 tarih ve … nolu kooperatif yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinin sona erdiğini, davalı kooperatifle olan ilişkisinin 2011 yılında sonlandırmasına rağmen 2014 yılında yapılan olağan genel kurul toplantısının “hazirun cetvelinde” konut sahibi olarak isminin yer aldığının bildirildiğini, genel kurul toplantısı için hazırlanan “hazirun cetveli”nin üye kayıt ve karar defterlerindeki bilgilere göre hazırlanmadığını, üye olmadığı için şahsına katılma çağrısı yapılmadığını, ayrıca toplantıya katılmadığı gibi herhangi bir belgeye imza atmadığını, 2014 yılında görevde olan kooperatif yöneticilerinin üye olmayan, üyelikten çıkan ya da çıkarılan kişileri hazirun cetvelinde gösterip sahte belge düzenlediklerinin kayıt ve beyanlarla sabit olduğunu beyan ederek; davacıların iddia ve taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; kooperatife 2007 yılında üye olduğunu, üyeliği boyunca bütün ödemelerini yerine getirdiğini ve kooperatife herhangi bir borcunun olmadığını, 2009 yılında ferdileşme yapılarak tarafına bir daire verildiğini, 2009 yılında yapılan genel kurulda yapılan daire sayısı yeterli olmadığı için gönüllü olan 10 üyeye boş arsa verildiğini, inşaatı devam eden iş yerlerinin tamamlanması için sadece kooperatiften daire alan üyelere yaklaşık 14 metrekare işyerine karşılık 40.000,00-TL kredi çektirildiğini ve iş yerlerinin inşaatının da bu paralarla ödendiğini, 2014 yılında genel kurul kararıyla bu iş yerlerinin satılmasına karar verilerek 2015 yılında satıldığını, davacılara işyerlerinde sahip oldukları metrekareye göre kooperatif tarafından ödeme yapıldığını, kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, yaşadığı maddi ve manevi sıkıntılarla 2017 yılında kooperatiften istifa ettiğini ve aldığı daireyi cüzi bir fiyata sattığını, davacıların iddia ettiği zarara ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek; haksız ve hukuka aykırı olarak açılan işbu davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle usulden, mahkemeniz aksi kanaatte hasıl olursa esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olmadığını, davaya bakmaya Asliye Hukuk mahkemesi görevli olduğundan davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, bu kooperatif hakkında iflas kararı olduğundan böyle bir davayı alacaklıların açmasının mümkün olmadığını, davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, burada hem aktif hem de pasif ehliyetin olmadığını, dolayısıyla husumet itirazında da bulunduklarını, tasarrufun iptalinin İİK 227 vd.maddelerine göre şartlarının oluşmadığını, kooperatifin verdiği bağımsız bölüm için ivazlar arasında herhangi bir farklılığın söz konusu olmadığını, bu şartlar olmadığına göre burada tasarrufun iptali koşularından da bahis edilemeyeceğini, tasarrufun iptalinin davası açılması hakkının zamanaşımına uğradığını, iyi niyetli olarak davalının bu taşınmazı ferdileşme yoluyla aldığını beyan ederek; davaya bakmaya görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleri olduğundan davanın öncelikle görev yönünden usulden reddi gerektiğini, tasarrufun iptali davası şartları olmadığı gibi ayrıca 5 yıllık, iki yıllık zamanaşımı sürelerinin de geçtiğini, aktif husumet ehliyeti olmadığını, burada böyle bir dava açma hakkının iflas masasında olduğunu, alacaklının yani borçludan yani müflisten alacaklı olanın böyle bir dava açmaya hakkının olmadığını, çünkü iflasın külli olduğunu, iflas olunca her alacaklının kendi alacağını almaya çalışamayacağını, bunu iflas masasının alacağını, dava hakkı varsa da bunu iflas masasının açacağını, elde edilen hakların masaya gireceğini, masada bunları tasfiye kapsamı içerisinde alacaklılara dağıttığını, bu bakımdan husumet itirazında bulunduklarını, bu nedenlerle açılan davanın öncelikle usuli eksiklikler nedeniyle, ayrıca asıl borçlu hakkında iflas kararı olduğundan ve iflas da külli olduğundan dolayı aktif husumet ehliyeti olmadığından ve diğer nedenlerden dolayı davanın usulden reddine, mümkün değilse usulden reddine, mümkün değilse diğer konulardan dolayı davanın haksız açılması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olmadığını, burada davaya bakmaya Asliye Hukuk mahkemesi görevli olduğundan davanın görev yönünden reddine karar verilmesi talep ettiklerini, tasarrufun iptali davasında görevli mahkemenin … düzenlemelerinde yer aldığını, bu kooperatif hakkında iflas kararı mevcut olduğu için böyle bir davayı alacaklıların açmasının hukuken mümkün olmayacağını, ancak külli tasfiye yapacak olan iflas masasının açma hakkına sahip olduğunu, kooperatif alacaklılarının kooperatife takip hakkının olduğunu, borçlu kooperatif aleyhine iflas kararı verildiğini ve … Esas sayılı dosyası ile iflas tasfiyesi işlemlerine başlandığını, tabi ki kanunun zorunlu kurallarına göre bütün alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kayıt ettirmek durumunda olduğunu, tasarrufun iptalinde koşullar yoksa da bu tasarrufun iptalini külli olan iflas tasfiye masasının yapacağını, davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, yani burada hem aktif hem de pasif ehliyetinin olmadığını, dolayısıyla husumet itirazında da bulunduklarını, tasarrufun iptali davasını burada … açacağını, bu kooperatiften bir alacaklılık durumu varsa öncelikle bu alacağını iflas masasına yazdırması için müracaat etmesi gerektiğini, eğer iflas temsilcileri bu alacağı sıraya kayıt etmezlerse yani kabul edilmezse kendisine kabul edilmediğini içeren bilginin verilmesinden itibaren 15 gün içerisinde asliye ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası açması gerektiğini, tasarrufun iptalinin İİK. 277 vd.maddelerine göre de şartlarının oluşmadığını, kooperatifin borçlarından dolayı ortağın sorumluluğunun kooperatifin … veya sınırsız sorumlu olup olmadığını belirleyeceğini, kooperatifin ana sözleşmesinde ortağın genel kurullarda kararlaştırılan aidatlardan fazla olarak şahsen ve belirli miktara kadar kooperatiften sonra sorumlu olacakları hususunda herhangi bir hüküm konulmadığını, ayrıca ortakların tek başına sorumlu olduklarına ilişkin ana sözleşmede herhangi bir miktarın da konulmadığını, tasarrufların iptali şartlarının burada söz konusu olmadığını, davalının elinde aciz yetkisinin olmadığını, kooperatifin verdiği bağımsız bölüm için ivazlar arasında herhangi bir farklılığın da söz konusu olmadığını, bu şartlar olmadığına göre burada tasarrufun iptali koşularından bahis edilemeyeceğini, kooperatiflerin sermaye şirketleri olmadığını, burada öncelikle tasarrufun iptali için gerekli sürelerin geçtiğini, diğer taraftan da İİK 278 maddedeki koşulların söz konusu olmadığını, bu tasarrufun iptalinin davası açılması hakkının zamanaşımına uğradığını, davalılar adına ferdileşmenin 2000 yılında yapıldığını, bu borcun doğumundan yaklaşık 20 yıl önce bu ferdileşmenin yapıldığını, iyi niyetli olarak davalının bu taşınmazı ferdileşme yoluyla aldığını beyan ederek; burada davaya bakmaya görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, bu bakımdan davanın öncelikle görev yönünden usulden reddinin gerektiğini, tasarrufun iptali davası şartları olmadığı gibi ayrıca 5 yıllık, iki yıllık zamanaşımı sürelerinin de geçtiğini, aktif husumet ehliyetinin olmadığını, çünkü burada böyle bir dava açmanın iflas masasının hakkı olduğunu, alacaklının yani borçludan yani müflisten alacaklı olanın böyle bir dava açmaya hakkı olmadığını, çünkü iflasın külli olduğunu, iflas olunca her alacaklının kendi alacağını almaya çalışamayacağını, bunu iflas masanını alacağını, dava hakkı varsa da bunu iflas masası açacağını ve elde edilen hakların masaya gireceğini ve masanın da bunları tasfiye kapsamı içerisinde alacaklılara dağıtacağını, bu bakımdan husumet itirazında da bulunduklarını, bu nedenlerle açılan davanın öncelikle usuli eksiklikler nedeniyle, ayrıca asıl borçlu hakkında iflas kararı olduğundan ve iflasın da külli olduğundan dolayı aktif husumet ehliyeti olmadığından ve diğer nedenlerden dolayı davanın usulden reddine, mümkün değilse diğer konulardan dolayı davanın haksız açılması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin … …yılında şirket yeni kurulduğunda daha evlerin inşaası başlamadan konut sahibi olabilmek için üye olduğunu, kooperatife ilk üyelik yapıldığı zamanlarda kooperatifin vadi … daire ve dükkan metre kare şeklinde olacağının söylenerek bunlarla ilgili üyelerden fazladan ödeme istemeyeceklerini taahhüt ettiklerini, ancak ilerleyen zamanlara ara ödemeler, farklı ödeme şekilleri çıkarıldığını, bu durumlar karşısında zorlansa da müvekkilinin ödemekle yükümlü olduğu miktarları ve aidatları zamanında, eksiksiz olarak kooperatifin banka hesabına ödediğini, konutlar bitip daireler teslim edileceği zaman bir blok binanı eksik olduğundan kura çekilerek dairelerin dağıtılacağı söylenmiş ve hazır olan dairelerin kura ile dağıtıldığını, daha sonra kooperatifin yeni bir toplantı düzenleyerek dairelerin kura ile hak sahiplerine dağıtıldığı ancak tapularını almak isteyen üyeler için 13 metrekare dükkan hissesi verileceği bu sebeple tapusunu almak isteyen üyenin 40.000,00-TL nakit ödeme yapması gerektiğini belirttiklerini, müvekkilinin bunun üzerine mecburi olarak ödemeyi kabul ederek … Bankası … Şubesi’nden 40.000,00-TL kredi çekerek kooperatifin banka hesabına yatırdığını, müvekkili tarafından her ne kadar konut ve iş yeri sahibi olmak için gerekli bedeller eksiksiz olarak ödenmişse de kooperatifin müvekkiline 2009 yılında yalnızca … parsel ada parsel … Kattaki dairenin tapusunun verildiğini, bunun üzerine müvekkilinin paranın iadesini istese bile bu isteğine geri dönüş alamadığını, müvekkilinin tapusunu alamayacağı bir dükkan için bankadan çekmiş olduğu 40.000,00-TL’lik krediyi bankaya faiziyle beraber toplam 71.050.21 TL olarak ödemek zorunda kalarak maddi açıdan mağdur edildiğini, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, hukuk davalarında görev ve yetkinin genel olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunda (HMK) düzenlendiğini ve Tapu İptali ve Tescili davalarında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan bu davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacıların tüm taleplerinin zaman aşımına uğradığından dolayı açılan bu davanın zaman aşımına uğradığından dolayı davanın reddinin gerektiğini beyan ederek; haksız ve hukuka aykırı olarak açılan işbu davanın müvekkil açısından öncelikle husumet yokluğu nedeniyle usulden, mahkememiz aksi kanaatte hasıl olursa esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar…, …, …,…., …., …, …, …, …, …., …,…, …, …, …, …, …,…., …, …. ve … vekili Av. … cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olmadığını, Asliye Hukuk mahkemesi görevli olduğundan davanın görev yönünden reddedilmesi gerektiğini, kooperatif hakkında iflas kararı mevcut olduğu için böyle bir davayı alacaklıların açması hukuken mümkün olmadığı, ancak külli tasfiye yapacak olan iflas masası açma hakkı olduğu, borçlu kooperatif aleyhine iflas kararı verildiği ve… Esas sayılı dosyası ile iflas tasfiyesi işlemlerine başlandığı, … ilkesine göre kooperatifin alacaklılarına karşı sadece mevcut mal varlığı ile sorumluluğu olduğunu, ortakların kooperatif borçlarından dolayı sorumluluğu söz konusu olmadığı, kooperatifin ana sözleşmesinde … esası belirlenmiş olduğunu, bu kooperatif … bir kooperatif olduğu için kooperatifin borçlarından dolayı şahsen sorumluluk söz konusu olmadığı, tasarrufun iptalinin iik.nun 277 vd maddelerine göre de şartları oluşmadığını ve alacaklıya da hiçbir şekilde zarar vermek kastı ile hareket de söz konusu olmadığı için bu gaye ile yerleri belirlenen yani hakları özgülenen ortaklara ferdileştirme yapılması da söz konusu olamayacağını, kooperatiflerde bir taşınmazın, bir üçüncü bir şahsa devrinin de olmadığını, iyi niyetli olarak davalılar bu taşınmazı ferdileşme yoluyla alındığını, bu nedenle TMK.nun 1023 ve 1024 maddelerinden faydalanması gerektiğini, beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili Av. … İleri cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu kooperatiften 2009 yılında istifa ettiğini, kooperatif tarafından da kabul edildiğini, kooperatif ile hiç bir bağlantısının bulunamadığını, kooperatifin borçlarının davalı ile ilişkilendirilebilmesi söz konusu kararlardan sorumlu kabul edilebilmesi hukuken ve hakkaniyet gereği mümkün olmadığını, kooperatif alacaklılarına karşı kendi mal varlığı ile sorumlu olduğunu, yani kooperatiften alacaklı olduğunu iddia eden biri kural olarak kooperatif iflas etmiş olsa bile kooperatif üyelerine başvurulamadığını, davalının taşınmazı aldığı, kooperatiften istifa ettiği tarihler dikkate alındığında açılan davanın süresinde olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili … cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevli mahkemede açılmadığını görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, ve dava açma hakkının düşmüş zaman aşımına uğradığını, borçlu kooperatif aleyhine iflas kararı verildiği ve … esas sayılı dosya ile iflas tasfiyesi işlemlerine başlandığını, bu durumda yasal olarak bütün alacaklılar, alacaklarını iflas masasına kayıt ettirmek durumunda olup müflis alacaklılarının müflisten alacakları için ortaklara karşı dava açmasının mümkün olmadığı, davalının … tıpkı davacılar gibi, kooperatif ana sözleşmesinde yer alan hak ve yükümlülükleri kabul ederek, sözleşmede yer alan sınırlamalara güvenerek konut sahibi olabilmek için bilerek ve isteyerek üye olduğunu, ilerleyen süreçte kooperatif genel kurullarında alınan kararlar doğrultusunda yükümlülüklerini eksiksiz olarak ifa ettiğini, ana sözleşmede kooperatifin borçlarından dolayı ana sözleşmede şahsen sorumluluk esası yazılı olmadığı gibi miktarınında gösterilmediğini, davalının dairesi bitip kura sonucu yeri belli olduğu zaman kooperatif yönetimi yeni bir genel kurul toplantısı düzenleyerek; kura ile hak sahiplerine dağıtılan dairelerin tapularını almak isteyen üyeler için ayrıca 13 metrekare dükkan hissesi verileceği vaadinde bulunulduğunu, üyelerden bu nedenle ekstra ödeme istendiğini, davalının bu ödemeyi de yaptığını, buna rağme dava konusu gayrimenkullerden sadece bir dairenin tapusu verildiğini, beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili … cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağın zaman aşımında uğradığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, kooperatif hakkında iflas kararı olduğu bu nedenle kooperatif hakkına alacaklının müflisten alacağı için ortaklara karşı dava açmasının mümkün olmadığını, bu nedenle pasif husumet yokluğundan ayrıca davanın reddi gerektiğini, davacı yanın alacağı varsa bile öncelikle iflas masasına alacak kaydının yaptırılması gerektiği beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin … kooperatif üyeliğinden 06/03/2012 tarihinde istifa dilekçesini kooperatife verdiğini, kooperatif yönetim kurulunun 07/03/2012 tarihinde aldığı kararla üyelikten çıkarıldığını, müvekkilinin ismi ve üyeliğinin olmadığının Hazirun Cetvellerinden de görüleceğini, karar defterinin kooperatif yönetiminde olduğunu, söz konusu iş yerlerinin satış kararının 08/06/2013 tarihli genel kurulda verildiğini, bu sebeple kararın alındığı tarihte kooperatif üyesi olmadığı için içeriği hakkında bilgisinin bulunmadığını, bahsi geçen … parsel taşınmazın üzerinde müvekkilinin herhangi bir tapu kaydı, hisse, üyeliği, alacağının bulunmadığını beyanla; davanın öncelikle sıfat yokluğu nedeni ile reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; tasarrufun iptali kararlarının mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevine girdiği, 6102 sayılı …’nun yürürlüğe girdiği 01/01/2012 tarihinden itibaren açıklanan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki iş bölümü değil görev ilişkisi olduğu, öncelikle görev itirazının, bu mümkün olmazsa zaman aşımı (hakdüşürücü süre) itirazının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, huzurdaki davanın kooperatif üyelerine açılamayacağını, 15/11/2016 gün ve 2016/5 sayılı kararıyla istifasının kabul edilmek suretiyle üyelikten ayrıldığını, esasen üye olarak aleyhine dava açılamayacağını ve tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, husumet ve taraf ehliyetinin dava şartlarından olduğunu, yönteme ve yasaya aykırı, haksız yersiz ve dayanaksız davanın dava şartlarının yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini, davalıların iptalli dava konusu tasarrufta bulunmadıklarını beyan ederek; davanın öncelikle görev, zaman aşımı ve husumet itirazlarının kabulü ile usulden, uygun görülmezse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; davanın kooperatif üyelerine karşı açılamayacağını, kooperatif üyeliğinden 12/04/2018 günü oy birliğiyle istifasının kabul edildiği, bu nedenlerle kooperatif ile bir bağının kalmadığını, davanın başka bir davanın konusu olduğunu, borçlu kooperatif borcunu uzun süredir ödemediğini, genel kurulu toplayıp üyelerden aidat veya ödeme talep etme girişiminde de bulunduklarını, genel kurullarda aidat kararı verilmesine de engellediklerini, beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile; kooperatif ile üyeliğinin 02/05/2013 tarihinden bu yana hisse devri nedeniyle üyeliğinin sona erdiğini bildirmiştir.
Davalı… cevap dilekçesi ile; 10/11/2014 nolu ve … nolu yönetim kurulu kararı ile üyelikten istifa ettiğini, dolayısıyla … üyesi olmadığını, tarafına tebliğ edilen yazıya cevaben kooperatif üyeliğinin 10/11/2014 yılında sonlandığını ve kooperatife karşı bir yükümlüğünün kalmadığını beyanla; gerekli işlemin yapılmasını talep etmiştir.
Diğer davalılar, usulüne uygun tebliğ edildiği, söz konusu tebliğe rağmen davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Fer’i müdahale talebinde bulunan … vekili dilekçesi ile özetle; Mahkememiz dosyasına kayden görülmekte olan dava sonucu verilecek kararın …’nin … İflas sayılı dosyasına kayden iflas işlemleri yürütülen … … … Kooperatifi’ni ve kooperatif ortaklarını ilgilendirdiğinden, davaya … tarafına verilen yetki belgesine istinaden … adına feri müdahil olarak katılmak istediğini beyan etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE: Dava tapu iptali ve tescil davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın, … Esas sayılı dosyalarındaki davacıların alacakları nedeni ile dava dışı … Kooperatifi tarafından ferdileştirme sureti ile davalılara verildiği iddia edilen tapuların iptali ile dava dışı kooperatif adına tescili şartlarının oluşup oluşmadığı, dosya taraflarının mevcut olayda aktif ve pasif husumetlerinin bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacının dava dilekçesindeki ilk talebi olan tasarrufun iptali talebi mevcut dosyadan tefrik edilerek mahkememizin … esas numarasına kaydedildiği, sonrasında ilgili talebe ilişkin mahkememizin görevsizliği nedeniyle … Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, söz konusu görevsizlik kararından sonra davacıları vekili tarafından ilgili talepten feragat edildiğinden mahkememizce 10/04/2023 tarihinde … karar sayılı ek kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
… sayılı kararı ile davalı müflis şirket hakkında 16/07/2020 tarihinde iflas kararı verildiği söz konusu iflas kararının 16/09/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Ticaret sicilindeki kooperatif kayıtları ve tapu kayıtları ilgili yerlerden getirtilerek mevcut dosya kapsamına alınmıştır.
Mevcut dosya davacıları …., …., …,…., …, …, … ve …. ‘nun alacaklarının dayanağının … sayılı kararı olduğu, diğer davacı … alacağının dayanağının … sayılı kararı olduğu görülmüş ve söz konusu ilamlar ile ilamların icraya konulmasına ilişkin icra dosyaları dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; mevcut davada öncelikle davacının aktif sıfat ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun incelenmesi gerekmektedir.

“Sıfat, davacının davada iddia ettiği hakkın sahibi olması ve davalının da kendisine karşı iddia edilen hakkın taşıyıcısı olması arasındaki bağlantıyı belirler. Diğer bir değişle sıfat tarafın maddi hukuku ilişkinisin süjesi olup olmadığı ile ilgilidir” (…)
Mevcut olaylar yukarıdaki düzenlemeler çerçevesinde değerlendirildiğinde davacılar tarafından her ne kadar alacaklarını alabilmeleri için dava dışı kooperatif tarafından üyelerine verilen taşınmazların tapu kaydının iptali ile dava dışı kooperatif adına tescilini talep etmiş ise de mevcut olayda davacılar tarafından taşınmazlar üzerinde her hangi bir hak iddiasında bulunulmadığı, söz konusu taşınmazlar üzerinde davacılar tarafından her hangi bir hak iddiasında bulunulmaması nedeniyle davacıların söz konusu taşınmazların tapu kaydının iptalini ve tescilini isteme hususunda aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı, davacıların aktif dava ehliyetinin olması için taşınmazlar üzerinde bir hak iddia edilerek kendi üzerilerine tescillerinin istenilmesi gerektiği, mevcut olayımızda böyle bir durum söz konusu olmadığı, kooperatif adına tescil istene bilmesi için de bu hususta davacıların yetkisinin olması gerektiği, dosya kapsamında davacıların kooperatif adına tescil isteme yetkisi de bulunmadığı için davacıların davasının aktif sıfat ehliyetlerinin bulunmaması sebebi ile reddi gerektiği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 179,90-TL olduğundan peşin olarak alınan 22.213,22-TL-TL harcın mahsubu ile bakiye 22.033,32‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalılar …, …, …,…., …, …, …., …, …, …., …, …, ….,…, …,…, …,…, …, …, …, …, …., …, …., …, …., …, …,…, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …, …. ve … duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 152.058,38-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, Davacılar vekili Av. … ile Davalı … vekili Av. …., Davalı … vekili Av. …, Davalı … vekili Av. … , Davalı … , Davalı … vekili Av. …., bir kısım davalılar vekili Av. …’dan yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/06/2023

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza