Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/390 E. 2022/666 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/390 Esas – 2022/666
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/390 Esas
KARAR NO : 2022/666

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/08/2017
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
KR.YZL.TARİHİ : 18/11/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.10.2016 tarihinde, muris …’un sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile Yeşilyurt istikametinden Asarönü yönüne seyir halinde iken Yeşilyurt Mahallesi Erenkavak Caddesi …’a ait evin önüne geldiği esnada arızalanması sebebiyle, herhangi bir önlem ve tedbir alınmadan … tarafından yol üzerinde park halinde bırakılmış olan … plakalı traktörün römorkuna arkadan çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kaza nedeni ile müvekkilinin eşi …’un vefat ettiğini, kazanın oluşumunda müteveffanın hiçbir kusuru bulunmadığının ekli kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, trafik kazasına kusuruyla sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle 240251316 Trafik Sigorta Poliçesi uyarınca davalı şirketin teminatı kapsamında olduğunu, mirasçı …’un aylarca koma halinde kaldıktan sonra vefat ettiğini, kazada ağır şekilde yaralanan ve uzun süre komada kalan …’un komada kaldığı süre boyunca işgöremezliğe maruz kaldığını, 22.02.2017 tarihinde vefat eden …’un müvekkilinin eşi olduğunu, doğan maddi tazminatın mirasçı sıfatıyla müvekkiline ödenmesi gerektiğini, dava öncesinde gerekli bilgi ve belgelerle davalı şirkete başvuruda bulunduklarını, dilekçe ve eklerinin 01.08.2017 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesini açıklayarak, ilgili maddede belirtilen yasal süre içerisinde davalı yanca taraflarına bir ödeme yapılmadığını, cevap verilmediğini, hasar dosyası açılmış ise de dosya kapsamında aleyhe hususları kabul etmediklerini, …. Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı dosyası ile soruşturma yapıldığını, HMK madde 107 uyarınca iş bu belirsiz alacak davasını açma zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek, haklı davanın kabulü ile, murisin dava konusu kazada yaralanarak işgöremezliğe uğraması nedeniyle 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 03.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili tarafından 20.04.2016 -2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 240251316 numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, ancak her halükarda davacı murisin müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, muris motosiklet kullanıcılarının giymesi zorunlu olan kask, eldiven ve dizlik gibi koruyucu ekipmanı da kullanmadığından zararın oluşumu ve artmasında ağır kusurlu olduğunu, aynı şekilde murisin ehliyetsiz olarak motosiklet kullanmakla da müterafik kusurlu olduğunu emsal Yargıtay ilamları ile açıkladığını, ceza soruşturma dosyasındaki tüm delil, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME : Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 14/11/2018 tarihli 4. celsede taleplerinin geçici iş göremezlik istemine ilişkin olduğunu açıklamıştır.
Mahkememiz’in 14/11/2018 tarih, 2017/573 Esas ve 2018/922 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, kararının davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 26. Hukuk Dairesinin 31/03/2022 tarih, 2019/3000 esas ve 2022/849 Karar sayılı ilamı ile; “…Somut olayda; davacı …, müteveffanın eşi olmakla birlikte dosya kapsamında yer alan nüfus kayıt örneğine göre müteveffanın davacı eş dışında …. isminde 6 çocuğunun bulunduğu ve sağ oldukları, eldeki davada müteveffanın ölmeden önce şahsında doğan tazminat alacağının ölümünden sonra yasal mirasçılarının tamamı tarafından birlikte talep edilmesi gerekmekte iken, davayı mirasçılardan sadece biri olan davacı eşin tek başına açtığı, mahkemece bu usuli eksiklik giderilerek müteveffanın veraset ilamının dosyaya kazandırılması ve diğer mirasçıların davaya dahilinin sağlanması ile davaya devam edilip esasa girilmesiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu eksiklik giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin olarak; SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin neler olduğu, 2918 Sayılı yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, sorumluluğunun kanunda belirtilen giderlerle sınırlı olması, geçici iş görmezlik zararlarından SGK’nın sorumlu olacağına dair kanunda düzenlenme bulunmaması, ayrıca 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının ve geçici bakıcı giderlerinin sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de yer almaması, ikincil norm olan Genel Şartlar ile kanunla belirlenen sorumluluğun daraltılması mümkün olmadığı gibi kanunen sorumluluğu bulunmayan SGK’nın sorumlu olduğuna da karar verilemeyeceğinden, davalı sigortanın geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmasına karşın yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir .Açıklanan nedenlerle mahkemece öncelikle davacı vekiline verilecek kesin mehil ile müteveffanın veraset ilamının dosyaya kazandırılması ve davacı dışındaki mirasçılarının davaya dahilinin sağlanması ile davaya devam edilerek, davalının geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olduğu hususu da gözetilerek delillerin toplanması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a-4-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir…” karar verilmiştir.
BAM kaldırma kararı sonrasında davacı tarafa 02/06/2022 tarihli tensip ara kararı ile muris …’un veraset ilamını sunmaları ve muris …’un davacı … dışındaki mirasçılarını davaya dahil etmeleri için 2 ay süre verilmiş, davacı vekili 21/06/2022 tarihli dilekçesi ve 19/10/2022 tarihli celsedeki beyanı ile davacı … dışındaki mirasçıları davaya dahil etmeyeceklerini ve davacının miras payı oranında davaya devam edeceklerini açıklamıştır.
Davacı …, muris …’dan gelen miras hakkına dayalı olarak muris …’un geçici iş göremezliği dolayısı ile alacaklı oldukları iddiasına dayanarak terekeye dahil bir malvarlığı için tüm tereke adına dava açmıştır. Muris …’un davacı dışında 6 mirasçısının daha bulunduğu dosya içerisinde mevcut veraset ilamından anlaşılmaktadır. Vefat eden bir kimsenin terekesi el birliği ile mülkiyet hükümlerine tabi olup mirasçılardan birisinin terekeye dahil bir malvarlığı için üçüncü kişiye karşı açtığı davayı tek başına yürütebilmesi mümkün değildir. Bu nitelikteki bir davada tüm mirasçıların davacı olarak davada yer alması veya bir mirasçı tarafından açılmış davaya diğerlerinin muvafakat etmesi ya da terekeye temsilci atanmak sureti ile davaya devam edilmesi, böylelikle aktif dava ehliyetinin sağlanması gerekmektedir. Somut olayda, davacı terekeye dahil olan bir mal varlığı için dava açmış Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin diğer mirasçıların davaya dahil edilmesi ve daha sonra esasa girilmesi yönündeki kaldırma kararından sonra davaya miras payı oranında devam edeceğini açıklamıştır. Davacının verilen kesin süre içerisinde davanın mahiyeti gereği diğer mirasçıların davaya dahilini sağlama yönünde usuli işlemleri yerine getirmesi ve aktif dava ehliyetinin bu şekilde tamamlaması gerekirken davacı taraf aktif dava ehliyetini sağlamak adına eksik usuli işlemleri yerine getirmediğinden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 19,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın davanın değeri itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2022