Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/389 E. 2022/593 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/389 Esas
KARAR NO : 2022/593

DAVA : İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178))
DAVA TARİHİ : 01/06/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 30/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı…vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin … Yapı Mim. Müh. Müş. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nde 2014 yılının Kasım ayında müstahdem olarak çalışmaya başladığını ve çalıştığı süreç boyunca şirket sekreterliği, gündüz bekçiliği gibi görevlerde bulunduğunu, şirket sahibi … … ve … …’ün sürekli olarak şirketin büyük işler ve tahsilatlar yaptığına ilişkin müvekkiline beyanlarda bulunduğunu ve şirketin bir takım ödemelerinin olduğunu, işlerde sıkışıklık olduğunu ileri sürerek müvekkiline ücretini ödemediklerini ve sadece yol ve yemek parası mahiyetinde küçük ödemeler yapıldığını, ancak müvekkilinin hak edişlerinin hiçbir zaman ödenmediğini, şirket yetkilisi … …’ün müvekkiline işlerin yolunda gittiğini ancak şu an şirketin nakit sıkıntısı çektiğini ve bankalardan kredi çekemediklerini söyleyerek şirketi kendisine devir edilerek bu sayede bankalardan kredi çekebileceklerini, böylelikle şirketin mali durumu iyileşince şirketi kendisinden geri devralacağını beyan ettiğini, yine müvekkiline geçmiş ücretlerini eksiksiz olarak alacağı ve bundan sonra düzenli ve zamlı olarak ücret ödemelerinin yapılacağı söylenerek hisse devri için müvekkilinin hile yoluyla ikna edildiğini, … …’ün müvekkilinin ekonomik durumunun kötü olduğunu bilerek müvekkilinin yaşlı, deneyimsiz ve tecrübesiz oluşunu istismar ederek müvekkiline ücretlerini eksiksiz olarak alacağını taahhüt ederek ikna ettiğini ve hile marifetiyle şirketteki hisselerini müvekkiline karşılıksız olarak devrettiğini, 23.01.2015 tarihinde …yevmiye numaralı noter senedi ile 2000 hisseye tekabül eden 50.000,00 TL olan şirket sermayesinin müvekkiline ait olduğunu, ancak bu hisse devrinin karşılığı olarak müvekkiline eski pay sahibi … …’e hiçbir bedel ödemediğini, müvekkilinin şirketin yönetimi konusunda tamamen pasif durumda olduğunu ve tahsilatlarının … … tarafından yapılmaya devam ettiğini, müvekkilinin şirketin alacakları ve borçları, şirketin muhasebe işlemleri, yönetimi ve idaresi noktasında hiçbir bilgisi olmadığı gibi hiç bir tasarrufunun da bulunmadığını, … …’ün şirket yetkilisi gibi şirket adına işlemler yapmaya devam ettiğini, davalı…yanın hisse devrinden yaklaşık 1-2 ay kadar bir süre sonra müvekkiline boş faturalar getirerek imzalamasını istediğini, müvekkilinin durum hakkında bilgi sahibi olmadığından bu şekilde yaklaşık yirmiye yakın boş fatura imzaladığını, şirket merkezine komşu bir esnafın müvekkiline boş faturalara imza atmaması gerektiğini … … ile … …’ün sahte fatura düzenlediklerini söyleyerek kendisini uyarması üzerine müvekkilinin şüphelenerek 10.04.2015 tarihinde … … ve … … hakkında sahte fatura tanzim ettikleri ve hile yoluyla şirket hissesini kendisine devrettiğine ilişkin beyanlarda bulunarak savcılığa şikayette bulunduğunu, ayrıca bu konu ile ilgili olarak 20.08.2015 tarihinde Sincan Polis Merkezi Amirliğinde ek müşteki ifade tutanağı ile bu şahıslar hakkında şikayetlerini sürdürdüğünü, şikayet üzerine şirketin bürosunun kapatılarak iş yerindeki eşyaların taşındığını, müvekkilinin yaşlı olmasından ve engelli olmasından istifade eden … … ile … … …’ün müvekkilini aldatarak şirket borçlarının sorumluluğunu müvekkiline yükleyerek borçlarından kurtulduklarını, müvekkilinin şirketi devraldığı tarihten itibaren şirketten hiçbir kazanç elde etmediğini, pay devri sonucunda şirket çalışanları, şirket muhasebecisi ve şirkette kendisine pay devri yapan kimselere hiçbir şekilde ulaşamadığını ve kendileriyle irtibat sağlayamadığını, şirket merkezinin de taşınmış olması ve şirket yetkililerinin kaçması nedeniyle de müvekkilinin şirket üzerinde hiçbir hak ve tasarruf yetkisine haiz olmadığını, bu nedenle şirketin bütün aktif ve pasifleri ile şirket alacaklılarını gösterir mal beyanı, şirket bilançosu ve sair belgelerin temin edilip sunulmasının müvekkilinin tüm çabalarına rağmen mümkün olmadığını, şirket borçları nedeniyle müvekkiline tebliğ olunan amme alacaklarına ilişkin ödeme emirlerinin bulunduğunu, şirketin mevcut malvarlığının borçları ödemeye yetmediğini ve en sonunda tıkanma noktasına geldiğini, şirket borçlarının aciz içindeki şirketten tahsil edilememesi nedeniyle müvekkiline defalarca ödeme emri geldiğini ve sürekli olarak icra tehdidi altında yaşamak durumunda kaldığını, şirket borçları nedeniyle müvekkiline farklı dönemlere ait vergi borçlarına ilişkin ödeme emirleri geldiğini, şirketin 2014, 2015 ve 2016 yıllarının muhtelif dönemlerine ait vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla müvekkili adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açtıkları davada Ankara 7. Vergi Mahkemesi Başkanlığı 2020/434 E. ve 2020/1890 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile hüküm altına alındığını, şirketten tahsil edilemeyen borçlar nedeniyle Ostim Vergi Dairesince toplam 1.096.337,27-TL alacak için müvekkilinin banka kayıtlarına E-haciz konulduğunu beyan ederek; dilekçe ekinde sundukları belgeler doğrultusunda adli yardım taleplerinin kabulüne, şirket yetkili müdürünün müvekkili olduğu …’nin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Talep hukuki niteliği itibari ile …’nin iflası istemine ilişkin olup, talebin kanuni dayanağı ise İİK’nun 178. ve 179. maddeleridir.
Bilindiği gibi İİK’nun 178. maddesine göre, iflasa tabi bir borçlu, aciz halinde bulunduğunu bildirerek yetkili mahkemeden iflasını isteyebilir. Borçlu, bu halde bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanını iflas talebine eklemek zorundadır. Bu belge mahkemeye ibraz edilmedikçe iflasa karar verilemez. İflas talebi l66’ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. Alacaklılar iflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde davaya müdahale veya itiraz ederek, borçlunun iflas talebini, hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını ödemeyi geciktirmek için yaptığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. İflasa tabi bir borçlu aleyhine alacaklılardan birinin haciz yolu ile takibi neticesinde yapılan haciz borçlunun yarı mevcudunun elinden çıkmasına sebep olup da kalanı muaccel ve vadesi bir sene içinde hülül edecek diğer borçlarını ödemeye yetişmiyorsa borçlu derhal aczini bildirerek iflasını istemeye mecburdur.
İİK’nun 179. maddesine göre ise; sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377.’nci ve 634.’üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63.’ncü maddesi hükmü saklıdır.
Borçlunun müracaatı ile doğrudan doğruya iflasına karar verilebilmesi için öncelikle iflasın şekli ve maddi koşulları şeklinde bir ayrım yapılması gerekir. Şekli şartlar olarak; borca batıklık bildirimi, talep, talebin vekil marifetiyle yapılması halinde, vekilin iflas talebi özel yetkisini içeren vekaletnamenin sunulması, bilançonun mahkemeye sunulması, masrafların peşin olarak ödenmesi, maddi şart olarak da; talep eden şirketlerin borca batık durumda olması gerekir.
Mahkememizce öncelikle, davacı…şirketin müracaatı ile doğrudan doğruya iflasına karar verilebilmesi için şekli şartlar incelenmiştir. Dava dilekçesi ekinde İİK. 178. maddesi doğrultusunda alacaklıların isim ve adreslerini gösterir mal beyanının yer almadığı, yine TTK’nun 376. maddesine göre hazırlanmış bilançodaki aktiflerin rayiç değerleri nazara alınarak oluşturulacak borca batıklık bilançosunun olmadığı, ayrıca 15.09.2018 tarihli resmi gazetede yayımlanan 6102 Sayılı TTK. 376. maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğin 12/4. maddesi gereğince işlem tesis edilmediği saptanmakla, davacı…şirketin doğrudan iflas talebi yönünden şekli şartların yerine getirilmediği dikkate alındığında talebin dinlenebilmesi mümkün olmadığı kabul edilmiştir. Nitekim mahkememizin kabulünü Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2009/6648 Esas, 2009/8913 Karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2010/3969 Esas, 2010/7163 Karar, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2013/7876 Esas, 2014/1680 Karar sayılı ilam içerikleri teyit etmekle talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 80,70-TL maktu harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı…üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı…tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, davacı…vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 10 günlük süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/09/2022

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza