Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/381 E. 2022/671 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/381 Esas – 2022/671
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/381 Esas
KARAR NO : 2022/671

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
KR.YZL.TARİHİ : 31/10/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Personel ve Destek Hizmetleri Grup Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan “Tarihi Alan Fiber Data Altyapı İşi’nin” yapımını üstlendiğini, söz konusu işe ilişkin bir kısım imalatların ve sair işlerin yapımı işi için de davalı … ile 26/10/2019 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin imzalanması üzerine müvekkili şirket anılan sözleşmenin 14.maddesi ile düzenlenen “Bu sözleşme kapsamında, Taşerona 60.000,00TL iş avansı verilecektir.” hükmü gereğince, davalıya banka hesabı üzerinden 60.000,00TL iş avansı gönderildiğini, yaşanan süreçte davalı tarafın bu sözleşme konusu iş için birlikte çalışmaya karar verdiği kendi personelleri ile iş bıraktığını ve sözleşme ile üstlendiği edimlerini hiçbir haklı neden olmaksızın yerine getirmediğini, davalı tarafça yapılmayan işler başkasına yaptırıldığını, buna ilişkin tüm masraflar da müvekkili tarafından karşılandığını, bu nedenle yine anılan sözleşmenin 26.maddesinde düzenlen “…Taşeron, İşveren’in o tarihe kadar kendisine ödemiş olduğu avansları ve İşveren’in uğrayacağı her türlü menfi ve müspet zararları tazmin etmeyi kabul eder” hükmü de dikkate alınarak, davalıya iş avansı olarak gönderilen 60.000,00TL’nin tahsilinin sağlanması için Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından bu dosya borcunun tamamına itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu ileri sürerek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, %20 oranından az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı süresinde bir cevap dilekçesi sunmamış, sonradan sunduğu beyan dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME :Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan avansın iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememiz’in 19/01/2022 tarih, 2020/500 Esas ve 2022/24 Karar sayılı kararı ile Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yönelik olarak görevsizlik kararı verilmiş, davacı vekilinin istinaf etmesine üzerine dosya Ankara Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 31. Hukuk Dairesi’nin 21/04/2022 tarih, 2022/323 Esas ve 2022/394 Karar sayılı ilamı ile kararımız ” Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığının sabit olduğu, ancak; mahkemece öncelikle uyuşmazlığa konu dönemde davalının davacı şirketin işçisi durumunda bulunup bulunmadığı, SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılmak suretiyle tespit edilmeli, sonrasında yukarıda bahsedilen Yargıtay içtihatında belirtilen kıstaslar yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapılarak iş mahkemesinin görevli olup olmadığı tartışılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası aslı, Ankara …. İcra Hukuk mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları, Çanakkale Savaşla/rı Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın yazı cevabı, Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı’nın yazı cevabı getirtilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen cevabi yazıda; davalı …’ın esnaf odasına 19/09/1995 tarihinde, 33/69092 sicil numarası ile şoför olarak kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizin 15/09/2021 tarihli müzekkeresi ile davalının tacir olup olmadığı ilgili vergi dairesinden sorulmuş, Mersin Vergi Dairesi Başkanlığının 22/09/2021 tarihli cevabi yazısında; davalı …’ın potansiyel mükellef olduğu, gelir vergisi yönünden herhangi bir mükellefiyet kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davalı …’ın SGK hizmet dökümü Uyapt’tan temin edilmiş, Bağkur çalışan kaydı bulunduğu görülmüştür.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 31. Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararından sonra; davalının, davacı şirketin işçisi olup olmadığı araştırılmış, Rüzgarlı Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 15/06/2022 tarihli cevabi yazısından, davalının 26/10/2019 tarihinde ( eser sözleşmesi tarihi ) davacının işçisi/çalışanı olmadığı, ancak 01/11/2019-18/11/2019 tarihleri arasında davacıya ait işyerinde sigortalı olarak görüldüğü anlaşılmıştır.
Dava; ticari dava olduğundan bahisle mahkememizde açılmıştır.
Ticaret mahkemeleri sadece ticari davalar bakımından görevlidirler. Ticari davalar mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Birici gurupta mutlak ticari davalar yer alır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer bazı kanunların ilgili hükümlerinde açıkça gösterilmiştir. İkinci gurupta, nispi diğer ticari davalar yer almakta olup nispi ticari davalar, her iki tarafın tacir olduğu ve işin de tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için hem her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerekir. Üçüncü grup ticari davalar ise yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Bu gruptaki davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesi ile ilgili olması yeterli görülmüştür.
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davanın ticari bir dava olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Çünkü, davacı şirket olup tacir sıfatını haiz ve ticari işletmesini ilgilendiren bir dava söz konusu ise de; davalı taraf olan … tacir sıfatını taşımamaktadır. İlgili kurumlara yazılan cevabi yazılarda; davacının tacir olarak değerlendirilmesini gerektiren herhangi bir bilgi verilmediği gibi Mersin Esnaf ve Sanatkarlar siciline şoför olarak kayıtlı esnaf olduğu bildirilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmesi hükümleri incelendiğinde; sözleşme bedelinin 525.000,00 TL olduğu, bu miktarın ve sözleşme mahiyetinin de davalının tacir olarak değerlendirilmesi bakımından yeterli olmadığına kanaat getirilmiştir. Sadece davacının tacir olması ve işin davacının ticari işletmesi ile ilgili olması davayı ticari hale getirmeyeceği gibi Asliye Ticaret Mahkemesini de görevli hale getirmez. Bu husus Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 31. Hukuk Dairesi’nin 21/04/2022 tarih, 2022/323 Esas ve 2022/394 Karar sayılı ilamı ile de kabul görmüş olup asıl tartışılması gereken görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa İş Mahkemesi mi olduğudur. Toplanan bilgi ve belgelere göre taraflar arasındaki ihtilafa sebep eser sözleşmesinin 26/10/2019 tarihinde imzalandığı, davalının sözleşme tarihi itibari ile davacı şirketin çalışanı olmadığı, sözleşmenin imzalanmasından sonra 01/11/2019-18/11/2019 tarihleri arasında davacı tarafından çalışan olarak SGK’ya bildirildiği anlaşılmakta olup ihtilafa sebep eser sözleşmesi tarihinde davalının davacının işçisi olmaması, sözleşmeden sonraki tarihte sadece 18 gün süre ile işçi olarak görünmesi ve taraflar arasındaki ihtilafın bu 18 gün süreli iş akdi ile ilgili olmayıp tamamen eser sözleşmesinden kaynaklanması karşısında görevli mahkeminin İş Mahkemesi olmayacağı, Asliye Hukuk Mahkemesi olacağı değerlendirilerek aşağıdaki şekilde yeniden görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince davanın usulden REDDİNE,
2)Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3)HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4)İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2022