Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/38 E. 2022/171 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/38 Esas – 2022/171
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/38 Esas
KARAR NO : 2022/171
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların taraflar arasındaki sözleşmelere, protokollere, haksız rekabet kurallarına ve hukuka aykırı iş ve işlemleri, haksız filleri, ve eksik ödemeleri, edimler arasındaki orantısızlık, ticari itibar kaybı ve kazanç kaybı ve diğer nedenlerle müvekkili şirketin uğradığı müspet ve menfi zararlar karşılığı 200.000,00-TL manevi tazminat, (HMK m. 107 kapsamında dava değeri bilirkişi incelemesinden sonra artırılmak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla) 10.000,00 TL alacak, 90.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere şimdilik toplam 300.000,00 TL’nin işletilecek faiziyle birlikte davalılardan alınmasını, müvekkilinin uğradığı müspet ve menfi zararlar karşılığı (bilirkişi incelemesi ile yapılacak hesaplamadan sonra dava değeri artırılmak üzere ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik) 90.000,00-TL maddi tazminatın ve 200.000,00-TL manevi tazminatın işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yüklenmesine şeklinde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 Sayılı HMK’nın 17.maddesi uyarınca sözleşmenin belirlendiği yer olan İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Mahkemeleri’ne gönderilmesinin gerektiğini, davacının iddialarını kabul anlamına gelmediğini belirterek dava dilekçesinde bahsedilen ticari itibar kaybının oluştuğuna dair iddialarının gerçek dışı olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin , davacını serbest iradesi ile imzaladığını, sonlandırma protokolü ile ibraname ile sona erdiğinden davanın reddinin gerektiğini, davacıya uygulanan cezaların sözleşme eki niteliğinde olduğunu ve ilgili diğer eklere uygun olduğunu, davacı hakkında uygulanan cezalara ilişkin faturalara itiraz ediyor olması kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine de tamamen aykırı olduğunu, sözleşmede teminat mektubunun hangi hallerde iade edileceğinin açıkça düzenlendiğinin, davacının teminat mektubunu vadesinde uzatmaması nedeni ile yeni teminat mektubu sunmadığından teminat mektubunun müvekkili şirketler tarafından bozdurulduğunu, taraflarca hesap mutabakatının yapılması gerektiğini beyanla, yetki itirazlarının kabulü edilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini, haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ettiği davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, davacı ile davalılar arasında yapılan 19/03/2015 tarihli bayilik sözleşmesi başlıklı sözleşmenin 29.maddesinde ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili kılındığını, davalılar tarafından süresi içerisinde İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna dair yetki itirazında bulunulduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 17.maddeside göz önüne alındığında mevcut davaya bakma yetkisinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmış ve bu nedenden ötürü mahkememizin yetkisizliğine İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Mahkememizin yetkisizliğine, İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunun tespitine,
2-Karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair taraf vekillerinin yokluğunda tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2021