Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/361 E. 2022/703 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/361 Esas
KARAR NO : 2022/703

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2022
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 31/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Hollanda menşeli bir şirket olduğunu, davalı/borçlu şirketin Ticaret Sicil kayıtlarına göre Ankara merkezli bir şirket olduğunu, davalı/borçlu şirketi ile müvekkili şirket arasında 08/02/2021 tarihinde ticari amaçlı bir sözleşme imzalandığını, tarafların imzaladıkları sözleşme gereğince satıcı şirket … Ltd. Şti.’ nin sözleşmede evsafı belirlenmiş olan eldivenleri üretip müvekkiline teslim etmeyi müvekkilinin ise karşı edim olarak sözleşmede belirlenmiş olan sözleşmede belirlenmiş olan bedeli ödemeyi borçlandığını, sözleşme hükümlerine aykırı olarak davalı borçlu şirket tarafından 05/02/2021 tarihli, 1.185.000,00 Euro bedelli, mevcut olmayan bir malın faturasının düzenlendiğini ve müvekkiline gönderildiğini, sözleşme/fatura bedeli olan 1.185.000,00 Euro’nun tamamının davacı müvekkili tarafından 08/02/2021 tarihinde ödendiğini, bu meblağın 09/02/2021 tarihinde davalı borçlunun hesabına geçtiğini, şüphelilerin müvekkilini aldatmak ve bir an evvel para tahsil edebilmek kastıyla whatsapp ve e-posta mesajlarıyla müvekkilini iknaya çalıştığını, Malezya’da çekildiğini iddia ettikleri videoların müvekkiline gönderildiğini, bu videolarda özetle, bazı fabrika – üretim parkuru görüntüleri paylaşıldığını, müvekkil şirket ….şirketi için üretildiği söylenen eldivenlerin gösterildiğini, eldivenlerin teslimatının en geç 17/02/2021’de yapılacağının vaad edildiğini, 25/02/2021 tarihli bir onay mektubu ile 26/02/2021 tarihinde nitril eldivenlerin …havalimanına gönderileceğinin prosedür ve izinlerden sonra 01/03/2021 tarihinde ürünlerin uçakla gönderileceğinin taahhüt edildiğini, aynı minvalde bir garanti mektubu düzenleyen şüphelilerin bu defa da ürünlerin son tarih olarak en geç 05/03/2021 tarihinde müvekkiline teslim edileceğinin garanti edildiğini, bu taahhütlerini yerine getirmemeleri halinde sözleşme bedeli ve uçak masraflarını geri ödeyeceklerini taahhüt ettiklerini, bilahare şüphelilerin mallar hazır diyerek yine müvekkilini kandırdığını, bunun üzerine müvekkilinin sözde hazır olan malları teslim almak üzere Malezya’dan Hollanda’ya kargo uçağı ile nakil anlaşması imzaladığını, bu anlaşma ile kapsamında Hollanda’dan Malezya’ya giden uçağın, ürünlerin hazır olmaması sebebiyle boş vaziyette dönmek zorunda kaldığını, müvekkilin bu iş için bahse konu uçak kargı şirketine 238.177,59 Euro ödemek zorunda kaldığını, uzunca bir süre vaadlerde bulunarak müvekkilini kandıran şüphelilerin dolandırmak kastıyla hareket ettiklerinden şüphelenen müvekkilin taraflarına başvurarak hukuki destek talebinde bulunduğunu, uzun uğraşlar soncunda bahse konu 08/02/2021 tarihli sözleşmenin feshi konusunda taraflar arasında 29/07/2021 tarihinde bir “fesih sulh ve ibra protokolü” imzalandığını, bu protokolde şüphelilerin ödeme yapmayı kabul etmeleri pahasına ileri sürdükleri her şartı, vadeyi kabul etmelerine rağmen protokol şartlarının şüpheliler tarafından yerine getirilmediğini, taraflarınca eldeki davayı konu icra takibinin başlatıldığını, davalı/borçlunun taraflar arsındaki temel ilişkiye ve borca itiraz ettiğini, ilgili icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, işbu davanın mahkemenize arzından evvel taraflarınca başlatılmış olan zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlu şirket yetkilileri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyasından “dolandırıcılık” suçlamasıyla şikayette bulunulduğunu, dosyanını derdest olduğunu, borca itirazında açıkça haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeple davalı borçlunun haksız itirazının iptali ile davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesinin talep edilmesinin zaruretinin hasıl olduğun beyan ederek; davalı borçlunun Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında vaki haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, borca itirazında haksız ve kötüniyetli olan davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket ile davacı F. Van de Vooren isimli şirket arasında 08/02/2021 tarihinde 1.185.000,00 Euro bedelinde nitril eldiven satışı konusunda sözleşme imzalandığı, sözleşme gereğince söz konusu ürünlerin üretimi için müvekkil şirketin Malezya’da bulunan üretici firmaya yaklaşık 210.000,00 Dolar ödeme yapıldığını, ancak ülkemiz gibi tüm dünyayı etkisi altına alan ve Yargıtay tarafından mücbir sebep olarak kabul edilen Covıd-19 salgını sebebiyle Malezya’da bulunan fabrika çalışmalarının durdurulduğunu, bu sebeple davacı tarafa sözleşme konusu ürünlerin tesliminde gecikme yaşandığını, taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesinin mücbir sebep başlıklı 10. maddesine “Başarısızlığı sel, yangın, deprem veya diğer doğal olayların yanı sıra savaş, askeri eylemler, abluka, grev, salgın hastalık hali, karantina ve resmi dairelerin eylemleri gibi durumlardan veya sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkan tarafların kontrolü dışındaki diğer durumlardan kaynaklanması durumunda, taraflardan hiçbiri görevlerinden herhangi birini tamamen veya kısmen yerine getirmemekten sorumlu olmayacaktır. Bu durumda, sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin ifa süresi orantılı olarak bu tür durumların süresi ve sonuçları için ertelenir.” şeklinde düzenleme yapıldığını, pandemi yasaklarına rağmen büyük çabalarla Büyükelçilikten özel izin alınarak Malezya’ya gidildiğini, mücbir sebebe rağmen sözleşme konusu ürünlerin imal ve hazır edilmesinin sağlandığını, buna karşın davacı tarafın sözleşmenin imzalanmasından 5 ay sonra müvekkilini söz konusu ürünleri almayacağını sözlü olarak beyan ederek ibra protokolü imzalamaya zorladığını, müvekkilin malen mahvına sebep olduğunu, davacının kendi hazırlamış olduğu sözleşme maddelerini hiçe saydığını ve 10. Madde gereğince müvekkiline ek süre vermekten imtina ettiğini, bu durumunun dahi davalının kötü niyetli hareket ettiğini gösterdiğini, sözleşme konusu ürünlerin yaşanan ekonomik sıkıntılara ve pandemi sürecine rağmen müvekkili tarafından hazır edildiğini, ancak davacı tarafın kötü niyetli olarak ürünleri almaktan vazgeçitiğini ve müvekkilini ibra protokolü imzalamaya zorladığını, müvekkili tarafından hazır edilmiş ürünlerin halen teslime hazır halde beklemekte olup müvekkilinin sözleşme gereği üstlendiği edimi ifa etmeye hazır olduğunu, taraflar arasındaki husumetin tamamen TTK hükümlerine göre çözülmesi gereken bir husumet olmasına rağmen davacı tarafın, müvekkilinin cezai sorumluluğundan bahsetmekte ve müvekkilini dolandırıcılıkla itham etmekte olduğunun ancak yaşanan geç teslimin nedenini pandemi süreci olduğunun göz ardı edildiğini, taraflar arasında sulh ve ibra protokolü imzalanmış olmasına rağmen dolandırıcılık iddiasında bulunmanın iftira niteliğinde olduğunu ve iddia sınırlarını aştığını, zira müvekkilin dolandırıcılık gibi bir niyeti olsa söz konusu protokolü imzalamayacağını , davacı vekili tarafından hazırlanmış olan dava dilekçesinde yer alan ifadelerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 32. maddesinde anlamını bulan uygunsuz dilekçe niteliğinde bulunduğunu, sadece hukuki nedenlerin açıklanıp belirtilmesi suretiyle yeniden dava dilekçesi düzenlenmesi için davacı vekiline uygun bir süre verilmesini, aksi halde davanın açılmamış sayılmasını talep ettiğini, dava dilekçesi 7. bendinde ileri sürülen olayların davacının iddia ettiği gibi bir an evvel para tahsil etmek kastıyla yapılmış işlemler olmadığını, zira o tarihten çok önce davacının ürün bedellerini zaten ödediğini, davacının iddialarının asılsız ve çelişkili olduğunu beyan ederek; hukuka aykırı ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; İİK 67 vd. maddeleri uyarınca itirazın iptali hukuki sebebine dayanmaktadır.
Ankara … İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyasının Uyap’tan getirtilen sureti üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mevcut dosya davacısı, borçlusunun mevcut dosya davalısı olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 29/07/2021 tarihli protokol dayanak gösterilerek 1.692.000,00 TL (150.000 Euro) asıl alacak, 50.760,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.742.760,00 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, söz konusu takibe davalı borçlu tarafından süresi içerisinde itiraz edilerek takibin durdurulduğu görülmüştür.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyasının sureti Uyaptan getirtilerek dosya içerisine alınmıştır.
Taraflar arasındaki 08/02/2021 tarihli sözleşmenin 10. maddesinde mücbir sebeplerin düzenlendiği, buna göre söz konusu maddenin 10.1. maddesinde ” Başarısızlığın sel, yangın, deprem veya diğer doğal olayların yanı sıra savaş, askeri eylemler, abluka, grev, salgın hastalık hali, karantina ve resmi dairelerin eylemleri gibi durumlardan veya sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkan tarafların kontrolü dışındaki diğer durumlardan kaynaklanması durumunda, taraflardan hiçbiri görevlerinden herhangi birini tamamen veya kısmen yerine getirememekten sorumlu olmayacaktır.” şeklinde düzenlenmenin bulunduğu, 10.2. maddesinde “Bu durumda, sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin ifa süresi, orantılı olarak bu tür durumların süresi ve sonuçları için ertelenir. ” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, 10.3. maddesinde “Yükümlülüğün yerine getirilmesinin imkansız olduğu taraf, yetkili kuruluşun teyidi ile yukarıdaki durumların meydana geldiğini ve eklenen süresini ve sona erdiğini derhal diğer tarafa yazılı olarak bildirmelidir.” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonunda; taraflar arasında 08/02/2021 tarihli sözleşmenin ve söz konusu sözleşmenin feshine ilişkin 29/07/2021 tarihli protokolün bulunduğu hususunda anlaşmazlığın bulunmadığı, davalı tarafından her ne kadar taraflar arasındaki 08/02/2021 tarihli sözleşmenin 10.maddesi uyarınca ürünlerin tesliminde davacı tarafından kendisine ek süre verilmesi ve pandeminin mücbir sebep sayılması gerektiği iddia edilmiş ise de bu iddiaların yerinde olmadığı, zira söz konusu sözleşmenin 10.maddesindeki mücbir sebep iddiasının ancak taraflar arasında fesih, sulh ve ibra protokolü başlıklı 29/07/2021 tarihli sözleşme yapılana kadar ileri sürülebileceği, davacının bu iddiasını 08/02/2021 tarihli sözleşmenin feshine ilişkin 29/07/2021 tarihli protokolde ileri sürmediğinden söz konusu protokol imzalandıktan sonra bu iddianın mahkememizce dinlenmesinin söz konusu olamayacağı, yine davalı tarafından 29/07/2021 tarihli protokolün kendisine zorla imzalatıldığı yönünde bir iddiada bulunmuş ise de söz konusu iddiasını destekler dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı gibi söz konusu sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren TBK’nın 39/1. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği hususu göz önüne alındığında mahkememizce davacının bu iddiasına da itibar edilmemiş ve taraflar arasındaki 08/02/2021 tarihli sözleşme yine tarafların 29/07/2021 tarihli protokolü ile feshedildiğinden ve söz konusu protokol taraflarca da kabul edildiğinden mevcut davadaki uyuşmazlığın protokol hükümleri çerçevesince çözülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki 29/07/2021 tarihli protokolde davalının davacıya 1.185.000 Euro ‘yu ödemeyi kabul ettiği, icra dosyasının konusunu ise söz konusu protokolün 2, 3 ve 4. taksitlerine ilişkin olduğu bu nedenden ötürü davacının icra dosyası nedeni ile davalıdan 1.692.000,00-TL (150.000,00-Euro) asıl alacak miktarı tutarında alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Davacı mevcut davayı açarken söz konusu alacağın sadece 742.760,00-TL’lik kısmını talep ettiğinden, davacının talebi ile bağlı kalınarak icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 742.760,00-TL yönünden kabulüne, söz konusu alacağın likit bir alacak olması nedeni ile davacı lehine %20 inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın Kabulü ile; Ankara … İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 742.760,00-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin kaldığı yerden aynı şartlarda devamına,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin kabulü ile 742.760,00-TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 50.737,94-TL olduğundan peşin alınan 3.970,69-TL harcın mahsubu ile bakiye 46.767,25-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 99.703,60-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 242,20-TL (dava açılış masrafı, tebligat ve posta gideri olmak üzere) yargılama gideri ile peşin harç olarak yatırılan 3.970,69-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10/2022

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza