Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/338 E. 2022/664 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/338 Esas – 2022/664
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2022/338 Esas
KARAR NO :2022/664
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :26/01/2021
KARAR TARİHİ :18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalılardan … Sigorta A.Ş. nezdinde ferdi kaza sigortası ile sigortalı olan davacının, müteveffa …’ın sürücüsü olup, davalı şirketin işleteni olduğu otobüste seyahat ettiği sırada aracın kazaya karışması neticesinde kalıcı olarak yaralandığını, geçici iş göremezlik kaybı yaşadığı gibi % 15 oranında maluliyetinin de oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Ön inceleme duruşmasında maddi tazminatı davalılardan … Sigorta AŞ’den; 30.000,00 TL manevi tazminatı ise davalı … Turizm Seyahat şirketinden talep ettiğini beyan ederek dava dilekçesini açıklamıştır.
Davalı … Turizm A.Ş hakkında açılan dava tefrik edilerek iş bu dosya esasına kaydedilmiştir.
Davalı … Turizm Seyahat şirketi, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, arabuluculuk için başvuruda bulunulmadığını, zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, istenilen manevi tazminatın fahiş oluğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yargılama sırasında davalı … Turizm şirketi tarafından verilen cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulması üzerine adı geçen davalı yönünden davanın tefrik edilerek dosyanın Ankara Batı Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın istinaf incelemesini yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi Başkanlığının 24.03.2022 tarih ve 2021/1731-2022/757 sayılı ilamı ile eldeki davanın, davacının yerleşim yeri olan yetkili Ankara mahkemelerinde açılmış olması nedeni ile işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu işaret edilerek kararımızın kaldırıldığı görülmüştür.
Dava, trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ile toplanan delillerden; soruşturma dosyası içerisinde yer alan seyahat biletlerinden ve ifadelerden, kaza yapan aracın işleteninin davalı şirket olduğunun görüldüğü, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 24.01.2020 tarih ve 16852 sayılı raporunda, “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda yapılan muayene ve hesaplama sonucunda, davacının 24.08.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeni ile SPLENEKTOMİ (Dalağının alınması)’ye bağlı olarak % 10, omurgaya ait sorunlarda ise % 5 olmak üzere maluliyetinin oluştuğu ve vücuttaki engellilik durumunun % 15 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, 20.05.2020 tarihli bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda, davacının hak kazandığı geçici iş göremezlik maddi zararının 4.292,19 TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 70.487,55 TL olarak hesaplandığı, SGK Başkanlığının 22.03.2021 gün ve 22468280 sayılı yazılarında, yaşanan trafik kazasına ilişkin olarak davacıya herhangi bir rücu ödemesinin yapılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Önemle belirtmek gerekir ki; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de dava, gerçek kişi ile birlikte sigorta şirketine karşı da açılmıştır. Davalı sigorta şirketi, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, sorumluluk sigortası TTK’da düzenlenmiştir. TTK’nın 4/1-a. ve 5. maddesi hükümleri karşısında, mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesi görevli bulunmaktadır. Aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; söz konusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “yargılama usulüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece yargılama yaparak uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Bu husus, hukukun öngörülebilir olmasının, usûl ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün de gereğidir. Sigorta şirketi aleyhine açılan davanın tefrik edilmesi de davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesine engel teşkil etmeyecektir.
Aynı şekilde davacı ile davalı … Turizm şirketi arasında ticari ilişki veya ticari iş olmadığı gibi, haksız fiilin bir türü olan trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası ticari dava niteliğinde de değildir. Öte yandan sigorta şirketi ile bu davalı arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu hale göre davacının, dava açmadan önce davalı araç işleteni yönünden arabulucuya başvuru yapma zorunluluğu da yoktur.
Bilindiği üzere manevi tazminat talep edilmesi halinde, TBK’nin 51. maddesindeki “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne uygun şekilde manevi tazminat miktarını belirlenmelidir. Kazanın meydana gelmesinde, zarara neden olanın yanında zarar görenin kusurunun bulunmuş olması, manevi olarak zarar görenlerin tazminat hakkını ortadan kaldırmaz. Hâkim, kusur durumlarını da nazara alarak uygun bir miktar manevi tazminata hükmedebilir.
Somut olayda, kazaya karışan ve işleteni … Turizm şirketi olan otobüste yedek şoför olan davacının kazayı gerçekleştiren sürücü olmadığı, davacının şoförlük yaparak geçimini sağladığı, UYAP kayıtlarından yapılan incelemede, üzerine kayıtlı herhangi bir taşınmaz kaydının bulunmadığı, asgari ücretle çalıştığı, 21.09.2020 tarihinden itibaren herhangi bir çalışmasının görülmediği, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan ve kazanın meydana geldiği 24.08.2017 tarihinde yürürlükte olan özürlülük ölçütüne göre düzenlendiği anlaşılan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 24.01.2020 tarihli raporunda, davacının SPLENEKTOMİ (Dalağının alınması)’ye bağlı olarak % 10, omurgaya ait sorunlarda ise % 5 olmak üzere maluliyetinin bulunduğu, vücuttaki engellilik durumunun % 15 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, vücudun en büyük ikincil bağışıklık organı olan dalağın en önemli görevlerinden bir tanesinin kan yoluyla taşınan antijenlere karşı immün cevabı başlatarak kanı yabancı maddelerden temizlemek olduğu, dalakta kapsüllü mikroorganizmalara saldıran makrofajlar ve erken IgM üretiminden sorumlu B-hücreleri ile birlikte bol miktarda lenfoid doku ve hücrenin bulunduğu, dalağın yokluğunda, yeni karşılaşılan bir antijene karşı hızlı antikor üretiminin bozulup, bakterilerin hızla çoğalacağı, dalağı alınmış hastalarda çok ağır ve ölümcül durum olan OPSİ’nin görülme olasılığın yüksek olduğu, bu hastalığın başlangıç semptomlarının grip benzeri hastalıklardaki gibi hafif bir seyir izlemesine rağmen, klinik seyrin iki gün içinde hızla koma ve ölümle sonuçlanabileceği, sıklıkla dalağın çıkartılmasından sonraki iki sene içinde görülse de riskin az da olsa hayat boyunca devam edeceği dikkate alınarak 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde açıklanan ve takdir olunan manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlara uygun olarak hakkaniyet ve nesafet ölçüsünde davanın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine ve davacı lehine 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 15.000,00-TL manevi tazminatın 24.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 1.024,65 TL olduğundan peşin alınan 102,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 921,84 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 102,81 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 67,80-TL harç toplamı, 70,30-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 138,10-TL yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 69,05 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, redde tekabül eden kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2022