Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/302 E. 2022/605 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/302 Esas
KARAR NO : 2022/605

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2022
KR.YZL.TARİHİ : 06/10/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.06.2020 tarihinde … plaka sayılı araç ile müvekkiline ait … plaka sayılı aracın çarpışması suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, tespit tutanağından … plaka sayılı aracın asli kusurlu (%100), müvekkiline ait … plaka sayılı aracın ise kusursuz olduğunun belirtildiğini, müvekkiline ait araca bahsi geçen kaza sebebiyle pert raporu çıkarıldığını, bu kapsamda müvekkili ile kasko şirketi olan … Sigorta A.Ş. arasında imzalanmış bulunan poliçe uyarınca “Rayiç Değer” başlığı altında; “Sigorta şirketi, aracı hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına almıştır..” hükmü düzenlendiğini, davalı … tarafından yapılan hesaplamalarda 186.300,00 TL’si sovtaj bedeli olmak üzere aracın rayiç bedeli 270.000,00 TL olarak belirlendiğini,ne şekilde hesaplandığı bilinmeyen bu bedelin müvekkiline ödenmesinin ön koşulu olarak pert araç ibranamesi adı altında bir taahhütname imzalaması zorunlu tutulduğunu, müvekkili de aracın pert bedelinin ibraname imzalanmadan alınamayacağını düşünerek bahsi geçen ibranameyi 24.06.2020 tarihinde imzaladığını, somut davada müvekkili, davalı … şirketinin imzalanması gerektiğine yönelik beyanları karşısında pert fark bedelini tahsil etme amacıyla ibranameyi imzaladığını, davalı … tarafından müvekkiline kaza tarihindeki gerçek rayiç bedeli ödenmesi gerekirken, ibraname ile gerçek bedelden oldukça uzak, yetersiz ve eksik bir bedel ödenmesi kabul edildiğini, bu durum gabinin objektif koşulu olan açık orantısızlık koşulunu karşıladığını, müvekkili daha önceden böyle bir tecrübesi bulunmaması sebebiyle davalı … tarafından eksik ve yetersiz bedel içeren ibranameyi imzalamış, böylece edimler arasındaki orantısızlık müvekkilinin deneyimsizliği ve düşüncesizliğinden kaynaklandığını ve gabinin subjektif koşulu da oluştuğunu beyanla, müvekkillinin kaza sebebiyle uğradığı maddi zararlar kapsamında şimdilik 100,00 TL ödemenin taraflar arasında imzalanan Genişletilmiş Kasko Poliçesi’ne uygun olarak maddi tazminatın artan oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın Tüketici Mahkemeleri’nce görülmesi gerektiğini, tüketici işlemi niteliğinde olan kasko poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat talebi tüketici işlemi niteliğinde olduğundan bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, öncelikle belirtilmesi gerekir ki, huzurdaki dava her ne kadar belirsiz alacak davası olarak açıldıysa alacağın belirli nitelikte olması sebebiyle belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, davacının dava konusu ettiği alacak yani araç rayiç değerinden sovtaj değerinin çıkarılması sonucu bulunacak değer net şekilde belirlenmiş olup uyuşmazlık konusu olan husus, araç onarım bedelinin ne olduğuyla kısıtlı olduğunu, buna göre bağımsız eksperler tarafından tanzim edilen eksper raporu üzerinden kazaya karışan aracın onarımı için gereken tutarın 82.745,17 TL olduğu, bu noktada onarımın ekonomik olmaması nedeni ile araç üzerinde pert total işlemi uygulanması gerektiği, aracın rayiç bedeli ile sovtaj bedeli için toplamda 270.000,00 TL ödeme yapılmış ve zararının giderildiğini, müvekkili sigorta şirketinin hasara ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını ve huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, davacının yapılan ödeme ile tüm zararı karşılanmış olup bakiye alacak söz konusu olmadığını, ayrıca davacı yan imzaladığı taahhütname ile müvekkili şirketi açıkça ibra ettiğini, söz konusu aracın zararı 05.06.2020 tarihinde karıştığı kaza sonucu başvuran tarafa yapılan toplam 270.000,00 TL ödeme ile karşılanmış olup müvekkili şirketin başkaca bir sorumluluğu bulunmadığından de haksız ve mesnetsiz olan söz konusu başvurunun reddinin gerektiğini, aracın başka kazaları olup olmadığı hususunun araştırılmasının gerektiğini, söz konusu hasarlar neticesinde aracın hasarsız emsallerine göre rayiç bedelinin oldukça düşük olacağını, bu nedenle mahkemenizce alınacak bilirkişi hesap raporunda bu hususun muhakkak değerlendirilmesinin gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, akdi ilişki içinde olduğu kendi kasko sigortacısına karşı dava açmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından davalı aleyhine kasko poliçesinden kaynaklı tazminat talepli mevcut davanın açıldığı, bu çerçevede yapılan incelemede, davacının 6502 sayılı Tüketici Kanunu’nun 2/1-k maddesi uyarınca tüketici konumunda olduğu, davalının ise söz konusu tüketiciye hizmet sunan ve 6502 sayılı kanununun 2/1-ı sağlayıcı konumunda olduğu, taraflar arasındaki kasko poliçesinin düzenlenmesine ilişkin işlemin 6502 sayılı kanunun 2/1-l maddesi gereğince tüketici işlemi olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 03/07/2017 tarih, 2016/9960 Esas 2017/4970 Karar sayılı ilamında mevcut davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesinde olduğu belirtilmiş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki ilişkinin ticari bir ilişki olmadığı, 6502 sayılı kanun kapsamında kaynaklanan tüketici işlemi olduğu, bundan dolayı mevcut davaya bakma görevinin tüketici mahkemesinde olduğu anlaşılmış ve mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince davanın usulden REDDİNE,
2)Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3)HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4)İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır