Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/284 E. 2023/261 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. … MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
1. … MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/284 Esas
KARAR NO : 2023/261

DAVA : Menfi Tespit (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 17/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacı vekilince mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; gayrimenkul satışına aracılık ettiği iddiası ile … ile müvekkili arasında icraya konu edilen 27.000,00-TL ile ilgili yasal dayanak bulunmadan, aralarında sözleşme yapılmadan, tamamen keyfi olarak …. dosya numarası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkilinin eline tesadüfen geçtiğini, yedi günlük itiraz süresinin geçmesi nedeni ile … tarafından itirazın kabul edilmediğini, müvekkiline ihtiyati haciz uygulandığını ve ticari işlemlerine devam edemeyip zarara uğratıldığını, …. sayılı dosyası ile usulsuz talep edilen miktara itiraz kapsamında taraflarınca dava açıldığını, davalı ile müvekkili arasında borç ilişkisini doğuracak senet, bono, çek ve sözleşme bulunmadığını beyan ederek, takip konusu yapılan 27.000,00-TL borcun yasal olmadığı ve müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli olması nedeni ile müvekkili lehine %20 tazminatın tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili, davacı ve …’a ait taşınmazların takası ve satımı için iki tarafı bir araya getirdiğini ve satış anlaşmasının gerçekleşmesi halinde 27.000,00-TL’nin davacı tarafından ödeneği yönünde anlaşma sağlandığını, düzenlenen protokolün tek taraflı olduğu iddia edilmiş ise de, iki nüsha olduğunu, müvekkili tarafından anlaşılan miktara dair sözleşme yapılmak istenilmiş ise de davacının sağladığı güven çerçevesinde sözleşme yapılmadığını, davacının ücreti ödemeye yanaşmadığını, müvekkilinin iyi niyetinin suistimal edildiğini, alacağını alamayan müvekkilinin icra takibi başlattığını ve itirazda bulunulmadığından takibin kesinleştiğini, protokol’ün tek taraflı olmadığını, davacı şirketin yetkilisinin el yazısı ile 2 nüshadır şekilde yazıldığını aracılık ettiğinin gösterdiğini beyan ederek, haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan Menfi Tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacının davalı tarafından gayrimenkul satış aracılık ücreti alacağı bulunduğu gerekçesi ile yapmış olduğu … Esas sayılı icra dosyasından kaynaklı borçlu olup olmadığının tespiti ile borçlu ise miktarı noktasında toplanmıştır.
Mahkememizce, … Esas sayılı dosyası uyap sureti ile … Esas sayılı dosyası uyap sureti, tapu kayıtları, esnaf ve sanatkarlar odası birliği ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına alınmıştır.
Davalı tanığı … 06/02/2023 tarihli celsede hazır bulunmakla, beyanında; “… benim yiğenimdir, kendisinin amcasıyım, 16/06/2021 tarihli protokoldeki imza bana aittir ben protokolde de belirtildiği üzere … nolu dükkanları satmak istedim, yiğenim arkadaşının emlak dükkanında emlak işleri ile uğraşır kendisine bahsettim, ben buraları satmak istediğimi söyledim, yardımcı olacağını tanıdık müteahhit firmaları olduğunu söyledi ve davacı … … Aş’nin temsilcisi … … yiğenim ile beraber geldiler, yiğenim beni kendisi ile tanışdırdı, buraları şirket adına satın almak istediğini söyledi, en son 450.000,00-TL istedim, en son kendisi ile 5 dükkan karşılığı 395.000,00-TL’ye anlaştık, kendisi nakden ödeyeceğini söylemesine rağmen daha sonra 95.000,00-TL nakit para verdi, ayrıca protokolde de belirtilen … 3 adet parseli verdi, benden iki üç gün içerisinde geri alacağını söylemesine rağmen geri almadı, ben gayrimenkulleri devrettim, ancak o verdiği sözü yerine getirmedi, … vaad ettikleri taahhüt ettikleri gayrimenkulleri üzerime aldım, bütün bu aşamalarda ve işlemlerde davalı … aracılık etti, ben aracılık eden yiğenim ile davacı şirket temsicilsi …’in aracılık ücreti konusunda 27.000,00-TL’ye anlaştıkları konusunda bizzat şahit oldum …” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … 06/02/2023 tarihli celsede hazır bulunmakla, beyanında; “Ben, …’ı tanırım okul arkadaşımdır, kendisi …’dür, kendisi emlak alım satım, gayrimenkul işleri ile ilgilenir, bu alışverişe şahit değilim ancak görüşmelerine konuşmalarına şahidim, …’ın dükkanında, davacı şirket temsicisi olduğunu öğrendiğim … ile davalı …’ın , … ait 5 adet dükkanın satımı konusunda konuşmalarına şahit oldum, konuşmalarında … bütün işlemleri ben tek elden yürüteceğim ve karşılığında da emlak komisyon ücreti olarak 32.000,00-Tl alacağını söyledi, karşı tarafta bunun fazla olduğunu beyan etti sonra 27.000,00-TL’ye anlaştılar, ben sadece buna şahidim, alım satım işlemlerinin olup olmadığını bilmiyorum, ben bizzat içinde değilim, konuşmalara şahidim …,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6098 sayılı TBK’nun 532 ve devamı maddelerinde komisyon sözleşmesi düzenlenmiştir. TBK’nin 532 maddesinde komisyon sözleşmesi “Alım veya satım komisyonculuğu, komisyoncunun ücret karşılığında, kendi adına ve vekalet verenin hesabına kıymetli evrak ve taşınırların alım veya satımını üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde açıklanmıştır. Maddeden anlaşılacağı üzere komisyon sözleşmesinin konusu kıymetli evrak ile taşınırlar olabilmekte ve komisyoncunun kendi adına ve vekalet veren hesabına hareket etmesi gerekmektedir. Mahkememize konu olayda ise delil olarak sunulan protokolden anlaşılacağı üzere, davalı kendi adına ve vekalet veren hesabına hareket etmemekte sadece tarafları bir araya getirmekte ve davacı ile dava dışı … arasında taşınmaz alım satımı olmasına aracılık etmektedir. Bir taşınmaz alım satımı söz konusu olduğundan ve davalı kendi adına hareket etmediğinden davalı ile davacı arasında komisyon sözleşmesi bulunmamaktadır.
6098 sayılı TBK’nun 520 ve devamı maddelerinde … sözleşmesi düzenlenmiştir. TBK 520 maddesinde … sözleşmesi “… sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanın hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. … sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki … sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.” şeklinde açıklanmıştır. Mahkememize konu olayda, davalı, davacı ve dava dışı … arasında taşınmaz alım satımı olması için aracılık ettiğinden davacı ve davalı arasındaki sözleşme … sözleşmesidir.
6102 sayılı TTK’4. Maddesinin 1. Fıkrasına göre her iki tarafından da ticari işletmesiyle ilgili hususlarda doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı kanunun 4. Maddesinin 1. Fıkrasının a, b, c, d, e, f bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yarı işleri ticari dava ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işi sayılır. TTK’nun 5 maddesinin 1. Fıkrasında “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın … mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” ve 5 maddesinin 3 fıkrasında “… mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır ” denilerek ticari davaların … Mahkemesinde görüleceği ve Asliyle Hukuk Mahkemesi ile arasında görev ilişkisinin olduğu düzenlenmiştir. Davalı tarafın ticari işletmesi bulunmadığından, tacir olmadığından ve TTK 4/1-c maddesinde TBK ‘nun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen … sözleşmesi sayılmadığından mahkememize açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
6100 sayılı HMK’nun 114/1.fıkrası (c) maddesine uyarınca görev dava şartıdır. HMK’nun 115/2.maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığı davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılmalıdır.
Dava şartı noksanlığı tespit edilmesi durumunda HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden mahkememize görevsizliği nedeni ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3)HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4)İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde …. Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/04/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır