Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/267 E. 2022/714 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/267 Esas – 2022/714
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/267 Esas
KARAR NO : 2022/714

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 11/04/2022
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 04/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı EGO Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 2021/883454 numaralı “sigorta hizmet alımı” ihalesine katılarak 32.919.835,93-TL bedelle ihaleyi kazandığını, böylece taraflar arasında 29.12.2021 tarihinde sözleşme kurulduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ile müvekkilinin davalının araçlarına ait zorunlu trafik, tam kasko, artan mali mesuliyet, ferdi kaza, üçüncü şahıs mali mesuliyet, akaryakıt ve … istasyonlarının yangın ve nakliyat sigortalarını yapmayı; buna karşılık İdare de sözleşme bedeli olan 32.919.835,93-TL’yi ödemeyi yüklendiğini, ihale bedeli 32.919.835,93-TL’nin 31.896.534,00-TL’lik kısmının 11.07.2017 tarih ve 30121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılamasına Dair Yönetmelik gereği kurulan Riskli Sigortalılar Havuzuna tabi araçların poliçelerine ilişkin olduğunu, Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu (TMTB) tarafından yönetilen Riskli Sigortalılar Havuzuna konu olan poliçelere ait prim tutarları, “il, araç kullanım tarzı ve hasarsızlık” basamağına göre Sigortacılık Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından belirlenmekte ve ilgili branşta ruhsat sahibi olan tüm sigorta şirketlerine “aynı tutarlar” üzerinden poliçe düzenleme izninin verildiğini, söz konusu prim tutarlarının sigorta şirketleri inisiyatifi dışında belirlendiğini, bu alanda faaliyet gösteren bütün sigorta şirketlerince kurulan tüm sözleşme ilişkilerine ve işbu dava kapsamında sözleşme bedelinin belirlenmesinde sözü edilen Kurum (SEDDK) tarafından belirlenen prim tutarlarının esas alındığını, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşme bedelinin SEDDK’nın yıllık bazda belirlediği primleri dikkate alarak belirlediğini, davaya konu sözleşme tarafları arasında 29.12.2021 tarihinde akdedildiğini, bu bağlamda müvekkilinin 2022 yılına dair güncel prim artış oranını dikkate alarak hareket ettiğini, ancak 31.12.2021 tarih ve 31706 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile ilgili Yönetmeliğin geçici 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, “Bu fıkrada belirlenen azami prim tutarları, 2022 Şubat ayından itibaren aylık %1,5 (bir önceki ayın azami prim tutarları üzerinden) olarak arttırılacaktır.” cümlesi ile ayrıca Geçici 11. maddeye 10. Fıkranın eklendiğini, dava konusu taleplerinin dayandığı hükmün de esas itibariyle yeni yürürlüğe giren 10. fıkra hükmü olduğunu, hükme göre, “1/2/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzeri uygulanacak azami primler, 2022 yılı Ocak ayında uygulanan azami primlere %20 eklenerek uygulanır” olduğunu, bu düzenleme ile şimdiye dek olmadığı şekilde prim tutarlarının arttırıldığını, bu artışın sözleşmenin kurulduğu sırada mevcut olmayıp sözleşmenin uygulanması safhasında meydana gelen bir değişiklik olduğunu, müvekkilinden kaynaklanmayan SEDDK tarafından belirlenen prim tutarları üzerinden taraflar arasındaki sözleşme ile üstlenilen sigortalama ediminin, öngörülen bedel karşılığında müvekkili tarafından ifasının aşırı biçimde güçleştiğini, müvekkilinin basiretli bir tacir olarak önceki yıllardaki artış oranlarını da hesaplamalarında dikkate aldığını, ancak sözü edilen değişikliğin önceki yıllardaki artışları da aşacak şekilde olağandışı bir artış oranı olduğunu, dolayısıyla meydana gelen maliyet artışının sözleşme ile doğan borcun ifası için mücbir sebep niteliğinde olduğunu, bu nedenle müvekkilinin sözleşme bedelinin kendisi için aşırı ifa güçlüğüne neden olmaması açısından ve yine ilgili sözleşme ile uyumlu bir şekilde arttırılması için sözleşmenin tarafı Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı EGO Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığına yasal süresi içinde, 06/01/2022 tarihinde başvuruda bulunduğunu, ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı EGO Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’nın bu başvuruya olumsuz cevap verdiğini, uyarlama talebinin şartlarının gerçekleştiğini, sözleşmenin kurulması sırasında taraflarca öngörülemeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durumun ortaya çıktığını, işlem temelinin çökmesi sonucunu doğuran olguların gerçekleşmesinin müvekkiline isnad edilemeyeceğini, ortaya çıkan durumun, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olan olguları, kendisinden ifanın talep edilmesi dürüstlük kuralina aykırı düşecek derecede müvekkili aleyhine değiştirdiğini, müvekkilinin ifanın aşırı güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak borcunu ifa ettiğini, müvekkili tarafından davalıya 09.02.2022 tarihinde 2.02.09.GE.R.KP.018572 ilgi sayılı yazı ile, dava konusu sözleşme kapsamında müvekkilinin yüklendiği edimlerin yasal hakları saklı kalmak kaydı ile ifa edileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin maliyet hesaplarının bir anda artması nedeniyle taraflar arasındaki menfaat dengesinin alt üst olduğunu beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; prim tutarlarındaki artış baz alınarak güncel sigortacılık piyasasındaki rayiç fiyatlamalar dikkate alınarak bu alanda uzman bilirkişiler marifetiyle re’sen yapılacak değerlendirme sonucunda sözleşme bedelinin uyarlanmasına, uyarlamaya esas alacak kalemlerinin her biri açısından (her bir poliçe) uyarlama sebebiyle tahakkuk edecek alacağın doğduğu tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalı tarafından müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde öne sürdüğü iddiaları kabul etmenin mümkün olmadığını, öncelikle iş bu davanın idare mahkemesi görülmesi gerekirken Mahkememiz huzuruna taşınmasının hukuka aykırı olduğunu, huzuruna taşınması hukuka aykırıdır. Uyarlaması talep edilen sözleşme 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanuna dayalı olarak imzalanmış olduğundan iş bu davaya bakmakla görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından dava konusu sözleşmenin uyarlanması talebiyle 06/01/2022, 27/01/2022 ve 31/01/2022 tarihlerinde müvekkili idareye başvuruda bulunduğunu, davacının talebinin sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemelere aykırı olması sebebiyle müvekkili kurum tarafından reddedildiğini, müvekkili tarafından “sigorta hizmet alım” işine çıkılmak üzere ihale ilanı yapıldığını, ihaleye katılan istekliler arasında en uygun teklif davacı şirket tarafından verildiğinden ihalenin davacı taraf üzerinde kaldığını, davacının sözleşme şartlarını bilerek ve kabul ederek söz konusu ihaleye katılarak teklif verdiğini, davacının tüm şartlarını bilerek katıldığı bir ihale neticesinde imzalamış olduğu idari şartname de ve sözleşmede açık olarak belirlenmiş hükümlerin aksine bir işlem yapılmasını talep etmesinin usul ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili idare ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince davacının uyarlama talep edemeyeceğinin açık olduğunu, uyarlanması talep edilen sözleşmenin 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanuna dayalı olarak imzalandığından söz konusu sözleşmenin değiştirilmesi veya uyarlanmasının hukuken mümkün olmadığını, taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmeye bağlılık esas olup, sözleşmenin uyarlanması ise uyarlama koşullarının varlığı hâlinde başvurulması gereken istisnai bir durum olduğunu, uyarlamanın istisnai olduğu kabul edilmese dahi; uyarlama için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı 138. maddesinde belirtilen tüm şartların sağlanmış olması gerektiğini, söz konusu düzenlemeye göre uyarlama talep edilebilmesi için taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durumun gerçekleşmesi, gerçekleşen olağan üstü durumun borçludan kaynaklanmamış olması, gerçekleşen olağanüstü durum nedeniyle ifanın talebinin dürüstlük kuralına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değişmiş olması ve borçlunun da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olması gerektiğini, ancak somut olayda bu şartların mevcut olmadığını, davacının ülke genelinde bu işi yapan büyük firmalardan biri olduğunu ve bu büyüklükte bir firmanın ekonomik koşulları öngörememesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, bu büyüklükte bir firmanın sigorta poliçelerine yapılacak zamdan haberdar olmamasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sigorta poliçelerine yapılacak zamların haberlerde dahi aylar öncesinden duyurulduğunu, sektörde önemli bir yeri olan davacının SEDDK tarafında yapılacak artışı öngörememesinin kabul edilemeyeceğini, dava konusu sözleşmenin imzalandığı tarihten kısa bir süre önce dolar kurunun yükseldiğini dolar kurunun 20/12/2021 gecesi 17,47 Türk Lirasına çıkmasıyla beraber davacı yanın ekonomide yaşanacak sıkıntıları göz önüne alarak basiretli bir tacir gibi davranması ve 24/12/2022 tarihinde müvekkili tarafından gerçekleştirilen ihaleye buna göre teklif vermesi gerekmekteyken vermemiş olmasının kendi sorumluluğunda olduğunu, davacı tarafın tüm sözleşme şartlarını bilerek ve isteyerek ihaleye katılarak ihale şartnamesi doğrultusunda sözleşmeyi imzaladığını, davacı tarafından tüm ihale şartları bilindiği halde Geçici 11. maddeye eklenen 10. Fıkra kapsamında müvekkili kurumdan birçok kez ilave ödeme talep ettiğini, sigorta ihalesi kapsamında davacı taraf ile yapılan sözleşmenin Geçici Ek 5.maddesi kapsamına girmediğini, taraflarınca kabul anlamına gelmemekle beraber, davacı şirketin taleplerinin 4735 Sayılı Kanun’un Geçici 5. maddesi kapsamında yapılan değişiklikler kapsamına girmiş olsa dahi söz konusu yasal düzenlemede sigorta işlemlerinin bu değişikliğin dışında tutulduğunu, davacının taleplerinin kabul edilebilir herhangi bir yanının bulunmadığını, tüm bunların yanı sıra davacının müvekkili idareden her ne kadar uyarlama talep etmişse de sözleşmenin ifasına devam etmiş ve iş bu davayı ya tutarsa diyerek mahkememiz huzuruna taşıdığını, uyarlama talep eden tarafın ifaya devam etmesinin uyarlama hakkının kaybedilmesine yol açacağını beyan ederek; haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, Kamu İhale Mevzuatı ve Borçlar Kanunu 138.madddesi uyarınca sözleşmenin uyarlanmasına ilişkindir.
Taraflar arasında 29/12/2021 tarihli sözleşme olduğu hususunda anlaşmazlığın bulunmadığı, anlaşmazlığın 31/12/2021 tarih ve 31706 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe giren ve sigorta primlerinin artırıldığına ilişkin değişiklik nedeni ile 29/12/2021 tarihli sözleşmede TBK.nın 138. maddesi kapsamında aşırı ifa güçlülüğünün oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sözleşmenin nasıl uyarlanacağı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davalı Ankara Büyükşehir Başkanlığı EGO Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından 2021/883454 ihale kayıt numarası ile 24/12/2021 tarihinde 4734 Sayılı Kanunun 21/b maddesi uyarınca pazarlık usulü ile “Sigorta Hizmet Alımı İhalesi”nin yapıldığı, ihaleye davacı … Sigorta A.Ş.(32.919.835,93-TL) ve … … Türk Sigorta Şirketi (44.384.653,38-TL) tarafından teklif verildiği, ihaleyi davacı … Sigorta A.Ş.’nin üstlendiği, taraflar arasında 29/12/2021 tarihinde “Sigorta Hizmet Alım Sözleşmesi” imzalandığı, söz konusu sözleşmenin konusunun idarenin araçlarına zorunlu trafik, tam kasko, artan mali mesuliyet, ferdi kaza, 3.şahıs mali mesuliyet, akaryakıt ve … istasyonlarının yangın ve nakliye sigortalarını yapmaktan oluştuğu, sözleşme bedelinin 31.896.534,00-TL’lik kısmının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçelerine ilişkin olduğu, davacı tarafından idareye 06/01/2022 tarihinde 31/12/2021 tarih ve 31706 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Geçici 11.Maddesine Eklenen 10.Fıkra ile belirlenen %20’lik prim artışı nedeni ile ihale tutarına 4.913.543,00-TL ilave bedel artışı başka bir deyişle fiyat farkı istediği aksi halde poliçeleri 1 Şubat 2022 tarih ve sonrasında tanzim edemeyeceğine ilişkin başvuruda bulunulduğu, idare tarafından başvurunun reddedildiği ayrıca bila tarihli davacı idarenin davalıya göndermiş olduğu yazı ile süresi içerisinde poliçelerin düzenlenmemesi nedeni ile ceza kesildiği görülmüştür.
Davacının uyuşmazlık konusu talebinin dayanağının, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere 31/12/2021 tarih ve 31706 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Geçici 11. maddesine Eklenen 10.Fıkrasında yeralan “01/02/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere uygulanacak azami primler, 2022 yılı ocak ayında uygulanan azami primlere %20 eklenerek uygulanır.” düzenlemesi gereği kendisinden kaynaklanmayan SEDDK (Sigortacılık Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu) tarafından belirlenen prim tutarlarındaki artışlardan kaynaklı sözleşmenin uygulanmasında aşırı ifa güçlülüğünün doğması nedeniyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 138.maddesi gereğince sözleşmenin uyarlanması olduğu anlaşılmıştır.

Söz konusu talebin Kamu İhale Mevzuatı ve Borçlar Kanunu kapsamında incelenmesi gerekmekte olup, buna göre;
Kamu İhale Mevzuatı kapsamında yapılan inceleme neticesinde; Kamu İhale Mevzuatında Sözleşmenin Uyarlanması Müessesesi bulunmamakta olup ancak bu kapsamda sözleşme uygulanması esnasında gerekli koşullar oluştuğu takdirde ortaya çıkan duruma göre sözleşme bedeline ilave bedel talep edilebilmesine yönelik fiyat farkı müessesesi söz konusudur.
Bu kapsamda ilgili mevzuat, sözleşme ve ihale dokümanı incelendiğinde;
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 15.maddesinde sözleşme imzalandıktan sonra sözleşme bedelinin aşılmaması ve idare ile yüklenicinin karşılıklı olarak anlaşması kaydıyla, işin yapılma veya teslim yeri ile işin süresinden önce yapılması veya teslim edilmesi kaydıyla, işin süresi ve bu süreye uygun ödeme şartları da sözleşme hükümlerinde değişiklik yapılabileceği, yine aynı kanunun “Fiyat Farkı Verilebilmesi” başlıklı 8.maddesinde sözleşmelerde yer alan fiyat farkına ilişkin esas usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamayacağına, yine “Mücbir Sebep” başlıklı 10.maddesinde doğal afetler, kanunu grev, genel salgın hastalık, kısmi veya genel seferberlik ilanı, gerektiğinde kurum tarafından belirlenecek benzeri diğer haller şeklinde mücbir sebeplerin neler olduğunun tahdidi olarak sayıldığı, yine ek fiyat farkı verilmesine ilişkin Geçici 5 nci maddesinde 1/12/2021 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihalesi yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden veya bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce fesih veya tasfiye edilmeksizin kabulü/geçici kabulü yapılan mal ve hizmet alımları ile yapım işleri için ek fiyat farkı verilebileceğine ilişkin hükümlerin yer aldığı,
4734 sayılı Kamu İhale Kanununun “İhalenin Sözleşmeye Bağlanması” başlıklı 46.maddesinde ihale dokümanında belirtilen şartlara aykırı sözleşme düzenlenemeyeceği hükmünün yer aldığı,
Sözleşmenin 8.1 maddesinde, ihale dokümanının sözleşme ekinin ayrılmaz parçası olduğu, idareyi ve yükleniciyi bağladığı, ancak sözleşme hükümleri ile ihale dokümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasındaki çelişki veya farklılık olması halinde ihale dokümanında yer alan hükümlerin esas alınacağı, 8.2.maddesinde de ihale dokümanını oluşturan belgeler arasındaki öncelik sıralaması belirlendiği,
Buna göre ihale dokümanının ayrılmaz parçası olan İdari ve Teknik Şartname’nin “Fiyat Farkı” başlıklı 46.1 ve 11.1 maddelerinde de “Bu sözleşme kapsamında yapılan işler için fiyat farkı verilmeyecektir.” düzenlemesinin yer aldığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ” Fiyat Farkı Ödenmesi ve Şartları” başlıklı 14. maddesinde de “14.1. Yüklenici gerek sözleşme süresi gerekse uzatılan süre içinde, sözleşmenin tamamen ifasına kadar, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerde artışa gidilmesi veya yeni mali yükümlülüklerin ihdası gibi nedenlerle fiyat farkı verilmesi talebinde bulunamaz. 14.2. maddesinde bu sözleşme kapsamında yapılacak işler için fiyat farkı hesaplanmayacak ancak mücbir sebepler veya idareden kaynaklanan nedenlerle işin bitim tarihinin süre uzatımı verilmek suretiyle uzatılması halinde, yürürlükte bulunan fiyat farkına ilişkin esaslar dikkate alınarak fiyat farkı hesaplanacağı, 14.3. maddesinde sözleşmede yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamaz.” düzenlemeleri ile ,
Yine 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslar’ın İstisnalar başlıklı 5 inci maddesinde “4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 4 üncü maddesinde sayılan hizmetlerden; araştırma ve geliştirme, piyasa araştırması ve anket, tanıtım, toplantı, organizasyon, sergileme, mesleki eğitim, fotoğraf, film, fikrî ve güzel sanatlar gibi nitelikleri itibariyla kısa süreli hizmetler ile sigorta, muhasebe, haberleşme hizmetlerine ve anılan Kanunun 48 inci maddesinde yer alan danışmanlık hizmetlerinden, mali ve hukuki nitelikteki hizmetlere fiyat farkı ödenmez. İdari şartname ve sözleşmelere aksine hükümler konulamaz.” düzenlemesi,
Yer almaktadır.
Yukarıda yer alan düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; davacının sözleşme imzalandıktan sonra dava konusu prim tutarlarında SEDDK tarafından yapılan artış gerekçe gösterilerek sözleşme bedeline ilave olarak fiyat farkı verilmesine ilişkin talep açıkça sözleşme ve ihale dokümanında söz konusu ihale konusu işte fiyat farkı verilmeyeceğine ilişkin düzenleme, yine bu düzenlemenin istisnası olarak ön görülen ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun “Mücbir Sebep” başlıklı 10.maddesinde yer alan durumlarından hiçbirinin söz konusu olmadığı yine ihale tarihi 01/12/2021 tarihinden sonra olduğundan ek fiyat farkı verilmesine hükmün uygulanamayacağı anlaşılmakla davacının talebinin kamu ihale mevzuatı gereği yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacının talebinin Borçlar Kanununun “Aşırı İfa Güçlüğü” başlıklı 138.maddesi kapsamında değerlendirilmesi neticesinde;
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun 36 ncı maddesinde “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü,
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 138.maddesinde “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, hükmün uygulanabilmesinin zorunlu unsurlarının başında sözleşmenin kurulması sırasında taraflarca öngörülmeyen veya öngörülmesi beklenmeyen olağanüstü bir durumun bulunması gerekmektedir.
Bu kapsamda uyuşmazlık konusu sözleşmenin uyarlaması şartı olarak öngörülemezlik hususu incelendiğinde; Sigorta Hizmet Alımı İhalesinin 24/12/2021 tarihinde yapıldığı, davacının bu tarihte ihaleye teklif vererek ihaleyi kazandığı ve 29/12/2021 tarihinde davalı ile sözleşme imzalandığı, davacı tarafından ihaleye teklif verilmeden önce yani ihaleye hazırlık aşamasında sözleşmenin konusu sigorta alım hizmetinin maliyet kalemlerinin belirlenerek ihaleye teklif verilmesi gerektiği, işin mahiyetine göre teklif maliyetini oluşturan kalemlerde işçilik maliyetleri açısından asgari ücret, ithal malzeme fiyatları açısından döviz kuru ve tüm maliyet kalemleri açısından enflasyonun etkili olacağı, buna göre ihalenin yapılıp teklifin verildiği 24/12/2021 tarihi öncesindeki Türkiye’nin ekonomik durumunun sektöre ve teklifin hazırlanmasına etkilerinin irdelenmesi gerekmekte olup bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası verilerine göre 2021 yılı Aralık ayı enflasyonunun (TÜFE) aylık %13,58, yıllık bazda ise %36,8 olduğu, 2021 yılı Kasım ayı enflasyonunun yıllık bazda %21,31, yine dolar döviz kurunun 20/12/2021 tarihinde 17,47-TL, 21/12/2021 tarihinde 13,02-TL, 23/12/2021 tarihinde 11,45-TL, ihale tarihi olan 24/12/2021 tarihinde de 11,72-TL olduğu, bir önceki yılı Aralık ayı dolar kuru ortalamasının 7,72-TL, 2021 yılı Aralık ayı ortalamasının 13,62-TL olduğu, arada yaklaşık %76’lık bir artışın söz konusu olduğu görülmektedir.
Ayrıca ihale tarihi olan 24/12/2021 tarihinde önce basında yer alan birçok makale ve köşe yazılarında da sigorta maliyetlerinin yüksek enflasyon ve döviz artışları nedeniyle arttığı ve primlere yüksek oranda zam yapılacağına ilişkin haberler mevcuttur. (Örn;- Habertürk, 24/11/2021 tarihli “Fiyatı artmayan bir tek sigorta kaldı” başlıklı haberi, -Hürriyet,06/12/2021 tarihli “Trafik Sigortasında Yeni Düzenleme” başlıklı Noyan Doğan’a ait köşe yazısı, ..vb.)
Mahkememizce yapılan yargılamalar toplanan deliller ile yukarıda yer alan açıklamalar ve tespitler neticesinde; dava konusu sigorta hizmet alımı sözleşmesinin uyarlanması talebine ilişkin olarak, aktarılan veriler ve istatistiklere göre sözkonusu ihaleye verilen teklif tarihi gözönüne alındığında Türkiye ekonomisinin alınan tedbirlere rağmen istikrarsız bir görüntü çizdiği, bu duruma ve sektöre ilişkin basında çıkan haberlerin varlığı, basiretli tacir olarak davacının dava konusu ihaleye teklif verirken bu istikrarsız durumları gözeterek teklif vermesi gerektiği, kaldı ki ihaleye teklif veren diğer … … … Türk Sigorta Şirketi’nin teklifinin 44.384.653,38-TL, davacının teklifinin ise 32.919.835,93-TL olduğu, arada 11.464.817,45-TL gibi fahiş bir farkın bulunduğu, teklif öncesi basında yer alan haberlerin varlığı dikkate alındığında yukarıda aktarılan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 138.maddesinin uygulanabilmesi için zorunlu unsur olan sözleşmenin kurulması esnasındaki öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durumun söz konusu olmadığı, davacının basiretli tacir olarak Türkiye’nin genel ekonomik durumu ve sektörün durumunu gözetmeksizin teklif verdiği anlaşılmakla sözleşmeye mahkemece müdahale edilerek uyarlanması talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması zorunlu 80,70-TL maktu harcın, peşin alınan 17.077,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 16.996,8‬0-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 128.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/11/2022