Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/254 E. 2022/795 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/254 Esas
KARAR NO : 2022/795

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2017
KARAR TARİHİ : 05/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara …İcra Müdürlüğü … sayılı icra dosyasında müvekkilinin alacaklı olan davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilline ev almak üzere, … Gayrimenkul ile kendisine ev gösterilmesini istediğini, akabinde 29/07/2017 tarihinde dairenin 116.500TL meblağında alımı ile ilgili olarak biraz daha süre istediğini, ev alımının temini olarak icra takibine konu senedi müvekkiline imzalattığını, müvekkilinin evi almaktan vazgeçtiğini, tüm yaşananlar ışığında müvekkiline ev satılmadan, sırf senede imza atmış olmasını fırsat bilinerek icra takibine geçildiğini, müvekkilin bir anlık dalgınlığından yararlanarak farklı bir firmanın senedine imza attırıldığını, davalı yanın defter incelemelerinde bu şekilde bir ödemenin olmadığını, müvekkilinin alacaklı tarafa borcunun olmadığı hususunun görüleceğini, haksız ve kötü niyetli davranılıp icra takibine geçildiğini, icra takibine konu senedin senet vasfında olmaması halinde dahi icra takibinin iptali gerektiğini, senet üzerinde gerekli bilirkişi incelemesi ile sonradan eklemelerin ortaya çıkacağını, bu sebeple senedin incelenmesi hususunda İstanbul Adli Tıp Kurumu aracılığı ile senet üzerinde sonradan eklemelerin olduğuna ilişkin mürekkep yaşı, kalem farklılığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, müvekkilinin her an icra tehdidi altında olması sebebi ile teminatsız bir şekilde icra takibinin tedbiren durdurulmasını, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalı yanın kötü niyetli davranmış olması sebebi ile %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, avukat ücretleri dahil olmak üzere yargılama giderlerinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı tarafça davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
GEREKÇE :
Dava, Kıymetli Evraktan Kaynaklanan Menfi Tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasından dolayı borçsuzluğunun tespiti talebinden ibarettir.
Mahkememizce; Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, Ba-Bs kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizin 2017/511 Esas, 2019/198 Karar, 06/03/2019 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin verilen kararı istinaf etmesi üzerine Ankara BAM 22. Hukuk Dairesinin …. Karar sayılı ilamı ile kaldırılmasına karar verilmekle, işbu esasa kayıt olmuştur.
Mahkememizce BAM kaldırma ilamı uyarınca davacının esnaf kaydının bulunup bulunmadığı, tacir sıfatına haiz olup olmadığı hususunda müzekkere yazılmış,…. Vergi dairesi tarafından gelen müzekkere cevabında, davacının 16/05/194-23/10/1996 tarihleri arasında Götürü Ticari Kazanç yönünden. Karayolu ile Şehir İçi Yük Taşımacılığı faaliyeti ile mükellefiyet kaydının bulunduğu, defter tutma zorunluluğunun bulunmadığı, Ticaret Odası başkanlığınca gelen yazı cevabında ise davacının ortağı, yetkilisi yada sahibi olduğu şirket kaydını rastlanmadığı belirtilmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunla değişik TTK’nun 4 ve 5.maddesinde ticari davalar açıkça belirtilmiştir. Buna göre;
“IV – Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri
1. Genel olarak
MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde,
d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/02/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.
2. Ticari davaların ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
(3) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
(4) Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder” düzenlemesini içermektedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 6335 sayılı Kanunla değişik 4.md.de ticari davalar sayılmış olup, aynı kanunun 6335 sayılı kanunla değişik 5.md.de ise ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği, 5/3.md.de ise Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda eldeki uyuşmazlığın ticari dava olup olmadığının 6102 sayılı TTK 4.md.ne göre belirlemek gerekir. Bu düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.mad.ye göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması gerekir. TTK 4/2.md.ne göre ise tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava sayılmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve deliller ile birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacı ile davalı arasında konut alımına yönelik, dava dışı … Gayrimenkul firması ile emlak hizmetleri sözleşmesinin düzenlemesine rağmen sözleşmenin örneğinin davacıya verilmediği, davacıya ev alımına ilişkin Ankara 13 İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takibe konulan senedin baskı altında imzalattırıldığı, ev alımından vazgeçilmesine rağmen senedin takibe konulduğu, davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine yönelik davada, davacı tarafın tacir sıfatının bulunmadığı, davanın mutlak ticari dava olmadığı, ticari dava niteliğinin olmadığı anlaşılmakla, HMK 2. Maddesi gereğince dava esası yönünden görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu saptanmış olup; mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının, HMK’nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nun 114-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır