Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/237 E. 2022/585 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2022/237 Esas
KARAR NO :2022/585
DAVA :Menfi Tespit (Ticari ilişkiden kaynaklı)
DAVA TARİHİ :10/11/2017
KARAR TARİHİ :27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan asıl davada menfi tespit, birleşen davada itirazın iptali davalarının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili; müvekkili şirket tarafından 14.06.2017 tarihinde … ile yapılan ihaleye ilişkin olarak öğrencilere ücretsiz dağıtılacak ders kitaplarının satın alınması kapsamında sözleşme imzalandığını, teknik şartnamenin 5. maddesi uyarınca kitap kapaklarının en az 220 gr/m2 ve tek yüzü kuşe bristol karton olması gerektiği, bu doğrultuda davalı şirkete 220 g/m2 ebadında kâğıt siparişi verildiğini, davalı tarafça bu gramlardaki kâğıtların teslim edildiğini gösteren irsaliye ile faturaların kesildiğini, ancak … tarafından teslim edilen bazı kitap kapaklarının 220 gr/m2 olmadığının belirlendiğini, davalı şirketçe başka firmalara temin edilen kâğıtlarda da aynı sorunun yaşandığını öğrendiklerini, ihaleyi yapan kurum tarafından ceza kesileceğini öğrenir öğrenmez 27.07.2017 tarihinde noter vasıtasıyla ayıp ihbarında bulunduklarını, söz konusu malların ayıplı olduğunu, müvekkilinin cezalar ile karşı karşıya kaldığını, davalı tarafından Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine 37.524,75-USD bedelli ilamsız icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu ileri sürerek, … Eğitim’in davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığının ve 143.505,90 TL idari para cezası bedelinin mahsup işleminin haklılığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalılar vekili; taraflarınca açılan itirazın iptali davasında savunma yapma imkanına sahip davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca muayene ve ihbar yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, müvekkili tarafından teslim edilen malların ayıplı olmadığını, davacı tarafça belirtilen hususların da ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının müvekkilinin teslim ettiği kağıtların tamamını kullandığını, taraflarınca iade edilen kitaplarının da bulunmadığını, satış bedelinin tamamını idareden tahsil ettiğini, müvekkil şirketçe malzemelerin Amerika’da bulunan bir şirketten temin edildiğini, müvekkilinin davacı ile idare arasında imzalanan sözleşmenin tarafı olmadığı gibi kusurunun da bulunmadığını, cezai şart taahhüdü altına da girmediğini, davacı tarafça ileri sürüldüğü şekilde kağıtların şirketlerince değiştirilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacılar vekili; müvekkilinin satım sözleşmesine konu fatura alacaklarının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine haksız yere itiraz etmek suretiyle takibi durduran davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; ihale kapsamında davalı tarafa siparişi verilen ve her biri 220 gr/m2 olan kağıtların siparişe uygun şekilde kendilerine teslim edilmediğini, ayıplı olduklarını, … Matbaacılık Ortak Girişimi aleyhine 208.399,22 TL idari para cezası düzenlendiğini ve bu tutarın 125.039,53 TL’sinin davacının sorumluluğunda bulunduğunu, … Yayınları Ortak Girişimi aleyhine 30.777,28 TL idari para cezası düzenlendiğini ve bu tutarın 18.466,37 TL’sinin davacıya ait olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Dava devam ederken davalı … şirketinin, tüm aktif ve pasifi ile birlikte … Kağıt Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti., … Kağıt Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile … Kağıt Sanayi ve Ticaret Ltd. şirketlerine devrolunduğu, söz konusu şirketlerin vekaletinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
İstinaf mahkemesince verilen kaldırma kararı öncesinde toplanan delillere ve bilirkişi kurulunca hazırlanan 12.04.2019 tarihli rapora göre, … şirketi tarafından teslim edilen paketlerin içerisinde yer alan kâğıtların her birinin 220 gr/m2 olduğuna dair ibare bulunan irsaliye ve faturalar ile siparişlerin teslim edildiği, normal şartlarda, kâğıdın nakliye, depolama, baskı ve baskı sonrası fire ve zayiat oranları bulunduğu, meydana gelen zayiatın yapılan işlemlerden kaynaklı olduğu, bu nedenle davacıya ihale makamı tarafından uygulanan 143.505,90-TL cezanın … Eğitim şirketince davalı taraftan talep edilemeyeceği, birleşen dosya yönünden yapılan incelemede ise … Kâğıtçılık şirketinin takip tarihi itibariyle 37.524,75-USD alacaklı olduğunun rapor edildiği, söz konusu rapora itiraz edilmesi üzerine aynı heyetten 11.10.2019 tarihli ek raporun aldırıldığı, söz konusu ek raporda, kök rapordaki belirlemelerde değişiklik olmadığı, davaya konu satın alınan kağıt miktarı göz önüne alındığında, kanunen yapılması gereken muayenenin tarzı ve kapsamının adi muayene olarak düşünülmesi ve ayıbın gizli ayıp olarak kabul edilmesi halinde … şirketi tarafından 27.07.2017 tarihli ihtarname ile ayıbın … Kağıtçılık’a ihbar edildiği, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesine ilişkin genel hükümlere göre zararın istenebileceği, bu kapsamda davalı tarafından yapılan ifanın ayıplı olduğunun kabul edilmesi halinde, alıcının “sorumluluk menfaatinin” ihlali dolayısıyla uğradığı zararı (idare tarafından bu sebeple yapılan kesintiyi) rücu edebileceğinin rapor edildiği anlaşılmıştır.
Asıl dava, borçlu olunmadığının tespiti istemi ile açılan menfi tespit; birleşen dava satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce verilen asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne dair karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince malların ayıplı olmadığı ile nitelikli ayıp olduğu konusunda dosyada alternatif görüşler olması nedeniyle öncelikle taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu kâğıtların ayıplı olup olmadığı üzerinde yeterince durulması gerektiği, malların ayıplı olmadığının tespit edilmesi halinde ayıp iddiasının ispat edilememesi nedeniyle; ayıplı olduğunun tespiti halinde ise açık ayıp ya da gizli ayıp nitelendirilmesinin yapılması amacıyla birleşen davalı vekilinin itirazları da nazara alınarak sektör bilirkişisinin de bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle kaldırılmıştır.
Kaldırma kararı doğrultusunda dava dosyası sektör bilirkişisi ile nitelikli hesap uzmanı ve mali müşavirin yer aldığı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişilerce 4 adet kapak üzerinde yapılan teknik inceleme sonucunda düzenlenen 02.09.2022 tarihli raporda, kitap kapaklarının sırasıyla 206, 207, 211 ve 216 gr olduklarının tespit edildiği, rutubetli ortamda bekletilen kâğıtların 4 gr daha ağırlık kazansa dahi bazı kapakların taahhüt edilenin çok altında gramaja sahip olduğu, bu nedenle ürünlerin ayıplı olarak değerlendirilmelerinin gerektiği, bütün kapakların incelenmesinin mümkün olmaması nedeni ile davalı tarafından davacıya teslim edilen kâğıtlardaki ayıbın adi bir muayene ile ortaya çıkması mümkün olmayan ayıplardan olduğu, TBK’nin 223/2. maddesindeki bildirim yükümlülüğünün yerine getirildiği mütalaa edilmiştir.
Öncelikle tartışılması gereken husus malın ayıplı olup olmadığı noktasında olup, faturalardan da görüleceği üzere tarafların 220 gr/m2 kağıt teslimi konusunda anlaştıkları konusunda tereddüt hasıl olmadığı, borçlar kanununda yer alan düzenleme gereğince ayıbın; satılan malda ortaya çıkan, alıcının o maldan tümüyle ya da gerektiği gibi yararlanmasını engelleyen eksiklikler ve aksaklıklar gibi özürleri ifade ettiği, somut olayımızda da asıl dava davacısının ihale kapsamındaki edimini yerine getirememesi nedeni ile idari para cezasına çarptırıldığı da dikkate alındığında malın ayıplı olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Buradan hareketle ayıbın açık mı yoksa gizli mi olduğu, dolayısıyla asıl dava davacısı tarafından ihbar yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği hususlarının irdelenmesi gerekmektedir.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK’nin 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hâkimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her hâlde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Aynı kanunun 282. maddesine göre; bilirkişinin oy ve görüşü (rapor) hâkimi bağlamaz. Diğer bir anlatımla hâkim, bilirkişi raporunu yeterli görmemekle beraber raporda yazılı özel ve teknik bilgilerden hareketle bilirkişinin raporunda varmış olduğu sonucun yanlış olduğu kanısına ulaşacak olursa, bunun gerekçelerini açıkça ortaya koymak suretiyle, bilirkişi raporunun aksine de karar verebilir.
Yargıtay 11. HD’nin 04.11.2020 tarih ve 2020/3279-4723 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Ayıp adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak, kullanma sonucunda ortaya çıkan bir ayıp ise Borçlar Kanunu hükümlerinin tatbik olunması gerekir. Borçlar Kanununun 223. maddesi hükmüne göre, alıcı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirim yapmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp sonradan çıkarsa bunu da derhal satıcıya haber vermelidir. Aksi takdirde satılanı bu ayıplı hali ile kabul etmiş sayılır.
Eldeki davada sözleşme konusu kağıdın cinsine, rengine veya türü gibi niteliğine yönelik bir ayıbın söz konusu olmadığı, ayıbın gramaj eksikliğinden kaynaklandığı, toptan alım yapılmasının ayıbın adi bir muayene ortaya çıkarılamayacağını göstermeyeceği, zira örnekleme yöntemiyle ölçüm yapılabileceği gibi tümünün de tartılması yoluyla da gramaj eksikliğinin tespitinin mümkün olduğu, dolayısıyla ayıbın olağan/adi bir muayene ile ortaya çıkarılabileceği, bunun kullanım sonucu ortaya çıkacak bir ayıp olmadığı, nitekim … tarafından yapılan basit ölçüm sonucunda ayıbın tespit edildiği anlaşıldığından bilirkişi heyetinin görüşü aksine ayıbın açık ayıp olduğu, davacı tarafından kağıtların tesliminden itibaren TTK’nin 23. maddesi kapsamında 2 ve 8 günlük süreler içerisinde davalı tarafa ihbarda bulunulmamış olması nedeni ile dava dışı idare tarafından kesilen idari para cezasından davalının sorumlu tutulamayacağı ve bu nedenden ötürü asıl davanın reddinin gerektiği, birleşen dosya kapsamında davacının teslim ettiği kağıtlardan dolayı 37.524,75-USD alacaklı olduğu, söz konusu bedel yönünden davacının davasının kabulünün gerektiği, yine alacağın likit bir alacak olması nedeniyle icra takip tarihindeki USD’nin TL karşılığı olan 142.140,00-TL üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Asıl davanın reddine,
2-Birleşen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında açılan davanın kabulü ile;
-Davalı borçlu tarafından Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 37.524,75-USD asıl alacak yönünden iptaline, söz konusu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %2’yi geçmemek üzere 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi gereğince Devlet bankalarının dolar ile açılmış bir yıllık vadeli hesaba ödediği en yüksek faiz oranında faiz işletilmesine,
-Davacının inkar tazminatı talebinin kabulü ile 142.140,00-TL üzerinden hesaplanacak %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-ASIL DAVADA;
-Asıl davada alınması gerekli karar ve ilam harcı 80,70-TL olduğundan peşin olarak alınan 31,40-TL harç ile 2.719,67-TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 2.670,37-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
-Asıl davada davalılar vekili duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 22.525,89-TL vekalet üceretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
-Asıl davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Asıl davada davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
4-BİRLEŞEN DAVADA;
-Birleşen davada alınması gerekli karar ve ilam harcı 2.563,32 TL olduğundan peşin olarak alınan 2.427,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 135,92 TL harcın birleşen dava davalısından alınarak hazineye irat kaydına,
-Birleşen davada davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 22.321,00 TL vekalet ücretinin birleşen dava davalısından alınarak davacıya verilmesine,
-Birleşen davada davacı tarafından yapılan; 2.463,40 -TL harç toplamı, 4.210,00 -TL posta ve tebligat masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.673,40 -TL yargılama giderinin birleşen dava davalısından alınarak davacıya verilmesine,
-Birleşen dosyada davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı birleşen dosya davalı vekili ve davalı birleşen dosya davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza