Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/211 E. 2022/761 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/211 Esas
KARAR NO : 2022/761

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
KR.YZL.TARİHİ : 22/12/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili 27.12.2016 tarihinde 23.100 TL, 30.12.2016 tarihinde 68.500 TL, 31.01.2017 tarihinde 12.000 TL, 28.02.2017 tarihinde 120.000 TL ve 21.500 TL, 01.03.2017 tarihinde 1.400 TL olmak üzere kendi banka hesabından davalının banka hesabına açıklama kısmına borç yazarak toplamda 246.500,00 TL borç para gönderdiğini, davalıya borç olarak gönderilen paralar müvekkilinin tüm taleplerine rağmen geri gönderilmediğini, bu sebeple söz konusu borcun tahsili için İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından yetkiye ve borca itiraz edilmesi nedeniyle dosya Ankara İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesi talep edilmesi sonrasında dosya Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayısı ile tevzi edildiğini, ancak, davalı borçlu tarafından icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, haksız ve kötüniyetli olarak yapılmış olan bu itiraz sonrasında 24/11/2020 tarihinde Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, yapılan yargılama sonrasında mahkemece görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiğini, bu doğrultuda dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulması ile dosya Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına tevzi edildiğini, ancak mahkemece arabuluculuk yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiğini, müvekkili tarafından davalıya gönderilen paranın ticari ilişki dışında borç para olarak gönderilmiş olması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açıldığını, arabuluculuk başvurusunun bu mahkeme nezdinde zorunlu olmaması, görevsizlik kararı ile dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gitmesi üzerinde söz konusu mahkemece davanın esasına girilip girilmeyeceğinin bilinmemesi nedeniyle bu zaman diliminde arabucululuk başvurusu yapılmadığını, nitekim mahkemenin kendisini de görevli görmeme ihtimalinin mevcut olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararına uyulmasını sonrasında taraflarına arabuluculuk başvurusu için süre verilmesi beklenirken davamız reddedildiğini, yargılama safhasının uzamaması nedeniyle söz konusu karara karşı istinaf yoluna başvurulmayarak kararın kesinleştirildiğini, sonuç olarak davalı borçlu, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz etmek suretiyle icra takibinin durdurulmasına neden olmuş ve müvekkilinin alacağını tahsil etmesini engellediğini, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi ile icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … hakkında Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen icra takibine vaki borca itirazları üzerine davacı-alacaklı tarafından açılan işbu itirazın iptali davasına karşı esasa ilişkin itirazlarının; davacı yan 27.12.2016 tarihinde 23.100 TL, 30.12.2016 tarihinde 68.500 TL,31.01.2017 tarihinde 12.000 TL, 28.02.2017 tarihinde 120.000 TL ve 21.500 TL, 01.03.2017 tarihinde 1.400,00 TL olmak üzere kendi banka hesabından müvekkilinin banka hesabına açıklama kısmına borç yazarak toplamda 246.500,00 TL para gönderdiğini, ilgili para hareketlerine istinaden Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi müvekkili adına icra takibi yapıldığını, taraflarınca itiraz edildiğini, ilgili icra takibi haksız hukuka aykırı ve haksız kazanç elde etmek için yapıldığını, müvekkili, davacı yanın işlerini vekaleten 2010-2017 nisan ayına kadar yürüttüğünü, Ansava Mühendislik Firması ilgili ödemeleri müvekkili adına ait hesaba aktardığını, fakat bu ödemelerin alınmasının sebebi borç değil şirket adına vekalet olduğu döneme ait davacı yan ve müvekkiline ait şirketi olan … Bobinaj Ltd Şti ….Vkn Lu İzmir Büyükşehir Belediyesinde Yapılan İzmir Büyükşehir Belediyesi Satınalma Daire Başkanlığı Hizmet Alımları Şube Müdürlüğü İşin Adı: 2016-2018 Yılı Karayolu Ve Demiryolu Üstgeçitlerinde Mevcut Yürüyen Merdiven Ve Asansörler İle Belediye Sarayı Ve Ek Hizmet Binalarında Mevcut Asansörlerin Yıllık Bakım Onarım İkn No: 2015/179457 İşinin Genel Harcamaları ile ilgili olduğunu, ilgili icra takibinin kötü niyetli olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde müvekkili hesabına göndermiş olduğu bazı dekontlara yer vermiş ve söz konusu dekontlara dayanarak ilamsız icra takibi açtığını, fakat borca itiraz dilekçesinde de belirtildiği üzere söz konusu paraların davacı yanın işleri için kullanıldığını, ilgili dekontların sunulduğunu, davacı şirket yetkilisi Sıtran Karabil’in isteği doğrultusunda listede bulunan kişilere ödemeler yapıldığını, dolayısı ile davacı yanın, müvekkilinin hesabına aralıklı olarak parça parça toplamda 246.500,00 TL’yi borç olarak göndermesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla, müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, ödünç verilen paranın iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı …’in tacir olup olmadığının belirlenmesi bakımından ilgili vergi dairesi ve ticaret odasına yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda; tacir kaydının olmadığı, potansiyel vergi mükellefi kaydının bulunduğu bildirilmiştir.
Ticaret mahkemeleri sadece ticari davalar bakımından görevlidirler. Ticari davalar mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Birici gurupta mutlak ticari davalar yer alır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer bazı kanunların ilgili hükümlerinde açıkça gösterilmiştir. İkinci gurupta, nispi diğer ticari davalar yer almakta olup nispi ticari davalar, her iki tarafın tacir olduğu ve işin de tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için hem her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerekir. Üçüncü grup ticari davalar ise yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Bu gruptaki davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesi ile ilgili olması yeterli görülmüştür.
Somut olayda; davalının tacir olup olmadığının tespiti bakımından yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda davalının tacir olduğuna dair herhangi bir bilgiye yer verilmemiştir. Davacı vekilinden taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlığın kaynağını açıklanması istenmiş, davacı vekili tarafından sunulan bila tarihli dilekçede; davaya konu paranın davalıya ticari ilişki kapsamında verilmediği, güven ilişkisine dayalı olarak davalının şahsi ihtiyaçları için ticari ilişkiden bağımsız olarak borç olarak verildiği açıklanmıştır. Davalının ticari işletmesinin bulunmadığı, böylelikle tacir de olmadığı, davalının davacıdan borç para aldığı ve ödemediğinin iddia edildiği, ihtilafın borç olarak verildiği iddia edilen paranın ödetilmesi isteminden ibaret bulunduğu, yukarıda da açıklandığı üzere sadece davacının tacir sıfatına sahip olması sebebiyle davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, her iki tarafında tacir ve uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerektiği, ayrıca mevcut davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, böylelikle Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği, Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 sayılı yasanın 2. Maddesi ile 6102 sayılı yasanın 5. Maddesinin değiştirildiği, bu değişiklik sonucu, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacağının belirlendiği, görev hususunun kamu düzeni ile ilgili olması karşısında yargılamanın her safhasında ve resen nazara alınmasının gerektiği, davanın açıldığı tarih itibariyle davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı içerisinde kaldığı, mahkememizin görev alanı içerisinde olmadığı anlaşılmakla davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine ve kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne karar vermek gerkemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince davanın usulden REDDİNE,
2)Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3)HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4)İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır