Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/151 E. 2023/308 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/151 Esas – 2023/308
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/151 Esas
KARAR NO : 2023/308

HAKİM : ….
KATİP : …
DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …

DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2022
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
KR.YZL.TARİHİ :19/06/2023

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında … … … Sözleşmesi adı altında belge hazırlanan ve imzalanmayan ama icap ve kabul ile ve fiilen uygulanmak suretiyle yürürlüğe giren bir akit söz konusu olduğunu, bu akit gereğince, müvekkili alıcının “…” kapsamında kullanacağı çelik boruların tedarikçiden (davalıdan) hangi koşullarla alacağı, teslimi ve ilgili hususların tayin ve tespiti ile tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerin tespit eden ve fiilen uygulanan yazılı sözleşme konusunu oluşturduğunu, yine fiili uygulamada da sözleşmeye uygun olarak, fiyatlandırma yapılmış, teslim yeri, teknik özelliklerle ödeme koşulları gerçekleştirildiğini, buna göre; teknik özellikleri [boru tipi:spiral kaynaklı çelik boru, imalat standardı: …, çelik kalitesi: ST 52 ve/veya üzeri, boru ucu: muflu, boru boyu: 13,5 metre, kaplama: iç; … (…’a uygun), dış; glass flake epoksi (…) (..)] olan imalatların yapılacağı belirtildiğini, 16. ve 17. Haziran 2020 tarihli 68.000,00 TL ve 341.500,00 TL avans ödendiğini, 07.08.2020 tarihinde çek olarak ödendiğini, taraflar arasındaki yazışmalarda, müvekkili hiçbir zaman siparişten vazgeçmediğini, hammaddeyi alarak üretime hazır olduklarını, karşı yana ödeme güçlüğü sebebiyle ödemede gecikmelerinin olabileceğini bildirildiğini beyanla, taraflar arasındaki sözleşmenin aynen ifasına karar verilmesi amacıyla açılan işbu davayı 10 bin dolar karşılığı mal ile sınırlı olmak üzere talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; imzadan yoksun arabuluculuk tutanağından anlaşılacağı üzere arabuluculuk başvurusunun konusu avans iadesi ve zarar tazmini olduğunu, işbu davadaki talepleri ise sözleşmenin ayakta olduğundan bahisle sözleşmenin aynen ifası olduğunu, tensip zaptı ile davacıya arabuluculuk tutanağının aslını sunması için 1 haftalık kesin süre vererek aksi halde davanın usulden reddedileceğini ihtar edildiğini, ancak Arabuluculuk Tutanağının e-imzalı/ ıslak imzalı şekilde aslı sunulmadığını, dolayısıyla öncelikle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacının talebi “Bölünebilir” nitelikte olmadığını, bu bakımdan kısmi dava açılamayacağını, hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmesini, taraflar arasında muhtelif ebatlarda boru üretilmesi ve teslimine dair sözleşme var denildikten sonra “ben sadece 10.000,00-USD’lik boru istiyorum” denilemeyeceğini, örneğin 1.822,0 x 11,00 ebatındaki borunun birim fiyatı ile 1.816,0 x 8,00 ebatındaki borunun birim fiyatı farklı olduğunu, hangi ebatta 10.000,00 USD’lik boru istiyorsun? Kaç metre istiyorsun? bu sorular dahi davacının dava konusu ettiği talebin bölünemez nitelikte olduğunu gösterdiğini, o halde kısmi davaya konu olması mümkün olmayan bir talebin ileri sürüldüğü dikkate alınarak, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, 1.848.500,00 USD üzerinden harç yatırması ve yargılama giderlerinin riskini almasını, davacı firma, Şubat 2020 tarihinde müvekkili şirketten … Projesinde kullanılmak üzere, belirli özelliklere sahip çelik boruların tedariği için teklif istediğini, Şubat ve Mart aylarında teklif aşaması devam ettiğini, 20.04.2020 tarih ve … referans numaralı teklife sipariş onayı verilmişse de ödeme şartlarında uzlaşılamadığını, müvekkili şirket işbu davaya konu projede kullanılmak üzere sac siparişini verdiğini, gerekli çalışmalara devam ettiğini, Ağustos 2020 tarihinde davacıya kalite planı ve boru ucu çizimlerini mail yoluyla gönderildiğini, ancak bugün sözleşmenin icap ve kabul ile kurulduğunu ve hala ayakta olduğunu iddia eden şirketten herhangi bir yanıt gelmediğini, gönderilen sözleşme taslakları imzalanmaktan imtina edildiğini beyanla, haksız ve mesnetsiz açılan işbu davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse sözleşmenin kurulmaması ve aynen ifa şartlarının gerçekleşmemiş olması göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, sözleşme gereği yüklenilen edimin aynen ifası istemine ilişkindir.
… …’nün … Esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları getirtilerek dosya kapsamına alınmış, tarafların bildirdiği diğer tüm deliller toplanmıştır.
… …’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dosyamızda davacı olan …. Ltd. Şti’nin, yine dosyamızda davalı olan …. A.Ş aleyhine, … sözleşmesi kapsamında avans olarak ödenen 60.000,00 USD’nin iadesi için icra takibi başlattığı, 60.000,00 USD asıl alacak ve 1074,66 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 61.074,66 USD’nin tahsilini istediği görülmüştür.
Her iki tarafın ticari defterleri de incelenerek taraflar arasında iddia edilen sözleşmeye ilişkin bir kayıt bulunup bulunmadığı ve ayrıca yapıldığı sabit olan ödemelerin defterlere ne şekilde kaydedildiğinin/iadesinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin/iade edilirken ne şekilde kayıt düşüldüğünün tespiti amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 15/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki ödeme-tahsil miktarının 60.000.- USD olduğu; 60.000 USD miktarında tarafların mutabık olduğu; Vergi Usul Kanunu 215/2a maddesinde “Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanır.” düzenlemesi gereği, işlemlerin o tarihlerdeki kur üzerinden TL işlemler yapılmış olduğu; ve buna ilişkin kur işlemleri ile ilgili tarafların ticari defterlerinde kayıtlar da bulunmakta olduğu; dava konusu olmadığı için rapora konu edilmemiş olduğu; davacının 15.06.2020 ve 17.06.2020 tarihinde göndermiş olduğu 60.000 USD karşılığı TL’nin davalı tarafından 60.000 USD karşılığı TL’nin 08.07.2021 tarihinde davacıya icra yolu ile ödenmiş olduğu; dava tarihi itibari ile tarafların ticari defterlerinde borç-alacak bakiyelerinin sıfır olduğu; diğer bir deyişle tarafların ticari defterlerinde karşı tarafa yükümlülük veya borç yükleyen herhangi bir muhasebe kaydının görülemediği rapor edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; taraflar arasında dava dilekçesi içeriğinde yer alan bilgiler dahilinde sözleşme kurulup kurulmadığı, kurulmuş ise aynen ifa koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacı, davalı ile … … … Sözleşmesi adı altında belge hazırlandığını, sözleşmenin imzalanmadığını, ancak icap ve kabul ile ve fiilen uygulanmak sureti ile yürürlüğe girdiğini iddia ederek taraflar arasında fiilen uygulanmak sureti ile yürürlüğe giren sözleşmeden kaynaklı olarak sözleşmede bahsi geçen borulardan 10.000 USD karşılığı malın teslimine karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır.
Davalı, işbu davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, ayrıca arabuluculuk müessesesine müracaat edilmediğini, bu kapsamda davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini, bir an için esasa girilmesi halinde taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığını, sözleşme öncesi bir takım yazışmalar yapıldığını, davacının ödediği avansın iadesi için … …’nün … Esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlattığını, bunun da sözleşmenin sona erdiğini ortaya koyduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinde ; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Belirtilen yasa hükmünden anlaşılacağı üzere, ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabulucuya müracaat edilmesi zorunlu olup eldeki davada davacı, bir miktar paranın ya da tazminatın ödenmesi talebinde bulunmamıştır. Davacının talebi, bir malın aynen teslimine yönelik olduğundan davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı kapsamında olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı tarafça davanın kısmi dava olarak açılamayacağı savunulmuş ise de; davacının talebinin iddia edilen sözleşme kapsamındaki bir kısım boruların/ malların teslimine yönelik olması ve bu edimin talep edilen miktara/değere göre bölünebilmesinin mümkün olduğuna kanaat getirilmekle davalının bu yöne değinen savunması da yerinde görülmemiştir.
Davacı ve davalı iddialarını ispat zımmında dosyaya birtakım yazışma metinleri sunmuşlardır. Davacı ayrıca tanık ve yemin deliline de dayanmıştır. Sunulan yazışma metinlerin incelenmesinde; yazışmaların sözleşme kurulmasına yönelik ön hazırlık mahiyetinde olduğu, metinlerin, taraf şirketlerin yetkililerinin imzalarının yer aldığı ve böylelikle yöntemine uygun bir şekilde kurulmuş sözleşme ilişkisinin varlığına ilişkin bir kayıt içermediği görülmüştür. Davalı, davacı ile ön görüşme yapıldığı ve sözleşmenin kurulmadığını savunmuş olup davalının bu inkarı ve iddia edilen sözleşmenin değeri gözetildiğinde, davacı taraflar arasında bir sözleşme bulunduğunu/kurulduğunu kesin bir delil ile ispat etme yükümlülüğü altındadır. Davacı bu şekilde bir yazılı/kesin delil sunamamıştır. Sunulan yazışmaların, sözleşme ön hazırlığı mahiyetinde olması ve yazışmaların bir bölümünde dahi davalının, sözleşmenin kurulmadığını ifade etmiş olması ve davacının taraflar arasında karşılıklı imzalı bir sözleşme bulunmadığı yönündeki kabulü karşısında, sunulan yazışmaların yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilerek davacı tarafından gösterilen tanığın, sözleşmenin kuruluşu/bağlaycılığı yönünden dinlenilebilmesi mümkün görülmemiştir. Yine kurulmadığı anlaşılan bir sözleşme için davacının dayandığı yemin delilinin davacıya hatırlatılmasının gerekmediği değerlendirilmiştir. Bu kapsamda; davacının, iddia ettiği gibi bir sözleşmenin kurulduğunu ispat edemediği kabul edilmiş ve taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi kurulmadığından davacının aynen ifa talebinde bulunabilmesi mümkün görülmemiştir.
Bir an için taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi kurulduğu kabul edilse bile, davacının yine aynen ifa talebinde bulunması söz konusu olamayacaktır. Davacı, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğuna/kurulduğuna yönelik olarak davalıya yaptığı 60.000 USD’lik ödemeyi de delil olarak ileri sürmüştür. Alınan bilirkişi raporundan, bu ödemenin yapıldığı, dava tarihi itibari ile taraflar arasında alacak borç ilişkisinin bulunmadığı, davacının yaptığı ödemeyi 08/07/2021 tarihinde icra marifetiyle tahsil ettiği belirlenmiştir. Davacının davalıya yaptığı ödeme ve sonrasında icra marifeti ile ödemenin davacıya iadesi, davalının da kabulündedir. Davacının iddia edilen sözleşme kapsamında ödediği avansı geri almak için başlattığı icra takibi sözleşmeden dönme mahiyetindedir. Dönme, hukuki ilişkiyi geriye/geçmişe etkili olarak kuruldukları andan itibaren sona erdirir. Dönme hâlinde taraflar birbirlerine verdiklerini iade eder. Taraflar edimlerini ifa etmemişlerse ifa yükümlülükleri sona erer. Sözleşmeden dönen tarafın, sözleşme kapsamında karşı tarafa yüklenen edimin yerine getirilmesini isteyemeyeceği sabit olmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzer;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 179,90 TL olduğundan, peşin alınan 2.369,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.190,39‬ TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
3-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 21.811,45 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2023

Katip …
*E – İMZALIDIR*

Hakim …
*E – İMZALIDIR*