Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/142 E. 2022/290 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/142 Esas
KARAR NO : 2022/290

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/09/2011
DAVA : Şirketin Feshi, Şirketin Tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 20/12/2011
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 18/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 22.09.1994 tarihinde kurulup ticaret sicil gazetesinde ilan edilen şirketin 2007 yılından itibaren ortağı olan müvekkilinin 5.000,00-TL sermayeli şirketin 2009 yılında %49, şirket müdürü tayin edilen …’in ise %51 hissesine sahip olduğunu, ortak …’in 15.03.2010 günlü ortaklar kurulu kararı ile aksi kararlaştırılıncaya kadar şirket müdürü olarak tayin edildiğini, şirketin faaliyetleriyle ilgili müvekkile bilgi verilmediğini, Aralık-2010 tarihinden bu güne kadar 9 ay geçemisne karşılık kar payı verilmediğini, şirketin önceki adresinin, müvekkilinin sahte imzası atılarak değiştirildiğini, şirket müdürü diğer ortağın müvekkilini devre dışı bırakarak istediği işleri yaptığını, şirket ve şirket müdürü …sayılı ihtarname gönderildiğini bu ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen cevap verilmediğini, görevini ihmal eden ve suç işleyen şirket müdürü hakkında azil kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin TTK’nun 551.madesi gereğince şirket ortaklığından çıkartılmasını, TTK’nun 504. maddesi gereğince müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılmasından sonra şirketin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşik davada, dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin iki ortaklı limited şirket ortağı olduğunu, diğer ortak olan davalının aksi kararlaştırılıncaya kadar şirket müdürü olduğunu, görevini hakkıyla yerine getirmediğini, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı dosyasında şirketin feshi ve tasfiyesi davasında sehven davalıya husumet yöneltilmemiş olduğunu beyanla, davalının şirket müdürlüğü görevinden azline, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkartılmasına ve şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hususların neredeyse tamamının doğru olmadığını, şirket ortağının ihtarname çekerek hesapları incelemek istediğinin bildirildiğini, hesapları istediği zaman inceleyebileceğinin ihtarname ile bildirildiğini, hangi sebepler ile şirket müdürünün azlinin istenildiğinin anlaşılamadığını, davacının yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini yerine getiremediğini, sermaye koyma taahhüdünü yerine getiremediğini beyanla asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşik davada ise; davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davanın tarafları arasındaki uyuşmazlık hukuki niteliği itibari ile; asıl davada, davacının, davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi, birleşik davada ise davalı şirket müdürünün azli talebinden ibarettir.
Davaların ve taleplerin kanuni dayanakları; dava tarihlerinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 551/2. maddesi ile, TTK’nun 543/1. maddesi yollaması ile, TTK’nun 161 ve 162.maddelerinden ibarettir.
Mahkememizin 2014/670 Esas, 2018/68 Karar sayılı ilamı ile; asıl davada, davalı şirketin şirket merkezinde ticari bir faaliyetinin bulunmadığı, şirketin yönetim işlerine ilişkin davacı şirket ortağına bilgi verilmediği, davalı şirketin halen faal olmadığı, ticari bir faaliyetinin bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı … İhr. Tic. San. ltd. Şti. ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, 93.769,60 TL çıkma payı alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, birleşik davada ise, asıl davada şirket ortaklığından çıkma talebinde bulunan davacının birleşik davada şirket müdürünün azli talebi bakımından hukuki yakarının olmadığı, kaldı ki davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, ilam asıl dava yönünden davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2630 Esas, 201/6859 Karar sayılı ilamı ile “… 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesi uyarınca hakim tarafların talep sonucuyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
”Mahkeme kısmi davanın haklı olduğu sonucuna varırsa, davalı alacağın ancak kısmi dava konusu yapılan bölümünü ödemeye mahkum eder; dava dışı bırakılan saklı tutulan alacak kesimi hakkında karar veremez. Çünkü, mahkeme davacının kısmi talebiyle bağlı olup, talepten fazlaya hüküm veremez.” Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Birinci Baskı, Ağustos-2016
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde, şirketten çıkma istemi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000.- TL çıkma payı alacağı talep etmiş, bu miktar üzerinden nispi harç yatırmıştır. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamından sonra alınan bilirkişi heyeti raporunda tespit edilen 93.769,60 TL çıkma payı alacağının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Ancak, davacının bilirkişi raporunda belirtilen ve mahkemece ödenmesine karar verilen bu miktar yönünden talebi olmadığı gibi, bu miktar yönünden nispi harcın da yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece HMK’nın 26. maddesi uyarınca taraf talebiyle bağlı kalınması gerekirken, davacının talebinden fazlasına hükmedilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle kararın davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, mahkemece davanın kabulü ile davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, 93.769,60 TL çıkma payı alacağının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, ancak alınması gereken 35,90 TL harcın peşin yatırılan 724,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 706,60 TL harcın talep halinde davacıya iadesine karar verilmiştir. Çıkma payının ödenmesi istemli davada, Harçlar Kanunu’nun 1 sayılı tarifesindeki ”Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi harç alınır” hükmü uyarınca, talep sonucunun kabul edilen miktarı üzerinde nispi harcın ödenmesine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde maktu harca hükmedilmesi isabetli olmamış,” şeklindeki gerekçe ile asıl davanın davalı şirket yararına bozulmasına, asıl davada davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Öncelikle mahkememizin 2014/670 Esas, 2018/68 Karar sayılı ilamı ile birleşik dava yönünden de verilen karar kesinleştiğinden, bozma sonrası birleşik dava yönünden hüküm tesisine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; bozma ilamındaki gerekçe ve bozma ile taraflar lehine doğan usulü müktesap haklar gözetildiğinde davanın kabulü ile davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, her ne kadar çıkma payı alacağı 93.769,60-TL olarak hesap edilmiş ise de, dava dilekçesi ile davacının 50.000,00-TL çıkma payı alacağının talep edildiği gözetilerek, taleple bağlı kalınmak sureti ile 50.000,00-TL çıkma payı alacağının bozma öncesi karar tarihi olan 01/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar asıl davada davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu 18/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 93.769,60-TL olarak ıslah etmiş ise de, HMK 177/2 maddesi uyarınca bozmadan sonra ancak mahkemenin tahkikata ilişkin işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar ıslahın yapılabileceği, somut olayda ise bozma ilamı ile birlikte her ne kadar tahkikat aşamasına dönülmüş ise de mahkememizce tahkikata ilişkin taraf delillerinin toplanmasına yönelik herhangi bir işlem yapılmadığı, bu suretle davacı vekilinin ıslah dilekçesine HMK 177/2.maddesi gereğince itibar edilemeyeceği, kaldı ki asıl davanın sadece davalı yararına bozulduğu gözetilerek, davacının 18/01/2022 tarihli ıslah dilekçesinde ile yapmış olduğu ıslah talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.

HÜKÜM :
1-ASIL DAVADA;
a-Davanın Kabulüne,
Davacının davalı … … Ltd. Şti. ortaklığından çıkmasına izin verilmesine,
50.000,00-TL çıkma payı alacağının 01/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının 18/01/2022 tarihli ıslah dilekçesinde ile yapmış olduğu ıslah talebinin reddine,
b-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 3.415,50-TL olduğundan, peşin alınan 742,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.673,00-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
c-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 7.300,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan toplam 13,00-TL (tebligat gideri ve posta gideri olmak üzere) yargılama gideri ile peşin harç olarak yatırılan 742,50-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
2-BİRLEŞİK DAVADA;
Mahkememizin 2014/670 Esas, 2018/68 Karar sayılı ilamı birleşik dava yönünden kesinleştiğinden birleşik dava yönünden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/04/2022

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza