Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/141 E. 2022/286 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/141 Esas – 2022/286
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/141 Esas
KARAR NO : 2022/286

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 18/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin %1,875645 pay sahibi olduğu davalı şirketin 20/12/2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların açıkça hukuka aykırı olduğunu, öncelikle genel kurul toplantısından önce müvekkilinin defalarca inceleme ve bilgi alma hakkına dayanarak talepte bulunduğunu, ancak davalı şirketin müvekkilinin inceleme ve bilgi alma hakkına mani olduğunu, ….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile inceleme ve bilgi alma hakkı doğrultusunda davalıdan belgeler istendiğini, fakat davalı şirketce müvekkiline belge verilmediğini, bu hususun genel kurul sırasında sürekli dile getirildiğini, ancak gerekçe sunularak taleplerinin reddedildiğini, genel kurulda müvekkilinin temsilcisi Av. …’un genel kurulun 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 9.a, ve 10. maddelerinde olumsuz oy kullandığını, müvekkilinin olumsuz oy kullanmasına ilişkin gerekçesini toplantı tutanağına yazmak istediğini ancak bu talebinin kabul görmediğini, sadece genel kurula önergeleri ekletebildiğini, davalı şirketin müvekkilinin bilgi alma ve inceleme talebini reddetmesi sebebi ile TTK 447. maddesi uyarınca müvekkilinin muhalefet şerhine rağmen karara bağlanan 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 9.a, ve 10. maddelerinin iptalinin gerektiğini, yine gündemdeki maddeler yönünden 3. maddede müvekkilinin bilgi alma hakkının engellenerek paydaşlık hakkının kısıtlandığından kararın iptali gerektiğini, 4.gündem maddesinde 2019 yılına ait gündemde madde bulunmasına rağmen 2019 yılına ait karar alınmadığını, bu nedenle maddenin iptalinin gerektiğini, toplantı sırasında önerge verildiğini, somut bir neden bildirilmeden taleplerinin reddedildiğini, bu bağlamda alınan kararların iyi niyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde şeffaflık ilkesi doğrultusunda alındığının belirlenmesi için bilirkişi marifeti ile belirlenmesi ve kayıtların dosyaya kazandırılması gerektiğini, gündemin 5 maddesi yönünden, müvekkilinin bağımsız denetim raporunu toplantı öncesinde ve toplantıda şirketten ve genel kuruldan talep etmesine rağmen kendisine verilmediğini, bu nedenle raporun dosyaya kazandırılarak bilirkişi marifeti ile inceleme yapılmasını istediklerini, gündemin 6.maddesi ile yönetim kurulunun ibra edildiğini, ibra sırasında yönetim kurulu üyesi … yerine …’in oy kullandığından alınan kararın yoklukla malul olduğunu, yine yönetim kurulunun ibrası için müvekkilinin paydaşlıktan kaynaklanan haklarının tam ve doğru, şeffaf nitelikte açıklanması gerektiğini, bu nedenle maddenin görüşülmesinin ertelenmesini talebinin iyi niyete aykırı olarak talebinin reddedildiğini, gündemin 7.maddesi yönünden, müvekkilinin vermiş olduğu önergenin hiçbir gerekçe olmadan reddedildiğini, önergedeki hususlar açıklanmadan müvekkilinin olumlu oy kullanması mümkün olmadığından maddenin iptali gerektiğini, gündemin 8 maddesi yönünden, müvekkilinin pay sahipliğinden doğan haklarına kavuşmadan şirket ve şirket yönetimi hakkında gerekli bilgi ve donanıma sahip olmadığından oy kullanması mümkün olmadığından maddenin iptalinin zorunlu olduğunu, gündemin 9.maddesi yönünden 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait ortaklara kar dağıtımı konusunda karar alınması, dağıtım yapılacak ise yapılmasına karar verilmesi halinde dağıtım oranı ve zamanının tayin edilmesi için yönetim kuruluna yetki verildiğini, TTK 408 maddesi uyarınca genel kurulun devredilemez haklarından olan kar dağıtımı konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesinde yasaya aykırılık bulunduğunu ve bu nedenle iptalinin gerektiğini, verilen önerge ile gündemde olmayan yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesi için 9.a maddesinde alınan kararın batıl olduğunu, kaldı ki ücretin belirsiz olduğunu, gündemin 10.maddesi ile TTK 395 ve 396 maddeleri kapsamında yönetim kuruluna yetki verilmesi sırasında yönetim kurulu üyelerinin kanuna aykırı olarak oy kullandıklarını beyan ederek; 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 9.a, ve 10. maddelerinin iptaline, 9, 9.a ve 10. maddelerinin yürürlüğünün tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava süresi içerisinde açılmadığından hak düşürücü süre yönünden davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirketin %4 hissedarı olup, şirketin işleyişini sekteye uğratmak amacıyla her sene genel kurulda alınan kararların iptali için dava açtığını, müvekkili şirketin 42 yıldır ülke çapında faaliyet alanı konusunda öncü şirketlerden olduğunu, genel kurulun 9.maddesinde alınan kararın genel kurulun devredilemez görevlerinden olmadığını, kar payı dağıtımının yapılacaksa organizasyonu konusunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, gündemin 9.a maddesi ile yönetim kurulu üyelerine aylık 25.000,00-TL huzur hakkı verilmesi yönündeki kararın gündeme madde eklenmesi sureti ile verildiğini, şirketin cirosu ve ticaret hacmi nazara alındığında miktarın fahiş olmadığının açık olduğunu, bu nedenle talebin hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının bilgi alma hakkının kısıtlandığı yönündeki iddialarını asla kabul etmediklerini, nitekim davacının dava dilekçesinde tüm belgelerin mail yolu ile gönderildiğini kabul ettiğini, somut olayda tedbir kararı verilmesini gerektirecek yasal bir sebep olmadığını beyan ederek, davanın ve tedbir isteminin reddine karar verilmesini istemiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, anonim şirket genel kurul kararlarının iptali ve özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
Eldeki davada, davalı şirketin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı olarak Ankara ili, Altındağ ilçesinde faaliyet gösterdiği, davalı şirketin 20.000.000 adet hissesinin 375.129 adedinin davacıya ait olduğu, davalı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin olarak 20/12/2021 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısına pay sahibi …’ın asaleten, diğer hissedarlar … …, … ve … …’ın ise vekaleten olmak üzere tüm hissedarların katıldığı, davaya konu genel kurul toplantısına ilişkin gündemin davalıya 23/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın TTK 445 maddesi kapsamında 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya kapsamı ile sabit olup, eldeki davada taraflar arasındaki ihtilafın davalı şirketin 20/12/2021 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 9.a, ve 10. maddelerinin ana sözleşmeye yasa ve afaki iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı, bu suretle iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı saptanmıştır.
6102 sayılı TTK’nın “İptal sebepleri” başlıklı 445. maddesine göre “446’ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” düzenlemesi mevcut olup, aynı kanunun “İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446. maddesinde ise, “a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmü mevcuttur.
6102 sayılı TTK’nın “Butlan” başlığını taşıyan 447. maddesi, “Genel kurulun, özellikle; a) pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” hükmünü haizdir.
6102 sayılı TTK’nın 420. maddesi gereğince sermayenin 1/10’ine sahip ortaklar tarafından finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmesi talep edildiğinde genel kurul başkanının başkaca hiçbir işlem yapmaksızın bu konuların görüşmesini bir ay sonraya bırakması gerekmekte olup, somut olayda davacının sermayenin 1/10’undan fazla hisseye sahip olmadığından, finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesini talep edemeyeceği, genel kurulda iptali istenilen kararların hiçbirinde TTK 437 maddesi kapsamında davacının bilgi alma ve inceleme hakları reddedilmediğinden davacının bu yöndeki iptal istemine itibar edilemeyeceği kabul edilerek, yukarıda açıklanan hukuki gerekçeler ışığında, mahkememizce davaya konu her bir madde yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapmak gerekmiştir.
(a) Davalı şirketin 20.12.2021 tarihli 2018-2019-2020 yılı olağan genel kurul toplantısının 3., 4., 5., 7. ve 8. maddesinin iptaline yönelik açılan dava yönünden yapılan değerlendirmede;
TTK. 444. ve 446. maddeleri gereğince anonim şirket genel kurul kararının iptalini ancak toplantıda hazır bulunup olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahibi talep edebilecek iken, iptale konu 3, 4, ve 5. maddelerine olumsuz oy veren davacıların anılı maddeler için muhalefet şerhini tutanağa eklemediği, bu suretle kararların iptalini talep edemeyeceği kabul edilerek 3, 4 ve 5. maddeler yönünden açılan davaların reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı vekili muhalefet şerhinin tutanağa yazılmasını engellendiğini iddia etmiş ise de, anılı iddiasını ispat edememiş, yine her ne kadar 04/04/2022 tarihli dilekçesi ile genel kurul toplantı tutanağının altında muhalefet şerhinin bulunduğunu beyan eden not yazılı olduğunu beyan etmiş ise de, anılı bölümde imza bulunmadığı, kaldı ki tutanak altında sadece davacının kararlara muhalefet ettiğinin bildirildiği, muhalefet şerhi yazdığının söylenmediği nazara alınarak anılı iddiaya mahkememizce itibar olunmamıştır.
Kaldı ki usulüne uygun muhalefet şerhi verildiği kabul edilse dahi anılı maddelerin iptal sebebi olarak gösterilen davacının kendisine bilgi ve belge verilmediği iddiası sübuta ermemiştir.
(b) Davalı şirketin 20.12.2021 tarihli 2018-2019-2020 yılı olağan genel kurul toplantısının 6. maddesinin iptaline yönelik açılan dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Gündemin 6. maddesi ile yönetim kurulunun ibrasına karar verilmiştir.
Anonim şirket genel kurulunda alınan en önemli kararlar arasında ‘ibra kararı’ yer almaktadır. İbra, mevzuatımızda tanımlanmış değildir. Doktrine paralel olarak Dairemiz kararlarında da ibra, yönetim ve denetim kurulunun faaliyetlerinden dolayı, genel kurulun o yıla ilişkin olarak tazminat talebi hakkı bulunmadığı yönünde menfi bir borç ikrarı olarak nitelendirilmektedir. TTK’nın 436. maddesi uyarınca, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamazlar. Şayet oy kullanmaları vuku bulmuş ise, bu halde oyların sonuca etkisi dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, gündemin 6. maddesinde açıkça ibra oylamasına sadece … … ile … …’ın vekillerinin katıldığını, yönetim kurulu üyelerinin ibraya katılmadığının açıkça yazıldığı, ancak sehven … … vekili olarak …’ın vekili …’in belirtildiği, davacı vekilinin mahkememizin 14/04/2022 tarihli celsesindeki beyanından da anlaşılacağı üzere yönetim kurulu üyelerinin ibrada oy kullanmadıkları, madde yazılımında maddi hatanın yapıldığı, maddi hatanın kararın iptalini gerektirmeyeceği nazara alınarak anılı madde yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
(c) Davalı şirketin 20.12.2021 tarihli 2018-2019-2020 yılı olağan genel kurul toplantısının 9. maddesinin iptaline yönelik açılan dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Gündemin 9. maddesi ile müzakere edilen 2018, 2019 ve 2020 yılına ait karların hangi oranda ve ne miktarda ve hangi zamanlarda ödenmesi hususunda yönetim kuruluna yetki verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 408/2-d. fıkrasında finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil kullanılmasına dair kararların alınmasının genel kurulun devredilemez yetkilerinden olduğu düzenlenmiştir. Şirket genel kurulu, şirket kar payının belirlenmesi ve dağıtımı konusunda tek yetkili organ olup, bu yetkisini yönetim kuruluna devretmesi de mümkün değildir. Genel kurul şirket karının ne zaman, ne kadar ve nasıl dağıtılacağına karar vermeye yetkili tek organdır.
Yokluk ise, bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen kurucu/şekli nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir (Mehmet Bahtiyar, Ortaklıklar Hukuku, 14. Bası, Beta, İstanbul, 2020,s.198). Bu aykırılık, işlemin esaslı noktadaki kurucu unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “yokluk” ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü, bu durumu açıklayıcı niteliktedir. Yokluk ve butlan hallerinin varlığı halinde bu hususun mahkemelerce re’sen gözönünde bulundurulacağı ve herkesin bu geçersizliği, 6102 S. TTK 445-446 düzenlenen koşullara tabi olmaksızın ileri sürebileceği Hukuk Genel Kurulu’nun 12.03.2008 gün ve 2008/11-246 E., 2008/239 K. sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.
Bu kabulden hareketle açık kanun hükmüne rağmen genel kurulun devredilemez yetkilerinden olan kar dağıtımı konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin gündemin 9 maddesinin yoklukla malul olduğu kabul edilmiştir.
(d) Davalı şirketin 20.12.2021 tarihli 2018-2019-2020 yılı olağan genel kurul toplantısının 9-a. maddesinin iptaline yönelik açılan dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Gündemin 9.a maddesi ile gündemde yer almamasına rağmen verilen önerge ile yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesine karar verilmiş olup, bu bağlamda kararın gündeme bağlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiği, bu aykırılığın müeyyidesinin iptal edilebilirlik olduğu, iptal davası bakımından TTK. 446 maddesi kapsamında muhalefet şerhini tutanağa yazdırmadığı bu sebeple kararın iptalini isteyemeyeceği kabul edilerek anılı madde yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
(e) Davalı şirketin 20.12.2021 tarihli 2018-2019-2020 yılı olağan genel kurul toplantısının 10. maddesinin iptaline yönelik açılan dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Dava konusu genel kurul toplantı tutanağının 10. maddesinde yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396. maddelerindeki iznin verilmesine karar verilmiş olup,
TTK’nun 395. maddesiyle yönetim kurulu üyelerine anonim şirketle ticari işlem yapma yasağı, 396. maddesiyle de şirketin konusuna giren işlerde rekabet yapma yasağı getirilmiştir. Bu düzenlemeler, mutlak emredici nitelikte hükümler değildir. Her iki maddede getirilen yasağın genel kurul kararı ile kaldırılması mümkündür. Genel kurul, yönetim kurulu üyelerinin tamamı veya biri veyahut birkaçı için bu yasakların kaldırılmasına izin verebilir. Ancak, TTK’nın 395 ve 396. maddeleri çerçevesinde alınan kararlarda, hakkında izin verilen yönetim kurulu üyesi veya üyeleri oy kullanamazlar.
Somut olayda, yönetim kurulu üyesi başkan ve üyeliğine seçilen …’ın oyu ile karar verildiği, oysa kendisine verilen izinler yönünden yönetim kurulu başkanı olan Ahmet …’ın TTK’nın 436/(1). maddesi gereğince oydan yoksun olmasına rağmen, anılan kararın alınmasında oy kullandığı, ancak …’ın oyu mahsup edildiğinde dahi sonucun değişmediği, bu nedenle kararın yoklukla malul olduğundan bahsedilmeyeceği gibi iptal koşullarınında bulunmadığı kabul edilmiştir.
Ayrıca TTK. 449.maddesi gereğince tüm yönetim kurulu üyesi …’ın meşruhatlı davetiyenin tebliğine rağmen mahkememizin 14/04/2022 tarihli celsesine katılmadığı gözetilerek; davacının tedbir isteminin kısmen kabulü ile yapıldığı tarihten itibaren yok hükmünde olan genel kurulun 9. Maddesi yönünden telafisi güç ve imkansız zararın önüne geçilmesi saikiyle TTK. 449.maddesi kapsamında yürütülmesinin geri bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-a-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı davalı … Elektrik Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi’nin 20/12/2021 tarihinde yapılan 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının 9 maddenin YOKLUKLA MALUL OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
b-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
c-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı davalı … Elektrik Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi’nin 20/12/2021 tarihinde yapılan 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının 9. maddenin TTK. 449.maddesi gereğince YÜRÜTÜLMESİNİN GERİ BIRAKILMASINA,
d-Fazlaya ilişkin tedbir talebinin reddine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması zorunlu 80,70-TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 131,95-TL (dava açılış masrafı ve posta gideri olmak üzere) davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 14,66-TL yargılama gideri ile davacı tarafından yatırılan 80,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/04/2022