Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/136 E. 2022/345 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/136 Esas
KARAR NO : 2022/345

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 03/07/2013
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 18/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili kuruma bağlı … Türk Motor ve Traktör Sanayi İşletmesi 17/05/2004 tarihinde özelleştirme kapsamında … Çelik Yapı İnş. San ve Tic. A.Ş’ye satıldığını, özelleştirme idaresi başkanlığı ile alıcı firma arasında 30.06.2004 tarihli sözleşmeyi imzaladığını, sözleşme ile birlikte işletmeye ait tüm hammadde, yarı mamul ve mamul stoklar sarf malzemeleri yedek parçalar ile üretimde kullanılan tüketim malzemelerinin … Holding tarafından fiili devir tarihi itibariyle belirlenecek bedel üzerinden alıcıya devredileceğinin kararlaştırıldığı ve 01/07/2004 tarihinde alıcıya yediemin sıfatı ile teslim ve devir edildiğini, bu tarihten sonra bedelin 3.454,560,48TL olarak belirlendiği ve alıcı … A.Ş’ye 04/08/2004 tarihinde bildirilerek 13/08/2004 tarihine kadar ödenmesinin talep edildiğini, bedelin ödenmemesi üzerine 01/11/2004 tarihli olur ile vadeli satış şartlarını belirlemek ve sözleşme imzalamak üzere davalılardan ….’na yetki verildiğini, davalının, … A.Ş. İle 01/02/2005 tarihinde sözleşme imzaladığını ve satış şartlarını belirlediğini, sözleşmeye göre belirlenen 3.909,797TL mal bedeli, 703.762,TL KDV karşılığında satılmasını öngören sözleşmenin işlerlik kazandığını, genel müdürlük tarafından görevlendirilen başmüfettişçe hazırlanan raporda davalı …’nun sözleşmede faiz oranının aylık %1 olarak saptanması sebebi ile faizin yasanın öngördüğü orandan az olarak hesapladığı ve sorumlu aleyhine hukuki ve cezai işlem yapılması gerektiğini bildirdiğini, kendilerinin Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı yargılaması ile davalılardan …’ndan oluşan kamu zararının talep edildiğini, sözleşmeyi onaylayan diğer davalılardan da yönetim kurulu üyeleri olması sebebiyle zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını beyan ederek; mahkememizin … esas sayılı dosyası ile tahsilatta tekerrür olmamak kaydı ile 1.414.927,44-TL kurum zararının davalılardan zararın doğduğu tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılardan …’nun sorumluluğunun 846.887,64-TL olarak esas alınmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş;
Dava dilekçesi Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasına kaydı yapılmış, (bozma öncesi …) Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi … esas … karar sayılı ilamı ile davada, Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş, davacı vekilinin süresi içerisinde yapmış olduğu talebi üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, öncelikle davanın ticari dava mahiyetinde olduğunu beyanla görev itirazında bulunmuş, ayırca zamanaşımı süresinin dolduğunu, esasa ilişkin olarak da davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, öncelikle görev ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı Genel Müdür Yardımcısı …’nun kusurlu davranışından nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, öncelikle zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle davalı Genel Müdür Yardımcısı …’nun kusurundan sorumlu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, öncelikle davanın ticari dava mahiyetinde olduğunu beyanla görev itirazında bulunmuş, ayırca zamanaşımı süresinin dolduğunu, esasa ilişkin olarak, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu nedenle davalı Genel Müdür Yardımcısı …’nun kusurundan dolayı müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuş, ayrıca davanın Yönetim Kurulu kararıyla açılmaması nedeniyle davacının husumet ehliyeti bulunmadığını, esasa ilişkin olarak da davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak davanın reddini savunmuştur.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, 6762 sayılı TTK’nın 309. maddesine dayalı şirket yönetim kurulu üyelerine karşı açılmış sorumluluk davası niteliğindedir.
Eldeki davada; Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esasına kaydı yapılan davada; davacı vekilinin müvekkili … Holding bünyesinde bulunan Türk Motor ve Traktör Sanayi İşletmesi (…)’ne ait hammadde, yarı mamul, mamul ve yedek parçalarının Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 27.05.2004 tarih ve 2004/45 sayılı kararı ile dava dışı … Yapı İnş. San. Tic. A.Ş’ye satışının yapıldığını, satışa ilişkin sözleşmenin davalı … tarafından davacı şirket genel müdürü sıfatıyla imza edildiğini, sözleşmeye temerrüt tarihinden itibaren faiz ödeneceğine dair herhangi bir hüküm konulmadığını, sonradan 01.02.2005 tarihinde ve geriye dönük olarak faiz kararlaştırıldığını, ancak bu kez kararlaştırılan faiz oranının yasa ile belirlenen faiz oranının altında kaldığını, bu nedenle belirtilen dönem ve müteakip dönemler için faiz farkından mütevellit oluşan zararın karşılığı 50.000 TL’nin davalının kusuru nedeniyle zararın ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava ettiği, müteakiben, 30/07/2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, dava değerini 730.408,35 TL’ye yükselttiği, yine davacı …Ş. vekilinin Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/339 esasına kaydı yapılan, davalılar … …, … ve … aleyhine açtığı davada asıl davadaki iddialarını tekrarlayarak müvekkili kurum zararının bilirkişi raporu ile 1.414.927,44 TL olarak tespit edildiğini, bu miktar kurum zararından asıl dava davalısı … yanında diğer davalıların da sorumlu olduğunu ileri sürerek tahsilde tekerrür olmamak üzere bu miktar paranın davalılardan müteselsilen yasal faiziyle birlikte tahsilini istediği, Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/339 esas 2013/439 karar sayılı ilamı ile davanın Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas 2014/322 karar sayılı ilamı ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği, ilamın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/7848 esas 2015/13777 karar sayılı ilamı ile asıl ve birleşen dava yönünden bozulduğu, müteakiben Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/3138 esas 2017/2652 karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebi incelenerek asıl dava yönünden kurulan hükmün kaldırıldığı, bozma sonrası dosyanın Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/409 esassına kaydının yapıldığı, Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/409 esas sayılı dosyanın 28/05/2021 tarihli celsesinde birleşik davanın (Abdürrahim Çöloğlu haricindeki davalılar yönünden) tefrikine karar verdiği, tefrik sonrası dosyanın Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasına kaydı yapıldığı ve Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi … esas … karar sayılı ilamı ile davada, Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verdiği dosya kapsamıyla sabittir.
Öncelikle davalıların zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir.
Dava, işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 309. maddesi uyarınca açılmış bir sorumluluk davası olup, aynı madde uyarınca bu davalar 2 ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerine tabidir. Somut olayda davalının sorumluluğuna yol açtığı kabul edilen sözleşmenin tarihi 01/02/2005’tir. Bu itibarla TTK’nın 309. maddesi uyarınca açılan bu davanın 5 yıllık zamanaşımı süresinin 01/02/2010 tarihinde dolduğu ve davanın ise bu tarihten sonra 04/07/2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 309. maddesinde, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı süresi öngördüğü hallerde tazminat davalarında da bu zamanaşımı süresinin uygulanacağı hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm uyarınca da 765 sayılı TCK hükümlerine göre somut olaya ilişkin ceza zamanaşımı süresi 5, 5237 sayılı TCK’na göre zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. 5237 sayılı TCK’da öngörülen zamanaşımı süresi dahi dava tarihi itibariyle dolmuştur.
Açıklanan gerekçeler ile davalıların süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunduğu nazara alınarak, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Davanın zamanaşımı nedeni ile REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 80,70-TL olduğundan, peşin alınan 24.163,45-TL harçtan mahsubu ile bakiye 24.082,75-TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 82.322,46-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine (ret sebebi tüm davalılar yönünden tek olduğu için davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmiştir),
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekili Av. … ile Davalı … vekili Av. .. ve Davalı … vekili Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/05/2022

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza