Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/121 E. 2022/790 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/121 Esas
KARAR NO : 2022/790
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2016
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KR.YZL.TARİHİ : 29/12/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket 73.927,00 TL(KDV Dahil) bedel ile Ankara ili Ayaş ilçesinde bulunan ve davalı tarafça işletilen oteldeki Sauna İmalatı, Buhar odası imalatı ve hamam malzemeleri ile diğer imalata dayalı veya imalatsız ürünler ile diğer yapı ve ürünleri almak konusunda mutabakata vararak yapmış oldukları sözleşme gereği, müvekkili tarafından kesilen 026704-026711-026712 sayılı faturalar kargo yoluyla davalı şirkete iletilmek istenilmişse de davalı şirketçe her seferinde teslim alınmadığını ve birkaç kez bu şekilde gönderilmesine rağmen aynı durumun tekrarlandığını ve en son davalı şirkete teslim edildiğini ancak, davalı şirketçe hazırlanan 20/01/2016 tarihli tutanak ile davalı şirketin KDV teşvik belgesi beyan edeceğinden bahisle yine davalı tarafça 0180285 – 0180361 – 0180362 sayılı iade faturalar düzenlenerek müvekkili şirkete gönderildiğini, bunun üzerine uzun bir zamandır KDV teşvik belgesinin beyan edilmediğini, tespit edilerek davalı şirkete ….yevmiye numaralı ihtarı ile 01/04/2016 tarih 026776 sayılı toplam sözleşme tutarındaki miktarlı fatura 11/04/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, buna karşı da davalı şirket …. yevmiye numaralı ihtara cevap ve ihtarını müvekkiline gönderdiğini ve bu yazıda bu sefer müvekkil şirketçe yapılan imalatlarda eksik olduğu ve kalan bakiyeyi de bu eksiklikler giderildikten sonra ödeyeceğini bildirerek ödeme yapmaktan kaçındığını, davalı şirketin ihtara cevabına karşı, müvekkili şirket …. nolu ihtara cevabı ile müvekkili firmaya beyan edileceği söylenen ve 3 aydan fazla zamandır beyan etmedikleri KDV teşvik belgesini vermediklerinden ve kalan bakiyeyi ödemediğinden dolayı 06.04.2016 tarihli ihtarnameye, para ödememe nedeni olarak ürünlerin eksik olmasını beyan ettiklerini, müvekkili şirketin, davalının işletmesini yaptığı … Termal Hotel Spa & Wellness Merkezi’ne imal ettiği klasik sauna ve buhar odası işinin 31.12.2015 tarihli fatura ile; … marka S194 model Spa Jakuzinin ise 12.01.2016 tarihli fatura ile davalı şirkete eksiksiz teslim edildiğini, tüm cihazlar çalıştırılarak teslim edildiğini, faturaların da bu doğrultuda düzenlendiği bildirildiğini, devamında, davalı şirketin faturaları ve ürünleri eksiksiz bir şekilde teslim aldığına dair 20.01.2016 tarihli … A.Ş. kaşeli imzalı tutanakta da beyan edildiğini, iddia edilenin aksine defalarca servis talebi ile ilgili müvekkili şirkete e-posta, telefon ya da başka bir iletişim yolu ile hiçbir şekilde servis talebi olmadığını, defalarca servis talebi olduğu iddiasının tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kabul etmediğini, davalı şirket ödemede bulunmadığını ve artık iyi niyetin de suiistimal edildiğini …. E. sayılı dosyası ile Genel Haciz yoluyla kalan bakiye 26.403,00 TL alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emri 13/05/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, davalı şirketin 18/05/2016 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine herhangi bir borcu olmadığından bahisle itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı dava dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşme gereği müvekkili şirkete ait oteldeki sauna imalatı, buhar odası imalatı ve hamam malzemeleri ile diğer imalatlar konusunda anlaşıldığını, sözleşmede belirtilen cihaz ve imalatların eksiksiz teslim edildiğini ancak, bakiye bakiye bedelin ödenmediğini iddia ettiğini, ancak, davacı tarafın müvekkil şirket aleyhinde başlattığı icra takibi kötü niyetli olup davacı tarafın iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı taraf dava konusu iddia ve taleplerini müvekkil şirkete hitaben gönderdikleri …. yevmiyeli ihtarnamesi ile cevap verdiğini, davacı şirketin sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirmediğini, söz konusu edimlerin yerine getirilmesi hususu ihtar edildiğini, sözleşmede, davacı tarafından yapımı üstlenilen imalat ve montajlar sözleşme tarihinin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen giderilmediğini ve bu zaman zarfında söz konusu imalatlar hiç kullanılamadığını, dolayısıyla, termal otel niteliğinde olan müvekkili şirkete ait otel büyük bir zarara uğradığını, davacı şirket tarafından, sözleşme gereği üstlendikleri imalat ve montajlar çalışır vaziyette teslim edilmediğinden ve bu sebeple müvekkil şirketin uğradığı zarar tazmin edilmediğinden davacı tarafın başlattığı icra takibinin dayanağı bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememiz’in 06/02/2020 tarih, 2016/953 Esas ve 2020/182 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararının davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 31. Hukuk Dairesi’nin …. Karar sayılı ilamı ile; “….O halde Mahkemece yapılacak işlem; Mahallinde konusunda uzman bilirkişilerin katılımıyla keşif yapılarak götürü bedelli her sözleşme bakımından fiziki oran yöntemiyle ayrı ayrı iş bedelinin yukarıdaki açıklamalar kapsamında hesaplanması; bu hesap yapılırken davalı tarafından ileri sürülen hususların eksik ya da ayıp kapsamında olup olmadığı, ayıp ise açık ayıp ya da gizli ayıp olup olmadığı, buna göre ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılıp yapılmadığının dikkate alınması; bu şekilde bulunacak toplam iş bedelinden yapılan ödemelerin düşülmesinden sonra davacı yüklenicinin alacağı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi; kabule göre de icra inkar tazminatının koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması ile ulaşılacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacaktır. Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir….”denilerek kaldırılmıştır.
Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası aslı, Kültür ve Turizm Bakanlığı yazı cevabı getirtilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Davaya dayanak Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının faturaya dayalı olarak 26.403,TL asıl alacak, 169.27 TL işlemiş faiz ve 160.71 TL ihtar gideri olmak üzere toplam 26.732,98 TL alacak için adi haciz yolu ile icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve davalının süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Ankara BAM 31. Hukuk dairesinin 20/01/2022 tarihli kaldırma kararından önce ;davacının iddiası, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamına göre davacının talepleri ve davalının savunmasına göre ayrıca tüm deliller incelenmek sureti ile ve ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapılıp yapılmadığının dolayısı ile delil niteliğine haiz olup olmadığının tespiti, davaya konu faturanın tarafların ticari defterlerine kayıtlı olup olmadığının tespiti, faturaya istinaden tarafların ticari defterlerinde ödeme kaydının olup olmadığının var ise dayanak belgenin ibrazı, tarafların ticari defterleri arasında farklılık var ise farklılık arz eden kayıtların tespiti ve dayanaklarının ibrazı, BA ve BS formlarının düzenlenip düzenlenmediğinin tesbiti amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu 25/04/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin 2015-2016 ve 2017 yılları ticari defterlerine ait açılış ve kapanış tasdiklerine yasal süreleri içerisinde yaptırıldığı, ticari defterlerin usule uygun tutulduğu, dava ve takip konusu faturanın kayıtlı olduğu, dava ve takip tarihi itibariyle davacı bakiye alacağının takip asıl alacak miktarı olan 26.403,00-TL olduğu, davalı şirketin 2015-2016 ve 2017 yılları ticari defterlerine ait açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yaptırıldığı, ticari defterlerin usule uygun tutulduğu, dava ve takip konusu faturanın kayıtlı olmadığı, dava ve takip tarihi itibariyle davacıya yapılan ödemelerden kaynaklı 39.874,00-TL davalı alacağının bulunduğu, taraf ticari defterleri arasındaki uyuşmazlığın, dava ve takip konusu fatura ile davalıdan 12/11/2015 tarihinde banka yoluyla yapılan 7.650,00-TL tutarındaki tahsilatın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmasına karşılık davalı ticari defterlerinde bu iki işlemin kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, dava ve takip konusuna dayanak 01/04/2016 tarih 026776 numaralı faturanın, Ankara …Noterliği’nin 06/04/2016 tarih 06967 yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde davalıya gönderildiği, bakiye 26.403,00-TL alacağın ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesinin ihtaren bildirilmiş olduğu, söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihine ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı, dosya kapak hesabı ve taraf ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, dava ve takip konusu fatura içeriğinin tam ve eksiksiz olarak davalıya tescil edildiği yönünde hüküm kurulması halinde, dava ve takip tarihi itibariyle davacı asıl alacak tutarının 26.403,00-TL olduğu, icra inkar tazminatına yönelik istemin mahkemenin takdirinde olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Ankara BAM 31. Hukuk dairesinin 20/01/2022 tarihli kaldırma kararından önce; tarafların itirazlarının değerlendirilmesi ve sunulan belgeler de değerlendirilerek ek rapor alınması amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu 06/06/2019 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; taraflar arasında imzalanan 20/01/2016 tarihli tutanakta, davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünlerin eksik ve arızalı olduğuna ilişkin herhangi bir şerh bulunmadığı görüldüğünden, dava ve takip konusu fatura içeriğinin davalıya eksiksiz ve tam olarak teslim edildiğinin değerlendirildiği, dava ve takip tarihi itibariyle davacı bakiye alacağının 26.403,00-TL olduğu, icra inkar tazminatına yönelik istemin mahkemenin takdirinde olduğunun rapor edildiği görülmüştür.
Ankara BAM 31. Hukuk dairesinin 20/01/2022 tarihli kaldırma kararından sonra; mahallinde 10/06/2022 tarihinde keşif yapılmış, 20/06/2022 tarihli keşfe katılan bilirkişilerin tanzim ettiği heyet raporunda; yerinde ve dosya içeriğinde yapılan inceleme neticesinde, keşif tarihinde de jakuzi cihazında ısıtma sorunlarının bulunduğu, ısıtma sorununun giderilip 02/07/2016 tarihinde düzenlenen tutanakla arızalı olan Jakuzi-Spa ısıtıcı parçasının davalı şirkete çalışır vaziyette teslim edildiği, cihaz parçası onarılıp çalışılır halde teslim edildikten sonra davacıya herhangi bir arıza, gizli ayıp bildirimi yapılmadığı, ürünün ayıplı olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin mahkememiz takdirinde olduğu, ürünün ayıplı olarak değerlendirilmesi durumunda cihaz bedeli 01/04/2016 tarihli faturada KDV hariç 23.000,00 TL olarak belirtildiğinden ayıp miktarının 7.000,00 TL olarak değerlendirileceği, taraf ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelere göre dava ve takip tarihi itibariyle davacı bakiye alacağının 26.403,00 TL olduğu, mahkememizce davacı bakiye alacağından ayıp miktarının mahsubu gerekeceği yönünde hüküm kurulması halinde davacının 19.403,00 TL talep edilebileceği, icra inkar tazminatına yönelik istemin mahkemenin takdirinde olduğu rapor edilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi ve öte yandan dava konusu jakuzideki sorunun nereden kaynaklandığı, giderilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise ne şekilde giderileceği ve ayıbın varlığı varsayımında ayıp için belirlenen 7.000,00 TL’lik tutarın ne şekilde belirlendiği hususlarında raporda herhangi bir izahat olmadığından bu hususların açıklığa kavuşturulması amacıyla bilirkişilerden ek rapor alınması amacıyla dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, söz konusu 14/11/2022 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda; jakuzi su ısıtma sistemindeki arızanın açık ayıp niteliğinde olduğu, dosya kapsamı itibari ile ayıp ihbarının yapılmadığının anlaşıldığı, davaya konu fatura içeriği imalatların eksiksiz teslim edildiğinin 20/01/2016 tarihli tutanak ile davalı tarafından kabul edildiği, davalının buhar odasınını zemin döşemesinden su sızması sebebiyle kullanılamadığı, sauna odasında ise sauna sobasınını kumanda kullanımının zor olduğu hususunda keşif sırasında bir tespitin yapılmadığı, sauna kumandasının kullanımının zor olduğu hususunun ise ayıp olarak kabul edilse bile açık ayıp niteliğinde olduğu, ihbar edilmediği, dosya kapsamında bu konuya dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı, jakuzide ayıp bedelinin %30,4 olduğu ve 7.000,00 TL olarak hesaplandığı, jakuzideki ayıp ihbarının yapılmadığının kabulü halinde, jakuzinin ayıp bedelinin düşülmeyerek, davacı alacağının KDV dahil 26.403,00 TL hesaplandığı, jakuzi ayıp ihbarının yapıldığının kabulü halinde ise davacı alacağının KDV dahil 18.143,00 TL hesaplandığı rapor edilmiştir.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2021/3130 Esas, 2021/2836 Karar)
Kural olarak götürü bedelli eser sözleşmelerinde, iş bedelinin tamamı veya bir kısmı ödenmemiş ise, yüklenici işi kararlaştırılan götürü bedelle yapmak zorunda olduğundan yüklenicinin hakettiği imalât bedelinin, fiziki oran yöntemi ile başka bir ifadeyle yüklenicinin sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların eksik ve ayıpları da dikkate alınarak işin tamamına göre fiziki oranının tespit edilip, bulunacak bu oranın götürü iş bedeline uygulanması suretiyle saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir. Bu şekilde belirlenen iş bedeli yapılan ödemelerden az ise, iş sahibi fazla ödediği bedelin iadesini; fazla ise yüklenici ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsilini isteyebilir. Sözleşme dışı iş kalemlerine ilişkin istemlerde ise, yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiç bedellerine göre hesaplama yapılarak iş bedelinin bulunması gerekir. (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2020/2407 Esas, 2020/3033 Karar)
Ancak götürü bedelli sözleşmelerde iş bedelinin tamamı ödenmiş ise, eksik ve ayıplar nedeniyle fiziki oran kurulması gerekmez; bu durumda iş sahibi, eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelini isteyebilir. (ÖZTÜRK, Muammer; GÖZÜTOK Zeki: Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, 2019, s. 569)
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, TBK’nın 477. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıbı öğrenir öğrenmez gecikmeksizin yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Öte yandan ayıplı işlere ilişkin ihbar mükellefiyeti getiren kanun koyucu eksik işler yönünden iş sahibine böyle bir yükümlülük yüklememiştir. Bir başka deyişle, eksik işlerde ihbara gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içerisinde eksik işler bedeli her zaman talep edilebilir.
Eser sözleşmesinin eksik veya ayıplı ifa edilip edilmediği, eksik iş ve ayıplardan dolayı talep haklarının ne olduğu ve hangi koşullarla istenebileceği yönünden, sözü edilen eksik ve kusurların eksik iş, açık ayıp ve gizli ayıp olup olmadığının saptanması gerekir. (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2019/2005 Esas, 2019/3700 Karar)
Somut olaya gelince; davacı, davalı ile yaptığı sözleşme gereği kendisine düşen yükümlülükleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiği ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığı iddiası ile bakiye kısım için icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının üzerine düşen edimleri eksik ve ayıplı olarak yerine getirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahallinde teknik bilirkişiler olduğu halde keşif icra edilmiş, yukarıda ayrıntılarına yer verilen keşfe katılan bilirkişilerce tanzim edilen asıl ve ek bilirkişi heyet raporunda, davalının, buhar odasının zemin döşemesinde su sızması sebebi ile kullanılamadığı, sauna odasında ise sauna sobasının kumanda kullanımının zor olduğu hususunda herhangi bir tespitin yapılamadığı ve ayrıca dosya kapsamında bir belgeye rastlanmadığı, jakuzi su ısıtma sistemindeki arızanın ise açık ayıp niteliğinde olduğu, davaya konu fatura içeriği imalatların eksiksiz olarak teslim edildiğinin 20/01/2016 tarihli tutanak ile davalı tarafından kabul edildiği, davalının açık ayıp ihbarını süresinde yapmadığının kabulü halinde davacı alacağının KDV dahil 26.403,00 TL olacağı rapor edilmiştir. Yapılan keşif, alınan bilirkişi raporu ile ek rapor ve diğer tüm deliller gözetildiğinde; davacının, sauna odası ve buhar odasına ilişkin olarak ileri sürdüğü ayıpların mevcut olmadığı ya da bu bölümlerle ilgili olarak herhangi bir eksik iş bulunmadığı, jakuzi SPA cihazındaki arızanın ısıtma sisteminden kaynaklandığı ve bu arızanın açık ayıp niteliğinde olduğu belirlenmiştir. Jakuzi su ısıtma sistemindeki arızanın açık ayıp niteliğinde olduğu gözetildiğinde; davalının bu ayıbı TBK’nın 474/I. maddesine göre “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde davacıya bildirmesi gerekirken davalının herhangi bir bildirimde bulunmadığı, imalatları tutanak ile teslim aldığı 20/01/2016 tarihinden sonra davacının 06/04/2016 tarihli ödeme ihtarına karşı 13/04/2016 tarihinde çektiği ihtar ile ayıbı davacıya bildirdiği, bu bildirimin yasanın aradığı “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” bildirme şartını taşımadığı değerlendirilmiş ve davalının jakuziye bulunan ayıptan kaynaklı eksik ödeme savunması yerinde görülmemiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşme, davacının dosyaya sunduğu davalı adına keşide edilmiş faturalar ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde aşamalarda alınan bilirkişi raporlarıyla; davacının sözleşmeye uygun tamamladığı iş nedeniyle ödenmeyen alacak miktarının 26.403,00 TL olduğu sabit olduğundan davanın 26.403,00 TL üzerinden kabulüne ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir. Ankara BAM 31. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2022 tarihli kaldırma kararından önce mahkememizce kurulan hükümde davacı lehine takip dosyasında işlemiş faize hükmedilmediğinden ve davacı tarafından bu yönde bir istinaf istemi bulunmadığından işlemiş faiz yönünden davalı lehine oluşan kazanılmış hak gözetilerek işlemiş faize hükmedilmemiştir. Davacının talep ettiği alacağın, taraflar arasındaki sözleşme, faturalar ve davalının yaptığı ödemeler gözetildiğinde davalı tarafından bilinebileceği ve bu nedenle alacağın likit olduğu değerlendirilerek hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden %20 oranı ile icra inkar tazminatına da hükmedilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 26.403,00 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin kaldığı yerden aynı şartlarda devamına,
5.280,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 1.803,59 TL olduğundan peşin alınan 456,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.347,06 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 329,98 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.057,63 TL harç toplamı ve 7.031,95 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.089,58 TL yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 7.989,73 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL posta masrafı yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 1,24 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, geri kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır