Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/116 E. 2022/99 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA … TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
… TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/116 Esas
KARAR NO : 2022/99
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 18/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…Davalı borçlu ile müvekkili banka arasında 21/10/2005 tarihinde kredi kartı sözleşmesi imzalandığını, borçlunun karta ilişkin borcun ödememesi üzerine davalıya uyarı mektubu gönderildiğini, uyarı mektubuna rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine müvekkili banka tarafından Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini beyan ederek, davalarının kabulü ile davalının itirazının 4.369,20 TL üzerinden iptalini, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
Eldeki davada, … BANKASI ANONİM ŞİRKETİ’nin İstanbul … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı ilamı ile iflasına karar verildiği, davalı … ile müflis şirket arasında 21/10/2005 tarihli kredi sözleşmesinin bulunduğu, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı, bireysel finansman destek kredisinin de kanun kapsamında bulunduğu, bu suretle eldeki davada davalının tüketici sıfatına haiz olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Davalının tüketici sıfatına haiz olması karşısında öncelikle mahkememizin yargılamada görevli olup olmadığının değerlendirilmesi, bu değerlendirmeyi yapar iken 6502 sayılı yasanın 3., 73. ve 83. maddelerinin gözönünde bulundurulması zorunludur.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Anılı yasal düzenleme çerçevesinde; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 83/2. Maddesi nazara alındığında diğer kanunlardaki görev kuralları bu Kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra (28.05.2014 tarihinden sonra açılan davalarda) tüketici sıfatına haiz davalılara karşı açılan ve eda davası (alacak) olan işbu itirazın iptali davasında görevli mahkeme aynı yasanın 73. maddesi uyarınca Tüketici Mahkemeleri olacaktır. Nitekim, 6502 sayılı yasanın 83/2. maddesi tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklarda diğer kanunlarda yer alan görev ve yetkiye ilişkin düzenlemelerin gözönünde bulundurulmamasını, anılı tüm uyuşmazlıklarda 73/1. maddesi uyarınca tüketici mahkemelerinin görevli olacağını emredici şekilde düzenlemiştir. Zira aynı konuya ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 23/01/2019 tarih ve 2019/48 Esas 2019/87 Karar sayılı kararı ile aynı dairenin 14/07/2020 tarih 2020/824 Esas 2020/758 Karar sayılı kararlarının da bu yönde olduğu anlaşılmıştır.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının , HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine, karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davaya bakma görevinin ANKARA 12.TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NDE olduğundan dolayı mahkememizin karşı görevsizliğine ve davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde RESEN YARGI YERİNİN BELİRLENMESİ İÇİN ilgili istinaf dairesine gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.18/02/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır