Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/854 E. 2022/140 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/854 Esas – 2022/140

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/854 Esas
KARAR NO : 2022/140

DAVA : Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacı vekilince mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 10/06/2012 tarihinde sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin feshedilmediği sürece yenilenmekle yükümlü olduğunu ve halen geçerliliğinin devam ettirmekte olduğunu, müvekkilinin faaliyetinin Irak, merkezi’ninde Ürdün de bulunduğunu, Irak Sağlık Bakanlığının ihale usulü ile aldığı tıbbi ürünleri, müvekkilinin tedarik edip üreticilerle görüşmek sureti ile ihaleye sokulması aşamasında aracılık yaptığını, davalı firmaya da aracılık yapılması, ihale hazırlığı ve ve ihaleye dahili noktasında danışmanlık hizmeti verildiğini, davalı taraf ile aynı şartlarda 2011 yılından beri çalışmakta olduklarını, davalı tarafın merkez şirketinin Adana olduğunu, davalı taraf ile akdedilen sözleşmede aracılık hizmeti olarak belirlenen kontrat bedelinin yüzde %13 olarak kararlaştırılarak imza altına alındığını, müvekkilinin %13 bedelin, %1’ini kontrat imzalandığında, %12 bedelinin ise hak ediş yapılmasının akabinde peyder peyi davalı taraftan tahsil etmekte ve hizmet faturası vermekte olduğunu, davalı şirketin müvekkiline komisyon borcunun bulunduğunu beyan ederek, 10.000,00-TL olarak açılan alacak davanın 2016 yılından itibaren en yüksek ticari faiz işletilmek suretiyle davalı taraftan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 10/06/2012 tarihinde sözlemeyi … …, Ürdün firması ile imzaladığını, davacı şirketin ise 2019 yılında Türkiye’de kurulduğunu, sözleşmenin ve yürütülen ticari ilişkinin tarafı olmayan, sözleşmeden sonra Türkiye Merkezli olarak kurulan ve Ürdün’deki firma ile organik bağı olmayan davacının dava açmaya yetkisinin bulunmadığını, sözleşmenin … … ile imzalandığını ve şirketin Ürdün merkezli bir şirket olduğunu, davacının davayı açmaya yetkisinin bulunmadığının tespit edilerek, davanın usulden reddine karar verilmesini gerektiğini, müvekkilinin yurt dışına medikal sarf malzemelerinin ihracatını ya da yurt dışından üçüncü ülkelere transit ticaret yapmakta olduğunu Irak Cumhuriyetindeki ticari ilişkileri devam ettirmesi için Irak Cumhuriyetinde işleri adına yürütebilecek bir firma ile anlaşmaları gerektiğini, müvekkilinin aleyhe hükümler içeren ve tek tarafı koruyan bir sözleşmeyi ticari zarara uğrama baskısı altında imzalandığını ve tek tarafı koruyan sözleşmenin hükümlerinin geçersiz olduğunu, müvekkilinin … … ile ticari ilişkisinin bitmesi halinde … …’nin müvekkili adına yürüttüğü ihalelerde uğrayacağı zararı düşünerek 14/06/2012 tarihinde mecburi olarak sözleşmeyi imzaladığını, müvekkili tarafından sözleşmenin 15/06/2012 tarihinde yeminli tercüman tarafından Türkçeye tercüme ettirilerek noterde sözleşmenin tercümesinin tasdik edildiğini beyan ederek, davacının davaya konu sözleşmenin tarafı olmaması nedeni ile davanın usulden reddine, müvekkilinin … …’ye borcu olmadığını bu nedenle davanın esastan reddine, … … ile müvekkili arasında akdedilen sözleşmenin aleyhe hükümlerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücreti ve sair masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak davasıdır.
Davacı vekilince sunulan 01/02/2022 tarihli dilekçesi ile davacı tarafın sıfatının düzeltilmesini ve asıl vekaletini sunumuna ilişkin talebini yazılı olarak dosyaya sunmuştur.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. Maddesi ile değişik 6102 sayılı yasanın 5/a. maddesinde; “bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile aynı kanunun 6325 sayılı kanunda değişiklik yapan 23. Maddesinde ” (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari davalarda arabuluculuk başvurusunun dava şartı olduğu ve başvuru sonucunda düzenlenen son tutanağın dava dilekçesine eklenmenin zorunlu olduğu, dosya arasına alınan arabuluculuk formunda tarafların, davacı taraf olarak … Medikal Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi , davalı tarafın ise … Medikal Tıbbi Cihazlar… Ltd. Şti olduğu, sunulan sözleşme suretinde taraflar arasında imzalanan bir sözleşmenin bulunmadığı, davacının sözleşmenin tarafı olmadığı, sözleşmenin tarafının davacının taraf değişikliği talebini içeren 01/02/2022 tarihli dilekçesinden de anlaşılacağı üzere, … İlaç ve Tıbbi Cihaz…Ltd. Şti’ olduğu bu durumda davaya konu sözleşme tarafı olan … İlaç ve Tıbbi Cihaz…Ltd. Şti ile dava şartı olan arabuluculuk şartının gerçekleşmediği, davacı vekilinin taraf değişikliğinin kabul edildiğine ilişkin karar verilse dahi dava açılmadan önce arabuluculuk şartının yerine getirilmediği anlaşılmakla, dava şartının gerçekleşmediği kanaati hasıl olduğundan davanın HMK. 114. ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Davanın HMK. 114. ve 115. maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 80,70-TL olduğundan peşin olarak alınan 220,15-TL harçtan mahsubu ile bakiye 139,45-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın talep halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2022