Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/843 E. 2022/314 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/843 Esas
KARAR NO : 2022/314

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2015
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GR.KR.YZM.TARİHİ : 25/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili davacı şirket ile davalı şirket arasında 22.11.2011 tarihli Teknik Danışmanlık Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2.1.maddesinde sözleşmenin amacının Balıkesir ili, Susurluk ilçesinde rüzgar enerjisine dayalı EPDK tarafından düzenlenen 24.07.2008 tarih ve EÜ/1690-2/1224 sayılı Elektrik Üretim Lisansına sahip EPTKB tarafından geçici kabulü yapılmış ve işletmede olan rüzgar enerji santralinin kurulu güç kapasitesinin arttırılması olduğunun düzenlendiğini, sözleşmenin 5.maddesi 1.fıkrasında, davacının yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla gerekli bilgi ve belgelerin tam, doğru, zamanında ve amaca hizmet edecek şekilde sağlanması için davalı şirket tarafından gösterileceği belli süreler içerisinde karar verilmesinin gerekmesi halinde belirtilen süreler içerisinde davalının kendisinden beklenen makul kararları alacağı ve gerekli bildirimlerde bulunacağının hüküm altına alındığı, aynı hususun sözleşmenin 5. maddesinin 4.fıkrasında hüküm altına alındığı, sözleşmenin 6. maddesinde ücret ve ödeme koşullarının hüküm altına alındığı, buna göre davacının müvekkiline kapasite arttırımı yapılan her birim için MW başına 22.000 Euro ödeyeceğini, bu ödemelerin %40 mekanik güç artışı, %60’sı ise elektriksel güç artışından yapılacağını, sözleşmede hüküm altına alınan yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla müvekkilince derhal harekete geçildiğini, tüm başvuruların davacı şirket tarafından bizzat ve yakınen takip edildiğini, nihayetinde mekaniksel kurulu gücün 45 MW’dan 60 MW’e çıkarıldığını, mekanik güç artışı çıktıktan sonra şirketlerinin elektriksel güç artışı başvurusunun bekletilmesi düşüncesini devam ettirdiğini, bu konuda …’ın muhalif düşüncesinin 2012 yılının sonlarına doğru değiştirmesi ile bu durumun mail ile uygun ortamda oluştuğu ve hak kaybına uğramamak için bir an evvel başvuru yapılmasına fayda görüldüğünün bildirildiğini, iletinin cevapsız bırakıldığını, birkaç defa daha ileti gönderildiğini, cevap beklenildiğini, nihayetinde elektriksel güç artışı için gerekli başvuruların şirket yetkilisi … tarafından 25.12.2013 tarihinde gönderilen mail ile yapıldığı, … tarafından onay verildiği, 22.11.2011 tarihli sözleşmenin ortadan kalktığı ve geçersiz hale geldiğinin bildirildiğini, davalının esas maksadının müvekkili şirketin alacaklarının ödenmemesi olduğunu, bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, bu durumun ihtarname ile davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketçe … tarihli yazısında sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, tüm bu süreçlerin akabinde elektriksel güç artışına ilişkin ödemesi taahhüt edilen %60’ına tekabül edilen 198.000 Euro’nun tahsili amacıyla Ankara …İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğini, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşmenin haksız feshedildiğini beyanla; takibe yapılan itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında 22.11.2011 tarihli Teknik Danışmanlık Sözleşmesinin imzalandığını, davacı firma tarafından verilen hizmetler karşılığının müvekkili şirket tarafından eksiksiz ödendiğini, buna rağmen icra takibine muhatap olunduğunu, sözleşmenin 2.1.maddesinde hüküm altına alındığı üzere sözleşmenin amacının Rüzgar Enerjisi Projesinin kurulu güç kapasitesinin arttırılmasına yönelik olduğunu, davacının hiçbir alacağının bulunmadığını, sözleşme gereği davacı tarafından 14.12.2011 tarih ve 67067 sayılı yazı ile vekaleten başvurulara Elektrik üretim lisansında 45MW olarak yer alan RES kurulu gücünün 60 MW/45 MW olacak şekilde tadilinin talep edildiğini, tadil neticesinde sözleşmede kararlaştırılan bedelin eksiksiz olarak ödendiğini, bu hususun davacı yanında kabulünde olduğunu, bu işlemin dışında davacı tarafça gerçekleştirilmiş herhangi bir hizmet veya işin bulunmadığını, sözleşmede davacı yana ilişkin herhangi bir münhasırlık şartının ön görülmediği, buna bağlanarak sözleşmede yer alan iş ile ilgili müvekkili şirketin kendisinin iş ve işlem yapması konusunda herhangi bir engel konulmadığını beyanla, davanın reddine ve davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
KABUL VE GEREKÇE : Dava, tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Eldeki davada, davalı şirketin Balıkesir ili, Susurluk ilçesinde rüzgar enerjisine dayalı olarak Susurluk RES Projesi ile ilgili EPDK’dan 24/07/2018 tarihinde 49 yıl süre ile “Üretim Lisansı” aldığı, lisansta yer alan elektriksel gücün 45 MWe, mekanik gücün 45 MWm olarak belirlendiği, mer’i mevzuat çerçevesinde elektrik üretimi yapılabilmesi için EPDK’dan “Üretim Lisansı” alınması ve bu lisanstaki elektrik kurulu gücü dahilinde enerji üretimi yapılması, lisans sahibi tarafından kurulu güç artışı yapılmak istendiğinde EPDK’dan lisans tadili yapılmasının zorunlu olduğu, davalı şirket tarafından yasal mevzuatın verdiği izin kapsamında Susurluk RES’te mevcut 45 MWe/45MWm kapasitenin artırılması amacıyla davacı yanca arasında 22.11.2011 tarihli “Teknik Danışmanlık Sözleşmesi” akdettiği, sözleşmenin 2.1 /3.1. ve …maddesine göre; kurulu gücü 45 MW olan Susurluk RES projesi ile ilgili güç kapasitesinin artırılması amacıyla, Eletcon tarafından İŞVEREN’e teknik danışmanlık sağlanmasının, EPDK, … ve sair ilgili otoriteler nezdinde İŞEVEREN adına resmi görüşme ve yazışmaların yürütülmesi ilgili işlemlerin yapılmasının ve bu hususta sair danışmanlık hizmetlerinin yapılmasının davacı tarafından üstlenildiği, yine Sözleşmenin 5. maddesine göre davalı işveren gerekli her türlü belge ve bilgiyi davacı yükleniciye doğru şekilde ve zamanında sunacağının, karar verilmesi gerektiği taktirde belirtilen süreler içerisinde makul kararları alacağının ve gerekli bildirimleri yapacağının, kendisini temsilen yasal yetkilendirmeyi yaparak vekaletnameyi davacı yükleniciye vereceğinin öngörüldüğü, diğer yandan, sözleşmenin 6.1. maddesinde yapılan güç artış bedelinin MW başına 22.000 € olduğu ve bu bedelin %40’ının mekanik güç artışı için % 60’ının elektriksel güç artışı için yapılacağı hüküm altına alındığı, davacının davalı adına EPDK’ya müracaatı yaparak 45 MWm olan gücü 60 MWm olarak lisans tadilini gerçekleştirdiği ve mekaniksel güç artışına ilişkin bedeli davacının davalıdan tahsil ettiği, davalı tarafından davacıya gönderilen İstanbul Kadıköy 26. Noterliğinin 18.03.2013 tarihli ihtarnamesi ile “ Teknik Danışmanlık Sözleşmesinin” 7. madde uyarınca sözleşmenin fesih edildiğinin bildirildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davacıya davalı tarafından güç artış bedeli olarak MW başına 22.000 Euro ödenecek olması, ödenecek bedelin sözleşmenin 6.1.maddesinde %60’ının elektriksel güç artışına karşılık yapılacağının belirtilmesi sebebiyle 15 MW elektriksel güç artışı nedeni ile davalı tarafından davacıya ödenmeyen (22.000 Euro x 15 x 0,60 = 198.000 Euro) 198.000 Euro tutarındaki alacağın tahsili amacıyla davacı tarafından Ankara …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibinde bulunulduğu, ödeme emrinin davalıya 14/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde (20/05/2015 tarihinde) takibe, icra dairesinin yetkisi ve borcun esası yönünden itiraz ettiği, davacı tarafından süresi içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı dosya kapsamı ile sabit olup, somut olayda davalının elektriksel güç artışı yapılmasında davacı şirketi devre dışı bırakarak akabinde sözleşmeyi feshetmesinde davalı eyleminin haksız fesih olarak kabul edilip edilemeyeceği, bu bağlamda sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan var ise davacının yoksun kalınan kar (müspet zarar) alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise takip tarihi itibari ile alacak miktarı noktasında toplandığı belirlenmiştir.
Mahkememizin 21/04/2022 tarihli celsesinde, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 8….maddesindeki yetki şartına istinaden davalının icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 2015/611 Esas, 2016/709 Karar sayılı ilamı ile davacının elektriksel güç artışına ilişkin ifa ettiği hizmet olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, ilama karşı karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi tarafından sözleşme hükümleri ve taraflar arasında mekaniksel güç arttırımına ilişkin sözleşme kapsamında yapılan başvuru sonucu hakedilen ücretin ödendiği, elektriksel güç artışına yönelik başvurunun davalı-işverence yapılıp dava dışı idarece onaylandığı, davacı tarafça sözleşme kapsamında elektriksel güç artışına ilişkin verilmiş bir hizmet olmadığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı bedeli talep edilen hizmetin ifa edilmediğinin sabit olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi ilamı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin ….Karar sayılı ilamı ile “… Dava, tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 2.1. maddesinde sözleşmenin amacının Balıkesir ili, Susurluk ilçesinde rüzgar enerjisine dayalı EPDK tarafından düzenlenen …sayılı Elektrik Üretim Lisansına sahip geçici kabulü yapılmış ve işletmede olan rüzgar enerji santralinin kurulu güç kapasitesinin arttırılması işi olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında karşılıklı edimler içeren bir eser sözleşmesi bulunduğundan ve davacı tarafından sözleşmeye dayalı bedel talep edildiğinden karşılıklı edimlerin ifa edilip edilmediği, edilmedi ise ifa edilmeyen edimde kimin kusurunun bulunduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle tazminat talep edildiğinden haksız fesih olup olmadığı ve kusurun kimde olduğu belirlenerek talep hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Sözleşmenin 6. maddesinde ödenecek danışmanlık hizmet bedelinin %40’ının mekanik güç artışı, %60’ının ise elektriksel güç artışı için yapılacağı kabul edilmiştir. Bu ayrım, yapılacak ödemenin ne kadarının mekanik ne kadarının elektriksel güç artışı yönünde olduğu hususundadır. Bu nedenle, sözleşmedeki edimlerin ifasının bölündüğü ve tarafların talebine göre ayrılan kısımların ifasının yerine getirileceği anlamında yorumlanamaz. Mahkemece bu husus gözden kaçırılıp sözleşmenin 6. maddesindeki kararlaştırma da yanlış yorumlanmak suretiyle eksik inceleme ve değerlendirme yapılarak mevcut şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlık konusu sözleşmenin teknik bir bilgiyi de gerektirdiği dikkate alınarak HMK’nın 266. maddesi gereğince alanında uzman bilirkişi bilirkişiler tayin edilmek suretiyle tarafların iddiaları hususunda rapor da alınmak suretiyle sözleşmede yer alan mekanik ve elektriksel edimlerin birbirinden ayrı değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı, birbirine etkisi, elektriksel kısma ilişkin edimin ifasının yerine getirmemesinin kişinin kusuru olduğu hususları değerlendirmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibaret olup, eksik inceleme ve değerlendirme ile mevcut şekilde verilmesi doğru olmamıştır …” şeklideki gerekçe ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilamının bozulmasına hükmedilmiş, mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar. Somut olayda, davacının taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği gerekçesi ile sözleşmenin 6.1. maddesi uyarınca davalı tarafından elektriksel güç artışı nedeni ile kendisine ödenmesi gereken (22.000 Euro x 15 x 0,60 = 198.000 Euro) alacağın tahsili amacıyla icra takibine girişmekle davacı müspet zarar kapsamında kalan yoksun kalınan karın tahsilini talep etmektedir.
Açıklanan hukuki gerekçeler ışığında, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda mahkememize ibraz edilen 30/02/2022 tarihli bilirkişi heyet raporu çerçevesinde yapılan değerlendirmede, yürürlükte bulunan yasal mevzuat kapsamında mevcut gücün artırılmasında, elektriksel gücün artırılabilmesi için mevcut mekanik gücün bu elektriksel gücü karşılayacak düzeyde olması gerektiği, yine, elektriksel güç artışı yapılmadan mekanik güç artışı yapılsa dahi elektrik üretim kapasitesinin artırılması söz konusu olamayacağı, diğer yandan, elektriksel güç artışı yapılabilmesi için öncelikle, iletim sistemi sahibi …’ın güç artışına ilişkin izninin alınmış olması gerektiği, dosyada mevcut belgeler kapsamında davacının davalı adına EPDK’ya müracaatı yaparak lisansta yer alan 45 MWm olan gücü 60 MWm olarak arttırdığı (mekaniksel güç olarak) ve lisans tadilini gerçekleştirdiği, mekaniksel güç artışına ilişkin bedelin davacı tarafından tahsil edildiği, davalı tarafından davacı yükleniciye gönderilen İstanbul Kadıköy 26. Noterliği’nin 18/03/2013 tarihli ihtarnamesi ile “ Teknik Danışmanlık Sözleşmesinin” 7. madde uyarınca fesih edildiğinin bildirildiği, sözleşmenin 7. maddesinde her hangi bir tarafın fesih etmesi tarihine kadar yürürlükte kalacağı öngörüldüğü, ancak, fesih ihbar tarihi itibariyle davalı tarafından davacının sözleşme ile üstlendiği elektriksel güç kapasite artırımına konu işlemlerin davalı yanca davacıdan habersiz şekilde tamamlandığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 2.1., 3.1., 4.ve 5.maddeleri nazara alındığında davacının sözleşme ile üstlendiği işleri tamamlaması için davalı işverenin yükümlülüklerini zamanında yerine getirmek zorunda olduğu, sözleşmede yapılacak güç kapasite artışının ne miktarda olacağı yönünde bir düzenleme bulunmamakta olup, 5. madde hükümlerine göre davalı işverenin kapasite artırımları miktarının belirlenmesinde karar alması ve hangi miktarda kapasite artırılacağını bildirmesi, kapasite artırımlarında gerek mekanik kapasite gerekse elektriksel kapasite artışı ile ilgili davacı yükleniciye yazılı bildirimde bulunması gerektiği, bu yükümlülüğüne rağmen davalının akdettiği sözleşme uyarınca davacı üstlendiği elektriksel güç artışını davacıdan bağımsız olarak gerçekleştirdiği ve aynı yıl sonunda davacı yaptırılan 15 MWm mekanik güç artışının üzerine çıkılarak ( 12.5 MWm ilave mekanik güç artışı) 72.5 MWm kapasite sağlandığı gibi aynı anda mevcut 45 MWe elektriksel kapasitenin 27,5 MWe fazlalıkla 72,5 MWe elektriksel güce çıkardığı, akabinde davalının sözleşmeyi feshettiği, davalı eyleminin sözleşmedeki yükümlülüklerine aykırı olmakla, sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Bu kabulden hareket ile davacının elektriksel güç artışına ilişkin müspet zarar kapsamında kalan yoksun kalınan karını talep edebileceği, her nekadar davalı 45 MWe kapasitesini 72,5 MWe çıkartmış ise de , davacının icra takibi ile mekaniksel güç artışına paralel olarak 15 MWe artış üzerinden alacak talebinde bulunduğu, sözleşme bedeli dikkate alındığında bilirkişi heyet raporuna göre davacının kar marjının %25 olup, buna göre elektriksel güç artışı sebebi ile davacıya ödenmesi gereken bedelin 198.000 Euro (22.000 Euro x 15 x 0,60 = 198.000 Euro), davacının yoksun kalınan karının ise 49.000 Euro (198.000 Euro x %25) olduğu kabul edilerek, davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 49.000 Euro asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıllık mevduata uyguladıkları Euro faiz oranını uygulanmak suretiyle devamına, ihtilafın eser sözleşmesinden kaynaklanması ve talebin müspet zararın tahsiline ilişkin olması karşısında alacağın likit olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesi yönündeki davacı talebinin İİK 67. maddesi gereğince reddine, davanın reddedilen kısmı yönünden davacının icra takibine kötü niyetli olarak giriştiği sabit olmadığından davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi yönündeki davalı isteminin İİK 67. maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1- Davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 49.000 Euro asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıllık mevduata uyguladıkları Euro faiz oranını uygulanmak suretiyle devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,

Davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi yönündeki davacı isteminin reddine,
Davanın reddedilen kısmı yönünden davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi yönündeki davalı isteminin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 11.554,83-TL olduğundan, peşin alınan 7.204,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.350,48-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 20.019,53-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 42.768,15-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 9.024,00-TL (tebligat ve posta gideri ile bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 2.233,21-TL yargılama gideri ile davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 7.204,35-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının ve davacı tarafından yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza