Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/800 E. 2022/410 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/800 Esas
KARAR NO : 2022/410

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2014
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KR.YZL.TARİHİ : 17/06/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :Davacı vekili dilekçesinde özetle; taraflar arasında 27.03.2009 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre spiral kronik dişliler 20×36 dişli R42, 25X45 R75 isimli ürünün 5 yıl süreyle 31.08.2009 tarihinde yapılan sözleşmede içinde her türlü parçayı içeren R 42 pompa başı isimli ürünün 10 yıl süreyle 09.08.2010 tarihli sözleşmede içinde her türlü parçayı içeren R75 pompa başı içinde her türlü ürünlerin 10yıl süreyle davalı tarafından münhasıran davacı adanı Türkiye’de üretilmesi ve davacıya teslimi karlaştırıldığını, davacının belirli miktarda mal alım garantisi vermesi şartıyla davalının belirtilen ürünleri davacı dışında başka herhangi bir kimse adına üretmesi ya da Türkiye içinde veya dışında başkasına satmasının yasaklandığını, sözleşmelerin her birinin çerçeve sözleşme niteliğinde olduğunu, davalının düzenlediği imzaladığı proforma faturasının davacı tarafından onaylanması şeklinde gerçekleştiğini, davalının taahhüt ettiği ürünleri zamanında teslim etmediğini, üçüncü kişilere ürün satmama taahhüdünü de ihlal ettiğini, teslim edilen ürünlerin büyük çoğunluğunun ayıplı olduğunu, ayıpların giderilmesi için hiçbir çaba sarf edilmediğini, beyanla davanın kabulünü, şimdilik asgari 50.000,00-TL Amerikan doları tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bir çok talepte bulunduğunu, yürürlükte olmayan sözleşmelerden bahsettiğini, davacının kendi üzerine düşen asgari sipariş tutarı, peşinat ödemesi, piyasa hakkında ve düzenli bilgi verme iletişim içinde olma, nakliye ve ithalat için gerekli hazırlıkların yapılması gibi Hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkiline vermesi gereken siparişleri vermediğini, peşinat ödemelerini hiç yapmadığını, muhtelif sözleşmelerin olduğunu, sözleşmede yer alan madde 1.4’deki taahhütleri yerine getirmediğini, davacının müvekkiline yapacağını bildirdiği peşin ödemeyi yapmadığını, yapması gereken nakliye ithalat ve gümrük işlemlerinin de hazırlığı hakkında müvekkiline bilgi vermediğini, davacının rekabet yasağına dayalı taleplerinin de dayanağı olmadığını, kar kaybı talebi yerinde olmadığını, sözleşmelerin ortadan kalktığını, kalıp parası talebi yerinde olmadığını, gecikme cezası talebinin yerinde olmadığını, istenilen faizin fahiş ve başlangıç tarihinin yerinde olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME :Dava, taraflar arasında düzenlenen farklı tarihli 4 adet sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağı ile kar kaybı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememiz’in 05/04/2019 tarih, 2014/943 Esas ve 2019/306 Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiş, kararının davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 31. Hukuk Dairesinin 02/11/2021 tarih, 2020/749 esas ve 2021/998 Karar sayılı ilamı ile; “…davacı Ahmed Salem Ahmed Gumaida isimli Yemen vatandaşı yabancı gerçek kişi olup teminat gösterme zorunluluğu bulunmaktadır. Davalı cevap dilekçesinde bu yönde itirazda bulunmasına rağmen bu konu mahkemece irdelenmemiştir. Kaldı ki teminat gösterme zorunluluğu dava şartı olduğundan tarafın itirazı bulunmasa dahi mahkemece re’sen nazara alınarak; gerektiğinde konunun açıklığa kavuşturulması açısından Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ile konu hakkında yazışma yapılarak durumun tespitiyle bir değerlendirme yapılması zorunlu bulunduğundan bu yönde bir karar verilmemesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni yönüyle yapılan istinaf değerlendirmesi sonucunda bu sebeple kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi uyarınca esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde davacının teminat göstermesi gerektiğine dair dava şartı yönünden gerekli inceleme ve araştırma yapılarak öncelikle bu dava şartı konusundaki değerlendirmenin yapılmasından sonra yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine…” karar verilmiştir.
Ankara BAM 31. H.D’nin kaldırma kararından sonra Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen 31/12/2021 tarihli cevabi yazıda özetle; “Yemen ile ülkemiz arasında teminattan muafiyete ilişkin bir anlaşma veya fiili mütekabiliyetin bulunmadığı, teminattan muafiyeti öngören bir anlaşma tespit edilemediği, bu çerçevede Türkiye’de dava açan veya icra takibi yapan Yemen uyruklu gerçek ya da tüzel kişilere teminat yatırmaktan muafiyet tanınıp tanınmayacağı hususunun değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu” bildirilmiştir.
5781 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48. maddesinde “(1) Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. (2) Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 88/1. maddesinde “Hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava usulden reddedilir..” ve HMK’nın 84/3. maddesinde “Mecburi dava ve takip arkadaşlığında teminat gösterme yükümlülüğü, bu yükümlülüğün tüm davacılar bakımından mevcut olması hâlinde doğar…” hükümleri bulunmaktadır. Aynı Kanun’un 114/1-ğ bendinde ise dava şartları sayılırken; Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi ” de dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; Türk mahkemelerinde, dava açan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, kural olarak yargılama giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere, mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadırlar. Teminat gösterilmesi hususu dava şartı olarak düzenlenmiş bulunduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemelerce bu husus re’sen nazara alınmak zorundadır. Mahkeme, takdir ettiği teminatı göstermesi için, yabancı davacıya uygun kesin bir süre (HMK m.88/1 kıyasen) verir. Yabancı davacı (mahkemece) kendisine verilen kesin süre içinde istenilen teminatı gösterirse, mahkeme davaya devam eder. Yabancı davacı, kendisine verilen kesin süre içinde istenilen teminatı göstermez ise, dava usulden reddedilir (HMK m.88/1 kıyasen). Kural bu olmakla birlikte; teminat alınmasının istisnaları da bulunmaktadır. İlk istisna; karşılıklılık esasıdır. Mahkeme, yabancı davacıyı, karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar (MÖHUK m.48/2). Karşılıklılık, iki şekilde olabilir: a)Türkiye ile yabancı devlet arasında anlaşma bulunması, Yabancı davacının mensup olduğu (yabancı) devlet ile Türkiye arasında, teminattan muafiyet hakkında bir anlaşma (sözleşme) varsa, davacı, Türk mahkemesinde dava açarken teminat göstermekle yükümlü değildir; yani teminattan muaftır (MÖHUK m.48/2). b) Ülkeler arasında fiili karşılıklılık (uygulama) bulunmasıdır. Yabancı davacının teminat gösterme yükümlülüğünün ikinci istisnası, fiili karşılıklılıktır. Buna göre, yabancı davacının mensup olduğu (yabancı) devlet ile Türkiye arasında, teminattan muafiyet hakkında (bir anlaşma yoksa da) fiili bir karşılıklılık (uygulama) varsa, mahkeme, yabancı davacıyı teminat göstermekten muaf tutar. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2019/1268 Esas – 2020/460 Karar sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; davacı, …isimli Yemen vatandaşı yabancı gerçek kişi olup yukarıda açıklanan teminattan muafiyete ilişkin koşullar mevcut olmadığından teminat gösterme zorunluluğu bulunmaktadır. 16/03/2022 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereğince “Davacı tarafa 5718 sayılı yasanın 48.maddesi uyarınca mahkememizce takdir edilen 25.000,00TL nakdi teminatı ya da Türk Bankalarında verilme aynı miktarlı kesin-süresiz teminat mektubunu mahkeme veznesine depo etmesi için iki haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde depo edilmemesi halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına (ihtar edildi) ” karar verilmiş, ancak takdir edilen teminat tutarı mahkeme veznesine depo edilmemiştir. Verilen kesin süreye rağmen belirlenen teminat tutarının mahkeme veznesine depo edilmemiş olması karşısında davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu harcın, peşin alınan 1.912,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.832,00 TL harcın karar kesinleştiğinde, istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 134,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır