Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/763 E. 2022/330 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/763 Esas
KARAR NO : 2022/330

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KR.YZL.TARİHİ : 27/05/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket inşaat malzemeleri ile iştigal eden bir şirket olduğunu ve davalıya inşaat malzemeleri sattığını, müvekkilinin davalı şirkete satılan inşaat malzemelerine ilişkin cari hesap alacağı bulunduğunu, ancak davalı şirket icra takibine konu olan borcunu ödemediğini, bunun üzerine söz konusu alacak için Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine davalı şirket borcun tamamına itiraz ettiğini, yapılan itirazın haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetle yapıldığını, davalı şirket, müvekkili ile aralarında böyle bir satış olduğunu ve bu satıştan kaynaklanan borcunun bulunduğunu ve bu borcu ödemediğini, müvekkili şirketin vaad ettiği tarihte ve vaad ettiği şekilde inşaat malzemelerini teslim ettiğini, faturalarını keserek davalı şirkete gönderdiğini, fakat davalı şirket yapılan tüm uyarılara rağmen müvekkili şirkete borcunu ödemediğini beyanla, Ankara …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra takibinin devamına, dava konusu alacak miktarı üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, müvekkili şirkete inşaat malzemeleri satışı yaptığını, satışı yapılan mallara ilişkin olarak cari hesap kaydı bulunduğunu ve müvekkili şirkete karşı borcun ödememesinden kaynaklı olarak icra takibi yapıldığı iddia edildiğini, ancak davacı şirket tarafından dosya ekinde sunulan faturalar, iddialarını doğrulayacak nitelikte olmadığını, kaldı ki, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında bir sözleşme bulunmadığını, davacı alacaklı tarafından Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde, takip talebinde sadece “117.209,99 TL Cari Hesap” şeklinde bir ibare bulunmakta ve icra takip dosyasında da bu iddiayı destekleyecek bir belge sunulmadığını, ancak işbu dava dilekçesi eklerinde birçok fatura sunulduğunu beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, davacı tarafın işbu davayı açmakta haksız ve kötü niyetli olmasından bahisle davacı yana % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME : Dava, cari hesaptan/faturadan kaynaklanan alacak için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar istemine ilişkindir.
Dava açılmadan evvel arabulucuya müracaat edilmiş olup işbu dava şartı yerine getirilmiştir.
Davanın dayanığı olan Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları getirtilerek dosya kapsamına alınmış, incelenmesinde; davacının davalı aleyhine toplam 117.201,99 TL alacak için adi haciz yoluyla takip başlattığı, ödeme emrinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalıların süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz etmeleri üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının cari hesap ve dayanağı faturalardaki malları davalıya teslim ettiği noktasında ihtilaf bulunmayıp, söz konusu faturalardan kaynaklı olarak davacı taraf lehine doğan alacağın ödenip ödenmediği noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 Tarih ve 2016/2310 Esas- 2017/2537 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Bu genel bilgiler muvacehesinde somut olayda tarafların ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapılıp yapılmadığının dolayısı ile delil niteliğine haiz olup olmadığının tespiti, davaya konu faturanın/faturaların tarafların ticari defterlerine kayıtlı olup olmadığının kayıtlı ise kayıt tarihinin tespiti, faturaya/faturalara istinaden tarafların ticari defterlerinde ödeme kaydının olup olmadığının varsa ödeme miktarı ve ödeme tarihinin bildirilmesi var ise dayanak belgenin ibrazı, tarafların ticari defterleri arasında farklılık var ise farklılık arz eden kayıtların tespiti ve dayanaklarının ibrazı, takip tarihi itibari ile alacak miktarının tespiti maksadıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 23/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların mutabık olan ticari defter kayıtlarına göre 03/11/2021 takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 117.201,92 TL alacaklı olduğu rapor edilmiştir.
Her ne kadar davalı taraf, alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu savunmuş ise de; davanın dayanağının alım/satım sözleşmesi olması ve sözleşmeden kaynaklanan alacakların 10 yıllık zamanaşımına tabi olması karşısında bu savunma yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili 02/03/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında, cari hesap dayanağı faturalardaki malların/hizmetlerin teslim alındığını kabul etmiştir.
Davacı şirketin faturalara dayalı cari hesap ekstresinde görülen alacak miktarının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine davanın açıldığı, davalı vekilinin beyanları ile de sabit olduğu üzere cari hesap ve dayanağı faturalardaki ürünlerin/hizmetlerin davalıya teslimi konusunda ihtilaf bulunmadığı, davalının ödeme definde bulunduğu, yukarıda ayrıntıları yazılı taraf defterlerinin incelenmesine ilişkin bilirkişi raporunda, tarafların mutabık olan ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 117.201,97 TL alacaklı olduğunun belirtildiği, borca ilişkin olarak defterlerde ödeme kaydının bulunmadığı, böylelikle davacının davasını ispat ettiği kanaati ile davanın kabulü gerekmiştir Alacağın likit olması ve davalı tarafın cari hesap/fatura konusu malların/hizmetlerin teslimini kabul edip ödeme definde bulunması, ancak ödeme kaydının kendi ticari defterlerinde dahi yer almaması, davacının alacağına daha geç kavuşmasına dayanaksız olarak sebebiyet verilmesi karşısında icra takibine yapılan itirazın haksızlık içeriğinin fazlalığı gözetilerek asıl alacak üzerinden %30 oranı ile icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının Ankara …İcra Müdürülüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 117.201,97 TL asıl alacak üzerinden iptali ile, takibin kaldığı yerden aynı şartlarda devamına,
35.160,59 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 8.006,07 TL harçtan, peşin alınan 1.415,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.590,56 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 15.084,19 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.483,31 TL harç toplamı ve 1.314,15 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.797,46 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır