Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/690 E. 2022/332 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/690 Esas – 2022/332
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/690 Esas
KARAR NO : 2022/332
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KR.YZL.TARİHİ : 27/05/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki nedeniyle alacak söz konusu olduğunu, müvekkili ile borçlu arasında yapılan ticari iş sonucu faturalar düzenlendiğini ve karşı yanın belirtilen meblağda borcunun kaldığını, fatura kesim tarihlerinden itibaren müvekkili tarafından borçluya defalarca sözlü uyarı yapılmasına rağmen söz konusu bedel ödenmediğini, bunun üzerine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayısı ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine dair ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesine müteakip borçlu borcu ödemekten kaçındığını ve vakit kazanmak amacıyla kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ve sonucundan takibin durduğunu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalının kötüniyetli ve basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davranışları sebebiyle müvekkilinin zararının her geçen gün arttığını beyanla, borçluların yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu alacağın müvekkili şirketçe kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketten dava dilekçesinde belirttiği şekilde 29.810,06 TL alacağının bulunmadığını, davacı şirket tarafından sadece fatura dayanak gösterilerek takip başlatılmış ise de faturanın tek başına alacağın varlığını göstermeyeceğini, fatura kaynağı ilişkinin ve dolayısıyla faturaya konu hizmetin verildiğinin ya da malın teslim edildiğinin de davacı tarafça kanıtlanmasının gerektiğini, ancak dava dilekçesinde dava konusu faturanın dayanağına ilişkin herhangi bir açıklamada bulunulmadığını, faturaya konu işin yapıldığına dair başkaca bir delil de mahkemeye sunulmadığını beyanla, %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRME VE KABUL: Dava, itirazın iptali ve icra inkar istemine ilişkindir.
Dava açılmadan evvel arabulucuya müracaat edilmiş olup işbu dava şartı yerine getirilmiştir.
Davanını dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları getirtilerek dosya kapsamına alınmış, incelenmesinde; davacının toplam 29.810,06 TL alacak için icra takibi başlattığı, davalıya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve davalının süresi içinde borca ve ferilerine itiraz etmesi ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının, ödeme emrinde/dava dilekçesinde bahsi geçen faturadan dolayı davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise takip tarihi itibari ile alacak miktarının ne kadar olduğu ve bu kapsamda yapılan takibe itirazın haksız olup olmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 Tarih ve 2016/2310 Esas- 2017/2537 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir .
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Bu genel bilgilerden hareketle somut olayda tarafların ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapılıp yapılmadığının dolayısı ile delil niteliğine haiz olup olmadığının tespiti, davaya konu faturanın/faturaların tarafların ticari defterlerine kayıtlı olup olmadığının kayıtlı ise kayıt tarihinin tespiti, faturaya/faturalara istinaden tarafların ticari defterlerinde ödeme kaydının olup olmadığının varsa ödeme miktarı ve ödeme tarihinin bildirilmesi var ise dayanak belgenin ibrazı, tarafların ticari defterleri arasında farklılık var ise farklılık arz eden kayıtların tespiti ve dayanaklarının ibrazı maksadıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 06/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda; takip konusu faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların mutabık olan ticari defterlerine göre; davalıdan 27.176,58 TL alacaklı olduğu, davacının 27.176,54 TL talepte bulunduğu, davalı takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi dönem için faiz hesaplanamayacağı rapor edilmiştir.
Davacı icra takibi esnasında 20/05/2020 tarih ve 183.514,64 TL tutarlı faturaya dayanmış, işbu faturadan kaynaklı olarak bakiye 29.810,06 TL alacağının kaldığını iddia etmiştir. Davacı dayanağı faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığının ve dolayısı ile alacağın varlığının ispatı bakımından yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde bilirkişi … tarafından sunulan ve yukarıda ayrıntıları yazılı 06/04/2022 tarihli raporda; söz konusu faturanın davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların mutabık ticari defter kayıtlarında takip konusu faturadan kalan davacı alacağının 27.176,58 TL olduğu belirlenmiştir. Takip ve dava dayanağı faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olması ve kalan bakiye borç için ödeme kaydının bulunmaması karşısında davacının kendisine yüklenen edimi/hizmeti ifa ettiği ve davalıdan 27.176,58 TL tutarında alacaklı olduğu kanaatine varılmış ve asıl alacak miktarı üzerinden davanın kabulü gerekmiştir. Her ne kadar davacı temerrüt olgusunun gerçekleştiği ve işlemiş faiz yönünden de itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de; söz konusu alacak için davalının temerrüde düşürülmesi zımmında herhangi bir ihtar söz konusu olmadığından temerrüdün gerçekleşmediği kanaatiyle işlemiş faiz isteminin reddi gerekmiştir. Davacı alacağının likit olması ve davalının yapılan takibe haksız itiraz etmiş olması nedeniyle davacı lehine asıl alacak üzerinden %20 oranı ile hesaplanan icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 27.176,54 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin kaldığı yerden aynı şartlarda devamına,
5.435,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 1.856,43 TL olduğundan peşin alınan 360,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.496,36 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL olduğundan söz konusu 1.203,39 TL’sinin davalıdan geri kalan 116,61‬ TL’sinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.633,52 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 427,84 TL harç toplamı ve 853,50 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.281,34 TL yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 1.168,14 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2022