Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/595 E. 2022/13 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/595 Esas – 2022/13

T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/595 Esas
KARAR NO : 2022/13

DAVA : Tazminat ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacı vekilince mahkememize sunulan 29/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, 04.01.2016 tarihinde ihale sahibi DSİ 9. Bölge Müdürlüğü (“İdare”) ile imzalamış olduğu Elazığ Kanatlı Sulama İşini yüklendiğini, müvekkilinin, İdare ile imzalamış olduğu sözleşme uyarınca edimlerini eksiksiz, kusursuz bir şekilde yerine getirdiğini, DSİ 9. Bölge Müdürlüğü ile … Yapı İnşaat A.Ş., … Mühendislik İnşaat San.ve Tic. Ltd. Şti. Ve … Yapı Madencilik Mühendislik Nakliyat İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. bulunduğu Ortak Girişim 27.08.2014 tarihinde Kanatlı Barajı ve Tesisleri İnşaatı işine ait sözleşme imzalandığını, müvekkilince yapılan imalatların idare tarafından onaylanan projeye uygun olarak idarenin belirlediği şekilde meydana geldiğini, davalının, ortak girişim tarafından baraj inşaatı yapımı sırasında boru hattı üzerinden yoğun iş makinesi trafiği ve boru hattı üzerine yoğun malzeme yığılması nedeni ile hat zarar gördüğünü, yapılan incelemeler neticesinde hattın deforme olduğu, ezilmeler ve kırılmaların meydana geldiğini tespit edildiğini ayrıca davalı ortak girişim tarafından A1 ve A1-1 boru hatları ile sanat yapılarına da zarar verildiğinin tespit edildiğini, zararların meydana gelmesinin tespitinden sonra müvekkili şirket tarafından davalı idareye bildirimde bulunulduğunu, gerekli tedbir ve önlemlerin alınması, meydana gelen zararların tespiti ile zararın giderilmesi talep edildiğini, davalı şirketler tarafından 91. Şube Müdürlüğüne yazılan yazıda verilen zararları ikrar etmiş fakat kendisinin kusurlu olmadığını beyan edildiğini, müvekkilince 18/02/2020 tarihinde Kovancılar Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyası ile hasarın meydana geldiği bölgede hasar tespit ve meydana gelen zararın belirlenmesi için delil tespiti talep edildiğini, 26/02/2020 tarihinde yapılan keşif neticesinde zararlar ve zararın miktarı açıkça tespit edildiğini, verilen zarar miktarının 1.049.955,77-TL olarak hesaplandığını, müvekkilinin tüm zararlarından diğer davalılarla birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, davalıların ortak kusuru ile müvekkilin uğramış olduğu tüm zararların davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesini arz ve talep ettiklerini, davanın kabulüne, müvekkili şirkete verilen zarar nedeniyle şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilince mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; işbu davada uyuşmazlık konusu alacaklarda dava konusu işe ait sözleşmenin 31. maddesinde uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak Elazığ Mahkemelerinin kararlaştırıldığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını bu nedenle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıların TBK’nın ilgili hükümlerine göre zamanaşımına uğradığını veya uğrayabilecek alacaklarına karşı zamanaşımı itirazlarını sunduklarını, davaya konu edilen tazminat belirlenebilir olduğundan işbu dava belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, müvekkili idare ile davacı arasında Elazığ Kanatlı Sulaması İşi sözleşmesi imzalandığını, yine müvekkili idare tarafınadn ihale edilen ve yapımına başlanılan Kanatlı Barajı ve Tesisleri İnşaatı İşine ait sözleşmenin müvekkili idare ile diğer davalı şirketler arasında akdedildiğini, yapım devam ederken davacı şirket tarafından zarar görüldüğünün ifade edildiğini, müvekkil idare iş sahibi olarak her iki işte de mevzuattan kaynaklanan gerekli denetim ve kontrol görevini yerine getirmiş olup müvekkil idarenin meydana gelen zararlar bakımından herhangi bir ihmali ve sorumluğuluğunun söz konusu olmadığını ve herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili idarenin iş sahibi olarak gerekli kontrol ve denetimleri yaptığı dolayısı ile bu hususta da bir sorumluluğunun olmadığını beyan ederek, yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Yapı İnşaat A.ş vekilince mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada uyuşmazlık konusu alacakların, diğer davalı DSİ’ye bağlı 9. (Elazığ) Bölge Müdürlüğü tarafından müvekkil davalılardan oluşan yüklenici adi ortaklığa ihale edilen “Kanatlı Barajı ve Tesisleri İnşaatı İşi” kapsamında yapılan iş ile ilgili olup söz konusu işe ait sözleşmenin anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 31. maddesinde uyuşmazlıkların çözüm yeri “Elazığ Mahkemeleri” olarak kararlaştırıldığını, yetkili mahkemelerin Elazığ Mahkemeleri olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ve usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, genel olarak, kamu düzeni ile kamu menfaati nedeniyle kanunda öngörülen ve özel hukukta teknik bir kavram olan zamanaşımı, belli bir sürenin geçmesi ile alacağa bağlı dava açma hakkını felce uğratan bir kurum olduğunu, . Haksız fiilden doğan tazminat davasının tabi olduğu zamanaşımı süreleri; TBK m. 72. maddede düzenlendiğini, huzurdaki davada davanın zararın ve failin öğrenilmesinden itibaren iki yıl içinde açılması gerektiğini, bu nedenle zamanaşımı definde bulunduğunu, davacı tarafça zarar sonuçlu olayın meydana geldiği iddia olunan olay üzerinden 2 yıldan fazla geçmiş olmakla, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davanın esası yönünden müvekkili şirketin ortaklarından olduğu adi ortaklığa kusur izafe edilemeyeceğini, davacı tarafça yaptırılan delil tespitinin de kabullerinde olmadığını haberleri olmadan yapıldığını, davacının kendi eylemleri ile özensiz davranışları ile zararın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini tazminat talebinde haksız olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen tazminatın haksız olduğunu tazminat miktarının fahiş olduğunu, davanın ihbarı talepleri olduğunu Ray sigorta şirketine davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini, beyan ederek her türlü talep ve itiraz hakkımız saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın öncelikle davanın usulden reddini, talebin kabul görmemesi halinde esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Müh. İnş. San. Ve Tic. A.ş vekilince mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın özünü kabul etmemekle birlikte davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, talep edilen tazminat yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, işbu davanın davacı ile ihale sahibi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü arasında akdedilen Elazığ Kanatlı Sulama İşi kapsamında fen ve sanat yapılarına verildiği iddia edilen zararın tazmini talebinden kaynaklandığı belirtildiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesi gereği, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkili olduğu belirtilmiş ise de müvekkil firmanın da içinde bulunduğu iş ortaklığı tarafından yüklenilen iş ile davacı tarafından yüklenilen iş aynı proje kapsamında bulunmakta olduğu, ancak farklı sözleşmeler işin farklı bölümlerinin yüklenildiği açık olduğunu, sözleşme kapsamında yetkili mahkemenin Elazığ Mahkemeleri olduğu belirtildiğinden davanın yetkisizlik ile usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini davanın belirsiz dava olarak açılmasının mümkün olmadığını, dava dosyasına sunulan tespit raporunun delil olarak kabulünün mümkün olmadığını, beyan ederek müvekkil firma aleyhinde açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle usul yönünden reddine, mahkemenizce aksi kanaatte ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Eser sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, davalı taraflarca süresi içerisinde Elazığ Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğu yönünde itiraz dilekçesi sunduğu, dosya kapsamında yer alan inceleme neticesinde, davacının alacak talebinin ve dava konusu uyuşmazlığın temel dayanağı davacı tarafından her ne kadar haksız fiile dayandırılmış ise de davalı DSİ ile davacı ve diğer davalıların taraf olduğu “Elazığ Kanatlı Sulama” işi ile “Kanatlı Barajı ve Tesisleri İnşaatı” işine ilişkin eser sözleşmelerinin, bu sözleşmeler kapsamında yapılan işler nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenildiği, bu durumda haksız fiilden söz edilemeyeceği, davaya konu uyuşmazlığın sözkonusu eser sözleşmelerinden kaynaklandığı, söz konusu her iki eser sözleşmesinin 31. Maddesinde yetki sözleşmesine ilişkin hüküm içerdiği, anılan hüküm gereği yetkili mahkemenin Elazığ Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlendiği bu nedenle davalılarca yapılan yetki itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla yetkisizlik nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile HMK nun 114/1-ç ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın Elazığ Mahkemelerine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2022