Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/581 E. 2021/752 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/581 Esas – 2021/752
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/581 Esas
KARAR NO : 2021/752
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
KR.YZL.TARİHİ : 06/01/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/04/2021 tarihinde Emirdağ ilçesi istikametinden Bolvadin istikametine seyir halinde bulunan sürücüsü …’ın olan, … plakalı çekici (… plakalı yarı römork takılı) ile Gömü Belediyesi istikametinden kontrolsüz şekilde gelerek sürücülüğünü …’nın yaptığı … plakalı otomobille sol yan kısmında çarpması sonucu çitf taraflı, ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın sonucunda … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkili …’ın imam nikahlı eşi …’nin vefat ettiğini, desteğinin ölümü nedeniyle müvekkilinin maddi aracın mağdur olduğunu beyanla, şimdilik 1.000,00TL, maddi tazminat bedelinin belirsiz alacak davasına ilişkin geçici talebi olduğunu, temerrüt tarihi olan 20/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61.ve 163. , 2098 sayılı KTK’nın 88/1.maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sigorta şirketinin yerleşim yerinin İstanbul Üsküdar olmasından dolayı yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müteveffanın imam nikahlı eşi olduğu iddia edilen davacının taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirketin temerrüdü bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı, dava konusu yaptığı taleplerine ilişkin olarak dava açmadan önce Karayolları Trafik Kanunu 97. ve 99. maddeleri gereğince müvekkili şirkete usul ve kanunlara uygun olarak başvuruda bulunmadığını, bu sebeple, davacının dava şartı niteliğinde olan bu başvuruyu usul ve yasalara uygun bir şekilde yapmamış olması nedeniyle davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddini, ayrıca, haksız ve mesnetsiz davanın müvekkili şirketçe kabulünün mümkün olmadığını, öncelikle usule ilişkin yetki, işbölümü, zamanaşımı, hak düşürücü süre, görev, hukuki yarar yokluğu yönünden yasal süresi içerisinde itiraz ettiğini, davacı ile müteveffa arasında resmi bir ilgi bulunmadığını, davacının müteveffanın vefatıyla birlikte desteğinden yoksun kaldığını iddia etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müteveffa ile davacının imam nikahlı olarak birlikte yaşamaları destekten yoksun kalma tazminatının hukuki şartlarını taşımadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, KABUL VE DEĞERLENDİRME: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 7. maddesinde de, “davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. HMK 16.madde hükmü, HMK.’daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, HMK.’nda kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.05.2015 tarih, ve 2013/11-2359 Esas, 2015/1443 Kararı), 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110. maddesinde “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda seçimlik hakka sahip olup, davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Kararı)
Somut olayda; kazanın meydana geldiği yer Emirdağ/Afyonkarahisar, davalı … Sigorta A.Ş.’nin yerleşim yeri adresi Üsküdar/İstanbul, davalı …Sigorta Anonim Şirketi’nin yerleşim yeri adresi Şişli/İstanbul, davacının ikametgahı Tercan/Erzincan ve poliçeleri tanzim eden acenteler bulunduğu yerler İstanbul ve Konya’dır. Bu tespitlere ve yukarıda anılan yasal hükümlere göre Ankara Mahkemeleri ihtilaf bakımından yetkili değildir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere, davacı taraf, davalı sigorta şirketlerinin Ankara’da bölge müdürlüğünün bulunduğunu belirterek Ankara Mahkemeleri’nde dava açmış ise de; yasada düzenlenmeyen, görev ve yetkilerinin ne olduğu, hangi bölgede bulunduğu bilinmeyen veya varsa adresi ancak internet üzerinden yapılacak arama ile bulunabilecek bölge müdürlüğünün bulunduğu yerin yasada düzenlenen şube ve acenteye kıyasla yetkili olarak kabul edilmesinin Anayasa’nın 142. maddesinde düzenlenen mahkemelerin görev ve yetkilerinin ancak kanunla düzenleneceğine ilişkin Anayasa hükmüne açıkça aykırı düşeceği izahtan varestedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E – 2018/463 K. sayılı sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi ile ilgili ilamı da gözetildiğinde tüm bu yetki kuralları bertaraf edilerek, davacı tarafın kanunda öngörülen genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde dava açmadığı, yetkisiz mahkemede dava açtığı dikkate alındığında seçme hakkının davalı tarafa geçtiği, davalı sigorta şirketi vekili tarafından seçilen İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile HMK nun 114/1-ç ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
5-)İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde resen HMK 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunnu taraflara ihtaratına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2021